SON DAKİKA
Hava Durumu

#Trump

Hür Haber - Trump haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Trump haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Beyaz Saray'dan itiraf: Derin devlet Pentagon'da! Haber

Beyaz Saray'dan itiraf: Derin devlet Pentagon'da!

ABD Başkanı Donald Trump’ın ikinci döneminde Beyaz Saray’ın en etkili figürü olarak belirtilen Özel Kalem Müdürü Susie Wiles, Amerikan basınına verdiği detaylı röportajda Washington’un perde arkasını açıkladı. Vanity Fair’de yayımlanan dosya, Trump yönetiminin kriz anları, sert kararları ve iç dengeleri tüm gerçekliğiyle gözler önüne serdi. BAŞKANI YÖNLENDİREN TEK İSİM Habere göre Susie Wiles, Trump’tan sonra Beyaz Saray’daki en güçlü figür. Eski Cumhuriyetçi yetkililer, Trump’ın ani ve sert kararlarını etkileyebilen tek isim olarak Wiles’ı işaret etti. Wiles için "eşitleri olmayan ilk genel özel kalem" nitelendirmesi yapıldı. ELON MUSK KRİZİ BEYAZ SARAY’I SARSINTIYA UĞRATTI Susie Wiles, görevine başladığı ilk günden beri Beyaz Saray’da başka bir güç merkeziyle karşılaştı: Elon Musk. Wiles, Trump’ın milyarder müttefiki ve "Hükümet Verimliliği Departmanı" diye adlandırılan yıkıcı girişimin fiili lideri olan Musk hakkında, “O tamamen kendi başına hareket eden bir aktör” ifadesini kullandı. Wiles, Musk’ı güçlenmiş bir Nosferatu’ya benzetti ve şöyle konuştu: "Elon’la ilgili en büyük zorluk, onun hızına yetişebilmek. Ketamin kullandığını açıkça itiraf eden biri. Gündüzleri Yönetici Ofis Binası’nda uyku tulumunda uyuyor. Dâhiler gibi, oldukça tuhaf biri. Bu da işleri kolaylaştırmıyor." Musk, Trump’ın ikinci başkanlık dönemindeki ilk büyük krizi ortaya çıkaran kişi oldu. SpaceX’in kurucusu, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) ile sert bir hesaplaşmaya girdi. Wiles, bu süreci şöyle anlattı: "Başlangıçta dehşete düştüm. Çünkü hükümetle uzaktan yakından ilgisi olan herkes gibi ben de USAID’in çok iyi işler yaptığını düşünüyordum." Trump, dış yardımları donduran başkanlık kararnamesinde hayat kurtaran programların devam etmesi gerektiğini açıkça belirtti. Ancak buna rağmen, bu programlar fiilen durduruldu. Wiles’a göre Musk, kararını çoktan almıştı: "Elon ‘Bunu yapacağız’ dediğinde, kararını çoktan vermişti. Programları kapattı, insanları işten çıkardı, herkesi dışarı attı. Sonra da ‘yıkıp yeniden yapmak daha iyi’ dedi. Bu benim tercih edeceğim bir yöntem değildi." Wiles, oluşan tabloyu düzeltme görevinin kendisine kaldığını belirtti ve önemli bir itirafta bulundu: "Başkan bunu bilmiyor ve asla bilmeyecek. Bu tür küçük kurumların detaylarına vakıf değil." Wiles, Musk’ı açık bir şekilde uyardığını da belirtti: “İnsanları ofislerinden bu şekilde çıkaramazsınız, dedim.” Ancak başlangıçta, USAID programlarının kesilmesinin yaratacağı insani sonuçları tam olarak kavrayamadığını kabul etti. Zamanla yardım kuruluşlarından ve eski yetkililerden gelen telefonlar durumu netleştirdi: Afrika’da aşı programları durmuştu ve binlerce hayat tehlikedeydi. Wiles, Musk’ın yaklaşımını şöyle özetledi: "Elon’un temel yaklaşımı şu: işi hızlı bitirmelisin. Aşamalı hareket edersen roketi Ay’a götüremezsin. Bu yaklaşımda bazı porselenleri kırarsın. Ama hiç kimse USAID sisteminin mükemmel olduğunu da iddia edemez." USAID’in fiilen etkisiz hale getirilmesi, George W. Bush döneminde başlatılan ve milyonlarca hayat kurtaran PEPFAR AIDS programını da felce uğrattı. Programın USAID hibelerine bağlı olduğu vurgulandı. Bu noktada Bill Gates’in sözlerine yer verildi: "Dünyanın en zengin adamının, dünyanın en fakir çocuklarını öldürmesi hoş bir görüntü değil." TÜRKİYE MASADA, GAZZE DOSYASI Trump'ın Özel Kalem Müdürü olarak atadığı Wiles, Gazze’de iki yıldır devam eden savaşın sonlandırılması adına yürütülen görüşmelerde Türkiye’nin kilit ülkelerden biri olduğunu belirtti. Trump’ın elçileri, Katar, Mısır ve Türkiye ile gerçekleştirilen görüşmeler neticesinde ateşkes sağlandığını, neredeyse tüm rehinelerin serbest bırakıldığını aktardı. Gazze’nin geleceğine dair 20 maddelik planın gündemde olduğunu söyleyen Wiles, bu sürecin ABD iç siyasetinde büyük yankı uyandırdığını anlattı. Gazze ve İsrail konusu, Trump’ın koalisyonu içinde ciddi bir huzursuzluk alanı olarak öne çıktı. Wiles, özellikle gençler, podcast dinleyicileri ve sendika üyelerinden oluşan bir seçmen grubunun ABD’nin İsrail ile yakın ilişkilerinden rahatsız olduğunu aktardı. Bu rahatsızlığın Epstein dosyalarıyla birleştiğinde Beyaz Saray’da ciddi baskı yarattığını belirtti. İSRAİL, GAZZE VE TEPKİLİ SEÇMEN BLOĞU Wiles, Epstein dosyalarına ilgi gösteren yeni seçmenlerin, aynı zamanda Gazze savaşı ve İsrail ile kurulan yakın ilişkiden rahatsız olan gruplarla örtüştüğünü söyledi. Bu grubun Trump’ın klasik MAGA tabanından farklı olduğunu, Cumhuriyetçi Parti için yeni ve kırılgan bir alan oluşturduğunu anımsattı. TRUMP ÜÇÜNCÜ DÖNEM SORUSUNA NET CEVAP Trump’ın üçüncü kez aday olup olmayacağı sorusuna Wiles net bir yanıt verdi. Anayasanın buna olanak tanımadığını, Trump’ın da bunun farkında olduğunu belirtti. Trump’ın bu konuyu gündeme getirmesi, “insanları çılgına çevirdiği için” olduğunu söyledi. OVAL OFİS’TE GERİLİM ÖNCEDEN BİRİKMİŞTİ Haberde, Susie Wiles’ın Trump yönetimindeki kritik anlara dair aktardığı yeni perde arkası detaylara da yer verildi. Wiles’a göre Donald Trump, Başkan Yardımcısı JD Vance ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky arasında Oval Ofis’te geçen karşılaşma, toplantıdan çok önce biriken gerilimlerin bir sonucu olarak ortaya çıktı. Zelensky’nin Beyaz Saray’a geldiği anda atmosferin zaten gergin olduğunu belirten Wiles, bu nedenle bir çatışmanın neredeyse kaçınılmaz hale geldiğini ifade etti. “KAMERALARI İÇERİ ALDIĞIMA PİŞMANIM” Wiles, Oval Ofis’e kameraların alınmasının hata olduğunu kabul etti. Tartışmanın yine yaşanacağını ancak kameralar olmadan kamuoyu gösterisine dönüşmeyeceğini söyledi. JD VANCE DETAYI: “BİLİNÇLİ BİR MÜDAHALEYDİ” Wiles, JD Vance’in öfkesine kapıldığı yönündeki yorumları reddetti. Vance’in müdahalesini “düşüncesiz değil, bilinçli” olarak tanımlayan Wiles, yaşananların plansız bir çıkış olmadığını belirtti. TRUMP–PUTİN İLİŞKİSİNE NET TANIM Vanity Fair dosyasında Trump’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ilişkisine dair Wiles’ın değerlendirmeleri de yer aldı. Wiles, bu ilişkiyi daha tutarlı bir çizgide değil, “dostane” olarak nitelendirdi. Wiles’a göre Trump, Putin’in Ukrayna’daki hedeflerinin yalnızca sınırlı toprak tavizlerinden ibaret olmadığı sonucuna vardı. Bazı danışmanlar ve dışarıdan uzmanlar Putin’in doğu Ukrayna’daki belirli bölgelerle yetineceği görüşündeydi, ancak Trump’ın bu görüşlere katılmadığı ifade edildi. Trump’ın bu değerlendirmeleri reddettiğini belirten Wiles, Başkan’ın Kremlin liderinin asıl hedefinin çok daha kapsamlı olduğuna inandığını söyledi. Wiles’a göre Trump, Putin’in asıl amacının Ukrayna’nın tamamı üzerinde hakimiyet kurmak olduğunu düşündü. HELSİNKİ ZİRVESİ HATIRLATMASI Trump ile Putin’in 2018 Helsinki zirvesini hatırlatan Wiles, o dönemki görüntünün dışarıdan bakıldığında sıcak bir hayranlık ve uyum izlenimi bıraktığını belirtti. İKİNCİ DÖNEMDE TELEFONLAR DEĞİŞKENDİ Wiles’ın aktardığına göre Trump’ın ikinci döneminde Putin’le yaptığı telefon görüşmeleri tutarlı bir çizgide ilerlemedi. Bazı görüşmeler samimi bir havada seyrederken, bazı temaslar belirgin şekilde gergin geçti. "TOPLANTIDA KAVGA ÇIKTI" Öte yandan 4 Kasım 2025’te Oval Ofis’te yapılan kritik toplantıda filibuster’ın kaldırılması ve Venezuela lideri Nicolas Maduro’nun devrilmesi gündeme alındı. Trump konuşurken ayağa kalkan Wiles’ın, “Acil bir durum var, sizinle ilgili değil” diyerek toplantıyı terk etmesi, Beyaz Saray’daki tansiyonu yükselten anlardan biri olarak aktarıldı. TRUMP İÇİN DİKKAT ÇEKEN TANIM Röportajda en çok dikkat çeken ifadelerden biri Trump’a yönelik oldu. Wiles, ABD Başkanı’nı “alkolik bir karaktere sahip” olarak tanımladı. Trump’ın sınırsız karar alma tarzı için “yapamayacağı hiçbir şey olmadığına inanıyor” sözlerini kullandı. JD VANCE, RUBİO VE MİLLER ÜÇGENİ Wiles, Başkan Yardımcısı JD Vance’in siyasi dönüşümünü “tamamen siyasi” olarak değerlendirdi. Marco Rubio ve Stephen Miller ise Trump’ın sert çizgisini yansıtan isimler. JD Vance’in uzun zamandır komplo teorilerine eğilimli olduğu da dosyada yer aldı. SUUDİ ARABİSTAN Röportajlarda Suudi Arabistan başlığı da ön plana çıktı. Wiles, Trump’ın dış politikada Suudi Arabistan konusundan ziyade ekonomiye odaklanılmasını tercih ettiğini belirtti. Başkan, Suudi Arabistan’a ilişkin konuların gereğinden fazla gündeme gelmesinden rahatsız olduğunu ve ikinci dönemde ekonomik konuları ön plana çıkarmayı yeğlediğini söyledi. 6 OCAK AFFI Trump’ın görevine başladığı ilk gün çıkardığı 26 başkanlık kararnamesi ve 6 Ocak olaylarına karışan kişileri affetmesi de dosyalara geniş yer bulmuştu. Wiles, bu kararlarda Trump’la birçok kez karşı karşıya geldiğini ancak son sözün her zaman başkanda olduğunu belirtti. Haberde, Trump yönetiminin ideolojik katılığına dair dikkat çeken ifadeler de yer aldı. Susie Wiles, Project 2025’in mimarı ve Bütçe ve Yönetim Ofisi Başkanı Russell Vought için "sağcı bir fanatik" sözlerini kullandı. DERİN DEVLET NEREDE? Wiles, Washington’daki güç dengelerine dair değerlendirmesinde “derin devlet Dışişleri’nde değil, askeri-endüstriyel kompleks içinde” ifadesiyle Pentagon’u işaret etti. TRUMP NASIL BİR BAŞKAN? Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü, Trump’ın siyasi rakiplerine yönelik hamlelerinde intikam duygusunun önemli bir rol oynadığını belirtti. Açılan davalar için “insanlar bunu intikamcı bulabilir, neden böyle düşünülmemesi gerektiğini söyleyemem" dedi. Trump’ın her sabah intikam düşüncesiyle hareket etmediği, fakat fırsat doğduğunda bu yönde adım attığı ifade edildi. Trump’ın yakın çevresine yönelik değerlendirmelerde Elon Musk ve Adalet Bakanı Pam Bondi yer aldı. Musk için “ketamin kullandığını açıkça itiraf eden, tuhaf bir adam” ifadesini kullandı. Bondi’nin Epstein dosyalarını ele alış tarzının “tamamen başarısız” olduğunu belirtti. Epstein dosyalarında Trump’ın adının geçtiği, uçuş kayıtlarında yer aldığı ancak bu durumun suç teşkil eden bir duruma işaret etmediği belirtildi. Trump ile Jeffrey Epstein arasındaki ilişki sosyal çevreyle sınırlıydı ve ikisi de aynı dönemde "genç, bekar playboylar" olarak benzer çevrelerde bulundu. Wiles’a göre dosyalarda Trump’a yönelik yasa dışı ya da taciz edici bir eylem bulunmadı. BEYAZ SARAY’DA GÜÇ DENGESİ SUSİE WİLES’IN ELİNDE Bunlara ek olarak, Trump’ın en uzun süre görevde kalması beklenen baş danışmanlarından biri olan Wiles, Beyaz Saray’daki rolünü "ne destekçi ne de cadaloz" olarak tanımladı. Trump ile her gün zorlu konuşmalar yaptığını ancak bugüne kadar anayasal kriz yaratacak bir durumla karşılaşmadığını belirtti. Trump’ın ikinci döneminin ilk dönemden çok daha kritik olduğunu vurgulayan Wiles, 2026 ara seçimlerinin Beyaz Saray için bir kader anı olacağını dile getirdi. YAYIN SONRASI İTİRAZ ETTİ Haberde yer alan iddiaların ardından Trump’ın özel kalem müdürü Susie Wiles, X hesabından bir paylaşım yaptı. Wiles, Vanity Fair’de yayımlanan makale için "yalancı bir şekilde kurgulanmış bir saldırı yazısı" olduğunu söyledi. Paylaşımında, "önemli bağlamlar görmezden gelindi, benim ve başkalarının Başkan ve ekip hakkında söylediklerinin büyük bölümü hikayeden çıkarıldı" dedi. Wiles, metnin “Başkan ve ekibi hakkında son derece kaotik ve olumsuz bir tablo çizmeye yönelik kaleme alındığını” belirtti. Trump yönetiminin kısa sürede elde ettiği sonuçlara da değinen Wiles, “Trump Beyaz Sarayı’nın 11 ayda, başka hiçbir başkanın sekiz yılda başaramadığından fazlasını başardığını” yazdı. SUSİE WİLES KİMDİR? ABD'nin New Jersey eyaletinde 1957'de doğan Wiles, Maryland Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra dönemin Temsilciler Meclisi üyesi Jack Kemp’in yardımcısı olarak siyasi kariyerine başladı. Daha sonra 1980'lerde dönemin Cumhuriyetçi başkan adayı Ronald Reagan'ın kampanyasında çalıştı. Kariyeri boyunca farklı Cumhuriyetçi isimlerle çalışan Wiles, daha sonra Florida'da valilik için yarışan Ron DeSantis'in kampanyasında görev aldı. Cumhuriyetçi Parti içinde önemli bir figür olarak tanınan Wiles, özellikle Trump'ın 2016 ve 2020'de düzenlediği seçim kampanyalarındaki rolüyle öne çıktı. Wiles, kampanya yönetimi, strateji geliştirme ve kriz yönetimi konularında uzmanlaşarak Trump'ın kampanyalarında etkili bir şekilde görev aldı. 67 yaşındaki Wiles, aynı zamanda uzun yıllar boyunca Cumhuriyetçi Parti'nin önde gelen figürleriyle yakın ilişkiler kurarak partinin stratejik vizyonunu etkileyen bir isim olarak tanınıyor. TRUMP ÖZEL YETKİ VERDİ Trump’ın Özel Kalem Müdürü olarak seçtiği Susie Wiles’a, klasik görev tanımının ötesinde stratejik yetkiler sağladı. Wiles, sadece günlük programı yöneten biri olmadı; Beyaz Saray’daki karar akışını kontrol eden, kritik dosyaların başkana hangi aşamada ve hangi içerikle iletileceğini belirleyen merkez figürlerden biri haline geldi. Kaynak:TürkiyeGazetesi

Trump: Erdoğan güçlü bir ülke ve ordu inşa etti Haber

Trump: Erdoğan güçlü bir ülke ve ordu inşa etti

ABD Başkanı Donald Trump, dünya meselelerine dair yeni bir röportaj gerçekleştirdi. Trump, Politico ile yaptığı röportajda dikkat çekici değerlendirmeler yaparken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la olan ilişkisini de açıkladı. Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a büyük bir sevgi duyduğunu ve onun diğer liderlerden ayrıştığını belirtti. "O ÇOK GÜÇLÜ BİR LİDER, O BENİM ARKADAŞIM" Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile arasının oldukça iyi olduğunu belirterek şunları söyledi; “Erdoğan benim arkadaşım, ne zaman birinin onunla sorunu olsa, ona ulaşamadıkları için beni aramamı istiyorlar. O çok güçlü bir lider. Ona büyük bir sevgi besliyorum. "O GÜÇLÜ BİR ÜLKE VE GÜÇLÜ BİR ORDU İNŞA ETTİ" Yıllar içerisinde güçlü bir ülke, güçlü bir ordu oluşturdu. Daima onunla çözüm buluyoruz ve sorunları hızla hallediyoruz. O, diğerlerinden oldukça farklı." SURİYE'YE YÖNELİK YAPTIRIMLARI DA ERDOĞAN'IN TALEBİ ÜZERİNE KALDIRMIŞTI Donald Trump, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı Beyaz Saray'da ağırladığı sırada tekrar Suriye meselesi gündeme gelince Cumhurbaşkanı Erdoğan ile olan ilişkisinden söz etmişti. Oval Ofis'te basın mensuplarına açıklamalar yaparken Türkiye ve Suudi Arabistan'ın Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılmasında önemli rol oynadığını vurgulayan Trump, "Türkiye Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip) Erdoğan bana özellikle ulaştı. 'Eğer yaptırımları kaldırmazsanız Suriye'nin geleceği olmaz. Eğer kaldırırsanız büyük bir şansı olur' dedi. Ben de yaptırımları kaldırdım ve şimdiye kadar sonuçlar oldukça iyi." dedi.

Trump’tan şok sözler: Onları ülkemizde istemiyoruz Haber

Trump’tan şok sözler: Onları ülkemizde istemiyoruz

ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'da düzenlenen kabine toplantısının sonrasında basın mensuplarının gündeme dair sorularını yanıtladı. Somali'nin "zor bir ülke" olduğunu iddia eden Trump, "Hiçbir şeyleri yok. Sadece birbirlerini öldürmek için koşup duruyorlar. Yapı yok." şeklinde konuştu. "ÜLKELERİ KOKUYOR" İDDİASINDA BULUNDU Somali kökenli göçmenlerin ülkede kalmasını istemediğini dile getiren Trump, "Ülkemizde olmalarını istemiyorum. Ülkelerinin kötü durumda olmalarının bir nedeni var. Ülkeleri kötü kokuyor ve biz onları burada istemiyoruz." dedi. Trump, Temsilciler Meclisi'nin Somali asıllı Demokrat üyesi Ilhan Omar'ı da "başarısız, kötü ve değersiz" şeklinde tanımladı. SOMALİ NÜFUSU MİNNESOTA'DA YOĞUNLAŞIYOR ABD Başkanı Donald Trump'ın Somalili göçmenlere yönelik ifadeleri, ülkedeki en büyük Somali diasporasının bulunduğu Minnesota'da tansiyonu artırdı. Bu tartışmalar, eyalette devam eden geniş çaplı sosyal yardım dolandırıcılığı davasının gündemde olduğu bir döneme rastladı. Minnesota’da yürütülen davada, çok sayıda Somali kökenli şüphelinin de aralarında bulunduğu kişilerin, Vali Tim Walz döneminde eyaletin sosyal yardım fonlarından milyonlarca doları usulsüz aldığı iddia ediliyor. Soruşturma eyaletin geneline yayılırken, Trump’ın açıklamaları gerilimi daha da yükseltti. KORUMA STATÜSÜ İPTAL EDİLDİ Geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada ABD’deki sosyal ve ekonomik sorunların "mültecilerden kaynaklandığını" ileri süren Trump, Minnesota'nın "çok sayıda Somalili mülteci tarafından ele geçirildiğini" iddia etti. Trump ayrıca Minnesota’daki Somalilere yönelik koruma programının kaldırıldığını belirtirken, yapılan değişiklikten sadece birkaç yüz kişinin etkileneceği bilgisi verildi. ABD medyasında yer alan bilgilere göre, Somali kökenli nüfusun yoğun yaşadığı Minneapolis–St. Paul bölgesinde Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza’nın (ICE) kapsamlı operasyonlar hazırlığında olduğu bildirildi. The New York Times, planlanan operasyonların oturum izni olmayan yüzlerce Somaliliyi hedef alabileceğini belirtti. Minneapolis Belediye Başkanı Jacob Frey, The New York Times'ın haberinde yer alan ‘belgesiz Somali sakinlerine yönelik geniş çaplı göçmenlik operasyonu’ iddialarına sert tepki gösterdi. Frey, açıklamasında, "Baskınlar yapılıp yapılmayacağı fark etmeksizin, Somali toplumu bizim için değerlidir. Yerel yönetim olarak onları her durumda koruyup destekleyeceğiz" ifadesini kullandı. Minnesota’da şu anda yaklaşık 60 bin Somalili göçmen bulunuyor. Tartışmalar büyüdükçe, eyaletteki gerilim artarken toplum temsilcileri, Trump’ın açıklamalarının "damgalama ve hedef göstermeye" neden olduğu görüşünde. GEÇİCİ KORUMA STATÜSÜ NEDİR? ABD Başkanı Donald Trump, göreve geldiği günden bu yana Haiti, Venezuela ve Afganistan gibi ülkelere yönelik geçici koruma statüsünü kaldırma girişiminde bulunmuş, ancak bazı girişimler yargı engeline takılmıştı. Geçici koruma statüsü, göçmenlerin ülkede çalışma izni almasına olanak tanırken, sınır dışı edilmelerini engellemektedir.

Trump'tan İsrail'e Suriye uyarısı Haber

Trump'tan İsrail'e Suriye uyarısı

Trump, Truth Social hesabından yaptığı paylaşımda Suriye'ye ve oradaki yeni yönetime desteğini tekrarladı. Trump, Suriye'nin gösterdiği ilerlemeden duyduğu memnuniyeti belirterek, "Suriye yönetiminin, gerçek ve müreffeh bir ülke inşa etmeyi sürdürmesi için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz." dedi. Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılmasının bu ülkenin gelişimine önemli bir katkı sağladığını ve Suriye halkının bu adımı takdir ettiğini düşündüğünü ifade etti. Trump, İsrail'e de çağrıda bulunarak, "İsrail'in Suriye ile güçlü ve gerçek bir diyalog sürdürmesi ve Suriye'nin müreffeh bir devlete dönüşmesini engelleyecek bir şey olmaması çok önemli." dedi. Trump, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'nın "Suriye ile İsrail'in uzun vadeli ve kalıcı bir ilişki kurmasını sağlamak" ve "ülkesinde iyi şeyler yapmak için" çalıştığını belirterek, Suriye'deki durumu "Orta Doğu barışı için tarihi bir fırsat" olarak nitelendirdi. TRUMP, İSRAİL BAŞBAKANI NETANYAHU İLE GÖRÜŞTÜ İsrail Başbakanlık Ofisinden yapılan açıklamada, Trump'ın telefon görüşmesinde Netanyahu'yu yakın zamanda Washington'a davet ettiği belirtildi. Netanyahu ve Trump'ın, Hamas'ın silahsızlandırılması ve Gazze Şeridi'nin askerden arındırılması konularında, ayrıca Abraham Anlaşmaları'nın genişletilmesi üzerinde durdukları aktarıldı. İkili, Hamas'ın silahsızlandırılması ve Gazze'nin askerden arındırılması konularında anlaşmaya vardı. İsrail, Trump'ın önceki döneminde, 2020 yılında, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Fas gibi bölge ülkeleriyle 'Abraham Anlaşmaları' adı altında normalleşme anlaşmaları yapmıştı. Son olarak Kazakistan, Kasım ayı başında Abraham Anlaşmaları'na katıldığını duyurmuştu.

Trump'tan Rusya-Ukrayna savaşı mesajı: Anlaşma yakın Haber

Trump'tan Rusya-Ukrayna savaşı mesajı: Anlaşma yakın

Trump, Beyaz Saray bahçesinde gerçekleştirilen Şükran Günü etkinliklerinde gündeme dair açıklamalar yaptı. Trump, Rusya ve Ukrayna arasındaki çatışmaların sona ermesini amaçladıklarını söyleyerek, son ayki çatışmalarda yaklaşık 25 bin Rus ve Ukrayna askerinin yaşamını yitirdiğini ve barış çalışmaları konusunda olumlu bir tablo çizdiklerini belirtti. "Artık bir anlaşmaya çok yaklaşmış olabileceğimizi düşünüyorum. Bekleyip göreceğiz." şeklinde konuşan Trump, umut verici açıklamalarda bulundu. Rusya-Ukrayna krizinin daha kolay çözülebileceğini düşündüğünü ancak sürece başladıktan sonra savaşın beklenenden daha karmaşık hale geldiğini fark ettiğini söyleyen Trump, "Bununla beraber, bir yıldan daha kısa sürede önemli ilerlemeler kaydettik." ifadesini kullandı. Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, ABD merkezli X şirketinin sosyal medya platformunda, Trump'ın Ukrayna'da barışı sağlamaya yönelik 28 maddelik planı hakkında son durumları paylaştığını belirtti. Leavitt, "Geçtiğimiz hafta içinde ABD, Ukrayna ve Rusya’nın bir araya gelerek barış anlaşması yönünde önemli mesafeler kat ettiğini gördük. Henüz çözüm bekleyen, ancak aşılabilir bazı hassas ayrıntılar var ve bu konular üzerinde Ukrayna, Rusya ve ABD arasında daha fazla görüşme yapılması gerekli." dedi. Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Sekreteri Rüstem Umerov, Cenevre’deki olumlu müzakerelerin ardından Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin, Rusya-Ukrayna Savaşı’nı sona erdirmek için hazırlanan "barış planı" kapsamında Başkan Donald Trump ile görüşmek üzere ABD'ye geleceğini duyurdu. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD Başkanı Donald Trump'ın savaşı bitirmeye yönelik girişimlerini takdir ettiklerini fakat bu çabaların sorunların temel nedenlerini çözmediğini ifade etti.

Donald Trump: Şişmanlar ABD vizesi alamayacak Haber

Donald Trump: Şişmanlar ABD vizesi alamayacak

ABD Başkanı Donald Trump yönetimi tarafından Perşembe günü duyurulan yeni bir hükümet talimatı, diyabet veya obezite gibi sağlık sorunları yaşayan yabancı kişilerin ABD'ye yerleşim için vize başvurularının reddedilebileceğini bildirdi. KFF Health News tarafından analiz edilen talimatname, başvuru sahiplerinin vize memurları tarafından yaş, kamu yardımlarına bağımlılık potansiyeli ve sağlık durumunu esas alarak daha geniş bir değerlendirme alanında incelenmesine izin veriyor. Kılavuzun temel noktası, sağlık sorunları bulunan bireylerin ABD'nin kaynaklarına olası bir "kamu yükü" oluşturabileceği endişesi. Bu atılım, Trump yönetiminin yasal göçü kısıtlama yönündeki yoğun çabasının en son adımı olarak görülüyor. VİZE MEMURLARINA "SAĞLIĞI DEĞERLENDİR" TALİMATI Uzmanlar, vize sürecinde tüberküloz gibi bulaşıcı hastalıkların taranması ve aşı geçmişi kontrolünün bir standart olarak uygulandığını belirtiyorlardı. Ancak yeni kılavuz, bu standartların üzerine çıkarak, vize memurlarına başvuranın sağlık durumu üzerinden karar verme hususunda eşi benzeri görülmemiş bir yetki tanıyor. Talimatnamenin ifadelerinde, "Başvuranın sağlık durumunu değerlendirmelisiniz. Kardiyovasküler, solunum yolu hastalıkları, kanser türleri, diyabet, metabolik hastalıklar, nörolojik sorunlar ve akıl sağlığı problemleri... ciddi maliyetli bakım gerektirebilir." deniliyor. Belgede ayrıca obezitenin astım, uyku apnesi ve yüksek tansiyona yol açabilecek olması nedeniyle "masraflı ve uzun vadeli bakım gerektirebileceği" vurgusu yapılıyor. "TÜM SAĞLIK MASRAFLARINI KARŞILAYABİLİR MİSİN?" Yeni talimat vize memurlarını, başvuranların Amerikan hükümetinden destek almadan tüm tıbbi bakım masraflarını karşılayabilme yetisini belirlemeleri için yönlendiriyor. SADECE BAŞVURAN DEĞİL, AİLESİ DE DİKKATE ALINACAK Kılavuz, vize görevlilerine yalnızca başvuranın değil, aynı zamanda onun bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık durumunu değerlendirme talimatı veriyor. Talimat şunu soruyor: "Bakmakla yükümlü olunan herhangi biri, başvuranın çalışmaya devam etmesini etkileyecek derecede bakım gereksinimine sahip mi?"

Trump'tan "Hamas" çıkışı: Gecikmesine müsaade etmeyeceğiz Haber

Trump'tan "Hamas" çıkışı: Gecikmesine müsaade etmeyeceğiz

Geçtiğimiz günlerde, ABD Başkanı Donald Trump, Gazze'de ateşkesin tesis edilmesi amacıyla hazırlanan 21 maddelik 'Gazze planını' duyurmuştu. HAMAS'TAN CEVAP Hamas'tan, Gazze planıyla ilgili bir yanıt geldi... Hamas, Trump'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlamak için sunduğu planın bazı maddelerini kabul ettiklerini, diğer bazı maddelerin ise kapsamlı müzakerelerde ele alınabileceğini ifade etti. DONALD TRUMP'TAN DİKKAT ÇEKEN AÇIKLAMALAR Hamas'ın yanıtının ardından, İsrail müzakere ekibinin, ABD Başkanı Donald Trump’ın planı doğrultusunda Gazze’de ateşkesi sağlamak ve esir değişimi yapmak amacıyla Hamas ile dolaylı konuşmalara başlamak için hazırlıklar yaptığı bildirildi. Trump, dolaylı konuşmalara hazırlanıldığı süreçte Truth Social platformunda dikkat çeken açıklamalar yayımladı. "İSRAİL'İ TEBRİK EDİYORUM" Donald Trump, açıklamasında İsrail’in, rehinelerin serbest bırakılması ve barış anlaşmasının sonlandırılması amacıyla saldırılara geçici bir ara vermiş olmasını değerli bulduğunu vurguladı. Trump, paylaşımında şu ifadeleri kullandı: İsrail'in rehinelerin serbest bırakılması ve barış anlaşmasının sonlandırılması için saldırılara geçici olarak ara vermesini değerli buluyorum. "GAZZE'NİN YENİDEN TEHDİT UNSURU OLMASINA ASLA İZİN VEREMEM" Hamas hızla davranmalı, aksi halde tüm durum çıkmaza girer. Gecikmeye -ki birçok kişinin böyle bir şey olacağını düşünüyor- veya Gazze'nin yeniden tehdit unsuru olmasına asla izin veremem. "HERKES EŞİT ŞEKİLDE MUAMELE GÖRÜLECEK" VURGUSU Bunu hızlı bir şekilde tamamlayalım. Herkes eşit şekilde muamele görecek!

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.