Beyaz Saray'dan itiraf: Derin devlet Pentagon'da!
ABD Başkanı Donald Trump’ın ikinci döneminde Beyaz Saray’ın en etkili figürü olarak belirtilen Özel Kalem Müdürü Susie Wiles, Amerikan basınına verdiği detaylı röportajda Washington’un perde arkasını açıkladı. Vanity Fair’de yayımlanan dosya, Trump yönetiminin kriz anları, sert kararları ve iç dengeleri tüm gerçekliğiyle gözler önüne serdi.
BAŞKANI YÖNLENDİREN TEK İSİM
Habere göre Susie Wiles, Trump’tan sonra Beyaz Saray’daki en güçlü figür. Eski Cumhuriyetçi yetkililer, Trump’ın ani ve sert kararlarını etkileyebilen tek isim olarak Wiles’ı işaret etti. Wiles için "eşitleri olmayan ilk genel özel kalem" nitelendirmesi yapıldı.
ELON MUSK KRİZİ BEYAZ SARAY’I SARSINTIYA UĞRATTI
Susie Wiles, görevine başladığı ilk günden beri Beyaz Saray’da başka bir güç merkeziyle karşılaştı: Elon Musk.
Wiles, Trump’ın milyarder müttefiki ve "Hükümet Verimliliği Departmanı" diye adlandırılan yıkıcı girişimin fiili lideri olan Musk hakkında, “O tamamen kendi başına hareket eden bir aktör” ifadesini kullandı.
Wiles, Musk’ı güçlenmiş bir Nosferatu’ya benzetti ve şöyle konuştu: "Elon’la ilgili en büyük zorluk, onun hızına yetişebilmek. Ketamin kullandığını açıkça itiraf eden biri. Gündüzleri Yönetici Ofis Binası’nda uyku tulumunda uyuyor. Dâhiler gibi, oldukça tuhaf biri. Bu da işleri kolaylaştırmıyor."
Musk, Trump’ın ikinci başkanlık dönemindeki ilk büyük krizi ortaya çıkaran kişi oldu. SpaceX’in kurucusu, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) ile sert bir hesaplaşmaya girdi.
Wiles, bu süreci şöyle anlattı: "Başlangıçta dehşete düştüm. Çünkü hükümetle uzaktan yakından ilgisi olan herkes gibi ben de USAID’in çok iyi işler yaptığını düşünüyordum."
Trump, dış yardımları donduran başkanlık kararnamesinde hayat kurtaran programların devam etmesi gerektiğini açıkça belirtti. Ancak buna rağmen, bu programlar fiilen durduruldu.
Wiles’a göre Musk, kararını çoktan almıştı: "Elon ‘Bunu yapacağız’ dediğinde, kararını çoktan vermişti. Programları kapattı, insanları işten çıkardı, herkesi dışarı attı. Sonra da ‘yıkıp yeniden yapmak daha iyi’ dedi. Bu benim tercih edeceğim bir yöntem değildi."
Wiles, oluşan tabloyu düzeltme görevinin kendisine kaldığını belirtti ve önemli bir itirafta bulundu: "Başkan bunu bilmiyor ve asla bilmeyecek. Bu tür küçük kurumların detaylarına vakıf değil."
Wiles, Musk’ı açık bir şekilde uyardığını da belirtti: “İnsanları ofislerinden bu şekilde çıkaramazsınız, dedim.”
Ancak başlangıçta, USAID programlarının kesilmesinin yaratacağı insani sonuçları tam olarak kavrayamadığını kabul etti. Zamanla yardım kuruluşlarından ve eski yetkililerden gelen telefonlar durumu netleştirdi:
Afrika’da aşı programları durmuştu ve binlerce hayat tehlikedeydi.
Wiles, Musk’ın yaklaşımını şöyle özetledi: "Elon’un temel yaklaşımı şu: işi hızlı bitirmelisin. Aşamalı hareket edersen roketi Ay’a götüremezsin. Bu yaklaşımda bazı porselenleri kırarsın. Ama hiç kimse USAID sisteminin mükemmel olduğunu da iddia edemez."
USAID’in fiilen etkisiz hale getirilmesi, George W. Bush döneminde başlatılan ve milyonlarca hayat kurtaran PEPFAR AIDS programını da felce uğrattı. Programın USAID hibelerine bağlı olduğu vurgulandı.
Bu noktada Bill Gates’in sözlerine yer verildi: "Dünyanın en zengin adamının, dünyanın en fakir çocuklarını öldürmesi hoş bir görüntü değil."
TÜRKİYE MASADA, GAZZE DOSYASI
Trump'ın Özel Kalem Müdürü olarak atadığı Wiles, Gazze’de iki yıldır devam eden savaşın sonlandırılması adına yürütülen görüşmelerde Türkiye’nin kilit ülkelerden biri olduğunu belirtti. Trump’ın elçileri, Katar, Mısır ve Türkiye ile gerçekleştirilen görüşmeler neticesinde ateşkes sağlandığını, neredeyse tüm rehinelerin serbest bırakıldığını aktardı. Gazze’nin geleceğine dair 20 maddelik planın gündemde olduğunu söyleyen Wiles, bu sürecin ABD iç siyasetinde büyük yankı uyandırdığını anlattı.
Gazze ve İsrail konusu, Trump’ın koalisyonu içinde ciddi bir huzursuzluk alanı olarak öne çıktı. Wiles, özellikle gençler, podcast dinleyicileri ve sendika üyelerinden oluşan bir seçmen grubunun ABD’nin İsrail ile yakın ilişkilerinden rahatsız olduğunu aktardı. Bu rahatsızlığın Epstein dosyalarıyla birleştiğinde Beyaz Saray’da ciddi baskı yarattığını belirtti.
İSRAİL, GAZZE VE TEPKİLİ SEÇMEN BLOĞU
Wiles, Epstein dosyalarına ilgi gösteren yeni seçmenlerin, aynı zamanda Gazze savaşı ve İsrail ile kurulan yakın ilişkiden rahatsız olan gruplarla örtüştüğünü söyledi. Bu grubun Trump’ın klasik MAGA tabanından farklı olduğunu, Cumhuriyetçi Parti için yeni ve kırılgan bir alan oluşturduğunu anımsattı.
TRUMP ÜÇÜNCÜ DÖNEM SORUSUNA NET CEVAP
Trump’ın üçüncü kez aday olup olmayacağı sorusuna Wiles net bir yanıt verdi. Anayasanın buna olanak tanımadığını, Trump’ın da bunun farkında olduğunu belirtti. Trump’ın bu konuyu gündeme getirmesi, “insanları çılgına çevirdiği için” olduğunu söyledi.
OVAL OFİS’TE GERİLİM ÖNCEDEN BİRİKMİŞTİ
Haberde, Susie Wiles’ın Trump yönetimindeki kritik anlara dair aktardığı yeni perde arkası detaylara da yer verildi. Wiles’a göre Donald Trump, Başkan Yardımcısı JD Vance ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky arasında Oval Ofis’te geçen karşılaşma, toplantıdan çok önce biriken gerilimlerin bir sonucu olarak ortaya çıktı.
Zelensky’nin Beyaz Saray’a geldiği anda atmosferin zaten gergin olduğunu belirten Wiles, bu nedenle bir çatışmanın neredeyse kaçınılmaz hale geldiğini ifade etti.
“KAMERALARI İÇERİ ALDIĞIMA PİŞMANIM”
Wiles, Oval Ofis’e kameraların alınmasının hata olduğunu kabul etti. Tartışmanın yine yaşanacağını ancak kameralar olmadan kamuoyu gösterisine dönüşmeyeceğini söyledi.
JD VANCE DETAYI: “BİLİNÇLİ BİR MÜDAHALEYDİ”
Wiles, JD Vance’in öfkesine kapıldığı yönündeki yorumları reddetti. Vance’in müdahalesini “düşüncesiz değil, bilinçli” olarak tanımlayan Wiles, yaşananların plansız bir çıkış olmadığını belirtti.
TRUMP–PUTİN İLİŞKİSİNE NET TANIM
Vanity Fair dosyasında Trump’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ilişkisine dair Wiles’ın değerlendirmeleri de yer aldı. Wiles, bu ilişkiyi daha tutarlı bir çizgide değil, “dostane” olarak nitelendirdi.
Wiles’a göre Trump, Putin’in Ukrayna’daki hedeflerinin yalnızca sınırlı toprak tavizlerinden ibaret olmadığı sonucuna vardı. Bazı danışmanlar ve dışarıdan uzmanlar Putin’in doğu Ukrayna’daki belirli bölgelerle yetineceği görüşündeydi, ancak Trump’ın bu görüşlere katılmadığı ifade edildi.
Trump’ın bu değerlendirmeleri reddettiğini belirten Wiles, Başkan’ın Kremlin liderinin asıl hedefinin çok daha kapsamlı olduğuna inandığını söyledi.
Wiles’a göre Trump, Putin’in asıl amacının Ukrayna’nın tamamı üzerinde hakimiyet kurmak olduğunu düşündü.
HELSİNKİ ZİRVESİ HATIRLATMASI
Trump ile Putin’in 2018 Helsinki zirvesini hatırlatan Wiles, o dönemki görüntünün dışarıdan bakıldığında sıcak bir hayranlık ve uyum izlenimi bıraktığını belirtti.
İKİNCİ DÖNEMDE TELEFONLAR DEĞİŞKENDİ
Wiles’ın aktardığına göre Trump’ın ikinci döneminde Putin’le yaptığı telefon görüşmeleri tutarlı bir çizgide ilerlemedi. Bazı görüşmeler samimi bir havada seyrederken, bazı temaslar belirgin şekilde gergin geçti.
"TOPLANTIDA KAVGA ÇIKTI"
Öte yandan 4 Kasım 2025’te Oval Ofis’te yapılan kritik toplantıda filibuster’ın kaldırılması ve Venezuela lideri Nicolas Maduro’nun devrilmesi gündeme alındı. Trump konuşurken ayağa kalkan Wiles’ın, “Acil bir durum var, sizinle ilgili değil” diyerek toplantıyı terk etmesi, Beyaz Saray’daki tansiyonu yükselten anlardan biri olarak aktarıldı.
TRUMP İÇİN DİKKAT ÇEKEN TANIM
Röportajda en çok dikkat çeken ifadelerden biri Trump’a yönelik oldu. Wiles, ABD Başkanı’nı “alkolik bir karaktere sahip” olarak tanımladı. Trump’ın sınırsız karar alma tarzı için “yapamayacağı hiçbir şey olmadığına inanıyor” sözlerini kullandı.
JD VANCE, RUBİO VE MİLLER ÜÇGENİ
Wiles, Başkan Yardımcısı JD Vance’in siyasi dönüşümünü “tamamen siyasi” olarak değerlendirdi. Marco Rubio ve Stephen Miller ise Trump’ın sert çizgisini yansıtan isimler.
JD Vance’in uzun zamandır komplo teorilerine eğilimli olduğu da dosyada yer aldı.
SUUDİ ARABİSTAN
Röportajlarda Suudi Arabistan başlığı da ön plana çıktı. Wiles, Trump’ın dış politikada Suudi Arabistan konusundan ziyade ekonomiye odaklanılmasını tercih ettiğini belirtti. Başkan, Suudi Arabistan’a ilişkin konuların gereğinden fazla gündeme gelmesinden rahatsız olduğunu ve ikinci dönemde ekonomik konuları ön plana çıkarmayı yeğlediğini söyledi.
6 OCAK AFFI
Trump’ın görevine başladığı ilk gün çıkardığı 26 başkanlık kararnamesi ve 6 Ocak olaylarına karışan kişileri affetmesi de dosyalara geniş yer bulmuştu. Wiles, bu kararlarda Trump’la birçok kez karşı karşıya geldiğini ancak son sözün her zaman başkanda olduğunu belirtti.
Haberde, Trump yönetiminin ideolojik katılığına dair dikkat çeken ifadeler de yer aldı. Susie Wiles, Project 2025’in mimarı ve Bütçe ve Yönetim Ofisi Başkanı Russell Vought için "sağcı bir fanatik" sözlerini kullandı.
DERİN DEVLET NEREDE?
Wiles, Washington’daki güç dengelerine dair değerlendirmesinde “derin devlet Dışişleri’nde değil, askeri-endüstriyel kompleks içinde” ifadesiyle Pentagon’u işaret etti.
TRUMP NASIL BİR BAŞKAN?
Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü, Trump’ın siyasi rakiplerine yönelik hamlelerinde intikam duygusunun önemli bir rol oynadığını belirtti. Açılan davalar için “insanlar bunu intikamcı bulabilir, neden böyle düşünülmemesi gerektiğini söyleyemem" dedi. Trump’ın her sabah intikam düşüncesiyle hareket etmediği, fakat fırsat doğduğunda bu yönde adım attığı ifade edildi.
Trump’ın yakın çevresine yönelik değerlendirmelerde Elon Musk ve Adalet Bakanı Pam Bondi yer aldı. Musk için “ketamin kullandığını açıkça itiraf eden, tuhaf bir adam” ifadesini kullandı. Bondi’nin Epstein dosyalarını ele alış tarzının “tamamen başarısız” olduğunu belirtti.
Epstein dosyalarında Trump’ın adının geçtiği, uçuş kayıtlarında yer aldığı ancak bu durumun suç teşkil eden bir duruma işaret etmediği belirtildi. Trump ile Jeffrey Epstein arasındaki ilişki sosyal çevreyle sınırlıydı ve ikisi de aynı dönemde "genç, bekar playboylar" olarak benzer çevrelerde bulundu. Wiles’a göre dosyalarda Trump’a yönelik yasa dışı ya da taciz edici bir eylem bulunmadı.
BEYAZ SARAY’DA GÜÇ DENGESİ SUSİE WİLES’IN ELİNDE
Bunlara ek olarak, Trump’ın en uzun süre görevde kalması beklenen baş danışmanlarından biri olan Wiles, Beyaz Saray’daki rolünü "ne destekçi ne de cadaloz" olarak tanımladı. Trump ile her gün zorlu konuşmalar yaptığını ancak bugüne kadar anayasal kriz yaratacak bir durumla karşılaşmadığını belirtti.
Trump’ın ikinci döneminin ilk dönemden çok daha kritik olduğunu vurgulayan Wiles, 2026 ara seçimlerinin Beyaz Saray için bir kader anı olacağını dile getirdi.
YAYIN SONRASI İTİRAZ ETTİ
Haberde yer alan iddiaların ardından Trump’ın özel kalem müdürü Susie Wiles, X hesabından bir paylaşım yaptı. Wiles, Vanity Fair’de yayımlanan makale için "yalancı bir şekilde kurgulanmış bir saldırı yazısı" olduğunu söyledi. Paylaşımında, "önemli bağlamlar görmezden gelindi, benim ve başkalarının Başkan ve ekip hakkında söylediklerinin büyük bölümü hikayeden çıkarıldı" dedi.
Wiles, metnin “Başkan ve ekibi hakkında son derece kaotik ve olumsuz bir tablo çizmeye yönelik kaleme alındığını” belirtti. Trump yönetiminin kısa sürede elde ettiği sonuçlara da değinen Wiles, “Trump Beyaz Sarayı’nın 11 ayda, başka hiçbir başkanın sekiz yılda başaramadığından fazlasını başardığını” yazdı.
SUSİE WİLES KİMDİR?
ABD'nin New Jersey eyaletinde 1957'de doğan Wiles, Maryland Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra dönemin Temsilciler Meclisi üyesi Jack Kemp’in yardımcısı olarak siyasi kariyerine başladı.
Daha sonra 1980'lerde dönemin Cumhuriyetçi başkan adayı Ronald Reagan'ın kampanyasında çalıştı.
Kariyeri boyunca farklı Cumhuriyetçi isimlerle çalışan Wiles, daha sonra Florida'da valilik için yarışan Ron DeSantis'in kampanyasında görev aldı.
Cumhuriyetçi Parti içinde önemli bir figür olarak tanınan Wiles, özellikle Trump'ın 2016 ve 2020'de düzenlediği seçim kampanyalarındaki rolüyle öne çıktı.
Wiles, kampanya yönetimi, strateji geliştirme ve kriz yönetimi konularında uzmanlaşarak Trump'ın kampanyalarında etkili bir şekilde görev aldı.
67 yaşındaki Wiles, aynı zamanda uzun yıllar boyunca Cumhuriyetçi Parti'nin önde gelen figürleriyle yakın ilişkiler kurarak partinin stratejik vizyonunu etkileyen bir isim olarak tanınıyor.
TRUMP ÖZEL YETKİ VERDİ
Trump’ın Özel Kalem Müdürü olarak seçtiği Susie Wiles’a, klasik görev tanımının ötesinde stratejik yetkiler sağladı. Wiles, sadece günlük programı yöneten biri olmadı; Beyaz Saray’daki karar akışını kontrol eden, kritik dosyaların başkana hangi aşamada ve hangi içerikle iletileceğini belirleyen merkez figürlerden biri haline geldi. Kaynak:TürkiyeGazetesi