SON DAKİKA
Hava Durumu

#İsrail

Hür Haber - İsrail haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İsrail haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İslam dünyasından İsrail'e sert tepki Haber

İslam dünyasından İsrail'e sert tepki

Katar’ın başkenti Doha'da düzenlenen İİT - Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi'nin ardından yayımlanan bildiride, “İsrail’in Katar’ın başkenti Doha’da düzenlediği korkakça ve yasa dışı saldırıyı en şiddetli şekilde kınıyoruz. Bu saldırının tüm Arap ve İslam devletlerine yönelik bir saldırı olduğunu teyit ediyoruz.” ifadelerine yer verildi. Katar'ın, Birleşmiş Milletler (BM) Şartı uyarınca, İsrail saldırısına yanıt vermek için attığı tüm adımlarda yanında olunacağı mesajı verilen bildiride, İsrail’in Katar’ı veya herhangi bir Arap ya da İslam ülkesini tekrar hedef alabileceği yönündeki tehditleri kesin olarak reddedildi. Katar’a yönelik saldırının egemenliğe açık ihlal ve bölgesel barışa ciddi tehdit olarak görüldüğü belirtilen bildiride, Katar’ın bu saldırganlığı göğüslemesinde ortak destek mesajı paylaşıldı. Bildiride, "İsrail’in bölgede yeni bir fiili durum dayatma planlarına karşı durulması ve bunlarla mücadele edilmesi gerektiğini tekrar ediyoruz" denildi. 25 MADDELİK BİLDİRİ Doha'daki zirvenin ardından yayımlanan 25 maddelik bildiri şu şekilde: "Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı'nın tüm üye devletlerinin egemenliğine, bağımsızlığına ve güvenliğine olan sarsılmaz bağlılığımızı yeniden teyit ederek ve ortak güvenliğimizi savunmak için bu saldırıya karşılık vermek için ortak vazifemizi hatırlatarak, devletlerimizin güvenliğine yönelik her türlü tehdidi kategorik olarak reddettiğimizi teyit eder ve güvenlik ve istikrarlarını tehdit edebilecek her türlü duruma karşı mutlak ve sarsılmaz dayanışmamızı teyit ederek onları hedef alan her türlü saldırıyı şiddetle kınarız. İsrail'in saldırısının uluslararası barış ve güvenliği ihlal eden bir eylem olarak oy birliğiyle kınandığı 11 Eylül 2025 tarihindeki acil Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantısını hatırlatarak, saldırıyı kınayan, Katar Devleti ile dayanışma ifade eden ve Mısır ve Amerika Birleşik Devletleri ile birlikte bölgedeki arabuluculuk çabalarında Katar'ın oynamaya devam ettiği hayati rolü destekleyen ve Birleşmiş Milletler Şartı ilkelerine uygun olarak Katar Devleti'nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyulduğunu teyit eden Konsey'in basın açıklamasını memnuniyetle karşılarız. 1.Uluslararası hesap verebilirliğin olmaması ve uluslararası toplumun İsrail'in yinelenen ihlallerine karşı sessiz kalmasının, saldırganlığı ve uluslararası hukuk ile uluslararası meşruiyeti açıkça ihlal etme konusunda İsrail'i ısrarcı olmaya teşvik ettiğini teyit ediyoruz. Bu durum, cezasızlık politikasını kalıcılaştırmakta, uluslararası adalet sistemini zayıflatmakta ve kurallara dayalı küresel düzeni tehlikeye atarak bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan bir tehdit oluşturmaktadır. 2.Kardeş Katar Devleti'ne, güvenliğine, istikrarına, egemenliğine ve vatandaşlarının güvenliğine mutlak desteğimizi teyit ederken, egemenliğine açık bir ihlal, uluslararası hukuka apaçık bir aykırılık ve bölgesel barış ve güvenliğe ciddi bir tehdit olarak gördüğümüz bu saldırganlığı göğüslemesinde Katar Devleti'ne ortak desteğimizi ifade ederiz. Zirvede aşağıdaki kararları almış bulunuyoruz: 3. Bu saldırıya karşı Katar Devleti ile mutlak dayanışma içinde olduğumuzu ve bu saldırının tüm Arap ve İslam devletlerine yönelik bir saldırı olduğunu teyit eder ve kardeş Katar Devleti'nin, Birleşmiş Milletler Şartı uyarınca, bu hain İsrail saldırısına yanıt vermek, güvenliğini, egemenliğini, istikrarını ve vatandaşları ile sakinlerinin güvenliğini korumak için attığı tüm adımlarda ve aldığı tüm önlemlerde yanında olduğumuzu ifade ederiz. 4. Ateşkesin sağlanması, Gazze'deki savaşın sona erdirilmesi ve rehineler ile tutukluların serbest bırakılması için kilit arabulucu görevi gören bir devlet olan Katar'ın topraklarına yönelik bu saldırının, tehlikeli bir tırmanma olduğunu ve barışı yeniden tesis etmeye yönelik diplomatik çabaların baltalanması anlamına geldiğini teyit ederiz. Tarafsız bir arabuluculuk mekanına yönelik bu tür bir saldırganlığın, Katar Devleti'nin egemenliğini ihlal etmekle kalmayıp, uluslararası arabuluculuk ve barış sağlama süreçlerini de baltalamakta ve İsrail bu saldırganlığın tüm sonuçlarını üstlenmektedir. 5. Katar Devleti'nin bu hain saldırıya karşı sergilediği medeni, bilge ve sorumlu tutumu, uluslararası hukuk hükümlerine olan sarsılmaz bağlılığını ve egemenliği ile güvenliğini korumak ve haklarını tüm meşru yollarla savunmak konusundaki kararlılığını takdirle karşılıyoruz. 6. Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları durdurmak için başta Katar Devleti, Mısır Arap Cumhuriyeti ve Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere arabulucu rolü üstlenen devletlerin çabalarını destekleriz. Bu bağlamda, Katar Devleti'nin oynadığı yapıcı rolü, övgüye değer arabuluculuk çabalarını ve bunların güvenlik, istikrar ve barışın tesisine yönelik çabaları desteklemedeki olumlu etkisini vurgularız. Katar Devleti'nin bölgesel ve uluslararası düzeyde, özellikle gelişmekte olan ve yoksul ülkelerde insani yardım ve eğitim desteği alanlarında üstlendiği çeşitli girişimleri takdir eder ve böylece bölgesel ve uluslararası düzeyde barış ve kalkınma için aktif ve destekleyici bir taraf olarak konumunu güçlendirdiğini takdir ederiz. 7. Bu saldırının, herhangi bir bahaneyle meşrulaştırma girişiminin uluslararası hukuku ve Birleşmiş Milletler Şartı'nı açıkça ihlal ettiğini vurgularken, bu girişimleri kesinlikle reddettiğimizi kaydederiz. Bu saldırı, Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıyı durdurmak ve işgali sona erdiren, Filistin halkının acılarına son veren ve onların meşru ve vazgeçilmez haklarını koruyan adil ve kapsamlı bir siyasi çözüme ulaşmak için yapılan ciddi çabaları boşa çıkarmak amacıyla mevcut çabaları ve arabuluculuk girişimlerini doğrudan baltalamayı amaçlamaktadır. 8. İsrail'in Katar Devleti'ni veya herhangi bir Arap ya da İslam ülkesini tekrar hedef alabileceği yönündeki tekrarlanan tehditlerini tamamen ve kesin olarak reddederiz. Bu tehditleri, uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden bir provokasyon ve tehlikeli bir tırmanma olarak değerlendiriyoruz. Uluslararası toplumu, bu tehditleri en güçlü şekilde kınamaya ve bunları durdurmak için caydırıcı önlemler almaya çağırıyoruz. 9. Arap Ligi Konseyi'nin Bakanlar düzeyinde "Bölgede Güvenlik ve İşbirliği için Ortak Vizyon" konulu kararını yayınlamasını memnuniyetle karşılıyor ve bu bağlamda kolektif güvenlik ve Arap ve İslam ülkelerinin ortak kaderi kavramını, uyum ve ortak zorluklar ve tehditlerle mücadele gerekliliğini ve bunun için gerekli yürütme mekanizmalarının geliştirilmeye başlanmasının önemini vurgular, gelecekteki herhangi bir bölgesel düzenleme parametresinin uluslararası hukuk ilkelerinin ve Birleşmiş Milletler Şartı'nın kutsallığı, iyi komşuluk ilişkileri, devletlerin egemenliğine saygı, bölge ülkelerinin iç işlerine karışmama, bir devletin diğerine göre kayırılmaması, hak ve yükümlülüklerin eşitliği, anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözülmesi ve güç kullanmama, İsrail'in tüm Arap topraklarındaki işgaline son verilmesi, 4 Haziran 1967 sınırlarında bir Filistin devleti kurulması ve Orta Doğu'nun nükleer silahlar ve diğer kitle imha silahlarından arındırılması hususlarını dikkate alması gerektiğini vurgularız. 10. Bölgesel ve uluslararası istikrar ve güvenliğe doğrudan tehdit oluşturan İsrail'in bölgede yeni bir fiili durum dayatma planlarına karşı durulması ve bunlarla mücadele edilmesi gerektiğini tekrar ederiz. 11. Herhangi bir bahane veya isim altında Filistin halkını 1967'de işgal edilen topraklarından çıkarmaya yönelik İsrail'in her türlü girişimini kınadığımızı teyit eder ve bunu insanlığa karşı suç, uluslararası hukuk ve uluslararası insani hukukun açık bir ihlali ve tamamen reddedilen bir etnik temizlik politikası olarak değerlendiririz. Bu bağlamda hem siyasi hem de teknik açıdan Arap-İslam yeniden inşa planının uygulanması ve Gazze Şeridi'nin yeniden inşasına mümkün olan en kısa sürede başlanması gerektiğini vurgular, uluslararası bağışçılara gerekli desteği sağlamaları çağrısında bulunur ve ateşkesin sağlanmasının hemen ardından Kahire'de düzenlenecek Gazze Yeniden İnşa Konferansı'na aktif olarak katılmalarını talep ederiz. 12. Uluslararası insani hukuk ve Cenevre Sözleşmelerini açıkça ihlal ederek, Filistin halkına karşı savaş silahı olarak abluka, açlık ve gıda ile ilaçtan mahrum bırakma gibi yöntemlerin kullanıldığı, eşi görülmemiş bir insani felakete yol açan İsrail politikalarını kınarız. Bu uygulamaların tam anlamıyla bir savaş suçu olduğunu vurgular, uluslararası toplumun bu uygulamalara son vermek ve işgal altındaki Filistin topraklarına insani yardımın acil, güvenli ve sınırsız girişini sağlamak için acil eylemde bulunması gerektiğini belirtiriz. 13. İşgalci güç olan İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarının herhangi bir bölümünü ilhak etme kararının feci sonuçlarını reddederek, bu durumun Filistin halkının tarihi ve yasal haklarına bariz bir saldırı olduğunu kaydeder, uluslararası hukuk ilkelerinin ve ilgili Birleşmiş Milletler kararları ile Birleşmiş Milletler Şartı'nın ihlali ve bölgede adil ve kapsamlı bir barışın sağlanmasına yönelik tüm çabaların geçersiz kılınması olarak gördüğümüzü belirtiriz. 14. Uluslararası toplumun, uluslararası hukuk kurallarına ve ilgili uluslararası meşruiyet kararlarına saygı çerçevesinde, bölgedeki tekrarlanan İsrail saldırılarına son vermek ve devletlerin egemenliği, güvenliği ve istikrarına yönelik devam eden ihlallerini durdurmak için acil eylemde bulunması gerektiğini vurgular ve bir yandan uluslararası toplumun en son örneği kardeş devlet Katar Devleti'ne yönelik saldırı olan İsrail saldırganlığını durdurmada devam eden yetersizliğinin ciddi sonuçlarına karşı uyarıda bulunuruz. İsrail işgal altındaki Gazze Şeridi'ne yönelik acımasız saldırganlığını, buna ek olarak, Doğu Kudüs dahil Batı Şeria'da yasadışı yerleşim faaliyetlerini ve İran İslam Cumhuriyeti'ne yönelik savaşı, Lübnan Cumhuriyeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti dahil bölgedeki ülkelere yönelik saldırılarını sürdürmekte ve tırmandırmakta olup bu saldırılar uluslararası hukukun açık bir ihlali ve devletlerin egemenliğinin bariz bir ihlalidir. 15. Tüm devletleri, İsrail'in cezasızlığını sona erdirme çabalarını desteklemeye, ihlallerinden ve suçlarından sorumlu tutmaya, yaptırımlar uygulamaya, çift kullanımlı ürünler dahil olmak üzere, silah, mühimmat ve askeri malzemelerin tedarikini, transferini veya geçişini askıya almayı da içerecek şekilde Filistin halkına karşı eylemlerini sürdürmesini önlemek için mümkün olan tüm yasal ve etkili önlemleri almaya çağırıyor, İsrail ile diplomatik ve ekonomik ilişkileri gözden geçirmeye ve aleyhinde yasal işlem başlatmaya davet ediyoruz. 16. İsrail tarafından üyelik koşullarının açıkça ihlal edilmesi ve BM kararlarının sürekli çiğnenmesi göz önüne alındığında, İİT üye devletlerini, İsrail'in BM üyeliğini askıya alma çabalarını koordine ederek, İsrail'in Birleşmiş Milletler'e üyeliğinin BM Şartıyla uyumlu olup olmadığını göz önünde bulundurmaya çağırıyoruz. 17. Uluslararası barış ve güvenliğin sağlanmasında temel referans olarak uluslararası meşruiyete ve ilgili Birleşmiş Milletler kararlarına bağlı kalmanın önemini vurgular, İsrail'in Batı Şeria'da soykırım ve yerleşim projelerinin sürdürülmesi dahil olmak üzere, uluslararası hukuku ihlal eden politikalarının meşrulaştırılması ve Arap ve İslam ülkelerinin imajının çarpıtılması için İslamofobiyi istismar ve teşvik eden söylemini reddederiz. 18. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun, iki devletli çözümün uygulanması ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulması konusunda "New York Deklarasyonu"nu kabul etmesini, Filistin halkının meşru haklarını, özellikle de 4 Haziran 1967 sınırları içinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devlet kurma hakkını destekleme yönündeki uluslararası iradeyi açıkça ifade eden bir adım olarak memnuniyetle karşılar, aynı zamanda da bu bildirinin kabulüne katkıda bulunan Suudi Arabistan Krallığı ve Fransız Cumhuriyeti'nin çabalarını takdirle karşılarız. 19. Suudi Arabistan Krallığı ve Fransa Cumhuriyeti'nin eş başkanlığında 22 Eylül 2025 tarihinde New York'ta yapılacak İki Devletli Çözüm Konferansının toplanmasını memnuniyetle karşılar, Başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin Devletinin geniş çaplı tanınmasını sağlamak için, uluslararası alanda ortak çaba gösterilmesi çağrısında bulunuruz. 20. Başta Cezayir, Somali ve Pakistan olmak üzere Güvenlik Konseyi üyesi Arap ve İslam devletlerinin temsilcilerinin, başta Filistin davası olmak üzere, haklı davaları doğru savunmada, Filistin'in Birleşmiş Milletler'e tam üyelik elde etmesini sağlamada ve İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırganlığına son vermede ve ateşkese varmada oynadığı önemli rolü takdir ederiz. Ayrıca, İsrail'in Katar devletine yönelik saldırganlığına bağlamında düzenlenen Güvenlik Konseyi'nin acil oturumunun toplanması çağrısında ve toplanmasını sağlaması konusunda etkin katkılarını takdir ederiz. 21. 31 Mart 2013 tarihinde Majesteleri Kral II. Abdullah ile Filistin Devleti Cumhurbaşkanı Ekselansları Mahmud Abbas arasında imzalanan anlaşmayla teyit edildiği üzere, Majesteleri Kral II. Abdullah İbn El Hüseyin'in üstlendiği Kudüs'teki İslam ve Hristiyan kutsal mekanlarının tarihi Haşimi Koruyuculuğu konusundaki desteğimizi teyit ederiz. Ayrıca, tamamı 144.000 m2'lik alanı kaplayan Mescid-i Aksa Camiinin (Al Haram El Şerif), sadece Müslümanlar için bir ibadet yeri olduğunu ve Ürdün Vakıflar Bakanlığı'na bağlı olan Kudüs Vakfının, Al Aksa Camiini yönetme, bakımını üstlenme ve buraya girişi kontrol etme konusunda tek yetkili makam olduğunu teyit ederiz. 22. Kudüs halkının kendi ülkesinde kendi topraklarında yaşamaya kararlı şekilde devam etmesi gerektiğini vurgular ve Fas Krallığı Kralı VI. Muhammed'in başkanlık ettiği Kudüs Komitesi ile onun yürütme organı olan Beytü'l- Kuds Şerif Ajansını destekleriz. 23. Orta Doğu'da adil, kapsamlı ve kalıcı bir barışın, Filistin meselesi göz ardı edilerek, Filistin halkının hakları görmezden gelinerek veya şiddet uygulanarak ve arabulucular hedef alınarak sağlanamayacağını teyit ederiz. Aksine, bu barış, Arap Barış Girişimi ve ilgili uluslararası meşruiyet kararlarına bağlılık yoluyla sağlanmalıdır. Bu bağlamda, İsrail işgalini sona erdirmek ve bu amaçla bağlayıcı bir zaman çizelgesi oluşturmak için uluslararası topluma, özellikle Güvenlik Konseyi'ne, yasal ve ahlaki sorumluluklarını üstlenmeleri çağrısında bulunuyoruz. 24. Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü'ne taraf olan İslam İşbirliği Teşkilatı Üye Devletlerine, uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülükleri uyarınca ve geçerli olduğu durumlarda, Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından Filistin halkına karşı işlenen suçların faillerine karşı 21 Kasım 2024 tarihinde çıkarılan tutuklama emirlerinin uygulanmasını desteklemek için ulusal yasal çerçeveleri dahilinde mümkün olan tüm tedbirleri almaları talimatını veririz. Ayrıca, İslam İşbirliği Teşkilatı Üye Devletlerini, işgalci güç olarak İsrail'in, Uluslararası Adalet Divanı tarafından 26 Ocak 2024 tarihinde çıkarılan "Gazze Şeridi'nde Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşme'nin Uygulanması" adlı geçici tedbirler kapsamındaki bağlayıcı yükümlülüklerine uymasını sağlamak için diplomatik, siyasi ve hukuki çaba göstermeye çağırırız. 25. Bu zirvenin toplantılarını bilgelik ve stratejik vizyonla düzenleyen ve ev sahipliği yapmaktaki yorulmak bilmez çabaları ve bu zirvenin başarısı için Katar Devleti'nce sağlanan imkanlar ve kolaylıklar için Katar Devleti'ne, Emir'ine, hükümete ve Şeyh Tamim bin Hamad El Thani önderliğindeki halkına, derin şükranlarımızı sunarız. Katar Devleti'nin üye devletler arasındaki istişareyi ve uzlaşma ruhunu teşvik etme konusundaki etkili rolüne ve dayanışma ve birlik bağlarını güçlendirmeye yönelik sürekli taahhüdünü yansıtan ortak eylem sürecini desteklemedeki somut katkılarına büyük kıymet atfediyoruz."

İsrail'den Katar'a saldırı: Hamas yöneticileri hedef alındı Haber

İsrail'den Katar'a saldırı: Hamas yöneticileri hedef alındı

Doha'da meydana gelen patlamaların ardından, Reuters haber ajansına konuşan görgü tanıkları, Katara bölgesinde yükselen dumanları gördüklerini ifade etti. Araştırma kuruluşu Axios'un haberine göre, İsrailli üst düzey bir yetkiliden alınan bilgiye dayanarak, Doha'daki patlamaların doğrudan Hamas'ın üst düzey yöneticilerine yönelik İsrail'in bir suikast girişimi olduğu bildirildi. İsrail ordu radyosu da saldırıları üstlenerek, "İsrail ordusu, Katar'da bulunan Hamas liderlerine yönelik bir operasyon gerçekleştirdi. Bu operasyon, Hamas liderliğinin en üst düzeyini hedef aldı" ifadelerine yer verdi. İsrail basını, operasyona "Ateş Zirvesi" adının verildiğini duyurdu. MÜZAKERE EKİBİ GÖRÜŞME HALİNDEYKEN SALDIRIYA UĞRADI Katar merkezli El Cezire televizyon kanalı, bir Hamas kaynağına atıfta bulunarak, saldırının, Hamas'ın ateşkes müzakere heyetinin bir toplantısı sırasında yapıldığını duyurdu. Heyetin, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'de ateşkes üzerine sunduğu öneriyi değerlendirirken saldırıya uğradığı belirtildi. İsrail medyası, bir İsrailli yetkilinin iddiasına dayanarak, saldırıda hedefin Hamas Siyasi Büro Başkanı Halil el Hayya olduğunu aktardı. İsrail Ynet News'e göre, saldırıya hedef olan toplantıya katılan Hamas yetkilileri arasında Halil el Hayya, Halid Meşhal, Muhammed Derviş, Razi Hamid ve İzzet el Rişk bulunuyordu. "TRUMP SALDIRIYA ONAY VERDİ" Reuters'ın bildirdiğine göre, İsrail, ABD'yi saldırılardan önce bilgilendirdi. İsrail'in Kanal 12 televizyonu da, İsrailli bir yetkilinin ifadesine dayanarak, ABD Başkanı Donald Trump'ın Hamas liderliğine karşı düzenlenen saldırıya yeşil ışık yaktığını bildirdi. Reuters haber ajansı, Doha'daki ABD Büyükelçiliği'nin, ABD vatandaşlarına evde kalma talimatı verdiğini aktardı. KATAR: BU BİR ALÇAK SALDIRIDIR Katar hükümeti, saldırıyla ilgili bir açıklama yaparak, bu saldırının uluslararası hukuk kurallarını ihlal eden bir yara alma eylemi olduğunu vurguladı. Katar'dan yapılan açıklamada, "İsrail'in, Doha'da Hamas Siyasi Bürosunun üyelerinin kalmakta olduğu yerleri hedef alan alçakça saldırısını şiddetle kınıyoruz" ifadeleri yer aldı. İRAN'DAN İLK TEPKİLER Bir diğer açıklama İran'dan geldi. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, İsrail'in Katar'daki Hamas liderlerine düzenlediği saldırının tehlikeli olduğunu ve uluslararası hukuku ihlal ettiğini belirtti.

İsrail ateşkesi ihlal etti! Savaş uçakları Süveyda'yı vurdu Haber

İsrail ateşkesi ihlal etti! Savaş uçakları Süveyda'yı vurdu

Dürzi yoğunluklu nüfusun bulunduğu Süveyda'da sabahın erken saatlerinde yerel silahlı grupların birçok Bedevi Arap ailesini zorla yerlerinden çıkarması, bazılarını öldürmesiyle gerginlik tırmandı, akşam saatlerinde çatışmaya dönüştü. Bedevi Arap silahlı grupları, Dürzi gruplarla çatışarak Süveyda'nın batısındaki Mezrea, Tayra, Sama Hanidat, Sama, Eldor, Taara, Devriyye ve Karasa köylerini geri aldı. Bu esnada İsrail'e ait çok sayıda İHA, Suriye üzerinde keşif uçuşları yaparken savaş uçakları, kontrolü Bedevi Araplara geçen Mezraa köyüne TSİ 20:40'ta hava saldırısı düzenledi. Çatışmalara dahil olmayan ve dün akşam Süveyda dışına çıkan Suriye güvenlik güçleri, Dera-Süveyda yolunda yeni kontrol noktaları kurarak çatışmaların yoğunlaşmasını engellemeye çalışıyor. Süveyda ilindeki Bedevi Arapların üçte birinin, çatışmaların başladığı 13 Haziran'dan bu yana bölgeyi terk ettiği tahmin ediliyor. Şam yönetimi ve Dürzi silahlı gruplar arasında dün sağlanan anlaşmanın ardından misilleme endişesi taşıyan Bedevi Arap aileleri, zorla yerlerinden edilen birçok aile ile birlikte Dera ve Kuneytra illerine göç etmişti. İSRAİL SAVAŞ UÇAKLARI SURİYE'Yİ VURUYOR İsrail, Suriye'nin güneyindeki Süveyda kentinin çevresine yeni bir hava saldırısı düzenledi. Suriye basınında yer alan haberlere göre, İsrail savaş uçakları bölgede birçok noktayı bombalıyor. ÇATIŞMALAR YENİDEN ALEVLENDİ Suriye'nin güneyindeki Süveyda kentinde, Dürzi ve Bedevi silahlı gruplar arasındaki çatışmalar yeniden alevlendi. Suriye basınında yer alan haberlere göre, Dürzi grupları Bedevilere yönelik saldırılar düzenlerken, bazı mahallelerde Bedevi ailelerin göç etmeye başladığı belirtiliyor. Özellikle Al-Maqwas Mahallesi'nde Dürzi grupların Bedevi sivilleri hedef aldığı, buna karşılık Bedevi grupların Dürzilere misilleme olarak saldırılar başlattığı bildirildi.

Siren sesleri yükseliyor: İran Hayfa'yı hedef alırken, İsrail ise Tahran'a vuruyor Haber

Siren sesleri yükseliyor: İran Hayfa'yı hedef alırken, İsrail ise Tahran'a vuruyor

ABD medyası, İran'ın Hürmüz Boğazı'nı kapatma planı hakkında hareket geçtiğini açıkladı. New York Times, ABD askeri kaynaklarına dayanarak, İran'ın Hürmüz Boğazı'nı kapatmak için deniz gücü ve diğer imkanlarını devreye soktuğunu bildirdi. İRAN GENELKURMAY BAŞKANI KAÇTI FAKAT KURTULAMADI İsrail'in 13 Haziran'da yaptığı saldırıda İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri’nin vefat ettiği açıklanmıştı. İsrail ordusu, yeni İran Genelkurmay Başkanı Ali Şadmani'nin de öldürüldüğünü duyurdu. İsrail yetkilileri, "Yeni İran Genelkurmay Başkanı'nı etkisiz hale getirmeye çalıştık; kaçtı ancak kısa süre sonra başarı sağlandı" dedi. DEVRİM MUHAFIZLARI: BUGÜN DAHA ŞİDDETLİ BİR SALDIRI OLACAK İran Hayfa'yı, İsrail ise başkent Tahran'ı vurmaya devam ediyor. İran Devrim Muhafızları daha güçlü bir saldırı planladıklarını ifade ederek "Bizi izlemeye devam edin" mesajı verdi. İSRAİL: İRAN'DAN 10-15 FÜZE ATILDI İsrail Savunma Kuvvetleri'nin yaptığı ilk değerlendirmelere göre, İran'dan İsrail'e yönelik saldırıda 10-15 füze fırlatıldı. İSRAİLLİ ESKİ SAĞLIK BAKANININ EVİ HEDEF ALINDI İran'ın misilleme saldırısında, İsrail eski Sağlık Bakanı Danny Naveh'in evi de vuruldu. Saldırı sırasında yurt dışında bulunan Naveh, "Evimiz ciddi hasar gördü ancak bulunanlar mucizevi bir şekilde kurtuldu." dedi. İSRAİL'DE ALARMLAR ÇALIYOR! İsrail Hava Kuvvetleri, İran'dan İsrail'e yeni bir füze saldırısı düzenlendiğini açıkladı. Haifa ve Tel Aviv'de sirenler etkinleştirildi. İsrail yetkilileri, 'İkinci bir duyuruya kadar sığınaklarda kalın' uyarısında bulundu. İRAN POLİSİ: 24 İSRAİL AJANI YAKALANDI Tasnim haber ajansının bildirdiğine göre, İran polisi, İsrail adına casusluk faaliyetinde bulundukları ve ülkenin imajını zedelemeye çalıştıkları gerekçesiyle 24 kişinin gözaltına alındığını duyurdu. İSRAİLLİ YETKİLİ: İRAN'DAN 450 FÜZE VE 1000 İHA FIRLATILDI Savaşın yedinci gününde bir İsrailli yetkili, şimdiye kadar İran'dan İsrail'e 450 füze ve 1000 İHA gönderildiğini açıkladı. Yetkili, İsrail ordusunun Batı İran'da operasyon başlattığını ve Doğu İran'a yönelik saldırı hazırlığında olduğunu ekledi.

Bahçeli: İsrail'in amacı, Anadolu coğrafyasını çevrelemek Haber

Bahçeli: İsrail'in amacı, Anadolu coğrafyasını çevrelemek

Bahçeli, İsrail'in İran'a yönelik saldırısına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Biri biten, diğeri başlayan zincirleme çatışma ve savaşların dünya barışına, beşeri huzur ve istikrar arayışına çok yüksek düzeyde hasar ve zarar verdiğini belirten Bahçeli, sürekli güncellenen, tehlikeli ölçüde güçlenen kaotik gelişmelerin küresel vicdanı tahrip etmekle birlikte ilkel dürtülerin, işgal heveslerinin, kıyım ve yıkım hedeflerinin bugünkü çağda nasıl da sivrildiğini işaret ettiğini bildirdi. Bahçeli, İsrail'in İran'a karşı 13 Haziran'da başlattığı geniş çaplı saldırının hem bölgeyi hem de dünya genelini kaygı ve korku dolu bir bekleyişe hapsettiğini belirterek, bölgesel sınırları aşıp küresel mahiyet kazanma ihtimalinin telaffuz edildiği İran-İsrail çatışmasının nükleer mahreçli yeni bir savaşın kademe kademe altyapısını hazırladığını vurguladı. Bahçeli, şöyle devam etti: "Bir defa şu gerçeğin idrak ve ifadesi fikir ve siyaset namusu adına mecburidir ki İsrail küresel emperyalizmin kiralık katili, şımarmış ileri karakolu, bölgesel barış ve istikrarın amansız muhalifidir. "İsrail'in geçim kapısı..." İsrail'in geçim kapısı, savaştır, saldırıdır, şiddettir, şirrettir, şekavettir, şer emellerin takip ve tahkiminden ibarettir. Gazze'de dökülen mazlum kanları kurumamıştır. Suçsuz günahsız bebeklerin, çocukların, kadınların ve diğer masumların feryat figan içinde katledilmeleri asla unutulmamış, unutulmayacaktır. "Bu cinayet aygıtının, bu suç aparatının, bu soykırım alçaklığının barışa karşı olduğu açıktır" Dünyada İsrail kadar hukuk tanımayan, ilke takmayan, ahlak ve insan hakları ihlalinden kaçınmayan ikinci bir devlete neredeyse tesadüf etmek mümkün değildir. Bu cinayet aygıtının, bu suç aparatının, bu soykırım alçaklığının en başta barışa, diyaloğa ve uzlaşmaya kapalı ve karşı olduğu açıktır. İsrail ile İran arasındaki savaşın derhal sonlandırılması, bölgesel barış ve istikrarın temin edilmesi her ülkenin çıkarınadır." "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın diploması çabaları son derece değerli" Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın samimiyetle dört bir koldan yürüttüğü diplomasi çabalarının son derece değerli, dengeli, derinlikli ve etkin olduğuna dikkati çeken Bahçeli, "Savaşın kazananı yoktur. Barışın kazananı ise pek çoktur. Türkiye üzerine düşen insani ve vicdani sorumluluğu yerine getirmektedir." değerlendirmesinde bulundu. "İsrail'in siyasi ve stratejik amacı..." ABD Başkanı Donald Trump'ın da çelişkili ve çetrefilli açıklamaları bir yana bırakarak barışçıl çabalara dürüst ve yüreklice destek olması gerektiğini ifade eden Bahçeli, "İsrail nihai gayesi bellidir. Bununla ilgili uyarılarımız birilerini rahatsız etmiş olsa da vaki akıbetin farklılaşması düşünülemeyecektir. İsrail'in siyasi ve stratejik amacı Anadolu coğrafyasını çevrelemek, terörsüz Türkiye hedefini efendileri hesabına baltalamaktadır. İran'a karşı 13 Haziran saldırısı göstermiştir ki, her an tedbir ve teyakkuz halinde olmak coğrafyamızın bize yüklediği sorumluluktur." açıklamasını yaptı. "Derhal barış ve diyalog havası hakim olmalı" Bahçeli, şunları kaydetti: "Bir ordu en yavaş askeri kadar hızlı ilerleyebilecektir. Bir zincir en zayıf halkası kadar kuvvetli olabilecektir. Bugünle bağı zayıflamış mazi-ati bağıntısı da en zayıf yerinden hızla kopacaktır. İsrail'i büyütüp ülkemizi küçümsemediğimizi iddia edenler tarihten, hayatın ve hadiselerin bizatihi varlığından ders almayan gafillerdir. Savaşırken düşünmeyi öğrenmiş bir milletin çocukları olarak ihtiyaç duyulan anlarda doğru okumaları, doğru yorumları, doğru değerlendirmeleri yapmak mecburidir. Türk milleti barıştan yanadır. Coğrafi manada etrafımızın barış kuşağıyla sınırlandırılması vazgeçilmez hedefimizdir. İran ile İsrail arasında derhal barış ve diyalog havası hakim olmalıdır. Aksi halde bölgesel alanda kıvılcımı çakılacak bir savaşın küresel eksene sıçraması halinde hiçbir millet, hiçbir medeniyet bunun altından kalkamayacaktır."

Ortadoğu'da savaş çanları çalıyor! ABD tetikte Haber

Ortadoğu'da savaş çanları çalıyor! ABD tetikte

İran ile ABD arasındaki nükleer kriz giderek artıyor. İran Savunma Bakanı Aziz Nasirzadeh, dün yaptığı bir basın açıklamasında, nükleer anlaşmalar veya Washington'la bir çarpışma durumunda Tahran'ın bölgedeki Amerikan üslerini hedef alacağını söyledi. Bu kesin ifadelerin ardından ABD'nin Bağdat Büyükelçiliği'ni tahliye etmeye hazırlandığı bilgisi geldi. ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth'in Ortadoğu'daki personelin aileleri için tahliye onayı verdiği ortaya çıktı. Hegseth, bölgede konuşlu Amerikan askeri personelinin ailelerinin gönüllü olarak bölgeden çekileceğini onayladığını belirterek, "Ortadoğu'daki artan gerginliği yakından izliyoruz" dedi. "IRAK'A GİTMEYİN" UYARISI Associated Press haberine göre ABD, Bahreyn ve Kuveyt'teki gereksiz diplomatik personel ve ailelerin tahliyesine girişiyor. Aynı zamanda Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği, Amerikan vatandaşlarına Irak'a gitmemeleri yönünde tavsiyede bulundu. IRAK YETKİLİLERİ: TAHLİYE GEREKTİRECEK BİR DURUM SÖZ KONUSU DEĞİL Reuters'a göre Iraklı yetkililer, henüz bir güvenlik tehdidi tespit etmediklerini açıkladılar. Irak'ın askeri sözcüsü devlet haber ajansına, "İstihbarat ve saha raporları, diplomatik misyonların faaliyetlerini etkileyecek gerçek tehditler göstermiyor" dedi. KUDÜS BÜYÜKELÇİLİĞİNDE ÖNLEMLER ALINDI ABD'nin Bahreyn Büyükelçiliği'nden yapılan bilgilendirmede, personel ve operasyon sıkıntısı yaşanmadığı, her şeyin olağan seyrinde ilerlediği açıklandı. ABD'nin Kudüs Büyükelçiliği ise personel hareketlerinin sınırlı hale geldiğini bildirdi. İSRAİL'DE ASKERİ HAREKET İHTİMALİ Reuters'a açıklama yapan üst düzey bir İran yetkilisi, bölgedeki tansiyonu yükseltmenin, İran'ın ABD ile planlanan nükleer görüşmelerini baltalamak amacı taşıyan "psikolojik bir harp" olduğunu ifade etti. Bölgede dost bir ülkenin İran'ı olası İsrail saldırısı için haberdar ettiğine de işaret eden yetkili, "İran, bölgesel tansiyonun artmasına rağmen İran Uranyum zenginleştirme hakkından feragat etmeyecek" dedi. Amerikan NBC News'e açıklamada bulunan kaynaklara göre ise İsrail, İran'a ABD desteği olmaksızın askeri müdahaleyi değerlendiriyor. İRAN'DAN KISA SÜREDE YANIT GELDİ Devlet medyasının bildirdiğine göre İran Devrim Muhafızları Komutanlığı, "Tahran, İsrail'e önceden olduğundan çok daha güçlü ve yıkıcı bir şekilde karşılık verecektir" açıklamasında bulundu. TRUMP: NÜKLEER SİLAH SAHİBİ OLMALARINA İZİN VERMEYECEĞİZ ABD Başkanı Donald Trump, Ortadoğu'daki bazı Amerikan personelinin, potansiyel tehlike nedeniyle ülkeden ayrılması kararını duyurdu. Trump, Ortadoğu'da birçok ülkede görev yapan zorunlu olmayan Amerikan personelinin geri çekilmesi kararı üzerine, "Evet, orayı terk ediyorlar çünkü orası tehlikeli bir hale gelebilir. Olayların seyrini izleyeceğiz. Personelimize geri çekilme emrini verdik" diye konuştu. Bölgedeki durumu sakinleştirmeye dair sorulara cevap veren Trump, İran'ın nükleer silah sahibi olmaması gerektiği görüşünü yineleyerek, "Hiçbir koşulda nükleer silah elde edemezler. Bu kadar basit. Buna müsaade etmeyeceğiz" dedi. "ABD ORDUSU ARDI ARDINA BAŞARILAR KAZANACAK" Trump, Truth Social'daki açıklamasında, Amerikan ordusunun önümüzdeki günlerde zaferler kazanacağına inancını vurguladı. "Önümüzdeki günlerde ve gelecek nesillerde, ABD Ordusu'nun arka arkaya zaferler kazanacağına daha önce hiç olmadığı kadar inanıyorum," ifadelerini kullanan Trump, "Amerika'yı dünyanın dört bir yanında savunacaksınız" mesajını iletti. "NÜKLEER SİLAH BENZERİ BİR YÖNE DOĞRU HAREKET" Bunun yanı sıra Hegseth, ABD Senatosu'nda katıldığı oturumda İran'ın nükleer programına dair kendi iddialarını dile getirdi. Hegseth, Senatör Lindsey Graham'in "İran'ın barışçıl nükleer enerji yerine nükleer silah üretmeye çalıştığına" ilişkin değerlendirmesi sırasında, "Nükleer silaha benzer bir yol izlediklerine dair pek çok kanıt var" yorumunu yaptı. PEZEŞKİYAN: BASKILARA KAYITSIZ KALMAYACAĞIZ İran resmi haber ajansı IRNA'ya göre, Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, İlam eyaletini ziyaretinde, ABD ile müzakere süreci ve ülkesine yönelik saldırı tehditlerine değindi. ABD ile görüşmeleri İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney'in stratejilerini takip ederek yürüttüklerini söyleyen Pezeşkiyan, "Zorbalığa boyun eğmeyeceğiz. (Nükleer) çalışmalarımızı en aza indirgemeyi ve sonrasında diğer bilim dalları ve sanayilerde gerekli olan nükleer materyalleri almak için onların onayını aramayı asla kabul etmeyeceğiz" dedi. Washington'un müzakerelerde İran'dan uranyum zenginleştirme ve nükleer araştırmalarını tamamen durdurmasını talep etmesinin ardından, Pezeşkiyan, "Bilimsel araştırmalar için izin almamız gerektiğini kim söyledi? Kim bize tüm nükleer sanayimizi sökmemizi söyleyebilir?" diyerek çıkış yaptı. NE OLMUŞTU? İran ile ABD arasındaki nükleer müzakereler devam ederken, Trump, müzakerelerin başarısız olması durumunda İran'ı "daha önce görülmemiş boyutta bir saldırı" ile tehdit etmişti. İran Savunma Bakanı Aziz Nasırzade, bunun üzerine, ABD'nin bölgedeki tüm üslerinin İran'ın hedef menzilinde olduğunu belirterek, "Müzakereler umarım başarılı olur ancak ters gittiği takdirde ve çatışmaya itilirse, karşı tarafın kayıplarının bizimkilerden fazla olacağından emin olun" demişti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.