Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Bütçe mesajımız açık, harcama disiplini sürecek. Geçen yıl onaylanan bütçeye kıyasla güçlü bir harcama disiplini sağladık. Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylanan bütçe 100 liraysa yılı 96,7 lira harcamayla kapattık. Bu yıl da harcamalarda disiplin güçlü bir şekilde devam edecek." dedi.
Haber Giriş Tarihi: 21.04.2025 11:56
Haber Güncellenme Tarihi: 21.04.2025 11:58
Kaynak:
Haber Merkezi
hurhaber.com
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, fiyat istikrarı, sürdürülebilir cari açık ve yapısal dönüşümle beraber doğrudan yatırımların artacağı görüşünde olduklarını belirterek, "Kısa vadeli piyasa dalgalanmalarının bu noktada etkili olmayacağına inanıyoruz." ifadesini kullandı.
Ekonomi yönetimi, Doğu Karadeniz Projesi (DOKAP) Eylem Planı Bilgilendirme ve İstişare ile bu yılın ikinci Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantılarının ardından gazetecilerle buluşarak, gündeme dair soruları yanıtladı.
Şimşek, burada yaptığı değerlendirmede, yurt içi finansal piyasalar ve küresel ekonomide son dönemde yaşanan gelişmelerin program hedeflerine kalıcı etkilerini analiz etmenin erken olduğunu aktardı.
Bu gelişmelerin enflasyon açısından olumlu ve olumsuz etkileri olduğunu ifade eden Şimşek, "Net etkiye baktığımızda enflasyonun tahmin patikası içinde kalacağını öngörüyoruz. Enflasyon beklentilerinde geçici bir bozulma meydana geldi, bu bir risk faktörü. Ancak finansal koşulların sıkılaşması talep kaynaklı enflasyona olumlu etki yapacak. En önemlisi, petrol başta olmak üzere emtia fiyatlarında ciddi bir düşüş görüldü. Eğer fiyatlar bu seviyelerde kalırsa bunun dezenflasyonist etkisi olacaktır." diye konuştu.
Türk lirasında sınırlı bir değer kaybı yaşandığını, talep koşullarının çok güçlü olmaması nedeniyle kur geçişkenliğinin zayıf kalacağını öngördüklerini anlatan Şimşek, "Tüm etkileri değerlendirdiğimizde enflasyonun Merkez Bankasının tahmin aralığında gerçekleşme olasılığı son derece yüksek. Cari denge açısından net etkinin olumlu olabileceğini düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.
Şimşek, ticaret savaşlarının küresel büyümeyi özellikle Avrupa Birliği'ni olumsuz etkileme riski taşıdığını belirterek, bunun da ihracat üzerindeki olumsuz etkisine işaret etti.
Yurt içi finansal koşulların sıkılaşmasının ithalatı sınırlayacağını söyleyen Şimşek, enerji fiyatlarındaki düşüşün çok daha güçlü bir etkiye neden olacağını, dolayısıyla cari açığın Orta Vadeli Program'da öngörülenin oldukça altında gerçekleşebileceğini ifade etti.
- "BÜTÇEDE MESAJIMIZ AÇIK"
Bütçe verileriyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Şimşek, sözlerine şöyle devam etti: "Bütçe mesajımız açık, harcama disiplini devam edecek. Geçen yıl onaylanan bütçeye kıyasla güçlü bir harcama disiplini sağladık. Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylanan bütçe 100 liraysa yılı 96,7 lira harcamayla kapattık. Bu yıl da harcamalarda disiplin çok güçlü bir şekilde sürecek. Bütçe gelirleri ekonomik aktiviteden etkileniyor. Dolayısıyla eğer sıkı finansal koşullar büyümede daha ılımlı bir seyre sebep olursa, gelir tarafında aşağı yönlü riskler oluşabilir. Ancak Türkiye'nin brüt kamu borç stokunun milli gelire oranı yüzde 25 civarında. Burada bütçe disipliniyle hedefimiz negatif mali etki yoluyla dezenflasyon sürecine katkı sağlamaktır. Sıkı finansal koşullar bütçede harcama değil gelir kaynaklı sınırlı bir olumsuz etki oluşturabileceği için program açısından önemli bir endişe unsuru olmayacaktır."
- "DIŞ ŞOKLARA KARŞI NİSPETEN DAHA AZ ETKİLENECEK ÜLKELERDENİZ"
Şimşek, uluslararası doğrudan yatırımlarda kısa süreli tepki kararlarının olmayacağına işaret ederek, "Fiyat istikrarı, sürdürülebilir cari açık ve yapısal dönüşümle birlikte doğrudan yatırımların artacağı kanısındayız, kısa vadeli piyasa dalgalanmalarının bu noktada etkili olacağını düşünmüyoruz. İç veya dış şoklar ortaya çıktığında portföy yatırımları azalabiliyor. Bu sadece Türkiye için geçerli değil, diğer ülkeler için de söz konusu. Bu program portföy yatırımlarına dayalı değil. Türkiye açık bir piyasa ekonomisi, liberal bir sermaye hesabına sahip. Bu çerçevede para giriş ve çıkışları olabilir. Portföy yatırımlarındaki kısmi azalma geçicidir, küresel dalgalanmalar yatıştığında biz güçlü hikayesi olan nadir ülkelerdeniz." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin dış şoklara karşı nispeten daha az etkilenecek ülkeler arasında yer aldığını vurgulayan Şimşek, ihracatın diğer ülkelere göre daha dayanıklı bir yapıya sahip olduğunu belirtti.
- "TÜRKİYE'YE DIŞ KAYNAK GİRİŞLERİ YENİDEN BAŞLADI"
Şimşek, küresel dalgalanmalar azaldığında yatırımcıların güçlü programı ve hikayesi olan ülkelere yeniden yatırım yapmak isteyeceğini ifade ederek, şu sözleri kullandı:
"Piyasalarda dalgalanmanın olduğu süreçte CDS'ler 380 civarına çıktı, bugün itibarıyla 330'un altına indi. 'Etkiler sınırlı ve geçici' derken temenniden bahsetmiyor, gözlemlerimizden ve geçmiş deneyimlerimizden bahsediyoruz. Hazinenin ikinci piyasadaki gerek uluslararası tahvil faizlerinde, gerekse içeride Türk lirası tahvillerimizin fiyatlanmasında son dönemde iyileşme başladı, yani faizler de düşmeye başladı. Türkiye'ye dış kaynak girişleri yeniden başladı, zaten fiyatlamalar da bunu yansıtıyor. Burada esas olan programımızın kararlı bir şekilde uygulanmasıdır. En büyük önceliğimiz fiyat istikrarı, yani enflasyonun kalıcı bir şekilde düşmesidir, bu konuda önemli bir risk görmüyoruz. Bu çerçevede programda şu aşamada önemli bir sapma öngörmüyoruz."
- "İÇ VE DIŞ BORÇ ÖDEMELERİMİZ İÇİN GÜÇLÜ NAKİT REZERVİ TUTUYORUZ"
Hazinenin her zaman etkin bir borç yönetim kapasitesine sahip olduğunu belirten Şimşek, iç ve dış borç ödemeleri için güçlü nakit rezervi tuttuklarını ve bu kapasiteye sahip olduklarını anlattı.
Şimşek, borç yönetiminde temkinli yaklaşım sergilediklerine, bunun da kısa vadeli dalgalanmalarda esneklik sağladığına işaret ederek, sözlerine şöyle devam etti:
"Orta vadede borç yönetimimizin stratejik ölçütleri var. Bunlar, kur ve faiz riskini düşürmek, likidite riskine yönelik güçlü nakit rezervi bulundurmak. Stratejik ölçütler çerçevesinde oluşturduğumuz Hazine finansman programımız piyasalarda dalgalanma olduğu zamanlarda bize esneklik tanır. Son dönemdeki gelişmeler gibi durumlarda değerlendirmemizi yapar gerektiğinde daha kısa vadeli, gerektiğinde değişken faizli borçlanırız. İç piyasadan döviz borçlanma konusu ise finansman programımızın bir parçasıydı. Stratejimizde bunların payını azaltmak var ancak bu dönemlerde piyasalardaki dalgalanmalara esnek tepki veriyoruz, piyasa koşullarına göre hareket edeceğiz."
Bu yıl için öngördükleri iç borç çevirme oranının yüzde 119,3 olduğunu, ilk 3,5 ayda bu oranın daha yüksek seyrettiğini aktaran Şimşek, "Çünkü beyannameye dayalı vergi gelirlerimiz genelde ilk 4 aya değil mayıs ayına denk geliyor, yani beyannameler mart sonunda veriliyor, daha sonra ödemeler başlıyor." dedi.
Uluslararası piyasalardan bu yıl 11 milyar dolar dış borçlanma öngördüklerini ve yılın ilk çeyreğinde bunun 2,5 milyar dolarını gerçekleştirdiklerini belirten Şimşek, vadesi dolup ödemesi yapılan, yani nakit rezervden kullanılan bir alanın söz konusu olduğunu dile getirdi.
Şimşek, uluslararası piyasalardaki kâğıtların getiri eğrisinin 40-50 baz puan yüksek seyrettiğini belirterek, "10 yıl vadeli dolar cinsinden tahvilimizin faizi yüzde 8'in üzerine kadar çıktı, şu anda yüzde 7,7 seviyelerinde. Burada da bir normalleşmenin olacağını, CDS'lere paralel tekrar daha da düşeceğini öngörüyoruz. Piyasa koşullarını takip ederek yılın kalanında finansman programımıza göre 8,5 milyar dolar daha dış borçlanmaya gitmeyi planlıyoruz." diye konuştu.
- ABD TEMASLARI
Bu hafta IMF, Dünya Bankası ve G-20 toplantıları için ABD'de temaslarda bulunacağını belirten Şimşek, şunları kaydetti: "New York'ta reyting kuruluşlarıyla, sonra ABD merkezli doğrudan yatırımcılarla bir araya geleceğiz. Özellikle son gelişmeler sonrası tedariki Türkiye'ye yönlendirmeyi düşünen başta ABD'li firmalar olmak üzere reel sektör temsilcileriyle görüşeceğiz. Washington'da da benzer programlar var, özellikle Amerikan Ticaret Odası bu kapsamda geniş katılımlı bir konferans düzenliyor. Orada da konuşmam olacak. Bu programlar dışında da günde 14 ila 17 ikili görüşme veya yatırım bankalarının düzenleyeceği toplantılarımız olacak. Tüm bu toplantılarda, programda bir değişiklik olmadığını, programın arkasında sağlam bir siyasi irade bulunduğunu belirteceğiz. Programı uygulamakta kararlı olduğumuzu gösteriyoruz. Türkiye'de meydana gelenler dünyadan çok farklı değil, bunun geçici bir durum olduğuna inanıyoruz, fiyatlamalar da bunu gösteriyor."
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Bakan Mehmet Şimşek'ten Dolar ve Enflasyon mesajı
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Bütçe mesajımız açık, harcama disiplini sürecek. Geçen yıl onaylanan bütçeye kıyasla güçlü bir harcama disiplini sağladık. Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylanan bütçe 100 liraysa yılı 96,7 lira harcamayla kapattık. Bu yıl da harcamalarda disiplin güçlü bir şekilde devam edecek." dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, fiyat istikrarı, sürdürülebilir cari açık ve yapısal dönüşümle beraber doğrudan yatırımların artacağı görüşünde olduklarını belirterek, "Kısa vadeli piyasa dalgalanmalarının bu noktada etkili olmayacağına inanıyoruz." ifadesini kullandı.
Ekonomi yönetimi, Doğu Karadeniz Projesi (DOKAP) Eylem Planı Bilgilendirme ve İstişare ile bu yılın ikinci Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantılarının ardından gazetecilerle buluşarak, gündeme dair soruları yanıtladı.
Şimşek, burada yaptığı değerlendirmede, yurt içi finansal piyasalar ve küresel ekonomide son dönemde yaşanan gelişmelerin program hedeflerine kalıcı etkilerini analiz etmenin erken olduğunu aktardı.
Bu gelişmelerin enflasyon açısından olumlu ve olumsuz etkileri olduğunu ifade eden Şimşek, "Net etkiye baktığımızda enflasyonun tahmin patikası içinde kalacağını öngörüyoruz. Enflasyon beklentilerinde geçici bir bozulma meydana geldi, bu bir risk faktörü. Ancak finansal koşulların sıkılaşması talep kaynaklı enflasyona olumlu etki yapacak. En önemlisi, petrol başta olmak üzere emtia fiyatlarında ciddi bir düşüş görüldü. Eğer fiyatlar bu seviyelerde kalırsa bunun dezenflasyonist etkisi olacaktır." diye konuştu.
Türk lirasında sınırlı bir değer kaybı yaşandığını, talep koşullarının çok güçlü olmaması nedeniyle kur geçişkenliğinin zayıf kalacağını öngördüklerini anlatan Şimşek, "Tüm etkileri değerlendirdiğimizde enflasyonun Merkez Bankasının tahmin aralığında gerçekleşme olasılığı son derece yüksek. Cari denge açısından net etkinin olumlu olabileceğini düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.
Şimşek, ticaret savaşlarının küresel büyümeyi özellikle Avrupa Birliği'ni olumsuz etkileme riski taşıdığını belirterek, bunun da ihracat üzerindeki olumsuz etkisine işaret etti.
Yurt içi finansal koşulların sıkılaşmasının ithalatı sınırlayacağını söyleyen Şimşek, enerji fiyatlarındaki düşüşün çok daha güçlü bir etkiye neden olacağını, dolayısıyla cari açığın Orta Vadeli Program'da öngörülenin oldukça altında gerçekleşebileceğini ifade etti.
- "BÜTÇEDE MESAJIMIZ AÇIK"
Bütçe verileriyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Şimşek, sözlerine şöyle devam etti: "Bütçe mesajımız açık, harcama disiplini devam edecek. Geçen yıl onaylanan bütçeye kıyasla güçlü bir harcama disiplini sağladık. Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylanan bütçe 100 liraysa yılı 96,7 lira harcamayla kapattık. Bu yıl da harcamalarda disiplin çok güçlü bir şekilde sürecek. Bütçe gelirleri ekonomik aktiviteden etkileniyor. Dolayısıyla eğer sıkı finansal koşullar büyümede daha ılımlı bir seyre sebep olursa, gelir tarafında aşağı yönlü riskler oluşabilir. Ancak Türkiye'nin brüt kamu borç stokunun milli gelire oranı yüzde 25 civarında. Burada bütçe disipliniyle hedefimiz negatif mali etki yoluyla dezenflasyon sürecine katkı sağlamaktır. Sıkı finansal koşullar bütçede harcama değil gelir kaynaklı sınırlı bir olumsuz etki oluşturabileceği için program açısından önemli bir endişe unsuru olmayacaktır."
- "DIŞ ŞOKLARA KARŞI NİSPETEN DAHA AZ ETKİLENECEK ÜLKELERDENİZ"
Şimşek, uluslararası doğrudan yatırımlarda kısa süreli tepki kararlarının olmayacağına işaret ederek, "Fiyat istikrarı, sürdürülebilir cari açık ve yapısal dönüşümle birlikte doğrudan yatırımların artacağı kanısındayız, kısa vadeli piyasa dalgalanmalarının bu noktada etkili olacağını düşünmüyoruz. İç veya dış şoklar ortaya çıktığında portföy yatırımları azalabiliyor. Bu sadece Türkiye için geçerli değil, diğer ülkeler için de söz konusu. Bu program portföy yatırımlarına dayalı değil. Türkiye açık bir piyasa ekonomisi, liberal bir sermaye hesabına sahip. Bu çerçevede para giriş ve çıkışları olabilir. Portföy yatırımlarındaki kısmi azalma geçicidir, küresel dalgalanmalar yatıştığında biz güçlü hikayesi olan nadir ülkelerdeniz." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin dış şoklara karşı nispeten daha az etkilenecek ülkeler arasında yer aldığını vurgulayan Şimşek, ihracatın diğer ülkelere göre daha dayanıklı bir yapıya sahip olduğunu belirtti.
- "TÜRKİYE'YE DIŞ KAYNAK GİRİŞLERİ YENİDEN BAŞLADI"
Şimşek, küresel dalgalanmalar azaldığında yatırımcıların güçlü programı ve hikayesi olan ülkelere yeniden yatırım yapmak isteyeceğini ifade ederek, şu sözleri kullandı:
"Piyasalarda dalgalanmanın olduğu süreçte CDS'ler 380 civarına çıktı, bugün itibarıyla 330'un altına indi. 'Etkiler sınırlı ve geçici' derken temenniden bahsetmiyor, gözlemlerimizden ve geçmiş deneyimlerimizden bahsediyoruz. Hazinenin ikinci piyasadaki gerek uluslararası tahvil faizlerinde, gerekse içeride Türk lirası tahvillerimizin fiyatlanmasında son dönemde iyileşme başladı, yani faizler de düşmeye başladı. Türkiye'ye dış kaynak girişleri yeniden başladı, zaten fiyatlamalar da bunu yansıtıyor. Burada esas olan programımızın kararlı bir şekilde uygulanmasıdır. En büyük önceliğimiz fiyat istikrarı, yani enflasyonun kalıcı bir şekilde düşmesidir, bu konuda önemli bir risk görmüyoruz. Bu çerçevede programda şu aşamada önemli bir sapma öngörmüyoruz."
- "İÇ VE DIŞ BORÇ ÖDEMELERİMİZ İÇİN GÜÇLÜ NAKİT REZERVİ TUTUYORUZ"
Hazinenin her zaman etkin bir borç yönetim kapasitesine sahip olduğunu belirten Şimşek, iç ve dış borç ödemeleri için güçlü nakit rezervi tuttuklarını ve bu kapasiteye sahip olduklarını anlattı.
Şimşek, borç yönetiminde temkinli yaklaşım sergilediklerine, bunun da kısa vadeli dalgalanmalarda esneklik sağladığına işaret ederek, sözlerine şöyle devam etti:
"Orta vadede borç yönetimimizin stratejik ölçütleri var. Bunlar, kur ve faiz riskini düşürmek, likidite riskine yönelik güçlü nakit rezervi bulundurmak. Stratejik ölçütler çerçevesinde oluşturduğumuz Hazine finansman programımız piyasalarda dalgalanma olduğu zamanlarda bize esneklik tanır. Son dönemdeki gelişmeler gibi durumlarda değerlendirmemizi yapar gerektiğinde daha kısa vadeli, gerektiğinde değişken faizli borçlanırız. İç piyasadan döviz borçlanma konusu ise finansman programımızın bir parçasıydı. Stratejimizde bunların payını azaltmak var ancak bu dönemlerde piyasalardaki dalgalanmalara esnek tepki veriyoruz, piyasa koşullarına göre hareket edeceğiz."
Bu yıl için öngördükleri iç borç çevirme oranının yüzde 119,3 olduğunu, ilk 3,5 ayda bu oranın daha yüksek seyrettiğini aktaran Şimşek, "Çünkü beyannameye dayalı vergi gelirlerimiz genelde ilk 4 aya değil mayıs ayına denk geliyor, yani beyannameler mart sonunda veriliyor, daha sonra ödemeler başlıyor." dedi.
Uluslararası piyasalardan bu yıl 11 milyar dolar dış borçlanma öngördüklerini ve yılın ilk çeyreğinde bunun 2,5 milyar dolarını gerçekleştirdiklerini belirten Şimşek, vadesi dolup ödemesi yapılan, yani nakit rezervden kullanılan bir alanın söz konusu olduğunu dile getirdi.
Şimşek, uluslararası piyasalardaki kâğıtların getiri eğrisinin 40-50 baz puan yüksek seyrettiğini belirterek, "10 yıl vadeli dolar cinsinden tahvilimizin faizi yüzde 8'in üzerine kadar çıktı, şu anda yüzde 7,7 seviyelerinde. Burada da bir normalleşmenin olacağını, CDS'lere paralel tekrar daha da düşeceğini öngörüyoruz. Piyasa koşullarını takip ederek yılın kalanında finansman programımıza göre 8,5 milyar dolar daha dış borçlanmaya gitmeyi planlıyoruz." diye konuştu.
- ABD TEMASLARI
Bu hafta IMF, Dünya Bankası ve G-20 toplantıları için ABD'de temaslarda bulunacağını belirten Şimşek, şunları kaydetti: "New York'ta reyting kuruluşlarıyla, sonra ABD merkezli doğrudan yatırımcılarla bir araya geleceğiz. Özellikle son gelişmeler sonrası tedariki Türkiye'ye yönlendirmeyi düşünen başta ABD'li firmalar olmak üzere reel sektör temsilcileriyle görüşeceğiz. Washington'da da benzer programlar var, özellikle Amerikan Ticaret Odası bu kapsamda geniş katılımlı bir konferans düzenliyor. Orada da konuşmam olacak. Bu programlar dışında da günde 14 ila 17 ikili görüşme veya yatırım bankalarının düzenleyeceği toplantılarımız olacak. Tüm bu toplantılarda, programda bir değişiklik olmadığını, programın arkasında sağlam bir siyasi irade bulunduğunu belirteceğiz. Programı uygulamakta kararlı olduğumuzu gösteriyoruz. Türkiye'de meydana gelenler dünyadan çok farklı değil, bunun geçici bir durum olduğuna inanıyoruz, fiyatlamalar da bunu gösteriyor."
Çok Okunanlar