SON DAKİKA
Hava Durumu

Marmara Denizi'nde müsilaj geri döndü

Prof. Dr. Yelda Aktan, Marmara Denizi'ndeki müsilajın dipte yoğun bir şekilde bulunduğunu, tek hücreli bitkisel organizmaların aşırı çoğalması ve ölmesi sonucunda, bakteriyel faaliyetlerle birlikte zamanla yüzeye çıktığını belirtti.

Haber Giriş Tarihi: 12.04.2025 11:40
Haber Güncellenme Tarihi: 12.04.2025 11:44
Kaynak: Haber Merkezi
hurhaber.com
Marmara Denizi'nde müsilaj geri döndü

İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi'nden Prof. Dr. Yelda Aktan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, müsilaj meselesinin son 20 yıldır zaman zaman gündeme geldiğini, ve bazı dönemlerde daha yoğun şekilde ortaya çıktığını ifade etti.

Marmara Denizi'nin hem insan faaliyetleri hem de endüstriyel aktivitelerin yoğun olduğu bir alan olduğunu belirten Aktan, kıyı bölgelerinin bu durumdan fazla etkilendiğini, yoğun faaliyetlerin sonucunda organik madde girişi nedeniyle müsilajın meydana geldiğini söyledi.

Prof. Dr. Aktan, bu duruma tek hücreli fitoplanktonların sebep olduğuna dikkat çekerek, "Ekosistemin dengesi bozuldukça, besin tuzları ve organik madde miktarının artmasıyla bazı türlerin aşırı artış gösterdiğini, bunların ölümünden sonra meydana gelen ayrışma sürecinde bakteriyel faaliyetlerle müsilajın ortaya çıktığını" açıkladı.

Müsilajın aslında tüm su kolonunda bulunduğunu, yüzeye çıktığında görünür hale geldiğini vurgulayan Aktan, atık girdisinin devam etmesi halinde Marmara Denizi'ndeki tüm ekosistemin etkilendiğini kaydetti.

Prof. Dr. Aktan, müsilajın akıntılarla hareketin yetersiz olduğu bölgelerde daha uzun süre kaldığını, su hareketinin daha fazla olduğu ve dinamik alanlarda ayrışma sürecinde ekosistemin toparlanmasının daha kolay olduğunu ifade etti.

Müsilajla ilgili çok sayıda görüntü aldıklarını belirten Aktan, şöyle devam etti: "Marmara Denizi'nde müsilaj, gelen görüntülerden de görüldüğü üzere dipte yoğun bir şekilde gözleniyor. Tek hücreli bitkisel organizmaların aşırı artışı ve ölümlerinin ardından meydana gelen ayrışma sürecinde bakteriyel faaliyetlerle oluşan müsilaj zamanla deniz yüzeyine taşınıyor. Bu türlerin tüm su kolonunda yoğun olarak görüldüğünü söyleyebiliriz. İstanbul Boğazı ise daha dinamik bir sisteme sahip, akıntılar sayesinde daha hızlı toparlanabiliyor. Müsilajın oluşumundaki bu türler, Marmara Denizi'nin doğal florasında mevcut ve Boğaz’da kalıcı artış gösteremiyorlar ya da sadece durgun bölgelerde birikebiliyorlar."

"Arıtma tesisleri Marmara Bölgesi için yeterli değil"

Prof. Dr. Aktan, sıcaklıkların artmasıyla yaz mevsiminde müsilajın daha sık görülebileceğini belirtti. Denizlere atık girişi sürdüğü sürece müsilajın var olacağını vurgulayan Aktan, "Atıkların kontrol altına alınması gerekli. Müsilajla mücadelede birçok doğru karar alındı, ancak bunların uygulanabilirliği ve denetimi önem taşıyor. Arıtma tesisleri Marmara Bölgesi için yeterli değil. Bazı belediyeler ciddi yatırımlar yapıyor, fakat nüfus yoğunluğu nedeniyle kapasiteleri yetersiz kalıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Marmara Bölgesi'nin son dönemde fazla yağış aldığını belirten Aktan, şöyle dedi: "Bu yağışlar, arıtma tesislerinin yükünü arttırıyor ve kapasitelerini aştığı için arıtılmadan atıksular oluyor. Sadece arıtma tesislerine veya evsel atıklara odaklanılmamalı, tarımsal aktiviteler ve derin deşarj sorunları da var. Tüm unsurların bütüncül bir şekilde ele alınıp kararların sıkı denetimle uygulanması gerekmekte. Adalar çevresinden gelen müsilaj görüntüleri mevcut. İzmit Körfezi, müsilajın en fazla etkilediği bölgelerden biri. Su hareketleri nispeten sınırlı olduğu için toparlanması daha uzun sürüyor. Genellikle bu tip artışlar ilkbahar ve sonbaharda beklenebilir, ancak Marmara Denizi'nde her mevsimde görülmekte ve uzun süreli kalmakta. Bu da bütün ekosisteme olumsuz etkiler yaratmakta."

Marmara Denizi'ndeki en önemli konunun doğal habitatların korunması olduğunu belirten Aktan, bunlar zarar gördüğünde müsilaj ve "red-tide" (renk değişimi) gibi olayların daha sık görüldüğünü ifade etti.

Prof. Dr. Aktan, habitatların sıkı korunması halinde müsilaj gibi istenmeyen olayların daha az yaşanacağını belirterek, "Marmara Denizi'nde çevre genelde dolgu alan. Bu tür oluşumlar meydana geldiğinde, dolgu alanda kendini temizleme şansı olmuyor. Bu yüzden doğal habitatların korunması büyük önem taşıyor." diye konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.