Güncel anket son durumu ortaya koydu! Bu pazar seçim olsa hangi parti ne kadar oy alır?
Güncel anket son durumu ortaya koydu! Bu pazar seçim olsa hangi parti ne kadar oy alır?
Gezici araştırmanın son anket sonuçları, siyasi arenadaki son durumu gözler önüne serdi. Katılımcılara yöneltilen “Bu pazar seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?” sorusuna verilen yanıtlar, dikkat çekici veriler ortaya koydu.
Haber Giriş Tarihi: 13.06.2025 09:15
Haber Güncellenme Tarihi: 13.06.2025 09:55
Kaynak:
Haber Merkezi
hurhaber.com
Gezici araştırmanın son yapılan ankete göre, "Bu pazar seçim olsa" AK Parti %35 ile birinci parti konumunu koruyor, CHP ise %31,1 ile ikinci sırada yer alıyor. Gençlerin %68’i sağ partilere yönelirken, seçmenlerin %54,7’si Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasette aktif kalmasını istiyor.
Bu araştırma, Türkiye genelinde seçmenin politik konulara ilişkin algısını ölçmek amacıyla, 2 – 7 Haziran 2025 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Elde edilen bulgular, ilgili kurumların yürüteceği çalışmalar için öngörü oluşturması bakımından önemli bir kaynak niteliği taşımaktadır.
Araştırmanın örneklemi, 2023 Mayıs Milletvekili Genel Seçimi sonuçları dikkate alınarak Türkiye genelini temsil edecek şekilde hazırlanmıştır. Çalışma kapsamında, 18 yaş ve üzeri seçmen nüfusunu temsil eden, yaklaşık yarısı kadın olmak üzere toplam 2.484 katılımcı ile görüşülmüştür.
Bugün seçim olsa:
AK Parti: %35 oy oranıyla yeniden birinci parti konumunda
CHP: %31,1 ile ikinci sırada yer alıyor
Genç seçmenlerin %68’i sağ partilere yöneliyor
Seçmenlerin %54,7’si, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasette aktif kalmasını istiyor
Avrupa’daki sağ yükselişi Türkiye’de de etkisini gösteriyor.
18-28 yaş aralığındaki genç seçmenler, güvenlik, milli teknoloji ve istikrar vurgusu yapan partilere yöneliyor.
AK Parti’de toparlanma süreci dikkat çekerken, özellikle ev kadınları ve kararsız seçmenlerde geri dönüşler gözlemleniyor.
Muhalefet cephesinde ise liderlik ve güven krizi devam ediyor.
SEÇMEN EĞİLİMLERİ VE SİYASAL ATMOSFERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Uluslararası Güvenlik Uzmanı, Siyaset Bilimci Murat Gezici ; Yaptığımız araştırmada elde edilen bulgular, Türkiye’deki siyasal tercihler ve toplumsal eğilimler hakkında önemli ipuçları sunmaktadır. Araştırmamızda, katılımcılara bugün milletvekili genel seçimi olsa hangi partiye oy verecekleri sorulmuş ve elde edilen veriler hem parti bazında oy dağılımını hem de seçmenlerin tercih motivasyonlarını analiz etmeye olanak tanımıştır. Anket sonuçlarına göre, katılımcıların %35’i AK Parti- Recep Tayyip Erdoğan’a, %31,1’i ise CHP- Özgür Özel’e oy vereceğini beyan etmiştir. Bu sonuçlar, AK Parti’nin uzun bir aradan sonra yeniden birinci parti konumuna yükseldiğini göstermektedir.
Son yıllarda Avrupa genelinde sağ partilerin yükselişi, göç, kimlik ve güvenlik gibi temalar etrafında şekillenen siyasi tartışmalarla birlikte hem Batı demokrasilerinde hem de Doğu Avrupa’da yeni bir toplumsal ve siyasal gerçeklik oluşturmuştur. Bu eğilim, popülist söylemler, ulusal çıkarların ön plana çıkarılması ve geleneksel değerlere dönüş üzerinden toplumsal desteğini artırmaktadır. Yaptığımız araştırmanın bulguları, bu dalganın Türkiye’ye de yansıdığını ortaya koymaktadır. Özellikle 18-28 yaş arası genç seçmenlerin %68’inin sağ partilere oy verdiğinin tespit edilmesi, Türkiye’deki yeni seçmen kitlesinin de benzer bir yönelime sahip olduğunu göstermektedir. Gençler arasında sağ partilere yönelik bu kayda değer artış; ulusal kimlik, güvenlik ve istikrar arayışı, teknoloji ve savunma sanayiindeki gelişmeler ile milli gurur unsurlarının öne çıkarılması gibi faktörlerle ilişkilendirilebilir. Böylece, Türkiye’de de siyasal arenadaki dengelerin sağ partiler lehine kaymaya başladığı görülmektedir. Özellikle genç seçmenlerin siyasal tercihlerinde bu yön değişikliği hem mevcut partiler arası rekabeti hem de siyasal gündemi doğrudan etkilemektedir.
Araştırma sonuçları, sadece oy oranlarının değil, aynı zamanda seçmen davranışlarındaki dinamik değişimlerin de altını çizmektedir. AK Parti’nin yeniden toparlanmasında ve oy oranında artış yaşanmasında birkaç temel etken öne çıkmaktadır. Öncelikle, seçmenlerin Erdoğan’ı sadece bir Türkiye lideri olarak değil, aynı zamanda küresel bir figür, bir dünya lideri olarak konumlandırması, ona duyulan güvenin artmasında etkili olmuştur. Özellikle dış politika alanında Türkiye’nin çok boyutlu ve aktif bir strateji izlemesi, uluslararası alanda ülkenin görünürlüğünün artması seçmen nezdinde olumlu karşılanmaktadır. Araştırmaya katılanların %45’i ise Türkiye’de yaşanan ekonomik sıkıntıların temel nedeninin, küresel güçlerin Türkiye’nin güçlenmesini engelleme çabaları olduğunu düşünmektedir. Bu algı, seçmenin ekonomik sorunların sorumlusunu hükümetten ziyade dış faktörlerde aramasına yol açmaktadır.
Bunun yanı sıra, son yıllarda sanayi ve askeri yatırımlarda yaşanan gelişmelerin Erdoğan’ın popülaritesine katkı sağladığı görülmektedir. Savunma sanayiinde atılan adımlar, milli teknoloji hamlesi ve askeri alanda elde edilen başarılar, seçmenlerin milli gururunu okşamakta ve hükümete yönelik desteği artırmaktadır. Ayrıca, özellikle deprem bölgesinde kısa sürede gerçekleştirilen kalkınma projeleri ve depremzedelerin ihtiyaçlarının karşılanması gibi somut hizmetler de, AK Parti’nin hizmet karnesine olumlu olarak yazılmaktadır. Bu tür hızlı müdahaleler, hükümetin kriz yönetimi kapasitesine duyulan güveni pekiştirmiştir. Özellikle Murat Kurum’un deprem bölgesindeki aktif çalışmaları ve gösterdiği performans, AK Parti’ye oy veren seçmen kitlesinin yeniden partiye yönelmesinde etkili olmuştur.
Anket bulguları, seçmenlerdeki sandığa küskünlük eğiliminin son altı ayda belirgin biçimde azaldığını da ortaya koymaktadır. Bu süreçte, AK Parti seçmeninin katılımı artmış ve partide toparlanma gözlemlenmiştir. Seçmenlerin partilerine yeniden yönelmesinin başlıca nedeni, alternatif bir siyasi seçenek görememeleri ve muhalefetin, özellikle Erdoğan ve devletle çatışan bir görüntü vermesidir. Muhalefetin bu tavrı, iktidar blokunda yer alan seçmenlerin dağınık oylarını tekrar AK Parti’de toplamıştır. Araştırmaya katılanların %72’si, ülkede “normalleşme siyaseti”ni desteklediğini belirtmektedir. Toplumda normalleşme ve istikrar arayışı, siyasi tercihleri doğrudan etkilemektedir.
Seçmen eğilimlerindeki bir diğer dikkat çekici nokta, son iki yılda AK Parti’den uzaklaşan ev kadınlarının, tekrar partiye yönelmeye başlamasıdır. Ev kadınları arasında gözlenen bu geri dönüşte, muhalefetin ülkenin sorunlarını çözebileceğine dair inancın zayıflaması belirleyici olmuştur. Özellikle ekonomik kriz ve toplumsal belirsizlik ortamında, seçmenler alışık oldukları ve “güvenli liman” olarak gördükleri partiye yönelme eğilimi göstermektedir. Bu noktada AK Parti’nin toplumsal hizmetlere dayalı siyaset anlayışının ve sosyal yardımların da etkili olduğu söylenebilir.
Genç seçmen profili incelendiğinde, sol partilere (özellikle CHP’ye) olan ilginin azalmakta olduğu; gençlerin büyük oranda sağa yöneldiği görülmektedir. 18-28 yaş arası gençlerde sağ partilere verilen desteğin %68’e çıkması, siyasetin geleceği açısından önemli bir veri olarak değerlendirilmektedir. Bu genç seçmenlerin Hakan Fidan, Murat Kurum ve Selçuk Bayraktar gibi isimlere duyduğu ilgi, siyasal aktörlerin toplumsal popülerliklerinin ve gençlerle kurdukları iletişimin ne kadar kritik olduğuna işaret etmektedir. Genç seçmenlerin sağ partilere yönelmesinin bir diğer nedeni ise, sağ partilerin teknoloji, savunma ve milli kimlik vurgusu yapan politikalarının bu kuşakta daha fazla karşılık bulmasıdır.
Araştırmanın ortaya koyduğu bir diğer bulgu ise muhalefet cephesindeki dağınıklığın ve liderlik krizinin, iktidarın oylarının konsolide olmasına katkı sağladığıdır. Muhalefetin devletle sürekli bir çatışma halinde ve parçalı bir görüntü çizmesi, seçmenlerin alternatif arayışlarını zayıflatmış; kararsız seçmenlerin büyük bir kısmı tekrar AK Parti’ye yönelmiştir. Özellikle CHP’de son dönemde yaşanan lider değişimi ve parti içi çekişmeler, parti tabanında motivasyon kaybına yol açmıştır. Nitekim, Ekrem İmamoğlu’nun kamuoyu desteği son bir yıl içinde %64’ten %52’ye gerilemiş; bu da muhalefetin toplum nezdindeki cazibesinin azaldığına işaret etmektedir.
Ekonomik göstergeler ve toplumsal beklentiler de seçmen tercihlerinde belirleyici rol oynamaktadır. Toplumun önemli bir bölümü, ekonomik krizlerin temel sebebini küresel güçlere ve uluslararası piyasalardaki dalgalanmalara bağlamakta; bu durum da iktidara karşı duyulan tepkinin sınırlandığını göstermektedir. Özellikle sanayi ve askeri yatırımlardaki gelişmeler, seçmenin gözünde ülkenin bağımsızlık kapasitesini artıran adımlar olarak değerlendirilmektedir. Erdoğan’a verilen desteğin yükselmesinde, seçmenlerin onu görev süresi dolmasına rağmen tekrar aday olarak görmek istemesi de bu faktörlerin bir yansımasıdır. Altı ay öncesine kadar Erdoğan’ın tekrar adaylığına yönelik mesafeli yaklaşan seçmenlerin, bugün tekrar güçlü bir destek sergilemesi bu değişimin somut göstergesidir.
Sonuç olarak, anket çalışmasının bulguları; Türkiye’de siyasal tercihlerde son altı ayda belirgin bir sağa kayış yaşandığını, AK Parti’nin yeniden toplumsal desteğini konsolide ettiğini ve muhalefet cephesinde hem liderlik hem de güven krizinin devam ettiğini ortaya koymaktadır. Toplumun ekonomik ve siyasi istikrar beklentisi, ulusal güvenlik kaygıları, dış politika performansı, kriz yönetimi kapasitesi ve sosyal yardımlar, seçmen tercihlerinde belirleyici rol oynamaktadır. Özellikle gençler ve ev kadınları gibi kritik seçmen gruplarında gözlenen eğilimler, önümüzdeki dönemde siyasal dengelerin nasıl şekilleneceği açısından önemli göstergeler sunmaktadır. AK Parti’nin hizmet ve kriz yönetimi karnesine yazılan olumlu adımlar, muhalefetin ise alternatif üretmedeki zayıflığı, mevcut siyasal tablonun en belirgin unsurları olarak öne çıkmaktadır.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Güncel anket son durumu ortaya koydu! Bu pazar seçim olsa hangi parti ne kadar oy alır?
Gezici araştırmanın son anket sonuçları, siyasi arenadaki son durumu gözler önüne serdi. Katılımcılara yöneltilen “Bu pazar seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?” sorusuna verilen yanıtlar, dikkat çekici veriler ortaya koydu.
Gezici araştırmanın son yapılan ankete göre, "Bu pazar seçim olsa" AK Parti %35 ile birinci parti konumunu koruyor, CHP ise %31,1 ile ikinci sırada yer alıyor. Gençlerin %68’i sağ partilere yönelirken, seçmenlerin %54,7’si Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasette aktif kalmasını istiyor.
Bu araştırma, Türkiye genelinde seçmenin politik konulara ilişkin algısını ölçmek amacıyla, 2 – 7 Haziran 2025 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Elde edilen bulgular, ilgili kurumların yürüteceği çalışmalar için öngörü oluşturması bakımından önemli bir kaynak niteliği taşımaktadır.
Araştırmanın örneklemi, 2023 Mayıs Milletvekili Genel Seçimi sonuçları dikkate alınarak Türkiye genelini temsil edecek şekilde hazırlanmıştır. Çalışma kapsamında, 18 yaş ve üzeri seçmen nüfusunu temsil eden, yaklaşık yarısı kadın olmak üzere toplam 2.484 katılımcı ile görüşülmüştür.
Bugün seçim olsa:
AK Parti: %35 oy oranıyla yeniden birinci parti konumunda
CHP: %31,1 ile ikinci sırada yer alıyor
Genç seçmenlerin %68’i sağ partilere yöneliyor
Seçmenlerin %54,7’si, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasette aktif kalmasını istiyor
Avrupa’daki sağ yükselişi Türkiye’de de etkisini gösteriyor.
18-28 yaş aralığındaki genç seçmenler, güvenlik, milli teknoloji ve istikrar vurgusu yapan partilere yöneliyor.
AK Parti’de toparlanma süreci dikkat çekerken, özellikle ev kadınları ve kararsız seçmenlerde geri dönüşler gözlemleniyor.
Muhalefet cephesinde ise liderlik ve güven krizi devam ediyor.
SEÇMEN EĞİLİMLERİ VE SİYASAL ATMOSFERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Uluslararası Güvenlik Uzmanı, Siyaset Bilimci Murat Gezici ; Yaptığımız araştırmada elde edilen bulgular, Türkiye’deki siyasal tercihler ve toplumsal eğilimler hakkında önemli ipuçları sunmaktadır. Araştırmamızda, katılımcılara bugün milletvekili genel seçimi olsa hangi partiye oy verecekleri sorulmuş ve elde edilen veriler hem parti bazında oy dağılımını hem de seçmenlerin tercih motivasyonlarını analiz etmeye olanak tanımıştır. Anket sonuçlarına göre, katılımcıların %35’i AK Parti- Recep Tayyip Erdoğan’a, %31,1’i ise CHP- Özgür Özel’e oy vereceğini beyan etmiştir. Bu sonuçlar, AK Parti’nin uzun bir aradan sonra yeniden birinci parti konumuna yükseldiğini göstermektedir.
Son yıllarda Avrupa genelinde sağ partilerin yükselişi, göç, kimlik ve güvenlik gibi temalar etrafında şekillenen siyasi tartışmalarla birlikte hem Batı demokrasilerinde hem de Doğu Avrupa’da yeni bir toplumsal ve siyasal gerçeklik oluşturmuştur. Bu eğilim, popülist söylemler, ulusal çıkarların ön plana çıkarılması ve geleneksel değerlere dönüş üzerinden toplumsal desteğini artırmaktadır. Yaptığımız araştırmanın bulguları, bu dalganın Türkiye’ye de yansıdığını ortaya koymaktadır. Özellikle 18-28 yaş arası genç seçmenlerin %68’inin sağ partilere oy verdiğinin tespit edilmesi, Türkiye’deki yeni seçmen kitlesinin de benzer bir yönelime sahip olduğunu göstermektedir. Gençler arasında sağ partilere yönelik bu kayda değer artış; ulusal kimlik, güvenlik ve istikrar arayışı, teknoloji ve savunma sanayiindeki gelişmeler ile milli gurur unsurlarının öne çıkarılması gibi faktörlerle ilişkilendirilebilir. Böylece, Türkiye’de de siyasal arenadaki dengelerin sağ partiler lehine kaymaya başladığı görülmektedir. Özellikle genç seçmenlerin siyasal tercihlerinde bu yön değişikliği hem mevcut partiler arası rekabeti hem de siyasal gündemi doğrudan etkilemektedir.
Araştırma sonuçları, sadece oy oranlarının değil, aynı zamanda seçmen davranışlarındaki dinamik değişimlerin de altını çizmektedir. AK Parti’nin yeniden toparlanmasında ve oy oranında artış yaşanmasında birkaç temel etken öne çıkmaktadır. Öncelikle, seçmenlerin Erdoğan’ı sadece bir Türkiye lideri olarak değil, aynı zamanda küresel bir figür, bir dünya lideri olarak konumlandırması, ona duyulan güvenin artmasında etkili olmuştur. Özellikle dış politika alanında Türkiye’nin çok boyutlu ve aktif bir strateji izlemesi, uluslararası alanda ülkenin görünürlüğünün artması seçmen nezdinde olumlu karşılanmaktadır. Araştırmaya katılanların %45’i ise Türkiye’de yaşanan ekonomik sıkıntıların temel nedeninin, küresel güçlerin Türkiye’nin güçlenmesini engelleme çabaları olduğunu düşünmektedir. Bu algı, seçmenin ekonomik sorunların sorumlusunu hükümetten ziyade dış faktörlerde aramasına yol açmaktadır.
Bunun yanı sıra, son yıllarda sanayi ve askeri yatırımlarda yaşanan gelişmelerin Erdoğan’ın popülaritesine katkı sağladığı görülmektedir. Savunma sanayiinde atılan adımlar, milli teknoloji hamlesi ve askeri alanda elde edilen başarılar, seçmenlerin milli gururunu okşamakta ve hükümete yönelik desteği artırmaktadır. Ayrıca, özellikle deprem bölgesinde kısa sürede gerçekleştirilen kalkınma projeleri ve depremzedelerin ihtiyaçlarının karşılanması gibi somut hizmetler de, AK Parti’nin hizmet karnesine olumlu olarak yazılmaktadır. Bu tür hızlı müdahaleler, hükümetin kriz yönetimi kapasitesine duyulan güveni pekiştirmiştir. Özellikle Murat Kurum’un deprem bölgesindeki aktif çalışmaları ve gösterdiği performans, AK Parti’ye oy veren seçmen kitlesinin yeniden partiye yönelmesinde etkili olmuştur.
Anket bulguları, seçmenlerdeki sandığa küskünlük eğiliminin son altı ayda belirgin biçimde azaldığını da ortaya koymaktadır. Bu süreçte, AK Parti seçmeninin katılımı artmış ve partide toparlanma gözlemlenmiştir. Seçmenlerin partilerine yeniden yönelmesinin başlıca nedeni, alternatif bir siyasi seçenek görememeleri ve muhalefetin, özellikle Erdoğan ve devletle çatışan bir görüntü vermesidir. Muhalefetin bu tavrı, iktidar blokunda yer alan seçmenlerin dağınık oylarını tekrar AK Parti’de toplamıştır. Araştırmaya katılanların %72’si, ülkede “normalleşme siyaseti”ni desteklediğini belirtmektedir. Toplumda normalleşme ve istikrar arayışı, siyasi tercihleri doğrudan etkilemektedir.
Seçmen eğilimlerindeki bir diğer dikkat çekici nokta, son iki yılda AK Parti’den uzaklaşan ev kadınlarının, tekrar partiye yönelmeye başlamasıdır. Ev kadınları arasında gözlenen bu geri dönüşte, muhalefetin ülkenin sorunlarını çözebileceğine dair inancın zayıflaması belirleyici olmuştur. Özellikle ekonomik kriz ve toplumsal belirsizlik ortamında, seçmenler alışık oldukları ve “güvenli liman” olarak gördükleri partiye yönelme eğilimi göstermektedir. Bu noktada AK Parti’nin toplumsal hizmetlere dayalı siyaset anlayışının ve sosyal yardımların da etkili olduğu söylenebilir.
Genç seçmen profili incelendiğinde, sol partilere (özellikle CHP’ye) olan ilginin azalmakta olduğu; gençlerin büyük oranda sağa yöneldiği görülmektedir. 18-28 yaş arası gençlerde sağ partilere verilen desteğin %68’e çıkması, siyasetin geleceği açısından önemli bir veri olarak değerlendirilmektedir. Bu genç seçmenlerin Hakan Fidan, Murat Kurum ve Selçuk Bayraktar gibi isimlere duyduğu ilgi, siyasal aktörlerin toplumsal popülerliklerinin ve gençlerle kurdukları iletişimin ne kadar kritik olduğuna işaret etmektedir. Genç seçmenlerin sağ partilere yönelmesinin bir diğer nedeni ise, sağ partilerin teknoloji, savunma ve milli kimlik vurgusu yapan politikalarının bu kuşakta daha fazla karşılık bulmasıdır.
Araştırmanın ortaya koyduğu bir diğer bulgu ise muhalefet cephesindeki dağınıklığın ve liderlik krizinin, iktidarın oylarının konsolide olmasına katkı sağladığıdır. Muhalefetin devletle sürekli bir çatışma halinde ve parçalı bir görüntü çizmesi, seçmenlerin alternatif arayışlarını zayıflatmış; kararsız seçmenlerin büyük bir kısmı tekrar AK Parti’ye yönelmiştir. Özellikle CHP’de son dönemde yaşanan lider değişimi ve parti içi çekişmeler, parti tabanında motivasyon kaybına yol açmıştır. Nitekim, Ekrem İmamoğlu’nun kamuoyu desteği son bir yıl içinde %64’ten %52’ye gerilemiş; bu da muhalefetin toplum nezdindeki cazibesinin azaldığına işaret etmektedir.
Ekonomik göstergeler ve toplumsal beklentiler de seçmen tercihlerinde belirleyici rol oynamaktadır. Toplumun önemli bir bölümü, ekonomik krizlerin temel sebebini küresel güçlere ve uluslararası piyasalardaki dalgalanmalara bağlamakta; bu durum da iktidara karşı duyulan tepkinin sınırlandığını göstermektedir. Özellikle sanayi ve askeri yatırımlardaki gelişmeler, seçmenin gözünde ülkenin bağımsızlık kapasitesini artıran adımlar olarak değerlendirilmektedir. Erdoğan’a verilen desteğin yükselmesinde, seçmenlerin onu görev süresi dolmasına rağmen tekrar aday olarak görmek istemesi de bu faktörlerin bir yansımasıdır. Altı ay öncesine kadar Erdoğan’ın tekrar adaylığına yönelik mesafeli yaklaşan seçmenlerin, bugün tekrar güçlü bir destek sergilemesi bu değişimin somut göstergesidir.
Sonuç olarak, anket çalışmasının bulguları; Türkiye’de siyasal tercihlerde son altı ayda belirgin bir sağa kayış yaşandığını, AK Parti’nin yeniden toplumsal desteğini konsolide ettiğini ve muhalefet cephesinde hem liderlik hem de güven krizinin devam ettiğini ortaya koymaktadır. Toplumun ekonomik ve siyasi istikrar beklentisi, ulusal güvenlik kaygıları, dış politika performansı, kriz yönetimi kapasitesi ve sosyal yardımlar, seçmen tercihlerinde belirleyici rol oynamaktadır. Özellikle gençler ve ev kadınları gibi kritik seçmen gruplarında gözlenen eğilimler, önümüzdeki dönemde siyasal dengelerin nasıl şekilleneceği açısından önemli göstergeler sunmaktadır. AK Parti’nin hizmet ve kriz yönetimi karnesine yazılan olumlu adımlar, muhalefetin ise alternatif üretmedeki zayıflığı, mevcut siyasal tablonun en belirgin unsurları olarak öne çıkmaktadır.
Çok Okunanlar