31 Mart yerel seçimleriyle ilgili İstanbul hakkında bir kez daha açıklama yapan Ekrem İmamoğlu, '' 16 milyon insanın, seçilmiş olan oylarıyla beraber, aynı zamanda Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) açıkladığı oylarla beraber belli olan, seçilmiş olduğumun neticesinde mazbatamızı talep ediyoruz. YSK’yı göreve davet ediyorum. Süreci lütfen en titiz şekilde yönetilmesini özellikle istirham ediyorum'' ifadelerini kullandı.
Haber Giriş Tarihi: 03.04.2019 09:45
Haber Güncellenme Tarihi: 03.04.2019 12:45
Kaynak:
Haber Merkezi
hurhaber.com
31 Mart yerel seçimlerinde Mİllet İttifakının İstanbul adayı olan ve yüzde yüz netleşmeyen kesin sonuçlarla beraber İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Ekrem İmamoğlu, çok önemli açıklamalarda bulundu.
İmamoğlun'nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde:
Gönül isterdi ki sizleri Büyükşehir belediyesinde ağırlayalım. Ama Türkiye'nin seçim süreçleri özellikle bizlerin yıllardır sıkıntı yaşadığımız ve dile getirdiğimiz kavramlarla dolu seçim süreçleri, bu süreçte de çok farklı bir evrilmeye süreçte devam ediyoruz ne yazık ki. Öncelikle şunu söyleyeyim, Türkiye'nin bir yerel seçim yaşadığını, Türkiye'nin konusu 2019'da şehirlerin yönetimi olduğunu defalarca kampanya süresince dile getirdik.
''MAZBATAMI İSTİYORUM''
Ama biz bunu dile getirirken başka kavramlar sürecin içine dahil edilmeye çalışıldı. 16 milyon insanla bu şehrin yönetimine talibiz dedik. Ama başka şekilde yönlendirilmek istendi. Günün sonunda buraya geldiğimizde çok net tarif edeyim. Biz adalet istiyoruz. 16 milyon insanın, seçilmiş olan oylarıyla beraber, aynı zamanda Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) açıkladığı oylarla beraber belli olan, seçilmiş olduğumun neticesinde mazbatamızı talep ediyoruz. YSK'yı göreve davet ediyorum. Süreci lütfen en titiz şekilde yönetilmesini özellikle istirham ediyorum. Ben çok net ifade ederek, özellikle fazla değil 24 Haziran sonrası olsun hemen bu aylarda Ocak-Şubat aylarında olsun yetkili sözcüler, bakanlar, birçok kişinin çok sözleri var ama Türkiye en güvenilir seçim mevzuatına sahiptir diyenler, Türkiye seçim sistemi açısından dünyanın en güvenilir ülkesidir diyen, hükümet adına, Sayın Erdoğan adına açıklama yapan sözcüsü, bakanlar, bir sürü bu anlamda sözü sadece Haziran seçiminden sonra ta bu seçimin öncesine kadar verilen beyanları tek tek sıralayabilirim.
''NASIL EN ŞAİBELİ SEÇİM OLDU?''
Ne oldu ki bir anda bu seçim Türkiye seçiminin en şaibeli seçimidir diyecek kadar bir derinliği, bir siyasi partinin genel başkanı öyle bir derinlik ki dipsiz kuyu, haline getirme çabasındalar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçiminde parti teşkilatı başarısız olmuş olabilir. Bu süreç sonrasında bu hesaplaşma zeminini bizim üzerimizden yapmaya çalışıyor hatta ve hatta İstanbul halkını tehlikeli bir biçimde bu sürece dahil etmeye çalışıyor olabilirler.
''TÜRKİYE İTİBARINI ZEDELEMESİN''
Hatta işin içine bir kısım terör örgütünü katsalar dahi burada CHP var, biz varız, ben varım. Çok kararlı bir şekilde, bu sistemi takip ediyoruz. Yapmasınlar, kendi iç hesaplaşmalarına bu ülkenin yerel seçimini bu şehri 16 milyonluk İstanbul'u kurban etmesinler. Dünya bizi takip ediyor. 3-5 kişi bu seçimlerde sanki elinden oyuncağı alınmış gibi davranarak, Türkiye'nin itibarını zedelemesinler.
''ZAMAN KAZANILIYOR OLABİLİR''
Ben burada sadece bana verilen oyları söylemiyorum. Ben burada İstanbul'un kararını savunuyorum. Bu şehirde bu seçimin kaybedeni yok. Bu seçimin 16 milyon kazananı var. Dolayısıyla bugün aynı lafımız devam etmektedir. Bir başka boyut, zaman kazanılıyor olabilir. Ama İstanbul'un kaybedecek tek bir dakikası bile yoktur. Zaman kazanılıyor ne demek? Yani, İstanbul Büyükşehir Belediyesi içerisinde bu süreçte neler olabileceğine dair bir takım elbette duyumlarımız ve tespitlerimiz var. Duyumlar üzerinden mi hareket ediyorsunuz? Asla. Tespitlerimiz de var, somut tespitlerimiz de var.
''KAMUOYUYLA PAYLAŞACAĞIZ''
Bazı kuruluşlara başvurup, iptal edemedikleri bir takım dijital verilerin iptal olunması noktasında nasıl destek istediklerini de biliyoruz. Birçok konu var. Ama bunlar zamanı ve günü geldiğinde yetki sahibimiz oraya gittiği an kamuoyuyla paylaşmaya başlayacağız. 1-2 gün içerisinde İSPARK'ta neler olduğunu da biliyoruz. Personelin, orada çalışan büyükşehir belediyesinin alın teri döken personelinin nasıl baskı altında tutulduğunu da biliyoruz. Asla boyun eğmesinler. Tekrar söylüyorum, bizler seçilmişleriz. 5 yıl sonra gideriz. Ama orada çalışan insanların siyasi fikrine bakılmaksızın oranın daimi unsuru olduklarını biz biliyoruz. Siyasi iradelerin kendilerine, yaptırılması istenen birtakım işlem veya işlemlere asla olumlu cevap vermesinler, dur desinler. 16 milyon insanın vicdani şu anda onların insiyatifin de. Biz bu zaman kaybının da olmaması diliyoruz.
Seçimde elbette hata olur. Eksiklik olur. Somut örneklerde vardır ama siyasi şovlara gerek yok.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ekrem İmamoğlu'ndan açıklama: Mazbatamı istiyorum
31 Mart yerel seçimleriyle ilgili İstanbul hakkında bir kez daha açıklama yapan Ekrem İmamoğlu, '' 16 milyon insanın, seçilmiş olan oylarıyla beraber, aynı zamanda Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) açıkladığı oylarla beraber belli olan, seçilmiş olduğumun neticesinde mazbatamızı talep ediyoruz. YSK’yı göreve davet ediyorum. Süreci lütfen en titiz şekilde yönetilmesini özellikle istirham ediyorum'' ifadelerini kullandı.
31 Mart yerel seçimlerinde Mİllet İttifakının İstanbul adayı olan ve yüzde yüz netleşmeyen kesin sonuçlarla beraber İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Ekrem İmamoğlu, çok önemli açıklamalarda bulundu.
İmamoğlun'nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde:
Gönül isterdi ki sizleri Büyükşehir belediyesinde ağırlayalım. Ama Türkiye'nin seçim süreçleri özellikle bizlerin yıllardır sıkıntı yaşadığımız ve dile getirdiğimiz kavramlarla dolu seçim süreçleri, bu süreçte de çok farklı bir evrilmeye süreçte devam ediyoruz ne yazık ki. Öncelikle şunu söyleyeyim, Türkiye'nin bir yerel seçim yaşadığını, Türkiye'nin konusu 2019'da şehirlerin yönetimi olduğunu defalarca kampanya süresince dile getirdik.
''MAZBATAMI İSTİYORUM''
Ama biz bunu dile getirirken başka kavramlar sürecin içine dahil edilmeye çalışıldı. 16 milyon insanla bu şehrin yönetimine talibiz dedik. Ama başka şekilde yönlendirilmek istendi. Günün sonunda buraya geldiğimizde çok net tarif edeyim. Biz adalet istiyoruz. 16 milyon insanın, seçilmiş olan oylarıyla beraber, aynı zamanda Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) açıkladığı oylarla beraber belli olan, seçilmiş olduğumun neticesinde mazbatamızı talep ediyoruz. YSK'yı göreve davet ediyorum. Süreci lütfen en titiz şekilde yönetilmesini özellikle istirham ediyorum. Ben çok net ifade ederek, özellikle fazla değil 24 Haziran sonrası olsun hemen bu aylarda Ocak-Şubat aylarında olsun yetkili sözcüler, bakanlar, birçok kişinin çok sözleri var ama Türkiye en güvenilir seçim mevzuatına sahiptir diyenler, Türkiye seçim sistemi açısından dünyanın en güvenilir ülkesidir diyen, hükümet adına, Sayın Erdoğan adına açıklama yapan sözcüsü, bakanlar, bir sürü bu anlamda sözü sadece Haziran seçiminden sonra ta bu seçimin öncesine kadar verilen beyanları tek tek sıralayabilirim.
''NASIL EN ŞAİBELİ SEÇİM OLDU?''
Ne oldu ki bir anda bu seçim Türkiye seçiminin en şaibeli seçimidir diyecek kadar bir derinliği, bir siyasi partinin genel başkanı öyle bir derinlik ki dipsiz kuyu, haline getirme çabasındalar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçiminde parti teşkilatı başarısız olmuş olabilir. Bu süreç sonrasında bu hesaplaşma zeminini bizim üzerimizden yapmaya çalışıyor hatta ve hatta İstanbul halkını tehlikeli bir biçimde bu sürece dahil etmeye çalışıyor olabilirler.
''TÜRKİYE İTİBARINI ZEDELEMESİN''
Hatta işin içine bir kısım terör örgütünü katsalar dahi burada CHP var, biz varız, ben varım. Çok kararlı bir şekilde, bu sistemi takip ediyoruz. Yapmasınlar, kendi iç hesaplaşmalarına bu ülkenin yerel seçimini bu şehri 16 milyonluk İstanbul'u kurban etmesinler. Dünya bizi takip ediyor. 3-5 kişi bu seçimlerde sanki elinden oyuncağı alınmış gibi davranarak, Türkiye'nin itibarını zedelemesinler.
''ZAMAN KAZANILIYOR OLABİLİR''
Ben burada sadece bana verilen oyları söylemiyorum. Ben burada İstanbul'un kararını savunuyorum. Bu şehirde bu seçimin kaybedeni yok. Bu seçimin 16 milyon kazananı var. Dolayısıyla bugün aynı lafımız devam etmektedir. Bir başka boyut, zaman kazanılıyor olabilir. Ama İstanbul'un kaybedecek tek bir dakikası bile yoktur. Zaman kazanılıyor ne demek? Yani, İstanbul Büyükşehir Belediyesi içerisinde bu süreçte neler olabileceğine dair bir takım elbette duyumlarımız ve tespitlerimiz var. Duyumlar üzerinden mi hareket ediyorsunuz? Asla. Tespitlerimiz de var, somut tespitlerimiz de var.
''KAMUOYUYLA PAYLAŞACAĞIZ''
Bazı kuruluşlara başvurup, iptal edemedikleri bir takım dijital verilerin iptal olunması noktasında nasıl destek istediklerini de biliyoruz. Birçok konu var. Ama bunlar zamanı ve günü geldiğinde yetki sahibimiz oraya gittiği an kamuoyuyla paylaşmaya başlayacağız. 1-2 gün içerisinde İSPARK'ta neler olduğunu da biliyoruz. Personelin, orada çalışan büyükşehir belediyesinin alın teri döken personelinin nasıl baskı altında tutulduğunu da biliyoruz. Asla boyun eğmesinler. Tekrar söylüyorum, bizler seçilmişleriz. 5 yıl sonra gideriz. Ama orada çalışan insanların siyasi fikrine bakılmaksızın oranın daimi unsuru olduklarını biz biliyoruz. Siyasi iradelerin kendilerine, yaptırılması istenen birtakım işlem veya işlemlere asla olumlu cevap vermesinler, dur desinler. 16 milyon insanın vicdani şu anda onların insiyatifin de. Biz bu zaman kaybının da olmaması diliyoruz.
Seçimde elbette hata olur. Eksiklik olur. Somut örneklerde vardır ama siyasi şovlara gerek yok.
Çok Okunanlar