SON DAKİKA
Hava Durumu

#Bahçeli

Hür Haber - Bahçeli haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bahçeli haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Bahçeli mesaiye başladı! İki ay sonra ilk kez... Haber

Bahçeli mesaiye başladı! İki ay sonra ilk kez...

MHP'nin 6 Şubat'ta yaptığı resmi bilgilendirme, 77 yaşındaki Devlet Bahçeli'nin kalp kapakçığı ameliyatı geçirdiğini ve kalp kapağının değiştirildiğini duyurdu. Bilgilendirmede, Bahçeli'nin 4 Şubat'ta "planlı tetkik ve tedavileri için" hastaneye yatırıldığı, 10 yıl önce takılmış olan kalp kapağında görülen dejenerasyon nedeniyle 6 Şubat’ta yeni bir ameliyat yapıldığı ifade edildi. Başarılı bir operasyonun ardından taburcu edilen ve evinde dinlenen Bahçeli'nin, işbaşı yapacağı tarih merak konusuydu... ALPARSLAN TÜRKEŞ'İN KABRİNİ ZİYARET ETTİ Bahçeli, geçirdiği operasyon sonrası mesaisine kaldığı yerden devam etti. Devlet Bahçeli, Milliyetçi Hareket Partisi'nin kurucu genel başkanı Alparslan Türkeş'in ölümünün 28. yılı için Ankara Beştepe'deki kabrini ziyaret etti. Sağlığının iyi olduğu gözlenen Bahçeli, ziyaret sonrası herhangi bir açıklamada bulunmadan ayrıldı. BOZKURT İŞARETİ Bahçeli çıkarken, kendisine sevgi gösterisinde bulunan vatandaşlara bozkurt işaretiyle cevap verdi. TÜRKEŞ SİYASET AKADEMİSİ VAKFI ZİYARETİ Bahçeli, Türkeş'in kabrini ziyaretinin ardından Türkeş Siyaset Akademisi Vakfı'na geçti. Burada kendisini bekleyen vatandaşlar tarafından çiçeklerle karşılandı. Bozkurt işareti yaparak Bahçeli'yi bekleyen vatandaşlar, aracının geçişi sırasında karanfiller attılar. Bahçeli'nin bu ziyaret sonrasında genel merkeze geçeceği bildirildi.

Bahçeli'den boykot tepkisi: Sorumsuz ve soysuz bir siyasi çarpıklık Haber

Bahçeli'den boykot tepkisi: Sorumsuz ve soysuz bir siyasi çarpıklık

MHP Lideri Bahçeli, 'Esnafımıza, eşrafımıza, sosyal ve ekonomik hayatımıza boykot maskesiyle müdahale etmeye çalışmanın açıklaması, ifade ve düşünce hürriyetiyle, demokratik hak ve kazanımlarla uyumlu olamayacağı gibi, vatanseverlik ve millet sevgisiyle de açıklanamayıp izah edilmesi mümkün değildir. Türk milleti bu tuzağa düşmeyecek, oyuna gelmeyecek, arkasından hançer vuran ve içten içe sızmış siyasi sömürgecileri affetmeyecek ve inanıyorum ki, kaçınılmaz bedeli onlara ödettirecektir.' dedi. MHP Genel Başkanı Bahçeli açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde kendi devletine, hukukuna, milli kurumlarına, milli ekonomisine ve meşru hükümetine demokrasi dışı yollarla karşı çıkan, sürekli şiddet yayan bir muhalefet anlayışı gözlemlenmemiştir. Sorumsuz bir siyasi sapmanın, kendi ülkesine reformdan uzak bir arzu ve kaotik bir anlayışla saldırması olağan dışı bir durum olup milli güvenlik tehdididir. Esnafımıza, eşrafımıza, sosyal ve ekonomik hayatımıza boykot maskesiyle müdahale etmeye kalkışmanın açıklaması, ifade ve düşünce hürriyetiyle, demokratik hak ve kazanımlarla uyumlu olamayacağı gibi, vatanseverlik ve millet sevgisiyle de izah edilip ifade edilemez. Utanç veren, vasatlığı aşikar olan, uçurumun kenarında mevzilenmiş siyasi muhalefetin kötü niyeti Türkiye'nin yıkımına ve ekonomik çöküşüne doğrudan hizmet etmektedir. Fakat Türk milleti bu tuzağa düşmeyecek, oyuna gelmeyecek, arkasından hançer sallayan ve içten içe sızmış siyasi sömürgecileri affetmeyecek ve inanıyorum ki, kaçınılmaz bedeli onlara ödettirecektir. Sözde demokrasiyi diline dolayarak düşman taktikleriyle ve organize biçimde Türkiye'yi zor durumda bırakma çabasındaki siyasi fraksiyon ve yolsuzluk şebekesi derin bir hayal kırıklığı yaşayacaktır."

Bahçeli: Her parti Türkiye partisi olmalı Haber

Bahçeli: Her parti Türkiye partisi olmalı

MHP lideri Devlet Bahçeli, 'Terörsüz Türkiye' hedefi bağlamında dikkat çekici açıklamalar yaptı. Bahçeli, Türkgün Gazetesi'nde yayımlanan yazısında şu görüşlere yer verdi: "Milli kaynaklarımızı tüketen terörü tamamen gündemden çıkartacak, “terörsüz Türkiye” hedefimiz bu vizyonla gerçeğe dönüşecektir. Terörsüz Türkiye hedefine ulaşılması için çabalar sürmekte, Türkiye bu süreçte önemli bir dönüm noktasını milli, sosyal ve siyasi hassasiyetle aşmak adına çalışmalarını yürütmektedir. Ya terör ya demokrasi, ya silah ya siyaset tercihlerinin netleşeceği bu dönemde, terörden arındırılmış Türkiye’de siyaset ve siyasi partilerin nasıl olması, hangi konulara odaklanması gerektiği de tartışmaya açılmaktadır. Terörsüz Türkiye, geçmişiyle terörü normalleştirmek değil, onun tüm yönleriyle lanetlenmesini ve zihinlerden tamamen çıkartılmasını hedefler. Tam bir demokrasi, böyle bir düşünsel ve sosyal atmosferde gelişimini sürdürebilecektir. Türkiye partisi olmanın siyaset boyutu, sosyal ilişkiler yönü, TBMM’deki yansımaları, toplumsal uzlaşı ve uyum konusunun siyaset felsefesi çerçevesinde ele alınarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Türkiye partisi olmak Siyasi Partiler Kanununa göre kurularak resmen sağlanabilir, fakat “Türkiye Partisi” kavramının altında yatan asli motivasyon Türkiye Cumhuriyetine, ortak tarih ve kültüre, ortak yaşam tasavvuruna ve iradesine bağlılıkla anlam kazanır ve bu doğrultuda duygusal bağın kurulmasını amaçlar. Bu bağlamda tüm partilerin, öncelikle şiddetten uzaklaşması, her tür silahlı örgütle bağlarını tamamen kesmesi ve demokratik meşruiyet zemininde siyaset yapmaları zorunludur. Türkiye partisi olmak, bölge veya etnik temelli bir siyasi hareketten ülke genelinde yaygın bir tabana hitap eden bir partiye dönüşümü temsil eder. Hukukun üstünlüğünü, insan haklarını ve barışçıl siyaseti öncelik kabul etmeyi, yasal demokratik zeminde kararlılıkla mücadele eden bir parti olmayı gerektirir. Farklı toplumsal kesimlerden bireylerin parti içinde ve siyasi süreçlerde temsil edilmesini temin etmeye, etnik ve mezhepsel kimliklerin ötesine geçen bir söylem geliştirmeye, Türkiye’nin ortak değerlerini ve birlik içinde çoğulculuk ilkesini vurgulamaya önem verilmelidir. Türkiye partisi olma hedefinde, meclis, siyaset ve toplum arasındaki uyum kritik önem taşır. Bu üç unsurun uyum içinde olması adına meclis boyutunda temsilin güçlenmesi, siyaset boyutunda kapsayıcı politikalar geliştirilmesi ve toplumda sağduyulu bir anlayışın hakim kılınması sağlanmalıdır. Türkiye partisi olmayı hedefleyen siyasi hareketler, kapsayıcı, uzlaşmacı ve toplumun tamamına hitap eden bir dil geliştirmelidir. Siyaset felsefesi perspektifinden, demokratik meşruiyetin halkın onayına ve hukukun üstünlüğüne bağlı olması gerektiği akıldan çıkarılmamalıdır. Böylelikle siyaset, çatışmadan uzaklaşıp çoğulcu ve kapsayıcı bir demokrasiye dönüşebilecektir. "Her parti Türkiye partisi olmak zorunda" "Türkiye siyasetinde aktif olan her partinin ilk dayanağı Türk milleti, bağlılığı da Türkiye’dir. Her parti Türkiye partisi olmak durumundadır. Bir milletin milli ve manevi değerler sistemini kabul etmek ve savunmak, toplumsal merkezin siyasi ifadesini sağlamak anlamına gelir. Milli duruş ve ortak değerlerin merkezde bulunacağı Türk siyaset sahasında her siyasi parti kendini bu merkeze göre tanımlamak durumundadır." Siyasi partilerin kuruluş, program, faaliyet ve hedefleri Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu felsefesi ve Anayasa’nın ilk dört maddesiyle çatışmamalı, çelişmemelidir. Türkiye’nin geçmişten devralıp geleceğine risk ve tehlikeler taşıyan sorunlarına ciddi bir şekilde eğilmek ve bu önemli sorunlarla cesurca yüzleşmek, siyasi kurumun öncelikli sorumlulukları arasındadır. Uzlaşmazlıkların, farklı görüşlerin, mesafeli yaklaşımların, buzlaşmış diyalogların, yanlış anlamaların ve önyargıların mutlaka sona erdirilmesi içten dilek ve temennimizdir. Bölgesel ve yerel farklılıkların, Türk kültürünün zenginliği içinde bütünleyici renkler olarak kabul edildiği bir anlayışın üzerine bir genel uzlaşma sağlanmasının, toplumsal barış ve huzur için değerli katkı sunacağına şüphe yoktur. Türk ve Türkiye yüzyılında, toplumsal yaraların sarıldığı, kronik problemlerin köklü çözümler bulduğu, milli ve manevi değerlere sıkı sıkıya bağlı bir Türkiye’nin ortaya çıkması hepimizin ortak amacı olmalıdır. Her alanda ve her sahada bir uzlaşma zemininin belirmesi gereklidir."

Bahçeli'den CHP'ye Suriye tepkisi Haber

Bahçeli'den CHP'ye Suriye tepkisi

Bahçeli, mesajında şu ifadelere yer verdi: “6 Mart 2025 tarihinden itibaren, özellikle Suriye’nin Lazkiye ve Tartus şehirlerinde baş gösteren, ardından Hama, Humus ve Dera’ya sıçrayan silahlı çatışmalar, komşu bölgelerin huzur ve güvenliği kadar ülkemizde de iç huzur ve barış ortamını tehdit edici seviyede ve boyuttadır. “KABUS SENARYOLARINA İŞLERLİK KAZANDIRDI” Dışarıdan kontrol edildiğine dair en ufak bir soru işareti taşımayan etnik ve mezhepsel gerilimler, kabus senaryolarına maalesef işlerlik ve ilerleyiş kazandırmıştır. Suriye’nin küllerinden yeniden doğuşuna direnen ve bu süreci engellemeyi hedefleyen bölgesel ve küresel düşmanlık mekanizmaları, taşeronlar aracılığıyla kaos üretimine girişmiştir. “SİYONİST BARBARLIĞIN DEVREDE OLDUĞU KARANLIK TABLO” Her ne kadar Suriye’de nispeten sular durulmuş ve iç kanama kontrol altına alınmış olsa da, dip dalga halindeki kriz ortamının yatıştığını söylemek için henüz erkendir. Mezhep çatışmasını kışkırtan, bu yolla Suriye’yi ateşe atıp bölge ülkelerini köşeye sıkıştırmayı amaçlayan iğrenç bir plan açıkça ilerleme kaydetmektedir. Baas kalıntılarının birer kukla gibi işlev gördüğü, yabancı istihbarat örgütlerinin aktif olduğu, Siyonist barbarlığın devrede bulunduğu karanlık tablonun vahameti tüm açıklığıyla ortadadır. Bu bağlamda Cumhuriyet Halk Partisi’nin Baas zihniyetinin bir piyon gibi hareket edip Alevi kardeşlerimiz üzerinden istismar kampanyası yürütmesi, hastalıklı ve karşıt siyasetin yeni bir türüdür. CHP’nin mezhep provokasyonu sadece Türkiye’ye değil, bu özel günlerde İslam toplumlarına, bölgesel denge ve dinamiklere yapılabilecek en büyük kötülüktür. CHP’nin Baas artığı ve uzantısı gibi konum alması çok tehlikeli bir kırılma ve kopuştur. Alevi kardeşlerimiz bizim canımız ve ciğerimiz; milletimizin ve İslam dünyasının ayrılmaz, ayrılamaz ve ayrı görülemez inanç ve insanlık değerleridir. Bizim gözümüzde Alevi ile Sünni arasına mesafe koyanlar, ayrım çıkaranlar, bu iki kesimi birbirine yabancı gibi gösterenler din, diyanet, millet ve ümmet düşmanlarıdır. Ne Alevi kardeşlerimiz ne de Sünni kardeşlerimiz bu ölümcül oyunlara aldanmayacak, bu tuzaklara asla düşmeyecektir. CHP’nin yolu, doğru yol değildir. CHP’li yönetici ve milletvekillerinin açıklamaları, fitne ve fesata zemin hazırlamak, öncülük etmek manası taşımaktadır. Siyasi mezhepçilik ve etnik ayrımcılık peşinde koşanlar hem insanlık suçu işlemekte, hem de yasa ve anayasaya aykırı emel ve eylemlere ortak olmaktadır. DEM Parti’nin de bu gelişmeler karşısında duruşunu ve tavrını netleştirmesinde fayda vardır. CHP veya diğer partilerle temaslarında 27 Şubat İmralı çağrısını mı tartışacaklar, yoksa etnik ve mezhebi hassasiyetleri zedeleyici adım ve arayış içerisinde olan partilerin eksik ve eski ezberlerini mi dinleyecekler? PKK’nın kurucu lideri tarafından hazırlanan ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın gereğini mi yerine getirecekler ya da Suriye bahanesiyle Türkiye’yi iç kargaşa ve karışıklığa sürüklemek isteyen çirkin siyasi zihniyetlere aracı mı olacaklar? DEM Parti’nin bu çerçevede kararını netleştirmesi acil bir gerekliliktir. Türkiye, terörü millet ve devlet hayatından kalıcı ve tamamen çıkarmanın eşiğindeyken, etnik ve mezhebi kışkırtmaları siyasi araç olarak kullanan kurnaz ve temelsiz siyasetçileri ne Allah affedecek, ne de yüce Türk milleti hoşgörecektir. Milliyetçi Hareket Partisi, bir beladan kurtulmak için mücadele verirken, daha tehlikeli yeni sorunların yeşertilmesinden kaygı duymakta ve herkesi, özellikle siyasi partileri ahlaklı, duyarlı, milli ve sorumlu olmaya davet etmektedir. Unutulmamalıdır ki, ateşe dökülen benzin ilk dökeni yakacak; rüzgar kime umut olduysa önce onun çatısını uçuracaktır.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.