SON DAKİKA
Hava Durumu

#Hakan Fidan

Hür Haber - Hakan Fidan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hakan Fidan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Hakan Fidan'dan 'SDG' mesajı: Suriyeli olmayan unsurlar derhal ayrılmalı Haber

Hakan Fidan'dan 'SDG' mesajı: Suriyeli olmayan unsurlar derhal ayrılmalı

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar'ın Doha kentinde düzenlenen 23. Doha Forumu'nda, "Newsmaker Interview" başlıklı oturumda The Guardian'ın diplomasi editörü Patrick Wintour'un sorularını yanıtladı. Fidan, Suriye ile ilgili daha fazla konuşulacak çok şeyin bulunduğunu, Suriye'nin kendileri için her zaman kritik bir ülke olduğunu, Suriye ve Irak'ta yaşanan olayların doğrudan Türkiye'yi etkilediğini belirtti. Suriye'deki gelişmelerin, güvenlik, mülteci krizi, ekonomi, sınır sorunları gibi çeşitli açılardan Türkiye üzerinde büyük etkileri olduğunu aktaran Fidan şu şekilde devam etti: "Türkiye sınırlı yükleri taşıyabilecek bir ülke. Ancak Suriye'de büyük bir insanlık trajedisi yaşandı ki, bu bizim için kabul edilemez. Cumhurbaşkanımız Erdoğan bu yüzden açık kapı politikası izledi. Suriye rejiminden kaçan milyonlarca kişiyi kabul ettik. Rejim İran ve Rusya'dan büyük destek aldı. 2016 ve 2017 zor yıllardı, uluslararası toplum Suriye muhalefetine desteği kesti. Katar ve Türkiye yalnız bırakıldı çünkü Batı ve ABD, PKK'ya yardım tavsiyeleri almışlardı." "Suriyeli olmayan unsurların SDG'den çıkarılmasını istiyoruz" Fidan, SDG adı altında faaliyet gösteren PKK/YPG'nin Suriye ordusuna entegrasyonu sorusunu yanıtladı. Fidan, Türkiye'nin SDG'den taleplerini net olarak ifade ettiğini, aynı şekilde Şam hükümetinin de bu konuda net olduğunu söyledi. Fidan, bu konuda birkaç önemli noktanın bulunduğunu belirterek, "Suriye hükümeti ve SDG arasında bir anlaşma olabilir çünkü Suriye hükümeti egemen bir hükümettir. Ancak PKK'nın SDG'deki unsurlarından haberdarız ve onların tek hedefi Türkiye'ye karşı savaşmaktır. Suriyeli olmayan unsurların, özellikle Irak, İran ve Türkiye'den gelenlerin SDG'den ayrılmasını istiyoruz. Bu olumlu bir başlangıç olacaktır. Türkiye'nin güvenliği ve çıkarlarının gerektirdiği doğrultuda konuşlanmış tüm unsurların ortadan kaldırılması gerekiyor. Şam'da daha detaylı değerlendirmeler yapılacaktır, zira 50-60 bin kişilik birimlerin yeni bir orduya dahil edilmesinden bahsediyoruz. Bu süreç iyi niyetle yürütülmelidir." dedi. SDG'nin sembolik adımlar attığı izlenimi oluşturup somut adımlar atmadığı durumlarda bu sürecin inandırıcı olmayacağını belirten Fidan, her iki tarafın da somut adımlar beklediklerini vurguladı. Fidan, PKK lideri Abdullah Öcalan ile geçmişte yapılan görüşmelerin bu süreçte bir rol oynayıp oynamayacağı sorusuna şu yanıtı verdi: "Bu süreçte bir rol olabilir. 2009-2013 arasında MİT Başkanlığı yaparken PKK lider kadrosuyla çeşitli temaslarım oldu. Bir noktaya gelinmeye çalışıldı ama PKK, Suriye'deki gelişmeler sebebiyle bu anlayıştan uzaklaştı. Öcalan, PKK'nın kararını nasıl değerlendirecek görmek lazım. Tarihten ders çıkarmalıyız, özellikle Suriye'de bir etki yapabilir. Fakat bu etkiyi ister mi yoksa bunu bir koz olarak mı kullanmak ister, bilemiyoruz." "İsrail'in ateşkes ihlalleri büyük boyutlara ulaşıyor" ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'dan Gazze'deki İsrail askeri birliklerini çekmesini isteyip istemeyeceğiyle ilgili soruyu cevaplayan Fidan, Trump'ın Netanyahu ile kapsamlı bir görüşme yapması gerektiğini ve bu konuda onlardan beklentileri olduğunu belirtti. Fidan, "Ateşkes başarısız olabilir. İsrail tarafından yapılan ateşkes ihlalleri büyük boyutlara ulaştı, bu süreç neredeyse durmak üzere. Trump, Netanyahu ile detaylı bir görüşme yapacaktır." ifadelerini kullandı. Netanyahu'nun Gazze için kurulacak Uluslararası İstikrar Gücü'nde Türk birliklerini görmek istemediğini aktaran Fidan, Mısır ve İsrail'in BM Güvenlik Kurulu kararı gereği danışılması gereken ülkeler arasında olduğunu kaydetti. Sunucunun, "Diğer ülkeler de Türkiye yoksa katılmayız" söylemine ilişkin olarak, Uluslararası İstikrar Gücü'ne katılım sağladıkları takdirde bölgede kolaylaştırıcı bir göreve sahip olacaklarını, bu girişimin meşruiyetini artıracaklarını belirten Fidan, "Endonezya, Azerbaycan ve başka Arap ülkeleri de Türkiye'nin bu güçte yer almasını istiyor." dedi. Fidan, Uluslararası İstikrar Gücü'nün varlığına dair gerçekçi bir yaklaşım ihtiyacı olduğuna işaret ederek, öncelikli olarak İsrail ile Filistin arasındaki çatışmanın durması gerektiğini dile getirdi. İsrailler ve Filistinlilerin karşılıklı saldırılardan kaçınmalarını arzuladıklarını ifade eden Fidan, şunları kaydetti: "Bu süreç öncelikli bir adımdır. Çatışmanın yeniden başlamasını engellemenin yolu budur. Ancak Uluslararası İstikrar Gücü'nden İsrail güvenlik kuvvetlerinin tamamlamadığı bir görev olan bu adım bekleniyor. Barış planında başka kararlar da mevcut. Bu kararlar Gazze'deki güvenlik ve görev dağılımıyla ilgili. İki grubu ayırabilirsek ancak Gazze içindeki meselelerle ilgilenebiliriz. İsrail veya Gazze bir tehdit olmamalıdır, bu yüzden Filistin idaresinin düzenlenmesi lazımdır." "Filistin'de normalleşme şart" Fidan, Hamas'ın beklentilerini, "Silahsızlanma hemen gerçekleşemez, sıralı adımlar önemlidir. Gerçekçilikle sorunlara yaklaşmalıyız." şeklinde yanıtladı. Fidan, Uluslararası İstikrar Gücü'nün konuşlanması gerektiğine vurgu yaparak, "Filistin'deki emniyet güçleri yeniden inşa edilmeli, idare kademeli olarak yapılandırılmalıdır. Polis, güvenlik görevini Hamas'tan alıp, insani yardımın Gazze'ye akışını sağlamalı." görüşünde bulundu. Filistin'de normal hayatın sürdürülmesi gerektiğinden bahseden Fidan, "İnsanlara umut vermeliyiz ki görev devrini gerçekleştirebilelim." ifadelerini kullandı. Fidan, ISF'nin daha önceki senaryolardan farklı olacağını belirterek, "Hamas dışında aktif bir polis gücü oluşturulmalı. Konu üzerinde anlaşma sağlayan Katar, Mısır ve Türkiye gibi Arap Ligi üyesi ve İslam İşbirliği Teşkilatı ülkeleriyle barış planı uygulanmalıdır." dedi. Fidan, "ISF'nin ivme kaybetme riski" konusundaki soruya şu yanıtı verdi: "ABD'deki yetkililer Gazze'de ve Ukrayna-Rusya arasında arabuluculuk yapıyorlar. Gündemleri yoğun, ancak (ABD Başkanı Donald Trump'ın Özel Temsilcisi) Steve Witkoff ile, (ABD Dışişleri Bakanı) Marco Rubio ile temas halindeyiz. Zamanında müdahale etmeleri gerektiğinin farkındalar ki ikinci aşamaya geçebilelim, aksi takdirde ivme kaybı yaşanır. Hamas tüm istekleri neredeyse karşıladı. Rehinelerin ve naaşların tesliminde sadece bir eksik var." "İsrail durdurulamıyor gibi görünüyor" Fidan, Türkiye'nin garantör olmamakla birlikte üç ülkeyle birlikte "imzacı" olduklarını ifade etti ve şöyle devam etti: "Barış planını Katar ve Mısır ile imzaladık. Garantörlük sorumluluğunu üstlenmekte sakınca yok. Günlük ihlaller ve ateşkesin aniden sona erebileceği düşüncesi bizi endişelendiriyor. Çünkü İsrail durdurulamıyor ve yaşadığımız ana problem bu." Fidan, sahada etkin bir mekanizma tesis edilmedikçe "hiç kimsenin İsrail'e karşı etkin bir güç kullanmadığı" noktasına değinerek, "Sadece ABD İsrail'i durdurabildi ve belirli sayıda ülke bir araya gelerek Amerikan hükümetini ikna edebildi." yorumunda bulundu. Bakan Fidan, "İsrail ve Netanyahu'yu kendi haline bırakmak, Gazze'yi Filistinlilerden temizleme niyetlerini artırır. Gazze'yi yaşanmaz hale getirebilirler veya nüfusu azaltabilirler." dedi. "İsrailliler için işkence intikam aracı" İsrail'in Filistinli mahkumlara uyguladığı işkenceye dikkat çeken Fidan, "Uluslararası toplum olarak bu duruma karşı harekete geçmeliyiz." dedi. Fidan, bunun bir insanlık krizi olduğuna vurgu yaparak, "İşkence sistematik hale gelmiş ve İsrailliler için bu bir intikam yöntemi. Filistinli mahkumlarda bunlar ortaya çıkıyor, sistematik işkence olduğunu anlıyoruz." ifadelerini kullandı. Uluslararası toplumun İsrail'in işkencelerini durduramasa da başka adımlar atabileceğini söyleyen Fidan, şu değerlendirmelerde bulundu: "Son dönemde Filistin'e yönelik bilinç artırmaya çalışıyoruz. İsrail karşıtı, soykırıma karşı protestolar düzenleniyor, Filistin'i tanıyan ülkelerin sayısı artıyor. Fakat şiddet de büyüyor. Netanyahu, İsrail'in geleceğine zarar veriyor." Fidan, Karadeniz'de ticaret gemilerine yönelik saldırılar konusunda hem Ukrayna hem Rusya ile görüştüklerini belirterek, "Ticaret yollarının güvenliğine yönelik tehditler endişe kaynağıdır, ticaret gemilerinin vurulmasını istemiyoruz, bu savaşın tırmanacağı anlamına gelir." değerlendirmesinde bulundu. Bakan Fidan, ABD'de Trump'ın imzaladığı ulusal güvenlik stratejisine yönelik "NATO tartışmaları beni etkilemiyor. NATO, Avrupa Birliği'nin güvenlik mimarisine ihtiyaç bırakmayacak bir yapıya sahip." görüşünü belirtti. "Doha Forumu her yıl daha da gelişiyor" Fidan, 23. Doha Forumu çerçevesinde basına açıklamalarda bulundu. Yıllardır foruma katıldığını ifade eden Fidan, "Doha Forumu'nun her yıl daha ileri gittiğini görüyorum. Katar yalnızca bölgesel değil artık küresel bir arabulucu rolünde. Afrika ve Güney Amerika'da çatışmaların sonlandırılmasında önemli rol oynuyor." yorumunda bulundu. Fidan, forumun küresel ve bölgesel sorunları bir araya getirme potansiyelinin çok önemli olduğunu kaydederek, "Burada olmaktan büyük memnuniyet duyuyorum." dedi. Türkiye ve Katar'ın bölgesel arabuluculuk çalışmaları yürüttüğünü ifade eden Fidan, Katar'ı barış çabaları için teşekkür edilmesi gereken bir ülke olarak nitelendirdi. Fidan, Türkiye-Katar ilişkilerinin güçlü temellere dayandığını belirterek, şunları söyledi: "Cumhurbaşkanımız Erdoğan ile Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani arasındaki liderlik ilişkisi çok sağlam. İşbirliğimiz birçok alanda sürüyor. Ekonomi, teknoloji, güvenlik ve savunma gibi alanlarda işbirliğimizi arttıracağız." Fidan, Gazze Barış Planı bağlamında şu değerlendirmelerde bulundu: "Barış planında ve BM Güvenlik Konseyi kararlarında dört ana organ bulunuyor. İkinci aşamada yönetimin Filistinli bir komiteye geçişi, Hamas buna hazır. Gazze'deki güvenlik için bir polis gücü oluşturulmalı ve Barış Kurulu'nun devreye girmesi gerekiyor." Çalışmaların kesintisiz devam etmesi gerektiğine dikkati çeken Fidan, "İsrail'in ateşkes ihlalleri endişe verici ve yardımlar gerektiği gibi ulaşmıyor." dedi. Fidan, Türkiye'nin Filistin'e her türlü desteği vermeye hazır olduğunu, ISF'ye asker göndermeyi de düşündüklerini belirtti ve "Tarafların yaklaşımı önemlidir, bu süreci yakından izliyoruz." dedi. Fidan, Türkiye'nin Suriye hükümetiyle birlikte yardım faaliyetlerini sürdürdüğünü vurgulayarak, "İsrail'in yayılmacılığı büyük bir risk oluşturuyor, Suriye'nin yeniden yapılanmasını desteklemeye devam ediyoruz." dedi. Fidan, Suriye ile ekonomik, güvenlik ve ticari işbirliğinin geliştirileceğini, Suriye'nin bazı sorunlarını kolektif çabayla aşmayı umduğunu dile getirdi.

Hakan Fidan: Filistin'de garantör olmaya hazırız Haber

Hakan Fidan: Filistin'de garantör olmaya hazırız

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, güncel konulara ilişkin açıklamalarında, Şarm El Şeyh’te varılan mutabakatın hem Gazze hem de bölge için büyük bir tarihi önem taşıdığını ifade etti. Fidan, iki devletli çözümün hayata geçirilmesi durumunda Türkiye'nin aktif garantörlük sorumluluğunu üstlenmeye hazır olduğunu dile getirdi. Gazze'deki anlaşmayla ilgili konuşan Bakan Fidan, "Henüz her şey sona ermiş değil; aslında her şey şimdi başlıyor. Bölgede devam eden soykırımın son bulması ve 2 milyon insanın karşı karşıya olduğu çaresizlik halinin acilen sona ermesi, vatanlarından edilmenin önlenmesi ve Filistin halkının yeni bir sürgün yaşamalarının engellenmesi stratejik önceliklerimizdendir," dedi. "TÜRKİYE GARANTÖRLÜĞE HAZIR" Türkiye'nin arabulucu rolüne dikkat çeken Fidan, "Garantörlük konusunda açıklık getirmek lazım. Bugüne kadar üstlendiğimiz rol, arabulucu rolüydü. Savaşın sonlanması için. Filistin davasına olan inancımız ve desteğimiz çerçevesinde samimiyetimizi bu meselenin çözümüne harcadık. İlk olarak ABD ile Müslüman ülkelerin mutabakata varması ve tarafların samimi olduğu konularda bir araya getirilmesi gerekti. Bizim üstlendiğimiz rol arabulucu rolüydü," dedi. "GÖREV GÜCÜ, BARIŞ KONSEYİ VE İSTİKRAR GÜCÜ" Garantörlüğe ilişkin açıklamalarına devam eden Fidan, şunları söyledi: Henüz yapısallandırılmış, resmi olarak karara bağlanmış görev ve angajman tanımları olan bir durum söz konusu değil. Trump’ın barış planında üç kurumsal yapı öngörülüyor: Görev gücü, Barış Konseyi ve İstikrar gücü. Bu yapıların görev ve kompozisyonları hakkında erken dönem tartışmaları sürüyor. Garantörlük konusunda şunu söyleyebiliriz, Cumhurbaşkanımızın verdiği yetki kapsamında, Filistinlilerin kabul edeceği bir anlaşma sağlanması halinde üzerimize düşeni yapmaya hazırız. İki devletli çözüm hayata geçerse, fiili garantörlük sorumluluğunu üstlenmeye hazırız. Ancak bu sorumluluk her devletin altına girebileceği bir şey değil. Önemli olan 1967 sınırlarına dayalı bir Filistin devleti tesis edilmesidir.

Türkiye'den İsrail'e uyarı: Yol yakınken vazgeçin Haber

Türkiye'den İsrail'e uyarı: Yol yakınken vazgeçin

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, New York'taki gayriresmi Kıbrıs toplantısı sırasında, İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırılarını değerlendirdi. Suriye'deki son durumu ele alan Fidan, 'İstihbarat teşkilatımız aracılığıyla İsrail'e, Suriye'de istikrarsızlık istemediğimizi bildirdik' dedi. 'İSRAİL İÇİNDE ÇOK CİDDİ BİR DURUM' Fidan, 'İsrail, istikrarsızlık yaratacak politikaları bırakmalı. Tüm dünya, özellikle ABD ve Avrupa Birliği, acil bir şekilde İsrail'e dur demelidir. Aksi takdirde bölgede istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir' açıklamalarını yaptı. 'BÖLGEDE İSTENMEYEN SONUÇLAR ORTAYA ÇIKABİLİR' ABD başta olmak üzere uluslararası toplumun İsrail'i uyarması gerektiğine vurgu yapan Fidan, 'Bölgede istenmeyen sonuçların ortaya çıkabileceği' ifadelerini kullandı. Bölge ülkeleri ile yakın diyalog içinde olduklarını belirten Fidan, 'Ürdün ile yakın koordinasyon halindeyiz' dedi. 'KRİTİK VE HASSAS SÜRECİ SURİYE'DE DAHA DA ZORA SOKMASINLAR' Bakan Fidan, Süveyda çatışmaları hakkında, 'YPG'nin hareketliliği olduğu yönünde bilgiler alıyoruz. Onlara mesajımız, bu karışıklığı fırsat bilip olumsuz bir duruma neden olmamalarıdır. Mevcut kritik süreci Suriye'de daha da zorlaştırmasınlar. Yapıcı bir rol üstlensinler, yoksa bu fırsatçılık büyük bir riski beraberinde getirir' dedi. 'BİRKAÇ FİKİR VE SENARYO AKLIMIZDA VAR' Fidan, BM'deki Kıbrıs görüşmeleri hakkında, 'Türklerin ve haklarının yok sayıldığı bir çerçeveyi kabul edemeyiz. Mevcut statüko, Türklerin haklarını ihmal etti. Müzakerelerden kaçan bir taraf değiliz. Bazı senaryolar ve fikirler üzerine düşünüyoruz' ifadelerini kullandı.

Hakan Fidan'dan Trump'ın Gazze planına sert tepki: Kabul edilemez Haber

Hakan Fidan'dan Trump'ın Gazze planına sert tepki: Kabul edilemez

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Anadolu Ajansı Editör Masası'nda gündeme dair önemli görüşler paylaştı. Fidan'ın açıklamalarından bazı bölümler: "Suriye lideri Şara dün Ankara'da temaslarda bulundu... İki ülke arasındaki çözülmemiş sorunlar masaya yatırıldı. Suriye'nin yeniden inşası konusunda Türkiye'nin hangi rolü üstlenebileceği konuşuldu. Sınır güvenliği, ticaret gibi birçok konu ele alındı. YPG'nin durumu başta olmak üzere DEAŞ'la mücadele ve bölge ülkeleriyle olası adımlar geniş bir perspektifte tartışıldı. Toplantı oldukça verimli geçti. Şam'daki yeni yönetim için de bu görüşmeler oldukça önemli. Kendi vizyonlarını ifade ediyorlar ve bölge ülkelerinin görüşlerini dinliyorlar. "SURİYE YÖNETİMİNİN YPG KONUSUNDAKİ TUTUMU NET" Türkiye çok güçlü bir ülke... Savunma sanayimizi geliştirdik. Diplomasi, askeri ve istihbarat alanlarında oldukça yetkinlik kazandık. Bizim Şara'dan ilk beklentimiz, kendi ülkesindeki sorunları çözmesi, Türkiye'yi ilgilendiren konulara odaklanması... Irak ve İran'dan da beklentimiz bu... Şimdiye kadar üçüncü ülkelerden herhangi bir teklif almadık ve böyle bir teklifi değerlendirecek durumda da değiliz. Esas sorun YPG'nin Esad dönemindeki krizden faydalanmasıydı. Sınırın karşısında bizim için silahlı tehdit olup olmadığına bakıyoruz. Sayın Şara'nın (PKK/YPG konusunda) çok net bir tutum sergilediğini gördüm. Bu netlik Türkiye'nin güvenlik ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde. Federatif yapı gibi düşünceleri olmadığını anladım. ABD'NİN SURİYE'DEKİ VARLIĞI (Trump'ın Suriye üzerine açıklamaları...) Dün Suriyeli misafirlerimizle bu konuyu ele aldık. Suriye'deki yeni atamalar tamamlandı. Buradan gelen bilgilerin ışığında Trump yönetiminin bir karar sürecine girdiğini anlıyoruz. Umarız burada doğru karar alıp yolumuza devam edebiliriz. Beklentimiz; ABD'nin YPG'ye desteğini kesmesi ve Suriye'nin ulusal bütünlüğünü tehdit eden unsurların ortadan kaldırılması... Örgüt ABD'nin desteğiyle varlığını sürdürüyor. "YA AYRILACAKLAR YA DA YOK EDİLECEKLER" Suriye yönetiminin hapishaneler üzerinde kontrolü sağlayabilecek bir vizyonu var. Şara'nın bu konuda net bir fikri olduğunu gördüm. Bu durumdan emin olmak zorundayız. Gerektiğinde Suriye yönetimi, topraklarını bu kişilerin işgalinden kurtaracak. Ya geldikleri ülkelere dönecekler ya da yok edilecekler. Uzlaşma yolu öncelikle deneniyor... Kaçak bir rejime gerek yok. "DEAŞ'A KARŞI 4 ÜLKE ORTAK ADIM ATMAK İSTİYORUZ" DEAŞ'la mücadele için yeni bir platform oluşturulacak. Irak, Suriye, Ürdün ile bu konuyu konuştuk. Birbirine komşu dört ülkenin işbirliği modeli geliştireceği bir adım planı var. Önümüzdeki dönemde ilk toplantıyı Ürdün'de yapmayı planlıyoruz. Bu ülkelerin atması gereken diplomatik, askeri ve istihbari adımları konuşacağız. Bölgesel inisiyatifi çok önemsiyorum. "IRAK'IN TERÖRLE MÜCADELEDE İLERLEDİĞİNİ GÖRÜYORUZ" (Irak ziyareti...) Terörle mücadelede öğrendiğimiz bir ders, bir ülkenin kabulleri ne olursa olsun pratikte attıkları adımlar... Irak'ın terörle mücadelede geldikleri noktayı görüyoruz. Bağdat yönetimi PKK meselesini ve kendi kuzeylerindeki sorunları Türkiye'nin meselesi olarak görüyordu. Diplomatik yaklaşımla bu konuda farkındalık kazandık. Attıkları adımlar yeterli olmasa da... Sincar kuşatılmış durumda. Örgütün tamamen oradan temizlenmediğini umuyoruz. (ABD'de yeni yönetim...) Her yönetimle yeni bir sayfa açılıyor. O sayfada neler olduğuna bakmak gerekiyor. Son yönetimle özellikle son 1.5 yıldır yoğun bir diplomasimiz oldu. CAATSA ile ilgili görüşmelerimiz net. Müttefiklik ilişkisine uygun olmayan şeyler yaşıyoruz. İki NATO üyesi ülke arasında bu tür olaylar olmamalı. Henüz çalışmalara başlamadık. ABD yönetimi şu an yeniden yapılanıyor. Önümüzdeki günlerde bu konuda çalışmalara başlayacağız. Mart'tan itibaren önemli meseleler görüşülmeye başlanabilir. Trump'ın sürpriz açıklamaları var. Büyük dalgalanmalara yol açan kararları oldu. Bu büyük resim içerisinde Türkiye'nin yerini dikkatle takip ediyoruz. Hazırlıklarımızı yapıyoruz. Tüm bunlar bir dosyada toplanarak yeni dönemde ABD ile ilişkilerimizi nasıl yürütebiliriz, turizm gibi konuları nasıl ilerletebiliriz bunları değerlendireceğiz. TRUMP'IN GAZZE HAKKINDAKİ SÖZLERİ (Trump'ın Gazze açıklamaları...) Öncelikle ateşkes anlaşmasının uygulanmasıyla ilgili bir şeyler söylemek istiyorum. İlk aşama herhangi bir sapma olmadan ilerliyor. Saldırılar konusunda artık bir sessizlik hakim... Ancak şimdilik şartların yerine getirildiği gözlemleniyor. İnsani yardımların ulaştırılmasında ise sorunlar yaşanıyor ve bunları çözmeye çalışıyoruz. Endişemiz şudur ki, Netanyahu rehine aldığı kişileri bıraktıktan sonra Gazze'de yeniden savaşı başlatmak için bir girişimde bulunabilir. Burada garantör ülkelerin yaptırım uygulayıp uygulamayacağını göreceğiz. İsrail'e karşı ağırlığını koyabilecek tek ülke ABD. Trump'ın açıklamaları kabul edilemez! Filistin sorunu tam da bu nedenle ortaya çıktı. Filistinlilerin atalarına ait topraklarından sürülmeleriyle başladı. Trump'ın bu konuda belirli sözlerden kaçındığını görüyoruz. Tehcir meselesi kesinlikle bizim ve bölgemizin kabul edemeyeceği bir durum değil. Bunun düşünülmesi bile uygunsuz. Tartışmaya açılması bile yanlış. Gazze'deki insanların haklarının yok sayıldığı her planın karşısındayız.

Bakan Fidan KKTC’de iki devletli çözüm çağrısı yaptı Haber

Bakan Fidan KKTC’de iki devletli çözüm çağrısı yaptı

Bakan Fidan, uluslararası toplumun Kıbrıs’taki mevcut gerçekliği kabul etmesi gerektiğini belirterek, Doğu Timor ve Güney Sudan örneklerinde olduğu gibi Kıbrıs’ta da iki devletli bir çözümün mümkün olduğunu söyledi. 1974’ten bu yana iki kesim arasında çatışma yaşanmadığına, Güney Kıbrıs’ın ekonomik olarak ilerlediğine ve KKTC’nin barışçıl bir şekilde yoluna devam ettiğine dikkat çeken Fidan, bu durumun daha yapısal hale getirilmesi gerektiğini ifade etti. CESUR ADIMLAR Özellikle Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ndeki vatandaşlara ve siyasi liderlere seslenen Fidan, adanın modern, kalkınmış, barışçıl ve güvenli bir geleceğe sahip olması için cesur adımlar atmaları gerektiğini söyledi. İki devletli çözüm sonrasında adanın her iki tarafındaki siyasi liderlerin bir araya gelerek adayı ileriye taşıyabileceğine inandığını belirtti. OLUMLU HAVA ADAYA YANSIMALI Yunanistan ve Türkiye arasındaki olumlu havanın Kıbrıs’ta da hissedilmesi temennisinde bulunan Fidan, Yunanistan, Türkiye, KKTC ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin birlikte çalışarak bölgede daha iyi bir gelecek inşa edebileceklerini ifade etti. Bu işbirliğinin sadece halklara değil, tüm bölgeye refah ve barış getireceğini vurguladı. İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM İÇİN UMUTLUYUM Fidan ayrıca, iki kesimin nihai çözüme ulaşmadan önce ortak menfaat alanlarında işbirliği yapabileceğine inandığını dile getirerek, enerji ve ekonomi gibi konularda ortak adımlar atılabileceğini söyledi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yönelik uygulanan izolasyon politikalarının ve baskıların tarihsel ilerleyişi engellemeyeceğini belirten Fidan, liderlerin daha büyük resme bakarak adada barış ve refah üretmeye odaklanmaları gerektiğini söyledi. Fidan, “İki devletli çözüm için umutluyum” diyerek sözlerini tamamladı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.