SON DAKİKA
Hava Durumu

Erdoğan: Suriye'de DEAŞ neredeyse kalmadı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da, İslam İşbirliği Teşkilatı Bölgesindeki Kızılay ve Kızılhaç Ulusal Dernekleri İşbirliği Ağı Kuruluş Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan, ''Bugün Suriye'de DEAŞ varlığı neredeyse kalmadı. Mevcut DEAŞ artıklarının ise temizlenemediği için değil, terör örgütü YPG meşruiyet kazandırmak bu örgütü palazlandırmak için bırakıldığını gayet iyi biliyorum'' dedi.

Haber Giriş Tarihi: 28.01.2019 08:51
Haber Güncellenme Tarihi: 28.01.2019 11:51
Kaynak: Haber Merkezi
hurhaber.com
Erdoğan: Suriye'de DEAŞ neredeyse kalmadı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da, İslam İşbirliği Teşkilatı Bölgesindeki Kızılay ve Kızılhaç Ulusal Dernekleri İşbirliği Ağı Kuruluş Toplantısı'nda konuştu.

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan satırbaşları şu şekilde:

''Sözlerimin hemen başında bu yıl 150. Kuruluş yıldönümünü idrak eden Türk Kızılay'ı ile, 100.yılını kutlayan Uluslarası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu'nu da tebrik ediyorum.

''SANCILI SIKINTILI GÜNLER GEÇİRDİK''

Biliyorsunuz Türkiye olarak 2016 yılından bu yana, dünyanın BM'den sonra en büyük beynelmilel örgütü olan İslam İşbirliği Teşkilatının zirve dönem başkanlığını yürütüyoruz. Geride bıraktığımız 2,5 yılı aşkın sürede İslam alemi olarak gerçekten sancılı sıkıntılı günler yaşadık. Kudüs'ün hukuki statüsüne yönelik saldırılardan, Filistin meselesine, Suriye'de 8 yıldır devam eden çatışmalardan, Yemen'deki açlığa kadar insan hayatını etkileyen pekçok krizle yüzleştik.

''DEAŞ'IN VARLIĞI NEREDEYSE KALMADI''

BM rakamlarına göre 14 milyon Yemenli kardeşimiz kıtlığın ve açlığın pençesinde hayatta kalma mücadelesi veriyor. Ekranlara yansıyan 1 deri 1 kemik kalmış çocuk görüntüleri, bu bölgede yaşanan insani krizin en acı sembeolleridir. Malesef islam dünyası çoğu kendi topraklarında vuku bulan bu krizlerle etkili başarılı bir mücadele yürütememiştir. Öte yandan Suriye'de 1 milyon insanın hayatını kaybetmesine, 12 milyon Suriyelinin evini barkını terkmesine neden olan zulüm ülkemizin çabalarıyla bir nebze olsun hafifletebilmiştir. Uzun yıllar sonra ilk defa Astana görüşmeleriyle Suriye'de kalıcı siyasi çözüme ulaşılması yönünde önemli mesafeler alındı. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatlarıyla, DEAŞ ve PKK, YPG gibi Suriye'nin ülkemizin ve bölgemizin güvenliğini tehdit eden terör örgütlerine karşı ağır darbeler indirildi. Bugün Suriye'de DEAŞ varlığı neredeyse kalmadı. Mevcut DEAŞ artıklarının ise temizlenemediği için değil, terör örgütü YPG meşruiyet kazandırmak bu örgütü palazlandırmak için bırakıldığını gayet iyi biliyorum.

''ÜLKEMİZE KARŞI EĞİTİLEN DEAŞ'LILARI DA TEMİZLEYECEĞİZ''

Batılı devletler DEAŞ tehdidinin farkına ancak bu örgüt kendi topraklarında terör faaliyetlerine giriştiğinde varmıştır. Batıı ülkeler bu örgütle mücadeleyi ise malesef yine bir başka terör örgütü silahlandırarak yapmayı tercih etmişlerdir. DEAŞ ile mücadele bahanesi altında silahlandıran ve desteklenen PKK, YPG DEAŞ'lı teröristlerin silahlarıyla birlikte ellerini kollarını sallayarak Rakka'dan çıkmasına izin vermiştir. Hep bilinçli bir şekilde bırakılan DEAŞ artıklarını, hemde ülkemize karşı eğitilen DEAŞ'lıları da temizleyeceğiz.

''SURİYE KARDEŞLERİMİZİ KENDİ EVLERİNE DÖNEBİLECEKLERİ GÜVENLİ BÖLGELER OLUŞTURMAYI HEDEFLİYORUZ''

Güvenliği sağladığımız diğer bölgeler gibi Fırat'ın Doğusu'nu da çok yakında huzura, emniyete ve istikrara kavuşturacağız. Bu amaçla Amerika ve Ruysa başta olmak üzere sahada askeri varlığı olan güçlerle temaslarımızı sürdürüyoruz. Her iki tarafla da son derece olumlu istişareler gerçekleştirdik. Diplomatik çabalarımızı devam ettirirken aynı zamanda da bir sonraki adım için hazırlıklarımızı tamamladık. Bu süreçte amacımız, kendi milli güvenliğimizi, özellikle güçlendirmenin yanıdna Suriye'nin toprak bütünlüğünü garantiye almaktır. İlk aşamada halen ülkemizde yaşayan yaklaşık 4 milyon Suriye'li sığınmacının kendi evlerine dönecebilecekleri güvenli bölgeler oluşturmayı hedefliyoruz. Şimdiye kadar 300 bine yakın Suryeliler, ülkemizin teröristlerden arındırdığı Azzez, Elbab, Cerablus ve Afrin gibi yerlere geri dönüş yaptı. Güney sınırımız boyunca tesis edeceğimiz güvenli bölgeye ile inşallah bu sayının milyonları geçeceğine inanıyoruz.

''İNSANİ YARDIM İMKAN MESELESİ DEĞİL VİCDAN MESELESİDİR''

Bugün Türkiye milli gelire oranla, dünyanın en fazla yardım yapan ülkesidir. Dünyanın 140'a aşkın ülkesinde insani ve yardım faaliyeti üretiyor, binlerce projeyi de hayata geçiriyoruz. 2002'de 85 milyon dolar olan resmi kalkınma yardımlarımız 2017 yılında 8 milyar dolara ulaştı. Sadece bu rakamlar bile insani yardımın bir imkan meselesi değil bir vicdan meselesi olmasına yeterlidir. Bugün dünyamızda yaşanan pekçok sorunun temelinde maddi imkan kıtlığı değil, merhamet ve empati eksikliği vardır. 

''AKDENİZ'İ MÜLTECİ KABRİSTANA ÇEVİREN VİCDANSIZLIKLA KARŞI KARŞIYAYIZ''

Onca gelişmişliğe, onca ilerlemeye rağmen bir kaç dolarlık sıtma örtülerini ihtiyaç sahiplerine ulaştıramayan, basit aşıları tedarik edemeyen, mülteci botlarını şişleyerek batırmaktan bahseden, Akdeniz'i büyük bir mülteci kabristanına çeviren büyük bir vicdansızlıkla malesef hepimiz karşı karşıyayız. Görmeyelım mi bunları, söylemeyelim mi, anlatmayalım mı? Bölgemizde yaşanan çatışmalar, krizler ve felakaetler, devlet adamları olarak bizler kadar insani yardım çalışması yapan sizleri de etkiliyor.

''Farklı yardım kurulluşları arasında koordinasyonun artırılması da çok önemli. Eşgüdüm eksikliğinden dolayı, kimi zaman yardımlar gerçek muhattaplarına ulaşamıyor. 

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.