SON DAKİKA
Hava Durumu

Avrupa’da referandum heyecanı

Yazının Giriş Tarihi: 21.02.2017 09:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.02.2017 09:01

Bildiğiniz gibi Türkiye'de 16 Nisan 2017 tarihinde büyük bir devrim olmaya aday bir referandum gerçekleşecek. Türkiye, geçmişte her on yılda bir askeri darbe yaparak demokrasiye büyük zararlar veren cuntacıların isteği üzerine kaleme alınmış anayasasından kurtulup yeni bir anayasaya sahip olacak. Askeri vesayetin çıkarlarına göre dizayn edilmiş sistemi terk edip çok daha demokratik bir şekilde işleyen yeni başkanlık sistemine geçecek. Bu sayede sadece daha demokratikleşmeyecek aynı zamanda ülkenin yönetimi çok daha efektif bir hale gelecek.

Sadece Türkiye'de yaşamakta olan Türkiye vatandaşları değil yurtdışında sayıları 3,5 milyonu bulan vatandaşlar da büyük bir heyecanla bu referandum sürecini yaşamaktalar. Özellikle Avrupa'da yaşayan Türkiye vatandaşları sandık başına gidecek ve oylarını verecekler.
Buraya kadar her şey mükemmel. AB ülkelerinde yaşayan Türkiye vatandaşı seçmenlerin bu referanduma katılmasından daha doğal ne olabilir? Değil mi? Ancak bazı AB ülkelerinde nedense bu referandum neredeyse engellenmeye çalışılmakta. Özellikle Almanya'da.
Bugüne kadar onlarca yıldır yaşamakta olan ve hatta bu ülkede doğmuş bulunan insanlara “çifte vatandaşlık” hakkını vermemekte direnen son “dinazor” ülke konumundaki Almanya'da referandumda “evet” oyu için kampanya yapılmasını neredeyse yasaklamaya kalkan bazı politikacıların demeçlerini hayretler içinde izlemekteyiz. Üstelik neredeyse AB ülkeleri içinde belki de son kalan bir kaç ülkeden biri olarak onlarca yıldır “yerel seçim hakkı” gibi en doğal hakkı bile vermeyen ülke konumuyla Almanya'nın yerel düzeyde bile seçme ve seçilme hakkından mahrum bıraktığı Türkiye vatandaşlarının Türkiye'de referanduma katılması konusunda da “çifte standart” uygulaması üzücü.
Almanya'nın Federal Adalet Bakanı hiç de adil olmayan bir yaklaşımla Türkiye'deki referanduma müdahale etmekten çekinmiyor. “Adalet Bakanı, Almanya'da Türkiye'den gelen politikacıların referanduma yönelik olarak “evet” kampanyası yapmasına karşı tavır almakta. Ancak bu nasıl bir demokrasi ve adalet anlayışı ise aynı tavrı “hayır” kampanyası yapanlara göstermemekte. Kendisi Saarbrücken Eyaleti'nin eski başbakanıydı. En başta kendi eyaletinde PKK terör örgütü mensupları, HDP ve CHP'li milletvekilleri eyalet başkenti Saarbrücken'de “Türkiye'de referanduma hayır” kampanyaları yaparken bakandan hiç ses çıkmamakta.
Almanya'da aynı Federal Adalet Bakanı gibi bazı başka politikacılar tüm ülke genelinde “evet” kampanyalarını engelleme çağrısı yaparken bizzat bu politikacıların partilerinin de desteği ile en başta PKK terör örgütü tarafından desteklenen HDP'nin ve onunla işbirliği yapan CHP'nin Türkiye'den gelen milletvekillerinin toplantılar yaparak “hayır” çağrıları yapmaları kimseyi rahatsız etmemekte. Kısacası Almanya'da gündeme gelen bilgilendirme toplantıları eğer “evet” kampanyasına hizmet ediyorsa yasaklanmaya çalışılarak insanların demokratik bir şekilde tercihlerini belirlemeleri de engellenmekte.
Bu yapılan referanduma anti-demokratik bir müdahale değildir de nedir?
Geçtiğimiz hafta sonu Münih'te gerçekleşen Güvenlik Konferansı'na katılan Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım'ın Oberhausen kentinde ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Köln kentinde vatandaşları ile buluşup onları referandum hakkında bilgilendirmesi Almanya'da bazı kesimleri o derece rahatsız etti ki bu etkinlikleri engellemek için her yolu denediler. Başaramadılar. Ancak denemeleri demokrasi adına büyük bir skandal aslında.
Üstelik Yunanistan'da, İspanya'da ya da İtalya'da seçimler olduğunda bizzat ben şahidim Almanya Federal Adalet Bakanı'nın partisi SPD, o ülkelerin sosyal demokrat partilerinin temsilcilerinin Yunanlı, İtalyan ya da İspanyol seçmenleri bilgilendirdiği toplantıları bizzat kendi organize eder.
Yunanlı, İspanyol ya da İtalyan seçmenlere yönelik farklı partilerin Almanya'da yaptığı kendi ulusal seçimlerine yönelik toplantılar kimseyi rahatsız etmez iken AB üyesi Türkiye'nin demokratik seçimlerine yönelik bilgilendirme etkinlikleri nedense büyük sorun olmakta.
Bu demokrasi ayıbı değil mi?
Üstelik Türkiye'yi seven vatandaşlarının referandumda “evet” oyu vermeden önce bilgilenmek için katılmak istedikleri toplantıları engelleyenler aslında sabote etmek istedikleri referanduma büyük katkı sunmaktalar. “Evet” kampanyası yapanlar bence Almanya'nın Federal Adalet Bakanı'na ve bazı Türk kökenli federal milletvekillerine teşekkür etmeliler. Çünkü tüm anti-demokratik demeçler, çağrılar ve uygulama girişimleri sonuçta çok daha fazla Türkiyeli seçmenin “evet” oyu vermesini sağlamakta.
Almanya'nın bazı sosyal demokrat, yeşil ya da “marjinal” solcu politikacılarının bu yaptıkları Türkiye insanına askeri vesayet altında katıldığı oylamaları hatırlatmakta. O yıllarda da Türkiye seçmenine birileri “akıl vermeye kalkardı” hep. Sonuç ortada. 2002 yılından beri seçmen Recep Tayyip Erdoğan'ı ve AK Parti'yi seçmekte.
Almanya'da da “evet” oyları beklenenden fazla çıkarsa bu nedenle hiç şaşırmayacağız.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.