Ömer Seyfettin hikâyesinde...
Konakta yaşayan, yüksek ÖKÇELER giyen hatunun serencâmı...
Hizmetçi kızı iffet abidesi sanan...
Aşçıyı uşağı bahçıvanı da...
Oysa hizmetçi fingirder herkesle...
Aşcı hırsız...
Uşak yalancı...
Bahçıvan düzenbazdır...
Hekim , yüksek ökçeli giyme sağlığın için dediğinden beri fark eder ya hani bu gerçekleri...
Oysa yüksek ÖKÇELER ile tangır tungur diye diye ahşap döşemelerden yürüdüğünde herkes çeki düzen vermektedir kendisine...
Oysa sessizce gelince yüzleşir tüm acı gerçeklerle...
İşte bu yüzden... Sırf bu yüzden işte çirkindir insanların gizli hâllerini araştırmak...
İfşa etmek canlı canlı... Linç etmek çoluk çocuk tüm aileyi...

*****
Masumlar Apartmanı...
Gülseren Buğdaycıoğlu ' nun güzel kalemi ile niye dokundu pek çok katmandan kişinin yüreğine?
Çünkü sevgisizliği ile yaşama sevincimizi çalan...
Devamlı el yıkatan pişmanlıklarımız...
Tedirginliklerimiz...
Güvensizliğimiz...
İlgi açlığımız var bizim...
Bizim olmasa da en yakınlarımızın kaynar suya tuttuğunu fincanları , oturduğu yere temiz örtü serdiğini görmüşüzdür...
Ya da sahip çıkmadan sahiplik aitlik eki olmadan " Baba " gibi hitaplara şahid olmuşuzdur bir ara...
Buz gibi çocukluklar gizlidir orada...
Buzu çözülmemiş hem de...

****
"Sosyo kültürel olarak geri kalmış ülkelerde demokrasi bir hastalıktır " der ya çobanın oyu ile bizim oyumuz bir mi hiç cânım diyenler...
He işte onların 40 yılın başı bir seçim kazanınca sevinçleri de görmeye değer oluyor cidden... Biden , bu anlamda çok ilginç sorunsallara gebe bence...
Dünya için hayırlısını dilerken...

***
"Sen zaten ne bilirsin fâilâtün fâilâtün ' den başka? " diyenlere :

"Murâdın anlarız ol gamzenin iz'anımız vardır
Belî söz bilmeziz amma biraz irfanımız vardır"
demek gerek ara sıra...
***
Ve...
Sosyal medyada...
Hayatta hiçbir şeyin BEDAVA olmadığını...
Eğer bedava ise ürünün muhtemelen biz olduğumuzu unutmadan hareket etmeyi umarak...
Nüket Belsan Taşören