SON DAKİKA
Hava Durumu

Tutunduğum kelimeler

Yazının Giriş Tarihi: 29.07.2018 21:31
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.07.2018 21:31

Tarih, hikaye...
Edebiyat , hayal biraz...
Ve ben ceplerimde biraz ilham; yazarım belki, az az...
Yolum öyle uzun öyle karmaşık; ayaklarım dolaşıyor hep, çakıl taşı misali serpelenmiş kelimelere tutunup yürüyorum bazen... Ne de büyülü yazmışlar gözlerim kamaşıyor ışığından tesirinden bazen ; bazen nüfuz etmiyor en canhıraş olanları...
Bazen ufalanmış ekmek gibi yağma edilmiş tüm umutlarım... Yollardayım yine...
Veysel gibi gidiyorum gündüz gece...
Ellerim ceplerimde...
Benim anka, düşürmüş mü kanadından bir nakış diye gözlerim ötelerde...
Minik insanî öyküler yazma derdindeyim hanidır...
Hanidir paslı kalem kınından çıkmadı hiç...

İnsan nedir sorusuna mı cevap arasam ilkin ?
Et mi kan mı ruh mu ? Tek boyutlu değil çok yönlü, çok başka, geçip gidiyoruz ya evrenden... Başkalaşıyoruz ; metamorfik ne girdaplarımız var Kafka gibi...

İnsanız ; sadece maddi yapıdan kemik ve kandan ibaret olmadığımızdan soyut bir şeylere delicesine tutkumuz galiba...
Kimi ruhunu kimi o sptiriüel boşluğu kimi 'öz ' kimi cevher dediği o gücü dinlendiriyor işte bazen bir şarkıda bazen bir şiirde...
Ruh açlığı bazen obezite olup çıkmıyor mu karşımıza?
İki tatlı söze muhtacız işte bal gibi yoksa buzdolabının önündeyiz sabahtan akşama...
Ya da güncel meselelerin yorgunu değil miyiz ?
Bir de...
Tüm takvasını sosyal medyaya saklamış hoca...
Tüm güzelliğini şirinliğini , evlenmelik kız...
Bütün börek çörekleri , anne...
Hepsi mostralık sadece... Tadımlık değil görümlük yaşamlar...
Bir eser miktarı huzur yok gerçek yaşamda...
Bense ; tarihten biraz hikaye , edebiyattan biraz hayal alayım ne olur ?
Yolum zaten öyle uzun öyle karmaşık...
Umutlarımı yağma edenlere inat senelik izinlerinde Afrika' ya gidip orda ücretsiz katarakt ameliyatı yapan hekimleri hatırlayayım...
Bunu kişisel reklam malzemesi yapmayan...
Pembe İncili Kaftan' ın pembe incisi gibi sır olanlardan bahsediyorum...
Hani mandırasını rehin bırakıp gitti ya Şâh ' ın kapısına; oturacak yer göstermediler de sırtından çıkarıp seriverdi yere kaftanını... En güzel yeri hikâyenin sırrı bence...
Çelebi afişe etmemiş kendini dönüşte, sosyal medyada (!)

Tanrıcılık oynamadan / ben olmasam ne ederler demeden kapısının önüne bir kap su bırakan insanları düşüneyim gülümsemek için biraz... Elleri mis gibi ıhlamur ya da papatya kokuyor işte... Çok uzaktan bile...

Toplu taşımada Suriyeli görünce gözünü belertmeyen birilerini hayal edeyim mesela... Gönlü kocaman kocaman insanlar...
Bir de her gün bir çiçek...
Bir şiir...
Bir umut tutayım kendime...
Ümitsizlik şeytandan; biz ümitvâr olalım diye...

Nüket Belsan Taşören

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.