Demişti de kulağıma küpedir eften püften elemlerim, kederlerim düşünce aklıma...
İşsiz güçsüzlükten...
Geçen gün de zaar yine işsiz güçsüzlükten Halk" ların TV'leri var ya aydınımsı solağımsı... İşte onlarda feminist oldukları her hallerinden belli (!) hatunlar bağırarak kendi aralarında tamamen aynı fikirde oldukları pek çok konuyu tartışıyorlardı...
Beynim git gide aydınlanıyor; örümcekler yerini ışığın lâyık" lığına bırakıyor nöron ve sinapslarım parım parım parlıyor yandaş yanlarım muhalif bir başkaldırı ile... Falan fistan dermişim, o diil de...
Biri bağırdı ki ötekine:
- Ülkenin 12 - 13 yaşındaki bebelerini sanayinin karanlığı " na itmek istemektedir bu gerici ve mesleki eğitimi savunucu hükumet... Evren de karma da bin belâlarını versin inşallah !!! Minvalinde işte..
Diğer hatun kişi de bağırarak:
- Evet haklısın, çocukların "sanayinin karanlığı"nda ne işi var ki ? Bırakmıyorlar okuyalım düşünelim eleştirebilelim... Dedi...
O anda düşünmüş ve gülmüş bulundum bu düşündürürken güldüren beyin tırmıklayıcı program sâyesinde...
12 - 13 yaşındaki çocukları izbe parkların, köhne kötü alışkanlıkların karanlığından kim nasıl kurtarmalı aceb ? Bir vasfı, hayatta bir amacı olmayan çocukların müstakbel akıbeti ne ola ki ? Rabbim hayırlara tebdil eylesin , o ayrı da... Olan biten aşağı yukarı şöyle sayın seyirciler :
Dümdüz Anadolu liselerine gelin de bir bakın sınıflara iki kişinin dersle alakası varken 8 ders kafasını sıraya koyup horul horul uyuyan 7 - 8 zayıflı çocuklara... Bu sınavda cevabını bildiğim tek soru adım soyadım deyip gülen sabilere...
Oğluşumun 12 dersten 13 zayıfı var diye sakın çocuğuma mesleki eğitimden bahsedip zihnini bulandırmayın hoca hanım diyen velilere... Gözümün önünde boşa giden genç enerjilere... Oysa terzilik çobanlık el sanatları gibi alanlarda, canhıraş 7 / 24 demiyorum , bilimsel koşullarda dinlenmeli/ insanî / teorik eğitimi de olan şekilde bir şeyler üretseler... Üretsek... Tüketim odaklı olmasa 30 yaşına kadar gençler... Sonra hasbelkader olmasa iş bulmalar... Thomas Mann ' ın Ütopya ' sında ya da Beyaz Zambaklar Finlandiya ' sında olduğu gibi muslukçu ile hekim aynı ücreti alsa da isteyen, sırf istediği için yapsa o işi... "Dedemin fişi, hah hah ha!" diyen psikopatlar para için ilişmese sübyanlara... Nev ' inden bizim de var birtakım hayâllerimiz işte...
Amma derler ya Zebani cehennem kuyusunda Türkler'in başında beklemez çünkü onlardan tırmanan biri olursa paçalarından çekip indirirler hemen diye...
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Nüket Belsan Taşören
Sanayinin Karanlığı
SANAYİNİN KARANLIĞI
Yıllar önce dert yandığım arkadaşım :
-İşsiz güçsüzlükten...
Demişti de kulağıma küpedir eften püften elemlerim, kederlerim düşünce aklıma...
İşsiz güçsüzlükten...
Geçen gün de zaar yine işsiz güçsüzlükten Halk" ların TV'leri var ya aydınımsı solağımsı... İşte onlarda feminist oldukları her hallerinden belli (!) hatunlar bağırarak kendi aralarında tamamen aynı fikirde oldukları pek çok konuyu tartışıyorlardı...
Beynim git gide aydınlanıyor; örümcekler yerini ışığın lâyık" lığına bırakıyor nöron ve sinapslarım parım parım parlıyor yandaş yanlarım muhalif bir başkaldırı ile... Falan fistan dermişim, o diil de...
Biri bağırdı ki ötekine:
- Ülkenin 12 - 13 yaşındaki bebelerini sanayinin karanlığı " na itmek istemektedir bu gerici ve mesleki eğitimi savunucu hükumet... Evren de karma da bin belâlarını versin inşallah !!! Minvalinde işte..
Diğer hatun kişi de bağırarak:
- Evet haklısın, çocukların "sanayinin karanlığı"nda ne işi var ki ? Bırakmıyorlar okuyalım düşünelim eleştirebilelim... Dedi...
O anda düşünmüş ve gülmüş bulundum bu düşündürürken güldüren beyin tırmıklayıcı program sâyesinde...
12 - 13 yaşındaki çocukları izbe parkların, köhne kötü alışkanlıkların karanlığından kim nasıl kurtarmalı aceb ? Bir vasfı, hayatta bir amacı olmayan çocukların müstakbel akıbeti ne ola ki ? Rabbim hayırlara tebdil eylesin , o ayrı da... Olan biten aşağı yukarı şöyle sayın seyirciler :
Dümdüz Anadolu liselerine gelin de bir bakın sınıflara iki kişinin dersle alakası varken 8 ders kafasını sıraya koyup horul horul uyuyan 7 - 8 zayıflı çocuklara... Bu sınavda cevabını bildiğim tek soru adım soyadım deyip gülen sabilere...
Oğluşumun 12 dersten 13 zayıfı var diye sakın çocuğuma mesleki eğitimden bahsedip zihnini bulandırmayın hoca hanım diyen velilere... Gözümün önünde boşa giden genç enerjilere... Oysa terzilik çobanlık el sanatları gibi alanlarda, canhıraş 7 / 24 demiyorum , bilimsel koşullarda dinlenmeli/ insanî / teorik eğitimi de olan şekilde bir şeyler üretseler... Üretsek... Tüketim odaklı olmasa 30 yaşına kadar gençler... Sonra hasbelkader olmasa iş bulmalar... Thomas Mann ' ın Ütopya ' sında ya da Beyaz Zambaklar Finlandiya ' sında olduğu gibi muslukçu ile hekim aynı ücreti alsa da isteyen, sırf istediği için yapsa o işi... "Dedemin fişi, hah hah ha!" diyen psikopatlar para için ilişmese sübyanlara... Nev ' inden bizim de var birtakım hayâllerimiz işte...
Amma derler ya Zebani cehennem kuyusunda Türkler'in başında beklemez çünkü onlardan tırmanan biri olursa paçalarından çekip indirirler hemen diye...