Biraz tatsız konu , rabıta yaptırayım size ve dahi bana sayın seyirciler hem Allah ' ın emri sonuçta ama ah ayrılık yok mu ayrılık ? Oysa... "Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber... Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber? " Demişti bizim jargonda Necip Fazıl Kısakürek... Güzelliği şudur sanırsam: " Eğer, fakirlik, hastalık ve ölüm olmasaydı, insanoğlunun kibirden başı eğilmez olurdu... " nev'inden imtihanlardan bir cüz ; Hasan-ı Basri Hz'nin hatırlattığı gibi... Rabbim ibret alanlardan eylesin... Neden mi aklıma geldi bunlar ? Allah rahmet eylesin MFÖ özelinde Özkan Uğur ' un vefatı sonrası Hedonist çocukları, mankenleri, estetikli san ' atçıları ve birtakım amazonları görünce dedim yaw bu kadar şaşırır bu kadar dehşete düşer mi insan ? İnsanız ölümlüyüz , her nefs gibi sıramız gelince tadacağız onu... Gözlükler büyük... Yüzler safran sürülmüş gibi sararmış hani Alp Er Tunga Sagusu ' nda olduğu gibi atları ile giden savaşçıları durdurur diyor ya yüzyıllar öncesinden ölümü tarif ederken... Onun gibi yüzler... Hayretle açılmış eller... Çaresizlikten ağlıyor gözler... Evet... Hayatın lezzetlerini bitirir bir anda ölüm... Hayır 98 yaşında vefat eden büyük usta "nın ardından bu nasıl bi yaprak dökümüdür yeterin artık diyenlerinki apayrı bi psikoloji onları ele almak biraz daha külfetli olur aslında benim için... O diil de sana bana hepimize ölüm var... Zengine yoksula gence güzele popçuya herkese... Hani rabıta dedim ya Yunus Emre söyleyecek söz bırakmamış aslında kimseciklere... "Sana ‘ibret geregise gel göresin bu sinleri Ger taşısan eriyesin bakup göricek bunları
Şunlar ki çokdur mâlları gör niçe oldı hâlleri Sonucı bir gönlek geymiş anun da yokdur yenleri
Kanı mülke benüm diyen köşk ü sarây begenmeyen Şimdi bir evde yaturlar taşlar olmış üstünleri
Bunlar eve girmeyeler zühd ü tâ‘at kılmayalar Bu beyligi bulmayalar zîrâ geçdi devrânları
Kanı ol şîrîn sözlüler kanı ol güneş yüzlüler Şöyle gâib olmış bular hîç belürmez nişânları
Bunlar bir vakt begler idi kapucılar korlar idi Gel şimdi gör bilmeyesin beg kangıdur ya kulları
Ne kapu vardur giresi ne yimek vardur yiyesi Ne ışık vardur göresi dün olmışdur gündüzleri
Bir gün senün dahı Yûnus benüm didüklerün kala Seni dahı böyle kıla nitekim kıldı bunları..."
Bunca yıllık Edebiyat öğretmeniyim şerh etmeye dilim varmaz , sehl- i mümtenisine hayran olduğum bu sözleri... Hem sonra Üstad ' dan bir inci kulağımıza küpe niyetine : "Veren de O alan da O nedir senden gidecek? Telaşını gören de can senin zannedecek..!"
Hem Cahit Sıtkı ' nın en çok ele aldığı en çok kafa yorduğu konu : "Neylersin ölüm herkesin başında...
Uyudun uyanamadın olacak...
Kimbilir nerede, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında..." Elhak doğru söylemiş , öyle değil mi ? Eee nihayet kamyon arkası aforizmasına geldik dayandık: "Ölüm ölüm dediğin nedir gülüm? Ben senin için yaşamayı göze almışım!!!"
Nüket Belsan Taşören
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Nüket Belsan Taşören
Ölüm Dediğin Nedir Gülüm
Biraz tatsız konu , rabıta yaptırayım size ve dahi bana sayın seyirciler hem Allah ' ın emri sonuçta ama ah ayrılık yok mu ayrılık ?
Oysa...
"Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber... Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber? " Demişti bizim jargonda Necip Fazıl Kısakürek...
Güzelliği şudur sanırsam:
" Eğer, fakirlik, hastalık ve ölüm olmasaydı, insanoğlunun kibirden başı eğilmez olurdu... " nev'inden imtihanlardan bir cüz ; Hasan-ı Basri Hz'nin hatırlattığı gibi...
Rabbim ibret alanlardan eylesin...
Neden mi aklıma geldi bunlar ?
Allah rahmet eylesin MFÖ özelinde Özkan Uğur ' un vefatı sonrası
Hedonist çocukları, mankenleri, estetikli san ' atçıları ve birtakım amazonları görünce dedim yaw bu kadar şaşırır bu kadar dehşete düşer mi insan ? İnsanız ölümlüyüz , her nefs gibi sıramız gelince tadacağız onu...
Gözlükler büyük...
Yüzler safran sürülmüş gibi sararmış hani Alp Er Tunga Sagusu ' nda olduğu gibi atları ile giden savaşçıları durdurur diyor ya yüzyıllar öncesinden ölümü tarif ederken...
Onun gibi yüzler... Hayretle açılmış eller...
Çaresizlikten ağlıyor gözler...
Evet... Hayatın lezzetlerini bitirir bir anda ölüm...
Hayır 98 yaşında vefat eden büyük usta "nın ardından bu nasıl bi yaprak dökümüdür yeterin artık diyenlerinki apayrı bi psikoloji onları ele almak biraz daha külfetli olur aslında benim için...
O diil de sana bana hepimize ölüm var...
Zengine yoksula gence güzele popçuya herkese...
Hani rabıta dedim ya Yunus Emre söyleyecek söz bırakmamış aslında kimseciklere...
"Sana ‘ibret geregise gel göresin bu sinleri
Ger taşısan eriyesin bakup göricek bunları
Şunlar ki çokdur mâlları gör niçe oldı hâlleri
Sonucı bir gönlek geymiş anun da yokdur yenleri
Kanı mülke benüm diyen köşk ü sarây begenmeyen
Şimdi bir evde yaturlar taşlar olmış üstünleri
Bunlar eve girmeyeler zühd ü tâ‘at kılmayalar
Bu beyligi bulmayalar zîrâ geçdi devrânları
Kanı ol şîrîn sözlüler kanı ol güneş yüzlüler
Şöyle gâib olmış bular hîç belürmez nişânları
Bunlar bir vakt begler idi kapucılar korlar idi
Gel şimdi gör bilmeyesin beg kangıdur ya kulları
Ne kapu vardur giresi ne yimek vardur yiyesi
Ne ışık vardur göresi dün olmışdur gündüzleri
Bir gün senün dahı Yûnus benüm didüklerün kala
Seni dahı böyle kıla nitekim kıldı bunları..."
Bunca yıllık Edebiyat öğretmeniyim şerh etmeye dilim varmaz , sehl- i mümtenisine hayran olduğum bu sözleri...
Hem sonra Üstad ' dan bir inci kulağımıza küpe niyetine :
"Veren de O alan da O nedir senden gidecek? Telaşını gören de can senin zannedecek..!"
Hem Cahit Sıtkı ' nın en çok ele aldığı en çok kafa yorduğu konu :
"Neylersin ölüm herkesin başında...
Uyudun uyanamadın olacak...
Kimbilir nerede, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında..."
Elhak doğru söylemiş , öyle değil mi ?
Eee nihayet kamyon arkası aforizmasına geldik dayandık:
"Ölüm ölüm dediğin nedir gülüm?
Ben senin için yaşamayı göze almışım!!!"
Nüket Belsan Taşören