SON DAKİKA
Hava Durumu

Müzik ruhun gıdası mıdır?

Yazının Giriş Tarihi: 08.06.2023 06:25
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.06.2023 06:25

Gıdasıdır evet...
Yüzyıllarca buna inanmış insanoğlu oysaki... Tedavilerde bile yer verilir olmuş kimi zaman kimi zaman savaş meydanlarında...
Dini ritüellerden cenazelerdeki ağıtlara kadar müziğin olmadığı alan yok gibi...
Savaş meydanlarında mehter müziğimizin etkisini inkar edebilir miyiz ?
Fekat günümüzde depresyona kaosa en basiti iç sıkıntısına yol açan nedir o halde ?
"Kalpler ancak Allah ' ı anmakla mutmain olur " ilâhî kelâmı aklıma gelince sorularıma cevap alıyorum aslında...
Bunun yanı sıra müzik frekanslarının düzenlenmesi ile de ilgili " dış minnaklar " ın gayret ve dahi çabalarını okuyunca ayıktım iyicene...
Okulumuz müzik öğretmeni ile sohbet ederken ilk olarak kendisinden duydum frekanslar ile oynandığını ve safiyâne sordum "kaostan çıkarları nedir acaba hocam? " Tabiki gerginlik korku silah satma ilaç satma dünya nüfusunu azaltma vs. dedi...
Evet haklıydı dış minnak Rockellfeller radyo istasyonu satın alıyor, müzik endüstrisine acuk sahip olunca da frekanslar ile oynuyor canı istediği gibi...
Duyduğumuz her sesin sadece bir ortamdan (yani gaz, sıvı veya katı) oluşan ve kulaklarımız tarafından alınan, daha sonra beynimiz tarafından işlenen bir titreşim olduğu söyleniyor...Mezarlıktan geçerken yazıları okuma , hafızayı zayıflatır derler ya , her şey iz bırakıyor zihinde gönülde...
Ayrıca...
Saniyede 440 devirde titreşen bir sesin 440 Hz'de mırıldandığı da... İç sesimize dönüşen şarkıları anlamak zor değil bu bakış açısıyla...
Sonuçta 1950'lerde Uluslararası Standardizasyon Örgütü, ilk kez 1939'da önerdikten sonra A4 = 440'ı "konser perdesi" olarak resmen tanımış ve o zamandan beri dünya büyük ölçüde buna bağlı kalmış sayın seyirciler...
Müzikteki farklı frekanslar insanı mutlu edebilir, rahatlatabilir, sinirlendirebilir veya strese sokabilir diyor ses dalgaları ile uğraşan mühendisler...
Ses dalgalarının yarattığı titreşimlerin su moleküllerini değiştirebildiğini de yazıp çiziyorlar yıllardır... Vücudumuzun %80'ni suyla kaplı olduğundan, müzikten/ sesten fiziksel olarak etkilenmemek de çok zor bir durum takdir edersiniz ki...
528 Hz içimize huzur verip, bizi iyileştirme gücüne, diğer frekanslar da kendi çaplarında pek çok etkiye sahipken, neden şu anda dinlediğimiz tüm müzikler 440 Hz frekansına ayarlı sorusu geliyor akla ister istemez bu durumda...

Unutturulan bu frekans, yani “iyi titreşimler” yolu ile stresi iyileştirebilecek güçteymiş... Fakat hastalıklara da iyi gelen bu frekansı şu andaki iletişim araçları ile dinlememiz teknolojik olarak imkansızmış, ben de bilenlerden duyduğum kadarını aktarıyorum naçizâne sizlere... Akıllara zarar bir durum öyle değil mi?
Müzikte bu frekans sabitlemeyi ise müziği askerî anlamda ticarileştiren Rockefeller Grubu yapmış, peki şaşırdık mı?
"Müzik endüstrisinin bu standart frekans ile tekelleşmesi, kitleleri sürü psikolojisi altında tutmanın, insanları asabiyete, kedere sürüklemenin, psikososyal kışkırtmalara açık hale getirmenin zeminini hazırlamış ve bunlar sonucunda artan hastalık oranları ve mali krizler sayesinde de gruba üye ticari şirketlerin kâr elde etmesinin etkili yollarından biri olmuştur... " diyor araştırma yaptığım kaynaklar...
Bazı komplo teorilerine göre ise dünyayı yöneten güç bu yolla biyoenerjetik ve elektromanyetik manipülasyonlarla “bilincimizi” kontrol altına alırken biyolojimizi, psikolojimizi ve davranışlarımızı değiştirebiliyor...
Ayrıca
Beatles'in bir konseri İsrail'de iptal edilmiş , sebebi “kitlesel histeri yaratması, cinsel istekleri tetiklemesi ve saldırganlığı tırmandırması” olarak belirtilmiş. 1938'de Rockefeller Grubu İngiliz-Amerikan radyosu ve televizyon kartelleri kurarak bu bilinç kontrolü işine hız vermişler okuduğum kadarıyla...

1.Dünya savaşı sırasında Rockefeller tarafından yönetilen askeri radyolar devreye girmiş ve metafiziksel olarak, A=440 Hz ile A=444 Hz arasındaki interval, müzik âleminde “Şeytanın İntervali” olarak kabul edilmiş...
Bundan önceki müzik çalışmalarında yer alan A=444 Hz'in ise doğayla ve insanla daha uyum içinde olduğu gözlemlenmiş...
Waaauuwww !..
Şeytan boş bırakmıyor hiçbir sahayı ve olabildiğince saldırıyor işte, yeni dünya düzeni gereği...
Her şeyi gören (!) tek gözler, güneşler, satanistik pek çok öge ister yumuşak yumuşak ister göze soka soka dört bir yanımızda her daim artık...
Cinsellik çıplaklık çizgi filmlerde bile alt öge olalı çocuklar erkenden ergenliğe girmiyorlar mi hanidir ? Girdikleri bir şey değil gelişim yavaşlıyor sonrasında...
Ve zaten hormonlardan/ hormonlu gıdalardan kadın vücuduna sahip çocuklar görüyoruz çevremizde...
Yaratılışı değiştirmeye çalışacakları kulakları kesecekleri kitabımızda yazıyor ya hani... Âhir zamana geldik çattık sonuçta...
Midemize girene de "yin" bir organ olan kulağımıza da girene çok dikkat etmemiz şart, öyle değil mi erenler ? Gönle sirâyet ediyor her müziğin her sesin özü ; sözüme itimat edin , nolur ? Dinlenilen müziğin DNA ' ya bile etki ettiğini okudum, sizler de bir bilene sual edin inanmazsanız bana...
"Mülk-i bekâdan gelmişem fânî cihânı neylerem...
Ben dost cemâlin görmüşem hûr ü cinânı neylerem..."
Demiş ya Yunus...
Güzel yaratmış Rabbimiz , fıtrat üzre güzelden yana oluruz hepimiz , buna inanıyorum...
Şu sanal dünyada tüm suçların kötülüklerin dış müdahaleler ile kurgulandığına da...
Rabbim hepimizi evlatlarımızı müzik gıdası konusunda da her konuda da agâh olanlardan eylesin...
Âmin...
Nüket Belsan Taşören

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.