Ana baba çocuğa bakar, rutin budur; çocuk ana babaya değil, müthiş bir zorunluluk hastalık falan yoksa eğer... Şivesi gayet düzgün yani İstanbul ağzını kullanan ailede tek Erzurumlu gibi (!) konuşan bir çocuk var ya şimdilerde tvde sosyal medyada bolca boy gösteren...Aile bakanlığı ana babasını uyarmış... Pek ciddiye almamışlar durumu ; güzel(!) konuşması ile gerekirse psikoloğa da gideriz ne var ki bunda diyordu babası geçenlerde... Ablası da o çocuk gibi karikatüristik tarzda konuşmuyordu, burnuma farklı kokular geliyor, sanki özel eğitilmiş gibi değil mi ? ( $$$ )
Tiyatrocu olabilir bir çocuk, özel yetenekleri de olabilir tabi sınırları var bunun... İstismar edemezsiniz... Buna hakkınız yok... Çocuk hakları evrensel beyannamesinde yazar... Benim bedenim bana aittir iznim olmadan dokunamazsınız.... Diye... Örneğin bir çocuğu dans ettirip üzerinden para kazanmamalısınız...Bu, etik değil... Evlatlarındaki olabilecek tahribat riskini, paranın yüzü sıcak ya, yeşil dolarlar unutturuyor demek ki... Oysa dünyada ve ülkemizde çocuk yıldızların akıbetine bir baksa sadece , fikri değişir ailenin, muhakkak , buna inanıyorum... Kimse egosunun bu kadar pohpohlanmasını bu yaşta kaldıramıyor işte... Farklı keyif verici zararlı maddelere yönelişler başlıyor, evlerden ırak... Hem uluslararası bu beyanname devletleri bile bağlayıcı, buna göre kanun yapılır diyor... Kimse ben çocuğumu 24 saat yemek yedirip dans ettirip kameraya kaydedip etini sütünü maddiyata çeviririm deme hürriyetine sahip değil çünkü... Reşit olunca belki rızası olmayacak şimdi bilinçsiz olarak yaptığı bu hareketlere o evladın...
Çocuk gelişimi eğitimi ile ilgili ne kadar kitap okuduysam çocukları sınırsız özgürlüğün değil de disiplinin kuralların mutlu ve huzurlu edeceği yazıyordu... Belirsizlik değil... Kurallar olmalı... Düzen olmalı hayatlarında... Bir de kolay olmamalı hiçbir şey... Kolay elde ettiğine değer vermiyor çocuklar (hepimiz gibi) hani şu birkaç keçiye çobanlık yaparak sınavda büyük başarı elde eden çocuklar var ya.... Tahtını bahtını yapma polemiği değil de her şeyi altın hepsi ile sunmamak lazım ki evlatlarımıza doyumsuz olmasınlar idealleri hayalleri olsun onların da... Bir çocuğun hayali olmaması ne kötü, yaşama sevinci kaybolur sonunda, tüm arzuları kolayca gerçekleşince... Çocuğun biraz çaba sarf etmesine izin vermek şart; bu, onun iyiliği için yani yumurta içten darbe ile kırılmalı hayat için bu gerekli derler ya yardım olsun diye dışarıdan bir darbe ile kırınca kabuğu, olmaz... Aynı şey kelebek kozası için de geçerli onu da zamanında önce açarsan bir müdahale ile kanatları güçlenemez falan... İçerde sürekli kanat çırparak kanatlarını güçlendirdikten sonra dışarıya çıkmalı mutlaka minik tırtılımız yeni kelebeğimiz... Biliyorum... Biliyoruz... Ana baba olmak zor zenaat... Hem biyolojik bir şey de değil üstelik... Bir evlada yön ya da bakış açısı olabilmek için buna gerek yok... Gerçekte biyolojik olarak baba olma imkanı olmaması beni ayrıca duygulandırıyor Kıpling 'den çevirdiği bu şiirde Bülent Ecevit ' in...Hayalen oğluna/ oğullara hitaben ne güzel okumuş, kendi sesinden dinleyin mutlaka : "Çevrende herkes şaşırsa bunu da senden bilse Sen aklı başında kalabilirsen eğer Herkes senden kuşku duyarken Hem kuşkuya yer bırakır hem kendine güvenebilirsen eğer Bekleyebilirsen usanmadan Yalanla karşılık vermezsen yalana Kendini evliya sanmadan kin tutmayabilirsen kin tutana Düşlere kapılmadan düş kurabilir Yolunu saptırmadan düşünebilirsen eğer Ne kazandım diye sevinir, ne yıkıldım diye yerinir ikisine de vermeyebilirsen değer Söylediğin gerçeği eğip büken düzenbaz Kandırabilir diye safları dert edinmezsen Ömür verdiğin işler bozulsa da yılmaz koyulabilirsen işe yeniden Döküp ortaya varını yoğunu kazandığın her şeyini yitirsen bile yitirdiklerini dolamaksızın dile Baştan tutabilirsen yolunu Yüreğine sinirine dayan diyecek direncinden başka şeyin kalmasa da Herkesin bırakıp gittiği noktada sen dayanabilirsen Hem herkesle konuşur hem erdemli kalabilirsen Unutmayabilirsen halkı krallarla gezerken Dost da düşman da incitemezse seni Ne küçümser ne de büyültürsen çevreni Her saatin her dakikasına emeğini katarsan Hakçasına her şeyiyle dünya önüne serilir Üstelik oğlum adam oldun demektir... " (Rudyard KIPLING - Bülent Ecevit çevirisi ile )
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Nüket Belsan Taşören
İstismar olmasa iyiydi
Ana baba çocuğa bakar, rutin budur; çocuk ana babaya değil, müthiş bir zorunluluk hastalık falan yoksa eğer... Şivesi gayet düzgün yani İstanbul ağzını kullanan ailede tek Erzurumlu gibi (!) konuşan bir çocuk var ya şimdilerde tvde sosyal medyada bolca boy gösteren...Aile bakanlığı ana babasını uyarmış... Pek ciddiye almamışlar durumu ; güzel(!) konuşması ile gerekirse psikoloğa da gideriz ne var ki bunda diyordu babası geçenlerde... Ablası da o çocuk gibi karikatüristik tarzda konuşmuyordu, burnuma farklı kokular geliyor, sanki özel eğitilmiş gibi değil mi ? ( $$$ )
Tiyatrocu olabilir bir çocuk, özel yetenekleri de olabilir tabi sınırları var bunun... İstismar edemezsiniz... Buna hakkınız yok... Çocuk hakları evrensel beyannamesinde yazar... Benim bedenim bana aittir iznim olmadan dokunamazsınız.... Diye... Örneğin bir çocuğu dans ettirip üzerinden para kazanmamalısınız...Bu, etik değil... Evlatlarındaki olabilecek tahribat riskini, paranın yüzü sıcak ya, yeşil dolarlar unutturuyor demek ki... Oysa dünyada ve ülkemizde çocuk yıldızların akıbetine bir baksa sadece , fikri değişir ailenin, muhakkak , buna inanıyorum... Kimse egosunun bu kadar pohpohlanmasını bu yaşta kaldıramıyor işte... Farklı keyif verici zararlı maddelere yönelişler başlıyor, evlerden ırak... Hem uluslararası bu beyanname devletleri bile bağlayıcı, buna göre kanun yapılır diyor... Kimse ben çocuğumu 24 saat yemek yedirip dans ettirip kameraya kaydedip etini sütünü maddiyata çeviririm deme hürriyetine sahip değil çünkü... Reşit olunca belki rızası olmayacak şimdi bilinçsiz olarak yaptığı bu hareketlere o evladın...
Çocuk gelişimi eğitimi ile ilgili ne kadar kitap okuduysam çocukları sınırsız özgürlüğün değil de disiplinin kuralların mutlu ve huzurlu edeceği yazıyordu... Belirsizlik değil... Kurallar olmalı... Düzen olmalı hayatlarında...
Bir de kolay olmamalı hiçbir şey... Kolay elde ettiğine değer vermiyor çocuklar (hepimiz gibi) hani şu birkaç keçiye çobanlık yaparak sınavda büyük başarı elde eden çocuklar var ya.... Tahtını bahtını yapma polemiği değil de her şeyi altın hepsi ile sunmamak lazım ki evlatlarımıza doyumsuz olmasınlar idealleri hayalleri olsun onların da... Bir çocuğun hayali olmaması ne kötü, yaşama sevinci kaybolur sonunda, tüm arzuları kolayca gerçekleşince...
Çocuğun biraz çaba sarf etmesine izin vermek şart; bu, onun iyiliği için yani yumurta içten darbe ile kırılmalı hayat için bu gerekli derler ya yardım olsun diye dışarıdan bir darbe ile kırınca kabuğu, olmaz... Aynı şey kelebek kozası için de geçerli onu da zamanında önce açarsan bir müdahale ile kanatları güçlenemez falan... İçerde sürekli kanat çırparak kanatlarını güçlendirdikten sonra dışarıya çıkmalı mutlaka minik tırtılımız yeni kelebeğimiz...
Biliyorum... Biliyoruz...
Ana baba olmak zor zenaat... Hem biyolojik bir şey de değil üstelik... Bir evlada yön ya da bakış açısı olabilmek için buna gerek yok...
Gerçekte biyolojik olarak baba olma imkanı olmaması beni ayrıca duygulandırıyor Kıpling 'den çevirdiği bu şiirde Bülent Ecevit ' in...Hayalen oğluna/ oğullara hitaben ne güzel okumuş, kendi sesinden dinleyin mutlaka :
"Çevrende herkes şaşırsa bunu da senden bilse Sen aklı başında kalabilirsen eğer
Herkes senden kuşku duyarken
Hem kuşkuya yer bırakır hem kendine güvenebilirsen eğer
Bekleyebilirsen usanmadan
Yalanla karşılık vermezsen yalana
Kendini evliya sanmadan kin tutmayabilirsen kin tutana
Düşlere kapılmadan düş kurabilir
Yolunu saptırmadan düşünebilirsen eğer
Ne kazandım diye sevinir, ne yıkıldım diye yerinir ikisine de vermeyebilirsen değer Söylediğin gerçeği eğip büken düzenbaz Kandırabilir diye safları dert edinmezsen
Ömür verdiğin işler bozulsa da yılmaz koyulabilirsen işe yeniden
Döküp ortaya varını yoğunu kazandığın her şeyini yitirsen bile yitirdiklerini dolamaksızın dile
Baştan tutabilirsen yolunu
Yüreğine sinirine dayan diyecek direncinden başka şeyin kalmasa da
Herkesin bırakıp gittiği noktada sen dayanabilirsen
Hem herkesle konuşur hem erdemli kalabilirsen
Unutmayabilirsen halkı krallarla gezerken
Dost da düşman da incitemezse seni
Ne küçümser ne de büyültürsen çevreni
Her saatin her dakikasına emeğini katarsan Hakçasına her şeyiyle dünya önüne serilir Üstelik oğlum adam oldun demektir... "
(Rudyard KIPLING - Bülent Ecevit çevirisi ile )
İstismarsız sömürüsüz nice günler görsün evlatlarımız, erdemle yürüsünler hayat yolunda...
Selametle...
Nüket Belsan Taşören