Sporun geldiği seviye, sadece sporcuların yeteneğine değil, aynı zamanda sahip olunan imkanlara da bağlıdır. Ülkemizde başta futbol olmak üzere sayılı spor branşları ilgi görürken, dövüş sporları profesyonelleşme noktasında ciddi engellerle yüz yüze. Peki, dövüş sporlarında ilerlemek isteyen gençler ne tür zorluklar yaşıyor?
Maddi İmkansızlıklar
Dövüş sporlarında, her ne kadar bireysel mücadele ediliyor olsa da, profesyonel kısmın ardında güçlü bir sistem ve maddi destek gerektiriyor. Ülkemizde sporcular, genellikle kendi imkanlarıyla eğitim alıyor ve ekipman temin ediyor. Oysa ki, dövüş sporlarında profesyonelliğe uzanabilmek için kamplar, profesyonel antrenörler, bilimsel antrenman metotları ve kaliteli ekipmana ihtiyaç var. Bu da ciddi bir finansman gerektiriyor.
Uluslararası Rekabetin Güçlüğü
Profesyonelleşmenin en önemli göstergesi, uluslararası arenada varlık gösterebilmektir. Türkiye’den çıkan dövüşçüler, bireysel çabalarıyla belli bir noktaya gelmeye çalışsa da, rakipleri büyük organizasyonların ve devlet destekli spor sistemlerinin içinde yetişiyor. Bu da rekabeti oldukça zorlaştırıyor.
Medyanın ve Sponsorlukların İlgisizliği
Futbol ve basketbol gibi popüler branşlarda milyonlarca liralık sponsorluk anlaşmaları yapılırken, dövüş sporlarında bu destek çok cılız. Medyanın da bu alana yeterince ilgi göstermemesi, sporcuların kendilerini tanıtmasını zorlaştırıyor. Halbuki, dünyada, Boks, kick boks ve MMA gibi branşlar devasa organizasyonlarla milyonlarca izleyiciye ulaşıyor.
Altyapı Sorunu
Başarılı bir sporcu yetiştirmek için sağlam bir altyapı gerekir. Ancak Türkiye’de dövüş sporları branşlarında yeterli eğitim, federasyon desteği ve genç yetenekleri keşfedecek programlar olduğunu söylemek zor. Mevcut spor salonları ise genellikle özel girişimler tarafından yürütülüyor ve birçok yetenekli genç, maddi imkansızlıklar nedeniyle bu eğitimlerden mahrum kalıyor.
Çözüm Ne Olmalı?
Türkiye’de dövüş sporlarının profesyonel kısmının hak ettiği yere gelebilmesi için desteklenmesi şart. Devlet destekleri artırılmalı, federasyonlar aktif bir şekilde sporculara rehberlik etmeli ve sporcudan lisans ücreti ile kuşak sınav ücreti gibi paralar istenmemeli. Bu ücretleri alanlar, ücreti vermekte zorlanan veya veremeyen sporcunun halini çok da iyi anlayamayabilir, ancak bu paralar bazı sporcuları maalesef spordan koparmakta. Medya, bu spor dallarına daha fazla yer vererek toplumun ilgisini çekmeli. Genç sporcuların azimlerini kıran değil, onları destekleyen bir sistemin oluşturulması gerekiyor.
Türkiye, tarih boyunca güçlü savaşçılar yetiştirmiş bir ülke. Bu potansiyeli doğru yönetmek, dövüş sporlarında dünya çapında iyi bir noktaya gelebilmenin anahtarı olacaktır.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mert Sıdar
Dövüş sporlarının profesyonel kısmı
Sporun geldiği seviye, sadece sporcuların yeteneğine değil, aynı zamanda sahip olunan imkanlara da bağlıdır. Ülkemizde başta futbol olmak üzere sayılı spor branşları ilgi görürken, dövüş sporları profesyonelleşme noktasında ciddi engellerle yüz yüze. Peki, dövüş sporlarında ilerlemek isteyen gençler ne tür zorluklar yaşıyor?
Maddi İmkansızlıklar
Dövüş sporlarında, her ne kadar bireysel mücadele ediliyor olsa da, profesyonel kısmın ardında güçlü bir sistem ve maddi destek gerektiriyor. Ülkemizde sporcular, genellikle kendi imkanlarıyla eğitim alıyor ve ekipman temin ediyor. Oysa ki, dövüş sporlarında profesyonelliğe uzanabilmek için kamplar, profesyonel antrenörler, bilimsel antrenman metotları ve kaliteli ekipmana ihtiyaç var. Bu da ciddi bir finansman gerektiriyor.
Uluslararası Rekabetin Güçlüğü
Profesyonelleşmenin en önemli göstergesi, uluslararası arenada varlık gösterebilmektir. Türkiye’den çıkan dövüşçüler, bireysel çabalarıyla belli bir noktaya gelmeye çalışsa da, rakipleri büyük organizasyonların ve devlet destekli spor sistemlerinin içinde yetişiyor. Bu da rekabeti oldukça zorlaştırıyor.
Medyanın ve Sponsorlukların İlgisizliği
Futbol ve basketbol gibi popüler branşlarda milyonlarca liralık sponsorluk anlaşmaları yapılırken, dövüş sporlarında bu destek çok cılız. Medyanın da bu alana yeterince ilgi göstermemesi, sporcuların kendilerini tanıtmasını zorlaştırıyor. Halbuki, dünyada, Boks, kick boks ve MMA gibi branşlar devasa organizasyonlarla milyonlarca izleyiciye ulaşıyor.
Altyapı Sorunu
Başarılı bir sporcu yetiştirmek için sağlam bir altyapı gerekir. Ancak Türkiye’de dövüş sporları branşlarında yeterli eğitim, federasyon desteği ve genç yetenekleri keşfedecek programlar olduğunu söylemek zor. Mevcut spor salonları ise genellikle özel girişimler tarafından yürütülüyor ve birçok yetenekli genç, maddi imkansızlıklar nedeniyle bu eğitimlerden mahrum kalıyor.
Çözüm Ne Olmalı?
Türkiye’de dövüş sporlarının profesyonel kısmının hak ettiği yere gelebilmesi için desteklenmesi şart. Devlet destekleri artırılmalı, federasyonlar aktif bir şekilde sporculara rehberlik etmeli ve sporcudan lisans ücreti ile kuşak sınav ücreti gibi paralar istenmemeli. Bu ücretleri alanlar, ücreti vermekte zorlanan veya veremeyen sporcunun halini çok da iyi anlayamayabilir, ancak bu paralar bazı sporcuları maalesef spordan koparmakta. Medya, bu spor dallarına daha fazla yer vererek toplumun ilgisini çekmeli. Genç sporcuların azimlerini kıran değil, onları destekleyen bir sistemin oluşturulması gerekiyor.
Türkiye, tarih boyunca güçlü savaşçılar yetiştirmiş bir ülke. Bu potansiyeli doğru yönetmek, dövüş sporlarında dünya çapında iyi bir noktaya gelebilmenin anahtarı olacaktır.