Atatürk'ün siyasette bir maske olarak kullanıldığı yeni değil. Çok partili hayata geçildikten sonra Ecevit dönemini biraz dışarıda tutarsak özellikle CHP esas siyasetini "Atatürk veAtatürk'ün partisi" olmak üzerine kurdu. En önemlisi, darbelerin anası 27 Mayıs 1960 darbesi dâhil bütün darbelerin "Atatürk" adına yapılması.
Zaman zaman CHP Genel Başkanı Özgür Özel gibi "Sıkışınca MilliMücadele'den, Atatürk'ten bahsedipalkış alarak ilerlenmez" diyen CHP'liler çıksa da bu hiç değişmedi.
Bugünlerde durum daha da vahim bir hâl aldı. Artık sadece siyasetçiler değil, "yolsuzluk" iddiasıyla tutuklananlar da yasadışı iddia oynatanlar da "Atatürk" maskesi takıyor. Bu yüzden rahmetli UğurMumcu'nun o ünlü sözü hep dillerde: "Bu ülkede banka soyarken kar maskesi,ülke soyarken Atatürk maskesitakılır." Mumcu'nun sözünü hatırlamakta haksız da sayılmazlar. Baksanıza hakkında "yolsuzluk, rüşvet, irtikâp" iddialarıyla soruşturma açılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'le ilgili bir davada aynen şöyle diyordu: "Bana bakanMustafa Kemal Atatürk'ü görür."
Sanki ortada "kent uzlaşısı" yok, şüphe uyandıran yolsuzluk iddiaları yok. Atalarımızın dediği gibi "Balık baştankokar" misali siyasetçisi böyle yaparsa destekçileri neler yapmaz ki...
Alın Papara Holding'in son yaptığı rezilliği... Birkaç gün önce bu şirkete yönelik yasadışı bahis soruşturması kapsamında bir operasyon yapıldı ve 13 kişi gözaltına alındı. O şirket operasyondan bir hafta önce 19 Mayıs'ta Atatürk eksenli ve gençlere seslenen bir reklam yayınladı. Reklamda açık açık siyaset kokan ve Başkan Erdoğan'ı ima eden "Gitmedenbiz de gitmeyiz" mesajı var.
Tezgâha bakar mısınız? Tıpkı İmamoğlu gibi onlar da operasyonun geleceğini biliyorlardı ve "Biz Atatürkçüolduğumuz için operasyon yapıldı" demeye getirmişler. Gel de rahmetli Mumcu'nun "Ülke soyarken Atatürkmaskesi takılır" sözünü hatırlama. Artık bu ülkede birileri siyasi yetersizliklerini, birileri darbelerini, birileri de hırsızlıklarını hep Atatürk maskesiyle perdelemeye çalışmamalı.
Sanıyorum Özel de bunun farkında ki, o konuşmasında ısrarla "Siyaset üretmepratiğinde eksik var" diyor ama gereğini de yapmıyor veya yapamıyor. Belki de bu yüzden bu kadar öfkeli ve çaresizlik içinde kendini paralıyor.
***
SIFIR ATIK'TA YENİ DEVRİM Başkan Erdoğan'ın eşi EmineErdoğan'ın hayata geçirdiği "SıfırAtık" projesi artık bir dünya markası.BM, 30 Mart'ı "Sıfır Atık Günü"ilan etti. Böylece Türkiye'de doğan birçevre hareketini bütün dünya sahiplenmişoldu. Müthiş bir başarı. Her çevre olayındayeri göğü inleten çevreciler, ünlüsanatçılar görmezden gelse de bu başarınınaltında Türkiye imzası var.
Şimdi Emine Hanım'ın himayesinde sürdürülen bu başarılı Sıfır Atık Hareketi yeni bir aşamayla taçlanıyor: Depozitosu Olan Ambalajlar (DOA) logosuyla iade makineleri devreye giriyor.
Artık plastik, cam şişeler ve alüminyum ambalajlar 25 kuruş bedel karşılığında bu makinelere atılacak. Bu öyle basit bir adım değil, çevreyi kirletmeyi en aza indirdiği gibi ülkeye çok ciddi bir ekonomik katkısı da olacak. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Avrupa ile kıyaslama yapıyor ve şu çarpıcı gerçeği seslendiriyor: "Bugün Avrupa ülkelerinde atıkcam şişe geri toplanma oranı ortalamayüzde 80! Ülkemizde bu orankaç biliyor musunuz? Sadece yüzde3... Fabrikalarımızın üretimde kullandığıcam kırıklarını şu anda ithaletmek zorunda kalıyoruz. Bakınbiz bu sistemle sadece Sakarya'da1-2 ayda 100 ton atık cam topladık.Bütün Türkiye'de topladığımızdaartık cam ithalatını bırakın,cam ihraç eder duruma geleceğiz.Aynı şey plastik ithali için de geçerli.Bu sistemle yılda 200 bindenfazla pet şişe toplamayı hedefliyoruz,böylece atıklarımızı hammaddeyedönüştürerek plastik ithalatınında önüne geçeceğiz. Özetle depozitosisteminin yüzde 100 uygulanmasıdemek, ülkemize her yıl 500 milyoneuro'dan fazla ekonomik katkıdemek; yeni yatırımlar, yeni istihdamalanları demek!"
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mahmut Övür
‘Atatürk’ maskeliler
Atatürk'ün siyasette bir maske olarak kullanıldığı yeni değil. Çok partili hayata geçildikten sonra Ecevit dönemini biraz dışarıda tutarsak özellikle CHP esas siyasetini "Atatürk ve Atatürk'ün partisi" olmak üzerine kurdu. En önemlisi, darbelerin anası 27 Mayıs 1960 darbesi dâhil bütün darbelerin "Atatürk" adına yapılması.
Zaman zaman CHP Genel Başkanı Özgür Özel gibi "Sıkışınca Milli Mücadele'den, Atatürk'ten bahsedip alkış alarak ilerlenmez" diyen CHP'liler çıksa da bu hiç değişmedi.
Bugünlerde durum daha da vahim bir hâl aldı. Artık sadece siyasetçiler değil, "yolsuzluk" iddiasıyla tutuklananlar da yasadışı iddia oynatanlar da "Atatürk" maskesi takıyor. Bu yüzden rahmetli Uğur Mumcu'nun o ünlü sözü hep dillerde: "Bu ülkede banka soyarken kar maskesi, ülke soyarken Atatürk maskesi takılır."
Mumcu'nun sözünü hatırlamakta haksız da sayılmazlar. Baksanıza hakkında "yolsuzluk, rüşvet, irtikâp" iddialarıyla soruşturma açılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'le ilgili bir davada aynen şöyle diyordu: "Bana bakan Mustafa Kemal Atatürk'ü görür."
Sanki ortada "kent uzlaşısı" yok, şüphe uyandıran yolsuzluk iddiaları yok. Atalarımızın dediği gibi "Balık baştan kokar" misali siyasetçisi böyle yaparsa destekçileri neler yapmaz ki...
Alın Papara Holding'in son yaptığı rezilliği... Birkaç gün önce bu şirkete yönelik yasadışı bahis soruşturması kapsamında bir operasyon yapıldı ve 13 kişi gözaltına alındı. O şirket operasyondan bir hafta önce 19 Mayıs'ta Atatürk eksenli ve gençlere seslenen bir reklam yayınladı. Reklamda açık açık siyaset kokan ve Başkan Erdoğan'ı ima eden "Gitmeden biz de gitmeyiz" mesajı var.
Tezgâha bakar mısınız? Tıpkı İmamoğlu gibi onlar da operasyonun geleceğini biliyorlardı ve "Biz Atatürkçü olduğumuz için operasyon yapıldı" demeye getirmişler. Gel de rahmetli Mumcu'nun "Ülke soyarken Atatürk maskesi takılır" sözünü hatırlama. Artık bu ülkede birileri siyasi yetersizliklerini, birileri darbelerini, birileri de hırsızlıklarını hep Atatürk maskesiyle perdelemeye çalışmamalı.
Sanıyorum Özel de bunun farkında ki, o konuşmasında ısrarla "Siyaset üretme pratiğinde eksik var" diyor ama gereğini de yapmıyor veya yapamıyor. Belki de bu yüzden bu kadar öfkeli ve çaresizlik içinde kendini paralıyor.
***
SIFIR ATIK'TA YENİ DEVRİM
Başkan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın hayata geçirdiği "Sıfır Atık" projesi artık bir dünya markası. BM, 30 Mart'ı "Sıfır Atık Günü" ilan etti. Böylece Türkiye'de doğan bir çevre hareketini bütün dünya sahiplenmiş oldu. Müthiş bir başarı. Her çevre olayında yeri göğü inleten çevreciler, ünlü sanatçılar görmezden gelse de bu başarının altında Türkiye imzası var.
Şimdi Emine Hanım'ın himayesinde sürdürülen bu başarılı Sıfır Atık Hareketi yeni bir aşamayla taçlanıyor: Depozitosu Olan Ambalajlar (DOA) logosuyla iade makineleri devreye giriyor.
Artık plastik, cam şişeler ve alüminyum ambalajlar 25 kuruş bedel karşılığında bu makinelere atılacak. Bu öyle basit bir adım değil, çevreyi kirletmeyi en aza indirdiği gibi ülkeye çok ciddi bir ekonomik katkısı da olacak. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Avrupa ile kıyaslama yapıyor ve şu çarpıcı gerçeği seslendiriyor:
"Bugün Avrupa ülkelerinde atık cam şişe geri toplanma oranı ortalama yüzde 80! Ülkemizde bu oran kaç biliyor musunuz? Sadece yüzde 3... Fabrikalarımızın üretimde kullandığı cam kırıklarını şu anda ithal etmek zorunda kalıyoruz. Bakın biz bu sistemle sadece Sakarya'da 1-2 ayda 100 ton atık cam topladık. Bütün Türkiye'de topladığımızda artık cam ithalatını bırakın, cam ihraç eder duruma geleceğiz. Aynı şey plastik ithali için de geçerli. Bu sistemle yılda 200 binden fazla pet şişe toplamayı hedefliyoruz, böylece atıklarımızı hammaddeye dönüştürerek plastik ithalatının da önüne geçeceğiz. Özetle depozito sisteminin yüzde 100 uygulanması demek, ülkemize her yıl 500 milyon euro'dan fazla ekonomik katkı demek; yeni yatırımlar, yeni istihdam alanları demek!"