7 Haziran seçimleri öncesinde ve seçime 1 hafta kala yaşanan Diyarbakır bombası olayı, Suruç'taki bomba ve en son da Ankara'daki bombalama eylemlerindeki tavırları açık bir şekilde 1 Kasım seçimlerine yönelik bir ‘manipülasyon' girişimi idi.
Terör eylemlerinde terör örgütünü yücelten, güvenlik gibi temel görev alanları içerisinde terör örgütüne karşı mücadele yürüten devletin tüm kurumlarına karşı faaliyet içerinde bulunan bazı yazarlar, televizyon programı yapımcıları, bazı sivil toplum kuruluşları, FETÖ yazarları ve medyası ciddi bir ‘dezenformasyon' içerisine girdiler.
Tüm bu çabaların amacı, devleti –iktidarı- zayıflatarak terör örgütü PKK'yı meşruiyet zeminine oturtmak idi. Nitekim bazı çevrelerde artık PKK'ya karşı tepkiler zayıflamış durumdadır.
MHP yöneticilerinden bile PKK'nın siyasal kanadı HDP'nin meclise girmesini isteyenler var. Bu durum bile ülke olarak nasıl bir noktaya gelindiğinin en somut örneklerinden biridir.
CHP'li yöneticilerin PKK'yı meşrulaştırma çabalarını sağır sultan bile duymuştur. Birçok konuda da PKK'nın siyasal kanadı HDP ile ortak politikalar uygulamaktadır CHP.
Peki Hedeflenen Nedir?
Hedeflenen HDP/PKK'nın iktidar yapılmasıdır.
Bu hedef elbette bugünden yarına ulaşılacak bir hedef değildir. Ama bunun belli ölçüde altyapısı oluşturulmuştur. İktidar partisi büyük oranda içerdeki işbirlikçilerinin yardımı ile yıpratılmıştır.
Bu yıpranma iktidar partisinin en büyük parti olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Hatta tek başına iktidara da çok yakındır Ak Parti ama tek başına iktidar olmazsa ve MHP ile de bir uzlaşma zemini yakalanamazsa ki Bahçeli'nin 1 Kasım seçimi sonrası her ne kadar seçim beyannamesi açıklaması sırasında Türk Milleti'ninin hafızası ile alay edercesine ‘Kimse merak etmesin 1 Kasım'da koalisyon çıkarsa, MHP koalisyon hükümetine katılacaktır.' açıklaması yapmıştı. Olmayacak taleplerde bulunmayacağının garantisi yok tabi Sayın Bahçeli'nin.
Coğrafyamızdaki yaşanan olaylar, Irak ve Suriye'deki durum, siyasal boşluklar vb istihbarat örgütleri tarafından en kolay kullanılacak olan şu an da kullanılan PKK'yı ve onun siyasal uzantısı HDP'yi batı açısından öne çıkarmaktadır.
CHP'nin Baykal'a yapılan operasyonla birlikte, bu tarz yabancı istihbarat örgütlerinin yoğun etki alanına girdiği FETÖ'nün sözcülüğünü yaptığını hep birlikte gördük yaşadık. En somut örnek olarak yine PKK'ya karşı tavrını söyleyebiliriz.
Eğer, bu seçimlerde tek başına iktidar çıkmazsa ve koalisyon CHP ile Ak Parti arasında kurulursa bu süreç hızlanır. Tabi tedbir alınmazsa. Şu anki Ak Parti yönetimini kontrol altına alamayan Almanya, İngiltere, Amerika kendi adamlarına parti kurdurarak Ak Parti'yi bölme girişiminde bulunacak ki belli ölçüde de bunda muvaffak olur. Daha sonraki seçimlerde de CHP-PKK koalisyon hükümeti kurulmuş olur.
Bakalım Türk Milletinin basireti 1 Kasım'da bu planlara nasıl cevap verecek
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Hilmi Daşdemir
PKK (HDP) İktidarı Hazırlanıyor
7 Haziran seçimleri öncesinde ve seçime 1 hafta kala yaşanan Diyarbakır bombası olayı, Suruç'taki bomba ve en son da Ankara'daki bombalama eylemlerindeki tavırları açık bir şekilde 1 Kasım seçimlerine yönelik bir ‘manipülasyon' girişimi idi.
Terör eylemlerinde terör örgütünü yücelten, güvenlik gibi temel görev alanları içerisinde terör örgütüne karşı mücadele yürüten devletin tüm kurumlarına karşı faaliyet içerinde bulunan bazı yazarlar, televizyon programı yapımcıları, bazı sivil toplum kuruluşları, FETÖ yazarları ve medyası ciddi bir ‘dezenformasyon' içerisine girdiler.
Tüm bu çabaların amacı, devleti –iktidarı- zayıflatarak terör örgütü PKK'yı meşruiyet zeminine oturtmak idi. Nitekim bazı çevrelerde artık PKK'ya karşı tepkiler zayıflamış durumdadır.
MHP yöneticilerinden bile PKK'nın siyasal kanadı HDP'nin meclise girmesini isteyenler var. Bu durum bile ülke olarak nasıl bir noktaya gelindiğinin en somut örneklerinden biridir.
CHP'li yöneticilerin PKK'yı meşrulaştırma çabalarını sağır sultan bile duymuştur. Birçok konuda da PKK'nın siyasal kanadı HDP ile ortak politikalar uygulamaktadır CHP.
Peki Hedeflenen Nedir?
Hedeflenen HDP/PKK'nın iktidar yapılmasıdır.
Bu hedef elbette bugünden yarına ulaşılacak bir hedef değildir. Ama bunun belli ölçüde altyapısı oluşturulmuştur. İktidar partisi büyük oranda içerdeki işbirlikçilerinin yardımı ile yıpratılmıştır.
Bu yıpranma iktidar partisinin en büyük parti olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Hatta tek başına iktidara da çok yakındır Ak Parti ama tek başına iktidar olmazsa ve MHP ile de bir uzlaşma zemini yakalanamazsa ki Bahçeli'nin 1 Kasım seçimi sonrası her ne kadar seçim beyannamesi açıklaması sırasında Türk Milleti'ninin hafızası ile alay edercesine ‘Kimse merak etmesin 1 Kasım'da koalisyon çıkarsa, MHP koalisyon hükümetine katılacaktır.' açıklaması yapmıştı. Olmayacak taleplerde bulunmayacağının garantisi yok tabi Sayın Bahçeli'nin.
Coğrafyamızdaki yaşanan olaylar, Irak ve Suriye'deki durum, siyasal boşluklar vb istihbarat örgütleri tarafından en kolay kullanılacak olan şu an da kullanılan PKK'yı ve onun siyasal uzantısı HDP'yi batı açısından öne çıkarmaktadır.
CHP'nin Baykal'a yapılan operasyonla birlikte, bu tarz yabancı istihbarat örgütlerinin yoğun etki alanına girdiği FETÖ'nün sözcülüğünü yaptığını hep birlikte gördük yaşadık. En somut örnek olarak yine PKK'ya karşı tavrını söyleyebiliriz.
Eğer, bu seçimlerde tek başına iktidar çıkmazsa ve koalisyon CHP ile Ak Parti arasında kurulursa bu süreç hızlanır. Tabi tedbir alınmazsa. Şu anki Ak Parti yönetimini kontrol altına alamayan Almanya, İngiltere, Amerika kendi adamlarına parti kurdurarak Ak Parti'yi bölme girişiminde bulunacak ki belli ölçüde de bunda muvaffak olur. Daha sonraki seçimlerde de CHP-PKK koalisyon hükümeti kurulmuş olur.
Bakalım Türk Milletinin basireti 1 Kasım'da bu planlara nasıl cevap verecek