EVET.. Milli iradeye evet.. Başkanlığa evet.. Sivil bir anayasaya evet.. Recep Tayyip Erdoğan'la ayağa kalkan Türkiye'ye EVET.. Ama artık AK Parti içindeki FETÖ'yle mücadeleye de EVET.

2 Mayıs 2017 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ak Parti'ye üye olması ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi için önemli bir adım atılmış olacak.

Artık, resmen ‘'partili cumhurbaşkanı'' oluyor Recep Tayyip Erdoğan. 10 Ağustos 2014 tarihinde Türk Milleti'nin oyları ile seçtiği cumhurbaşkanı ile bir değişim, bir de hem seçilmiş başbakan hem de seçilmiş cumhurbaşkanı olması sebebi ile bir çift başlılık oluşmuştu, bu durum 16 Nisan tarihindeki halk oylaması ile giderilmiş oldu.

Daha önceden de defalarca ifade etmiştik ‘'16 Nisan çok önemli bir dönüm noktası, ‘'evet'' de çıksa ‘'hayır'' da çıksa siyaset eskisi gibi olmayacak hem iktidar partisinde hem de muhalefet partisinde büyük değişiklikler olacak'' diye.

Ak Parti'nin doğal lideri Recep Tayyip Erdoğan artık resmen tekrar partisinin başına geçecek, parti içerisindeki zaman zaman oluşan ‘'ölü toprağı serpilmiş'' hali ortadan kalkacak tekrar 2017 yılının şartları ve 2002'nin ‘'ruhu'' ile bir ‘'dinamizm'' kazanacaktır.

Şimdi öncelikle Ak Parti'den bir değişim dönüşüm olacaktır. Parti içerisindeki ‘'kerameti kendinden menkul'' taban ile iletişimi belli oranda kesilmiş, kendilerinin o makamlarda bulunmalarının sebebi olan vatandaş ile bağlarını belli oranda kopmuş ekip belli oranda temizlenecektir.

Yine en büyük beklenti olan FETÖ ile mücadelenin siyasal ayağının temizlenmesi yönünde de önemli adımlar atılacaktır. Geçmişte Başbakan Binali Yıldırım'ın söylediği ‘'Partimizde FETÖ'cü yoktur.'' açıklaması kamuoyu tarafından inandırıcı bulunmamıştır. Devlet Bahçeli nasıl ‘'Partim içerisinde FETÖ'cüler var, onlar için gereğini yapacağım.'' demiş ise aynı tavır ve davranışı Ak Parti'nin de yapması gerekmektedir. Geçmişte Tayyip Erdoğan'ın söylemiş olduğu ‘'Aldatıldık, hem bu dünyada, hem de öbür dünyada ben bunun hesabını vereceğim.'' şeklinde bir ifadesi vardı. Bu tür yüzleşmeler liderlerin yapabileceği yüzleşmelerdir. Nitekim, ‘'FETÖ ile mücadelede çalışma arkadaşlarım beni yalnız bıraktı.'' gibi bir açıklama yapmıştı. Demek ki başbakanın söylediğinin aksine bir FETÖ ile mücadele sorunu var. 15 Temmuz sonrası FETÖ ile mücadelede toplumun nerede ise tamamının hemfikir olduğu ve desteklediği FETÖ ile mücadelede yanlış üzerine yanlışlar yapılmış hala ‘'yukarıdan aşağıya'' değil de sadece aşağıdakilerin temizlendiği bir hal almıştır FETÖ mücadelesi ve kamuoyunun beklentisi de bu yöndedir. 15 Temmuz hain darbe ve işgal girişiminden sonra yapmış olduğumuz araştırmada ‘'15 Temmuz darbe ve kalkışmasının arkadaşında kim var?'' sorumuza % 36,9 FETÖ, % 25,2 ABD+FETÖ, % 5,6 ABD, % 3,1 diğer ve % 29,2 ise Fikrim yok şeklinde cevap

vermişlerdi. Bu sonuçlar da gösteriyor ki kamuoyu Temmuz 2016'dan beri bu yapıyı biliyor. Mücadelenin de eksik yapıldığını görüyor, gerçek mücadele ve temizliğin de ancak Recep Tayyip Erdoğan vasıtası ile yapılacağını görüyor ve biliyor.

Bundan sonra Ak Parti siyaseti ‘'Yeni Türkiye'' vizyonu ne yönde olacak onu gösterecek, geçmişte yol yürüdükleri ve şu an siyasetlerinin önüne ‘'takoz'' olan siyasetçi ve bürokratlarla hareket ederlerse ‘'Yeni Türkiye'' ve ‘'2023 Türkiye'si'' için olan Recep Tayyip Erdoğan vizyonu hayal olur.

Şu an Ak Parti yönetimi ‘'Yeni Türkiye'' ve ‘'2023 Türkiye'si'' vizyonuna sahip siyasetçi ve bürokratlarla 2071'e taşıyacak temelleri atabilir. Yoksa diğer türlü herkes birbirini kandırır ve zaman hızla akıp gider.

Türk Milleti dedi ki; ‘'EVET.. Milli iradeye evet.. Başkanlığa evet.. Sivil bir anayasaya evet.. Recep Tayyip Erdoğan'la ayağa kalkan Türkiye'ye EVET.. Ama artık AK Parti içindeki FETÖ'yle mücadeleye de üst düzey bürokrasi içindeki FETÖ ile mücadeleye de EVET.''

Beklenti bu yönde bu beklentiye cevap veren, korkmadan üzerine giden Ak Parti de Türkiye de büyüme önünde engel tanımaz. FETÖ ve PKK gibi yapılar ve işbirlikçileri temizlenirse Türkiye şahlanır.

Bunu yapacak olan da Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Ak Parti'dir. Bu temizlikten sonra da toplumsal barış ve uzlaşı konusunda adımlar atılmalı ortak bir vizyon ile ortak hedefe kilitlenilmelidir.