Kılıçdaroğlu'nun, İmamoğlu ile başının dertte olduğunu, bu nedenle de yana yakıla, dağ bayır “Kendim ettim, kendim buldum.” şarkısını diline doladığını sağır sultan bile duydu.
Bunun içinde bu durumun seçim öncesi CHP'ye daha fazla zarar vermemesi ve deşifre olmaması için ülke gündemi Tarkan'ın “Geççek” şarkısı ile perdelenmeye ve dikkatler dağıtılmaya çalışılıyor.
Ama...
Aması var...
Bu defaki ama bir hayli karışık...
Bunun içinde Karşı Mahallede sinirler hiç olmadığı kadar gergin ve vaziyet vahim...
Karşı Mahallenin; Kılıçdaroğlu, İmamoğlu, Mansur, Ulusalcı, Atatürkçü Sokaklarında bir telaş bir telaş… Perdeler çekilmiş herkes perde arkasından gizliden gizliye sokaktaki gelişmeleri izliyor.
Işıklar sabahlara kadar yanıyor... Kapalı kapılar ardında fısıltı ile konuşuluyor, hesaplar yapılıyor, çıkan sonucun sağlaması yapılmaya çalışılıyor, bir şeyler planlanıyor...
Bunun yanında yaşı 75-80 bandı ve daha yukarı da olsa da eski tüfekler de tecrübelerinden faydalanmak üzere silah altına alındı. Bu cenahta durumdan vazife çıkarıp kendilerince bir şeyler yapma gayreti içine giriştiler.
Kısacası Karşı Mahallede fırtına öncesi sessizlik benzeri anlam verilemeyen ve çözülemeyen Fillerin tepişmesi gibi bir kıpraşma var.
CHP'yi fonlu fonsuz, jetonlu jetonsuz, kayıtlı kayıtsız, şartlı şartsız destekleyen ve bu doğrultuda algı ve manipülasyona yönelik hiçbir kural ve etik tanımadan yayın yapan yazılı ve görsel basın ile sosyal medya hesaplarındaki hareketlilik dikkatlerden kaçmıyor.
Şimdiye kadarki yayın politikaları ile doksan derecelik zıtlık teşkil eden, acaba kafalarına saksımı düştü dedirtecek cinsten değişik stratejik yayınlar yapılıyor.
Öyle ki şimdiye kadar İBB ve İmamoğlu'na yönelik eleştirileri ile belalısı/kâbusu olan İBB AK Parti Grup Başkan Vekili ve Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Gürsu'nun konuşmaları peş peşe kesinti yapmadan bir bütün halinde yayınlanmak suretiyle “düşmanımın düşmanı dostumdur” anlayışı ile İmamoğlu'na ateş etmeye başladılar...
İlk bakışta CHP içindeki güçler ile hizipler arasındaki kronik çatışma görüntüsü veren bu durum son zamanlarda değişik ve çok derin bir hal aldı. Kılıçdaroğlu-İmamoğlu ekseni üzerinde dönmeye başlayan ve bu mecrada yoğunlaşan hiziplerin büyük çoğunluğu İmamoğlu cenahında Kılıçdaroğlu'nun karşısında yerlerini aldı.
Bazıları bu durumu “Beyaz Kâbus” ile başlayan fay hattı kırılmasına bağlıyorlar ve kıpraşmanın seçime kadar değil mezara kadar devam edeceğini iddia ediyorlar.
İstanbul'da kar kâbusu yaşandığı günde İmamoğlu'nun İngiliz Büyükelçi ile yediği yemeğin ifşa edilmesi, danışmanının Avrupa'da kayak tatilinde olduğu halde görevi başınday(MIŞ) gibi tweetler atması üzerine ikisinin birlikte pişti olması yanında bir de kar kürüme aracının kamera görüntüleri, yemek ile danışmanın tatil faturaları ve Kılıçdaroğlu'nun lüks otel görüntülerinin ortaya çıkması Türk filmlerindeki aşk, kin, intikam, nefret gibi sahneleri aratmayan benzeri gelişmeler peş peşe gelmeye başladı.
Bunun en son örneğini İSKİ'nin Olağanüstü Genel Kurul çağrısı yapmasına rağmen İmamoğlu'nun bu toplantıya katılıp böylesi önemli bir oturumda İBB Meclisine katılıp cevap vermesi ve teklifinin arkasında durması gerekirken toplantıda katılmaması, bunun yerine yandaş TV Kanallarını gezip, cevap vermesi de eleştirilere neden oldu.
CHP'deki Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu fay hatlarının kırılması sonucu yaşanan hareketlilik şimdiye kadar CHP içinde gizlilik içinde korunan fay hatlarının da domino etkisi açık ve net bir şekilde görünüyor...
Demedi demeyin, CHP'deki bu kıpraşmalar, 2023 seçimlerine kadar gizli gizli, sonrasında da olağanüstü kurultay toplantısına kadar uzar...
CHP'nin amigo ve fanatik seçmenleri ise bu gelişmelerden habersiz veya görmezden gelerek her gece iktidar rüyası görüyorlar. Uyandıkları zamanda gördükleri rüyayı hayra yorarak iktidar olacaklarını kendilerini ve tabanı inandırmaya çalışıyorlar. Kimlerden nasıl hesap soracaklarının çakası ile dolaşıyorlar...
Cumhur İttifakında Davutoğlu'nun Başbakanlığı döneminde hangi meçhul uçaktan atıldığı belli olmayan, paraşüt ile il ilçe yönetimlerine ve üyeliklere getirilen zevatın verdiği hasarın ve bu kişilerin şimdiye kadarki temizlik hareketinde kıyıda köşede kalanların haricinde bir sıkıntı gözükmüyor.
Recep Tayyip Erdoğan Cumhur İttifakı'nın adayı olduğu kesin. Buna kimsenin itirazı yok.
Ancak...(?)
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Hasan Kaya
Geççek mi?
Kılıçdaroğlu'nun, İmamoğlu ile başının dertte olduğunu, bu nedenle de yana yakıla, dağ bayır “Kendim ettim, kendim buldum.” şarkısını diline doladığını sağır sultan bile duydu.
Bunun içinde bu durumun seçim öncesi CHP'ye daha fazla zarar vermemesi ve deşifre olmaması için ülke gündemi Tarkan'ın “Geççek” şarkısı ile perdelenmeye ve dikkatler dağıtılmaya çalışılıyor.
Ama...
Aması var...
Bu defaki ama bir hayli karışık...
Bunun içinde Karşı Mahallede sinirler hiç olmadığı kadar gergin ve vaziyet vahim...
Karşı Mahallenin; Kılıçdaroğlu, İmamoğlu, Mansur, Ulusalcı, Atatürkçü Sokaklarında bir telaş bir telaş… Perdeler çekilmiş herkes perde arkasından gizliden gizliye sokaktaki gelişmeleri izliyor.
Işıklar sabahlara kadar yanıyor... Kapalı kapılar ardında fısıltı ile konuşuluyor, hesaplar yapılıyor, çıkan sonucun sağlaması yapılmaya çalışılıyor, bir şeyler planlanıyor...
Bunun yanında yaşı 75-80 bandı ve daha yukarı da olsa da eski tüfekler de tecrübelerinden faydalanmak üzere silah altına alındı. Bu cenahta durumdan vazife çıkarıp kendilerince bir şeyler yapma gayreti içine giriştiler.
Kısacası Karşı Mahallede fırtına öncesi sessizlik benzeri anlam verilemeyen ve çözülemeyen Fillerin tepişmesi gibi bir kıpraşma var.
CHP'yi fonlu fonsuz, jetonlu jetonsuz, kayıtlı kayıtsız, şartlı şartsız destekleyen ve bu doğrultuda algı ve manipülasyona yönelik hiçbir kural ve etik tanımadan yayın yapan yazılı ve görsel basın ile sosyal medya hesaplarındaki hareketlilik dikkatlerden kaçmıyor.
Şimdiye kadarki yayın politikaları ile doksan derecelik zıtlık teşkil eden, acaba kafalarına saksımı düştü dedirtecek cinsten değişik stratejik yayınlar yapılıyor.
Öyle ki şimdiye kadar İBB ve İmamoğlu'na yönelik eleştirileri ile belalısı/kâbusu olan İBB AK Parti Grup Başkan Vekili ve Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Gürsu'nun konuşmaları peş peşe kesinti yapmadan bir bütün halinde yayınlanmak suretiyle “düşmanımın düşmanı dostumdur” anlayışı ile İmamoğlu'na ateş etmeye başladılar...
İlk bakışta CHP içindeki güçler ile hizipler arasındaki kronik çatışma görüntüsü veren bu durum son zamanlarda değişik ve çok derin bir hal aldı. Kılıçdaroğlu-İmamoğlu ekseni üzerinde dönmeye başlayan ve bu mecrada yoğunlaşan hiziplerin büyük çoğunluğu İmamoğlu cenahında Kılıçdaroğlu'nun karşısında yerlerini aldı.
Bazıları bu durumu “Beyaz Kâbus” ile başlayan fay hattı kırılmasına bağlıyorlar ve kıpraşmanın seçime kadar değil mezara kadar devam edeceğini iddia ediyorlar.
İstanbul'da kar kâbusu yaşandığı günde İmamoğlu'nun İngiliz Büyükelçi ile yediği yemeğin ifşa edilmesi, danışmanının Avrupa'da kayak tatilinde olduğu halde görevi başınday(MIŞ) gibi tweetler atması üzerine ikisinin birlikte pişti olması yanında bir de kar kürüme aracının kamera görüntüleri, yemek ile danışmanın tatil faturaları ve Kılıçdaroğlu'nun lüks otel görüntülerinin ortaya çıkması Türk filmlerindeki aşk, kin, intikam, nefret gibi sahneleri aratmayan benzeri gelişmeler peş peşe gelmeye başladı.
Bunun en son örneğini İSKİ'nin Olağanüstü Genel Kurul çağrısı yapmasına rağmen İmamoğlu'nun bu toplantıya katılıp böylesi önemli bir oturumda İBB Meclisine katılıp cevap vermesi ve teklifinin arkasında durması gerekirken toplantıda katılmaması, bunun yerine yandaş TV Kanallarını gezip, cevap vermesi de eleştirilere neden oldu.
CHP'deki Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu fay hatlarının kırılması sonucu yaşanan hareketlilik şimdiye kadar CHP içinde gizlilik içinde korunan fay hatlarının da domino etkisi açık ve net bir şekilde görünüyor...
Demedi demeyin, CHP'deki bu kıpraşmalar, 2023 seçimlerine kadar gizli gizli, sonrasında da olağanüstü kurultay toplantısına kadar uzar...
CHP'nin amigo ve fanatik seçmenleri ise bu gelişmelerden habersiz veya görmezden gelerek her gece iktidar rüyası görüyorlar. Uyandıkları zamanda gördükleri rüyayı hayra yorarak iktidar olacaklarını kendilerini ve tabanı inandırmaya çalışıyorlar. Kimlerden nasıl hesap soracaklarının çakası ile dolaşıyorlar...
Cumhur İttifakında Davutoğlu'nun Başbakanlığı döneminde hangi meçhul uçaktan atıldığı belli olmayan, paraşüt ile il ilçe yönetimlerine ve üyeliklere getirilen zevatın verdiği hasarın ve bu kişilerin şimdiye kadarki temizlik hareketinde kıyıda köşede kalanların haricinde bir sıkıntı gözükmüyor.
Recep Tayyip Erdoğan Cumhur İttifakı'nın adayı olduğu kesin. Buna kimsenin itirazı yok.
Ancak...(?)