Yaşadığımız yüzyılda insanlığın en kabarık suç dosyalarından biri olan Filistin-
Gazze’deki soykırıma ve barbarlığa dikkat çekmek, farkındalık oluşturmak ve
karınca kararınca merhem olabilmek adına, ülkemizin muhtelif yerlerinde olduğu
gibi Çanakkale-Biga’da da kermes düzenlendi.
Diyanet başta olmak üzere birçok sivil toplum kuruluşunun gönüllülük esasıyla bu
kermese binlerce insan katıldı, emeğiyle destek sundu. Çocukların vicdan dolu
bakışları eşliğinde; kadınların sabırla açtığı börekler, maharetli ellerin ördüğü
rengarenk giysiler, şallar ve başörtüler, buram buram hasretle demlenen kahveler
ve çaylar meydanın bereketini büyüttü, büyüttü, büyüttü; bereketlendirdi ve taşırdı.
O gün yalnızca stantlar değil, vicdanlar da açıldı. Filistin-Gazze’ye gönül köprüleri
kuruldu. Kurşun gibi ağır bir vicdani yükün taşındığı, ihlas ve samimiyetin gönülleri
ısıttığı o günde, Biga’daki kermesin bereketi ve manevi havası; zehirli, kirli bir el
tarafından yalan ve uyduruk “Kermeste çocuklar zehirlendi” haberiyle bu
güzelliği bulandırılmaya çalıştı.
Sosyal medyada dolaşıma sokulan iğrenç ve
yalan bu haber ile Filistin, Gazze ve insanlığın samimiyeti gölgelenmek,
bastırılmak, boğulmak ve dikkatlerden kaçırılmak istendi. Kermes alanında
herhangi bir olumsuzluk yaşanmamış ve sağlık kuruluşlarına tek bir vaka dahi
intikal etmemişken böylesi kirli bir söylenti kısa sürede yalan habere dönüştü.
Zehir bir gün vücuttan atılır; ama şüphe hafızaya yerleşir. İşte bu şüphe, bir lokma
börekten daha ağır, bir bardak çaydan daha acı, bir kahve telvesinden daha
karanlık oldu.
Eskiden kahvehanelerde dolaşan dedikodular birkaç sokak ötesine geçmezdi.
Oysa bugün bir tuşla bütün ülkeye yayılıyor. Kahvehanede yüz yüze sorulan
“Doğru mu?” sorusu, dijitalde sorgusuz paylaşmaya dönüştü. İşte bu dönüşüm,
söylentinin gücünü katbekat artırdı. Eskiden kahvehanelerde dedikodu, çayın demi
bitene kadar sürerdi; şimdi bir tuşla ülkenin gündemi oluyor.
Asıl acı olan, bu iftiranın Gazze için yapılan bir etkinliği hedef almasıydı ki
Gazze’nin yarasına merhem olmak için düzenlenen kermesi zehirli göstermek için
dolaşıma sokulan böylesi çirkin ve yalan haber hem vicdana hem de hafızaya
ihanet etti. Çocukların gülüşünü, kadınların emeğini, meydanın bereketini,
samimiyetini ve gayretini kirletmeye kalkışmak aslında yalnızca bir kermese değil,
insanlığın vicdanına saldırıydı.
Resmi makamların devreye girmesi ve takibi sonucunda kısa bir sürede anlaşıldı
ki bu yalan haber, CHP’li Biga Belediyesi Basın Bürosu’nda çalışan birinin
kaleminden çıkmıştı.
Kötü niyetli ve kasıtlı olan bu yalan haberin kamu kurumu niteliğindeki belediyede
ve kamu görevlisi tarafından üretilmiş olması tartışmayı daha da büyüttü. Söylenti
bir anda tartışmanın fitilini ateşledi ve konun siyasi tartışma platformuna taşıdı.
Sosyal medya, sokak ve kahvehanelerde yalan haberin belediye personeli
tarafından yapılmış olması olayı farklı bir mecraya taşıdı. Her ne kadar ilgililer
hakkında adli ve idari soruşturma başlatıldığı duyurulsa da vatandaşın tepkisini
yatıştırmaya yetmedi.
Zamanında siyasi sonuç almak için üretilmiş ve toplumun hafızasında travma
derecesinde kötü yer etmiş olan Müslüm Gündüz-Fadime Şahin, Müftü Karısı gibi
siyasi düzmece haber örnekleriyle birlikte, Biga’daki Gazze için düzenlenen
kermeste çocukların zehirlendiğine dair yalan haber aynı kategoride
değerlendirilmeye ve çok ağır ifadeler ile eleştirilmeye başlandı. Hafızanın
zehirlenmesi, geçmişte olduğu gibi bugün de aynı kirli yöntemlerle denenmek
istendi.
Milletin, siyasi içerikli uydurulan ve üretilen her türlü yalan, dolan, algı ve
manipülasyona dayalı habere karşı tepkisi gerçekten çok büyük. Böylesi çirkin bir
durum karşısında milletin bütün ayarları bozuluyor ve son söyleyeceğini ilk
söyleyerek tepkisini dile getiriyor...
Umarım sosyal medyayı, sokağı, kahvehaneyi, kısacası zihinleri düzmece
haberlerle dizayn edebileceğini zannedenler, bu olayla bir kez daha yanıldıklarını
ve sonuç alamayacaklarını anlamışlardır.
Biga halkı, yalan ve kasıtlı böylesi bir haberin mideyi değil hafızayı bulandırdığını,
hafızası zehirlenen bir toplumun vicdanını kaybedeceğini bildiğini ve geçmişte
yapılan yalan haberlerle siyasetin dizayn edildiği günlerin acı hatırasını
unutmadığını gösterdi ve Gazze için düzenlenmiş samimi bir kermesin bereketini
zehirleyecek söylentiye izin vermedi.
Bugün Biga’da Gazze için düzenlenen kermeste çocuklar zehirlendi söylentisi,
ülke geneline yayılmadan çürütüldü.
Yarın başka meydanlarda başka mecralarda gerçekleri ters yüz etmeye ve algı-
manipülasyona yönelik benzeri haberler eskiden ve bugün olduğu gibi mutlaka
çıkacak, çıkarılacak ve kirli oyun sahnelenmeye çalışılacaktır....
Toplumun vicdanı zehirlemek için çıkarılan böylesi çirkin ve kötü maksatlı
haberlere karşı herkes en azından Biga halkı kadar dikkatli olmalı ve sabırla
doğrulamanın, cesaretle haykırmanın, hafızayı diri tutmanın tarafında yer almalıdır
ki...
Yalan haberlerle, algı ve manipülasyonla, düzmece senaryolarla vicdanı zehirleyip
halkı yanıltarak siyasi menfaat sağlamak isteyenler; hafızası diri bir toplum
karşısında kaybetsinler.
Böylesi gayret ve karşı duruş, zehri atar. Şüpheyi boşa çıkarır. İftirayı susturur.
Hakikati canlı tutar. Çünkü hafızası diri olan toplum, geçmişin acı tecrübelerinden
ders alır, zehri bünyesinden söküp atar, şüpheyi boşa çıkarır, iftirayı susturur,
bugünün yalanlarını çürütür, yarının vicdanını korur ve hakikati her daim ayakta tutar.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Hasan Kaya
Gazze Kermesinde Zehirli Fısıltı
Bir söylentinin hafızayı zehirleme girişimi
Yaşadığımız yüzyılda insanlığın en kabarık suç dosyalarından biri olan Filistin-
Gazze’deki soykırıma ve barbarlığa dikkat çekmek, farkındalık oluşturmak ve
karınca kararınca merhem olabilmek adına, ülkemizin muhtelif yerlerinde olduğu
gibi Çanakkale-Biga’da da kermes düzenlendi.
Diyanet başta olmak üzere birçok sivil toplum kuruluşunun gönüllülük esasıyla bu
kermese binlerce insan katıldı, emeğiyle destek sundu. Çocukların vicdan dolu
bakışları eşliğinde; kadınların sabırla açtığı börekler, maharetli ellerin ördüğü
rengarenk giysiler, şallar ve başörtüler, buram buram hasretle demlenen kahveler
ve çaylar meydanın bereketini büyüttü, büyüttü, büyüttü; bereketlendirdi ve taşırdı.
O gün yalnızca stantlar değil, vicdanlar da açıldı. Filistin-Gazze’ye gönül köprüleri
kuruldu. Kurşun gibi ağır bir vicdani yükün taşındığı, ihlas ve samimiyetin gönülleri
ısıttığı o günde, Biga’daki kermesin bereketi ve manevi havası; zehirli, kirli bir el
tarafından yalan ve uyduruk “Kermeste çocuklar zehirlendi” haberiyle bu
güzelliği bulandırılmaya çalıştı.
Sosyal medyada dolaşıma sokulan iğrenç ve
yalan bu haber ile Filistin, Gazze ve insanlığın samimiyeti gölgelenmek,
bastırılmak, boğulmak ve dikkatlerden kaçırılmak istendi. Kermes alanında
herhangi bir olumsuzluk yaşanmamış ve sağlık kuruluşlarına tek bir vaka dahi
intikal etmemişken böylesi kirli bir söylenti kısa sürede yalan habere dönüştü.
Zehir bir gün vücuttan atılır; ama şüphe hafızaya yerleşir. İşte bu şüphe, bir lokma
börekten daha ağır, bir bardak çaydan daha acı, bir kahve telvesinden daha
karanlık oldu.
Eskiden kahvehanelerde dolaşan dedikodular birkaç sokak ötesine geçmezdi.
Oysa bugün bir tuşla bütün ülkeye yayılıyor. Kahvehanede yüz yüze sorulan
“Doğru mu?” sorusu, dijitalde sorgusuz paylaşmaya dönüştü. İşte bu dönüşüm,
söylentinin gücünü katbekat artırdı. Eskiden kahvehanelerde dedikodu, çayın demi
bitene kadar sürerdi; şimdi bir tuşla ülkenin gündemi oluyor.
Asıl acı olan, bu iftiranın Gazze için yapılan bir etkinliği hedef almasıydı ki
Gazze’nin yarasına merhem olmak için düzenlenen kermesi zehirli göstermek için
dolaşıma sokulan böylesi çirkin ve yalan haber hem vicdana hem de hafızaya
ihanet etti. Çocukların gülüşünü, kadınların emeğini, meydanın bereketini,
samimiyetini ve gayretini kirletmeye kalkışmak aslında yalnızca bir kermese değil,
insanlığın vicdanına saldırıydı.
Resmi makamların devreye girmesi ve takibi sonucunda kısa bir sürede anlaşıldı
ki bu yalan haber, CHP’li Biga Belediyesi Basın Bürosu’nda çalışan birinin
kaleminden çıkmıştı.
Kötü niyetli ve kasıtlı olan bu yalan haberin kamu kurumu niteliğindeki belediyede
ve kamu görevlisi tarafından üretilmiş olması tartışmayı daha da büyüttü. Söylenti
bir anda tartışmanın fitilini ateşledi ve konun siyasi tartışma platformuna taşıdı.
Sosyal medya, sokak ve kahvehanelerde yalan haberin belediye personeli
tarafından yapılmış olması olayı farklı bir mecraya taşıdı. Her ne kadar ilgililer
hakkında adli ve idari soruşturma başlatıldığı duyurulsa da vatandaşın tepkisini
yatıştırmaya yetmedi.
Zamanında siyasi sonuç almak için üretilmiş ve toplumun hafızasında travma
derecesinde kötü yer etmiş olan Müslüm Gündüz-Fadime Şahin, Müftü Karısı gibi
siyasi düzmece haber örnekleriyle birlikte, Biga’daki Gazze için düzenlenen
kermeste çocukların zehirlendiğine dair yalan haber aynı kategoride
değerlendirilmeye ve çok ağır ifadeler ile eleştirilmeye başlandı. Hafızanın
zehirlenmesi, geçmişte olduğu gibi bugün de aynı kirli yöntemlerle denenmek
istendi.
Milletin, siyasi içerikli uydurulan ve üretilen her türlü yalan, dolan, algı ve
manipülasyona dayalı habere karşı tepkisi gerçekten çok büyük. Böylesi çirkin bir
durum karşısında milletin bütün ayarları bozuluyor ve son söyleyeceğini ilk
söyleyerek tepkisini dile getiriyor...
Umarım sosyal medyayı, sokağı, kahvehaneyi, kısacası zihinleri düzmece
haberlerle dizayn edebileceğini zannedenler, bu olayla bir kez daha yanıldıklarını
ve sonuç alamayacaklarını anlamışlardır.
Biga halkı, yalan ve kasıtlı böylesi bir haberin mideyi değil hafızayı bulandırdığını,
hafızası zehirlenen bir toplumun vicdanını kaybedeceğini bildiğini ve geçmişte
yapılan yalan haberlerle siyasetin dizayn edildiği günlerin acı hatırasını
unutmadığını gösterdi ve Gazze için düzenlenmiş samimi bir kermesin bereketini
zehirleyecek söylentiye izin vermedi.
Bugün Biga’da Gazze için düzenlenen kermeste çocuklar zehirlendi söylentisi,
ülke geneline yayılmadan çürütüldü.
Yarın başka meydanlarda başka mecralarda gerçekleri ters yüz etmeye ve algı-
manipülasyona yönelik benzeri haberler eskiden ve bugün olduğu gibi mutlaka
çıkacak, çıkarılacak ve kirli oyun sahnelenmeye çalışılacaktır....
Toplumun vicdanı zehirlemek için çıkarılan böylesi çirkin ve kötü maksatlı
haberlere karşı herkes en azından Biga halkı kadar dikkatli olmalı ve sabırla
doğrulamanın, cesaretle haykırmanın, hafızayı diri tutmanın tarafında yer almalıdır
ki...
Yalan haberlerle, algı ve manipülasyonla, düzmece senaryolarla vicdanı zehirleyip
halkı yanıltarak siyasi menfaat sağlamak isteyenler; hafızası diri bir toplum
karşısında kaybetsinler.
Böylesi gayret ve karşı duruş, zehri atar. Şüpheyi boşa çıkarır. İftirayı susturur.
Hakikati canlı tutar. Çünkü hafızası diri olan toplum, geçmişin acı tecrübelerinden
ders alır, zehri bünyesinden söküp atar, şüpheyi boşa çıkarır, iftirayı susturur,
bugünün yalanlarını çürütür, yarının vicdanını korur ve hakikati her daim ayakta tutar.