CHP Üst Akılı ile Fanatik Seçmen Tabanı ve Siyasi Linç
Yazının Giriş Tarihi: 23.04.2025 11:31
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.04.2025 11:33
Türkiye'nin siyasi gündemi, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının yatay geçiş şartlarını taşımadığı
gerekçesiyle iptal edilmesi ve ardından İBB’deki rüşvet ve yolsuzluk suçlamalarıyla tutuklanması
süreciyle çalkalanıyor. Bu iddialar, tanıklar ve belgeler ışığında CHP üst akılı ve fanatik seçmen tabanı
arasında derin tartışmalara yol açtı. Farklı kesimler bu konuda net bir tutum belirlemekte zorlanıyor.
Bazıları “Bekleyelim, görelim” derken, diğerleri “Suçu varsa cezasını çeksin” fikrini savunuyor. CHP’nin
mevcut üst yönetimi ve bazı fanatik destekçileri ise İmamoğlu’nun tamamen siyasi bir kumpas sonucu
hedef alındığını ve bunun bir hukuk darbesi olduğunu öne sürüyor. Bu kesim, mahkeme yerine
sokaklarda İmamoğlu’nu aklamaya çalışıyor.
CHP, bu süreci siyasi yara almadan atlatmaya çalışırken, bir yandan da İmamoğlu’nun mağdur bir
siyasetçi olarak konumlanmasını sağlamayı hedefliyor. Bu durum, CHP’nin ana muhalefet partisi
rolünden uzaklaşıp İmamoğlu’nun avukatı gibi hareket ettiği yönünde eleştiriler almasına neden oluyor. Algılar ve Stratejiler
Yazılı ve görsel basın ile sosyal medyanın etkisiyle CHP üst akılı ve fanatik seçmen tabanı arasında
oluşan algılar, partinin stratejilerini doğrudan etkiliyor. Ancak bu çabaların yalnızca siyasi hesaplaşma
olarak algılanması, partiye yönelik eleştirileri de beraberinde getiriyor. Bununla birlikte, bu sürecin
beklenmedik bir şekilde “Temiz Eller Operasyonu” benzeri bir gelişmeye evrilebileceği ihtimali, siyasi
dengelerin değişebileceğini gösteriyor.
Gençler demokrasi adına sokaklara çıkıyor gibi görünse de tartışmalar sürekli olarak İmamoğlu etrafında
dönüyor. Diploması ve serveti tartışmalı olan bir figürün arkasında durulması, CHP seçmen tabanı içinde
yeni soru işaretleri yaratıyor. Mevcut CHP yönetimi, olayların gündemde kalmasını sağlamak için büyük
bir çaba sarf ederken, “Biz ne yapıyoruz?” sorgulamasına fırsat kalmıyor. Yeni Kahramanlar ve Linç Kültürü
Bu sürecin en dikkat çeken isimlerinden biri, gösterilere katıldığı için tutuklanan ve ardından serbest
bırakılan Berkay Gezgin oldu. Ekrem İmamoğlu’nun seçim süresince kullandığı “Her şey çok güzel
olacak” sloganının sembol ismine dönüşen Gezgin, genç bir aktivist olmanın ötesinde CHP üst akılı ve
fanatik seçmen simgesi hâline geldi ve Olağanüstü Kurultay seçiminde partinin kadrosuna girdi.
Bu süreçte Gezgin gibi bazı isimler prim yaparken Berhan Şimşek ve İlker Başbuğ gibi bazıları da linç
kültürüne maruz kaldı. Berhan Şimşek ve İlker Başbuğ, bir zamanlar CHP üst akılı ve fanatik seçmen
tabanının gözünde kahraman iken, şimdi eleştiri oklarının hedefinde.
Berhan Şimşek, sanat dünyasından siyasete geçiş yaparak CHP milletvekili olmuş ve bir dönem “yukarı
mahallenin” güçlü ismi olarak görülmüştü. Ancak, Özgür Özel’e rakip olarak genel başkan adaylığı
başvurusu yaptığı fakat başvurunun süresinin geçtiği gerekçesiyle iptal edilmesi, Şimşek’i bir anda sert
eleştirilerin odağına yerleştirdi.
İlker Başbuğ ise yıllarca Türk Silahlı Kuvvetleri’nin üst düzey isimlerinden biri olarak saygın bir
konumdaydı. Laik ve Kemalist düşünceleriyle CHP üst akılı ve fanatik seçmen tabanında destek
görüyordu. Ancak sokak gösterilerini onaylamadığına dair yayılan bir haber, fanatik seçmen tabanının
ona bakış açısını değiştirdi. Bir zamanların popüler ismi Başbuğ, bir anda linç kültürünün hedefi hâline
geldi.
Siyasi Döngüler ve Beklenmedik Senaryolar
Ekrem İmamoğlu hâlâ CHP üst akılı ve fanatik seçmen tabanı için umut ışığı olarak görülüyor. Ancak
CHP’nin klasik kahraman yaratma ve yıkma döngüsü düşünüldüğünde, onun da zamanla benzer
eleştirilere ve linçe maruz kalıp kalmayacağı önemli bir soru işareti. Diploması ve serveti üzerine çıkan
tartışmalar, yolsuzluk ve rüşvetle bağlantılı suçlamalar, CHP üst akılı ve fanatik seçmen tabanının ona
olan bakışını karmaşık hâle getiriyor.
Bu döngü, CHP’nin kahraman yaratma ve yıkma eğiliminin bir yansımasıdır. Yazılı ve görsel medya ile
sosyal medya, CHP üst akılı ve fanatik seçmen tabanının belirli figürlere yönelik algısını hızla
değiştirebilir. Algoritmalar, duygu yüklü içerikleri öne çıkararak bireylerin algısını yönlendiren en güçlü
araç hâline gelmiştir.
Sonuç olarak, İmamoğlu’nun tutuklanması ve diploma iptali ile başlayan, Olağanüstü Kurultay ile rota
değiştiren CHP için fırtınalı ve sıkıntılı süreç sonrası net durum, ortalık sakinleştikten sonra ortaya çıkan
duruma göre netleşeceğe benziyor. Bu süreçte kimlerin yıldızının parlayacağını ve siyasi linçe
uğrayacağını şimdiden kestirmek güç. Ama yine de sürprizlere hazır olmak gerekir diye düşünüyorum.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Hasan Kaya
CHP Üst Akılı ile Fanatik Seçmen Tabanı ve Siyasi Linç
Türkiye'nin siyasi gündemi, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının yatay geçiş şartlarını taşımadığı
gerekçesiyle iptal edilmesi ve ardından İBB’deki rüşvet ve yolsuzluk suçlamalarıyla tutuklanması
süreciyle çalkalanıyor. Bu iddialar, tanıklar ve belgeler ışığında CHP üst akılı ve fanatik seçmen tabanı
arasında derin tartışmalara yol açtı. Farklı kesimler bu konuda net bir tutum belirlemekte zorlanıyor.
Bazıları “Bekleyelim, görelim” derken, diğerleri “Suçu varsa cezasını çeksin” fikrini savunuyor. CHP’nin
mevcut üst yönetimi ve bazı fanatik destekçileri ise İmamoğlu’nun tamamen siyasi bir kumpas sonucu
hedef alındığını ve bunun bir hukuk darbesi olduğunu öne sürüyor. Bu kesim, mahkeme yerine
sokaklarda İmamoğlu’nu aklamaya çalışıyor.
CHP, bu süreci siyasi yara almadan atlatmaya çalışırken, bir yandan da İmamoğlu’nun mağdur bir
siyasetçi olarak konumlanmasını sağlamayı hedefliyor. Bu durum, CHP’nin ana muhalefet partisi
rolünden uzaklaşıp İmamoğlu’nun avukatı gibi hareket ettiği yönünde eleştiriler almasına neden oluyor.
Algılar ve Stratejiler
Yazılı ve görsel basın ile sosyal medyanın etkisiyle CHP üst akılı ve fanatik seçmen tabanı arasında
oluşan algılar, partinin stratejilerini doğrudan etkiliyor. Ancak bu çabaların yalnızca siyasi hesaplaşma
olarak algılanması, partiye yönelik eleştirileri de beraberinde getiriyor. Bununla birlikte, bu sürecin
beklenmedik bir şekilde “Temiz Eller Operasyonu” benzeri bir gelişmeye evrilebileceği ihtimali, siyasi
dengelerin değişebileceğini gösteriyor.
Gençler demokrasi adına sokaklara çıkıyor gibi görünse de tartışmalar sürekli olarak İmamoğlu etrafında
dönüyor. Diploması ve serveti tartışmalı olan bir figürün arkasında durulması, CHP seçmen tabanı içinde
yeni soru işaretleri yaratıyor. Mevcut CHP yönetimi, olayların gündemde kalmasını sağlamak için büyük
bir çaba sarf ederken, “Biz ne yapıyoruz?” sorgulamasına fırsat kalmıyor.
Yeni Kahramanlar ve Linç Kültürü
Bu sürecin en dikkat çeken isimlerinden biri, gösterilere katıldığı için tutuklanan ve ardından serbest
bırakılan Berkay Gezgin oldu. Ekrem İmamoğlu’nun seçim süresince kullandığı “Her şey çok güzel
olacak” sloganının sembol ismine dönüşen Gezgin, genç bir aktivist olmanın ötesinde CHP üst akılı ve
fanatik seçmen simgesi hâline geldi ve Olağanüstü Kurultay seçiminde partinin kadrosuna girdi.
Bu süreçte Gezgin gibi bazı isimler prim yaparken Berhan Şimşek ve İlker Başbuğ gibi bazıları da linç
kültürüne maruz kaldı. Berhan Şimşek ve İlker Başbuğ, bir zamanlar CHP üst akılı ve fanatik seçmen
tabanının gözünde kahraman iken, şimdi eleştiri oklarının hedefinde.
Berhan Şimşek, sanat dünyasından siyasete geçiş yaparak CHP milletvekili olmuş ve bir dönem “yukarı
mahallenin” güçlü ismi olarak görülmüştü. Ancak, Özgür Özel’e rakip olarak genel başkan adaylığı
başvurusu yaptığı fakat başvurunun süresinin geçtiği gerekçesiyle iptal edilmesi, Şimşek’i bir anda sert
eleştirilerin odağına yerleştirdi.
İlker Başbuğ ise yıllarca Türk Silahlı Kuvvetleri’nin üst düzey isimlerinden biri olarak saygın bir
konumdaydı. Laik ve Kemalist düşünceleriyle CHP üst akılı ve fanatik seçmen tabanında destek
görüyordu. Ancak sokak gösterilerini onaylamadığına dair yayılan bir haber, fanatik seçmen tabanının
ona bakış açısını değiştirdi. Bir zamanların popüler ismi Başbuğ, bir anda linç kültürünün hedefi hâline
geldi.
Siyasi Döngüler ve Beklenmedik Senaryolar
Ekrem İmamoğlu hâlâ CHP üst akılı ve fanatik seçmen tabanı için umut ışığı olarak görülüyor. Ancak
CHP’nin klasik kahraman yaratma ve yıkma döngüsü düşünüldüğünde, onun da zamanla benzer
eleştirilere ve linçe maruz kalıp kalmayacağı önemli bir soru işareti. Diploması ve serveti üzerine çıkan
tartışmalar, yolsuzluk ve rüşvetle bağlantılı suçlamalar, CHP üst akılı ve fanatik seçmen tabanının ona
olan bakışını karmaşık hâle getiriyor.
Bu döngü, CHP’nin kahraman yaratma ve yıkma eğiliminin bir yansımasıdır. Yazılı ve görsel medya ile
sosyal medya, CHP üst akılı ve fanatik seçmen tabanının belirli figürlere yönelik algısını hızla
değiştirebilir. Algoritmalar, duygu yüklü içerikleri öne çıkararak bireylerin algısını yönlendiren en güçlü
araç hâline gelmiştir.
Sonuç olarak, İmamoğlu’nun tutuklanması ve diploma iptali ile başlayan, Olağanüstü Kurultay ile rota
değiştiren CHP için fırtınalı ve sıkıntılı süreç sonrası net durum, ortalık sakinleştikten sonra ortaya çıkan
duruma göre netleşeceğe benziyor. Bu süreçte kimlerin yıldızının parlayacağını ve siyasi linçe
uğrayacağını şimdiden kestirmek güç. Ama yine de sürprizlere hazır olmak gerekir diye düşünüyorum.