SON DAKİKA
Hava Durumu

Cenazeden Siyaset Çıkarmak: Vicdanın İflası

Yazının Giriş Tarihi: 17.12.2025 11:37
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.12.2025 11:38

Allah insana iki göz, iki kulak vermiş; yalnızca bir ağız ile yaratmıştır.
Rabbimin hikmetine sual olunmaz elbette. Ancak bazıları bu yaradılış
düzenini kendilerince şöyle yorumlamıştır: “Gördüğünü ve duyduğunu
iki kere düşün; sözünü ise bir kere söyle.”
Bunun yanında Yüce Rabbimiz, Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de ve
insanlığa rehber olarak gönderdiği Peygamberimiz (SAV) aracılığıyla,
insanın nasıl yaşaması, nasıl konuşması, neler yapması ve nelerden
sakınması gerektiğini açıkça bildirmiştir.
Ne var ki insanoğlu heva ve hevesine uyduğu için Rabbimizin emirlerini
göz ardı etmiş, Peygamberimizin (SAV) sünnetini de görmezden
gelmiştir. Kendi kıt aklıyla düzen kurmaya kalkışmış; ben merkezli bir
kısır döngüye saplanarak sosyal hayatı içinden çıkılmaz bir hâle
getirmiştir.
Günümüzde de maalesef bu çıkmaz zirve yapmış vaziyettedir. Yalanın
bini bir para... Manipülasyon için olsun, çıkar için olsun, hakikatin üstü
örtülmekte; sözün değeri, güvenin kıymeti her geçen gün aşınmaktadır.
Ülkeyi yöneten ve yönetmeye talip olanlar ve yancısı, trolü ise hâl ve
hareketleri, söz ve söylemleriyle mevcut karmaşa ortamını çözüm
üretecekleri yerde yangına benzin dökercesine harlamaktadırlar.
Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı genç bir kızımız kansere yenik
düştü... Acısını paylaşıyor ve anne babasına, ailesine, sevenlerine Allah
(CC) sabrı cemil ihsan etmesini diliyorum...

Acı üzerinden siyaset yapılmaz; ama bazıları bu acılı olaydan dahi prim
yapmaya kalkışarak, genç yaşta vefat eden Şehzadeler Belediye
Başkanı üzerinden üretilen söylentileri CHP Genel Başkanı Özgür Özel
hakkında çıkarılan iğrenç haberlerle birleştirip pervasızca siyasi gündem
oluşturma ve oy devşirme çabasına giriştiler.
Yapmayın Allah’ınızı severseniz...!
Genç yaşta bir kızımız hayatını kaybetti... Bu kızımız belediye başkanı
olmaktan öte bir anne ve babanın evladıydı... O anne ve babanın
acısını anlatabilecek söz hiçbir dünya lügatinde yoktur... Onların acısı
hürmetine saygı duymak ve susmak gerekirken, ağız ishaline tutulmuş
bazıları gündemde bu söylentiler üzerinden dem vurmaya başladılar...
Siyaset, gazetecilik veya yorumculuk yapacaksanız kırmadan,
dökmeden dağıtmadan, çarpıtmadan yapın. Yapmanız gerekenlere
yoğunlaşın ve milletin çoluk çocuğunu, inancını, kutsalını rahat
bırakın... Cenaze evinden çıkan mevta ve sevenleri için lütfen susun...
Herkes acısını yaşasın, üzüntüsünü paylaşsın...
Cazgırlık yaparak yarayı gereksiz yere kaşıyıp kangren hâline
getirmenin, sonra da karşısına geçip ağıt yakmanın hiç gereği yok...
CHP’lisi, AK Partilisi, MHP’lisi ile topyekûn partili ve partisiz bu ülkenin
yaşlısı genciyle bütün vatandaşlarımız bizim insanımızdır... Birini
önceleyip diğerini ötekileştirmek; birini yüceltip diğerini aşağılamak
şimdiye kadar bu ülkeye zarar vermekten ve insanları ayrıştırmaktan,
kutuplaştırmaktan başka hiçbir şeye yaramadı...
Eleştiri ve tenkitte “İğneyi önce kendimize, çuvaldızı başkasına
batırma” düsturuyla hareket etmeliyiz ki orta yol bulunsun ve toplumsal
barış sağlanabilsin...
İslam’ın bu konudaki emri ortadadır: “Ey iman edenler! Eğer bir fasık
size bir haber getirirse, onu araştırın; yoksa bilmeden bir topluluğa
kötülük edersiniz de yaptığınıza pişman olursunuz.”
Burada dikkat çekilen nokta şudur:
Haberin kaynağına güvenmek yetmez, doğruluğunu araştırmak
gerekir.

Yanlış bilgiye dayanarak hüküm vermek, toplumsal fitne ve
pişmanlığa yol açar.
Sorgulama ve teyit, hem bireysel vicdanı hem de toplumsal düzeni
korur.
Aslında bu ayet, günümüzde “doğrulama kültürü” dediğimiz şeyin
özünü anlatıyor. Sosyal medyada, kahvehane sohbetlerinde veya
günlük hayatta duyduğumuz her haberi sorgulamadan kabul etmek,
yanlış anlaşılmalara ve haksızlıklara sebep olabilir.
“Kişiye yalan olarak, her duyduğunu söylemesi yeter.” (Müslim,
Mukaddime, 5) Hadisi Şerifi ise akıldan hiç çıkarılmamalıdır...
Bir yalancı haber, şehrin üstüne çöken bir sis gibidir. İlk bakışta masum,
hatta serinletici görünür; ama içine giren her adımda yönünü
kaybedersin.
Kahvehane köşesinde bir fısıltı, meydanda bir bağırış, ekranda bir
paylaşım... Hepsi aynı sisin parçalarıdır. Ve sisin ardında saklanan
yalancı, kendi sesini yankıya dönüştürür: “Ben gerçeğim!” der. Oysa
yankı, gerçeğin kendisi değil, sadece boşluğun çarpmasıdır.
Araştırmadan kabul edilen her söz, toplumu kör eden bir duman olur. Bir
yanlış bilgi, bir ömrü gölgeye hapseder. Vicdan, sisin içinde yolunu
kaybeder; hafıza, bulanık bir aynaya dönüşür.
Ayetin uyarısı işte burada yankılanır: “Araştırın, yoksa pişman
olursunuz.” Çünkü sisin ardında hakikati aramayan, kendi
pişmanlığının içine hapsolur.
Toplumsal suskunluk, bu sisin en büyük dostudur. Kimse sorgulamazsa,
yalancı haber gökyüzünü kaplar. Sessizlik, suç ortaklığına dönüşür;
vicdan kirlenmiş bir aynaya...
Sonra da kimisi şeytanın avukatlığına, kimisi de hak adına konuştuğunu
zanneden birilerine dönüşür; ölümün varlığını unutup dili ve sözleriyle
ortalığı karman çorman ve darmaduman ederler...
Aslında genç yaşta kaybettiğimiz Şehzadeler Belediye Başkanının
ölümü, anlayabilenler için birçok gerçeği yüzümüze çarpıyor değil mi?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.