Son günler de 6+(1) masanın üzerinde kara bulutlar dolaşıyor. Masanın altında ise kıyasıya bir kavga yaşanıyor...

Kimine göre altılı masaya nazar değdi.

Kimine göre ise altılı masa sallaniiiiiiii...

Kimine göre de altı rakamı masaya uğursuzluk getirdi. Bunun için de masaya 7.ci ortağın aleni olarak alınması veya birilerinin masadan gönderilmesi dillendirilmeye başlandı...

Kimine göre de Millet İttifakına Cumhurbaşkanı adayı bulmak için yapılan ruh çağırma seansları sırasında ahirete intikal etmiş diğeri ise halen hayatta olan eski Cumhurbaşkanının ruhlarının masada pişti oldukları ve çıkan arbedede sonucu da masada panik yaşandığı kulislerde konuşuluyor...

Bunun ile birlikte ise 14-16. kat sakinlerinin altılı masadan rahatsız olduğu, ümidi kestiği bunun için de doğrudan İmamoğlu ile bir dizi görüşmeler yapıldığı iddiaları gündeme düştü ki bu haberin ciddi ciddi takip edilmesi gerekir...

Görüleceği üzere rivayetler ve iddialar çeşit çeşit... Ağzı olan konuşuyor ve herkes aklına geleni söylüyor, her türlü yorumu da yapıyor...

Ama ortada gerçek olan ve yadsınamayan bir durum var ki 6+1 masasında işler istenildiği gibi gitmiyor...

Kurulduğu günden beri benzemezler ittifakı olarak isimlendirilen ve başlangıçta oturma düzeni ile ilgili sorunlar yaşayan masada her geçen gün yeni bir sorun ortaya çıkıyor. Gidişata bakılırsa bu işin sonu mahkeme de bitecek gibi görünüyor...

Bununla birlikte Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayı olarak birçok isim dillendiriliyor...

Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül...

Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç...

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu...

Ankara BB Mansur Yavaş...

İstanbul BB Ekrem İmamoğlu...

Buna rağmen Halk TV'de Liderler Özel programına katılan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar; partisi adına aday belirleme yetkisinin bulunmadığını, karar verici kurulları ile çoğulculuk esasına göre toplanıp karar vereceklerini açıkladı.

Bu açıklama ile HDP'nin daha Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı konuşulmadığı ve karara bağlanmadığı anlaşılıyor...

Aslında lafı da çok uzatmaya gerek yok... Her ne kadar Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayını görünürde masa da alınacak karar ile açıklanacak gibi görünse de aslında 16'ncı kat tarafından 14'ncü kata isim bildirilmediği için şu anda dillendirilen isimler üzerinden havanda su dövülüyor...

Bunun yanında üçüncü bir ittifak diye dillendirilmeye çalışılan durumu ise doğru okuyabilmek adına İYİ Parti Başkanlık Divanında Yavuz Ağıralioğlu'nun pasif ize edilmesi ve Koray Aydın'ın görev değişimi ile sonuçlanan tasfiye operasyonu ile birlikte DP Genel Başkanının çıkışını ve Ali Babacan'ın ODTÜ'de protesto edilmesini ve Temel Karamollaoğlu'nun açıklamalarını birlikte iyi okumak gerekiyor...

Masanın şimdilik mukimleri olan Davutoğlu ile Babacan hakkında DP Genel Başkanı ile ODTÜ' deki protestocu öğrencilerin kullandığı dilin aynı olmasını ben dikkat çekici buluyorum...

Çünkü son zamanlarda CHP ve İYİ Parti tabanlarına anketler sonucu verilen gaz ile yaşanan özgüven patlamasının sonucu “Erdoğan karşıtlığının” kendilerine seçimi kazandırmaya yeterli olacağı kanaati hâkim olduğu için AK Partide Başbakanlık ve Bakanlık yapmış iki isme gerek olmadığından bahisle masadan uzaklaştırılmaları gerektiği görüşü etkili olmaya başladı.

Zaman hızla ilerliyor ve Haziran-2023 seçimine şunun şurasında 13 ay gibi kısa bir süre kaldı.

Öyle veya böyle bir şekilde Millet İttifakı bir isim üzerinde mutabık kalacak ve “Gel Muarem” stili ile aday açıklanacak ve açıklanmak mecburiyetinde...

Bu nedenle de aday toto oynamak veya Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı kim olacak diye bakla falı açmak yerine adayın nasıl belirlendiğini ve aday belirlenirken nerelerden icazet alındığını, hangi Saiklerin aday belirleme işine doğrudan ve dolaylı müdahil olduklarını izlemenin daha sağlıklı olacağı kanaatindeyim...