İYİ Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı seçimindeki Millet İttifakının “Ben küstüm oynamıyorum” diye mızıkçılık çıkaran; Kılıçdaroğlu'nun belalısı Meral Akşener'in mahalli seçimler öncesi izleyeceği yol haritası merak edildiği için yapacağını duyurduğu açıklama siyasi kulislerde ve en çok da CHP'nin “Başka düşmana gerek yok” diye sözleşmesini (?) fesih ettiği için şimdilerde İmamoğlu kulvarlarında gardını alan Halk TV tarafından merakla bekleniyordu.
Öyle ki Halk TV, Meral Akşener'in yapacağı açıklamadan günler öncesinde “Acaba Meral Akşener ne diyecek?” merakını gizleyemiyor ve bütün programlarda temcit pilavı gibi reklam niyetine dakika başı tekrarlayıp duruyordu.
Sonunda Meral Akşener, 26 Ağustos 2023 Cumartesi günü merakla beklenen açıklamasını Afyon'da yaptı. Konuşmasında dünden bugüne, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ve yarına dair o kadar çok konuda bir şeyler söyledi ki adeta açtı ağzını, yumdu gözünü… Ancak konuşması kafalardaki sorulara cevap yerine yeni sorular getirdi.
İttifak ortağı CHP'ye ve Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na yüklendi. Seçim sürecinde kendinden başka herkesi yenilginin müsebbibi ve suçlusu ilan etti. Herkes yanlış yapmıştı ama Meral Akşener her konuda doğrusunu yapmıştı…
Konuşmasında haklı olduğu hususlar elbette ki vardı… Ancak herkes Meral Akşener'den hışımla masadan kalktıktan sonra tıpış tıpış 6+1 Masasına neden döndüğünü ve bu sırada kendisinden kimlerin ricacı olduğunu açıklaması bekleniyordu ama Akşener bunu açıklamak yerine her zamanki gibi siyasetin mağdur lideri pozları ile tribünlere oynamayı tercih etti.
Demokrasilerde seçimlerin sonucunu tribünlerin değil skor tabelasını sandığın belirlediği gerçeğini göz ardı etme gayreti içine girdi.
Oysaki bu durumu en iyi kendisi biliyor ve kabul ediyor olmasına rağmen gerçekleri söylemek yerine her nedense konuşmasında hem tribünlere hem tabanına hem de 6+1 masasına oynamayı tercih etti.
Meral Akşener'in konuşmasının satır aralarındaki boşluklar iyi tahlil edildiğinde, başta CHP, 6+1 Masasındaki diğer İttifak partilerine, seçmen tabanına ince ince mesajlar verdiği ve göndermeler yaptığı görülecektir.
Mahalli İdareler seçimlerine partiler ile değil de halk ile ittifak edeceklerini, her il ve ilçe de aday çıkaracaklarını, seçimlere kendi adayları ile katılacaklarını ısrarla söylemesine rağmen yine Büyükşehirlerde ittifaklara kapıyı tamamen kapatmadı ve aralık bıraktı…
İşte meselenin püf noktası da kapının açık bırakılan kısmı diyebileceğimiz, ablasının yüzünde “Rabbiyesir” gördüğü, ceza yediği zaman çak yaptığı İmamoğlu ve Yavaş…
CHP ve İYİ Parti tabanlarında Cumhurbaşkanlığı öncesi ve sonrasındaki gelişmeler üzerine kan uyuşmazlığı ile birçok çatlaklar oluştu. Bu kırılmaların en büyüğü de PKK ile iltisaklı HDP devamı partilerin dolaylı ve direk olarak oluşumun içinde yer almasıydı.
Terör ve teröristler ile irtibatlı parti ve oluşumlar ile kontağı CHP sağladığı için bir nevi odak noktası olmuştu ama İYİ Parti ve PKK ile iltisaklı HDP devamı partilerinin tabanları birbirlerine çok mesafeliler…
Bu nedenle de CHP -kendi içindeki azınlıkta olsa küçük muhalefete rağmen- bu iki grup ve seçmenlerin ortak cazibe merkezi haline gelmişti.
Meral Akşener bu durumu çok iyi değerlendirdiği için mahalli seçimler öncesinde Cumhurbaşkanlığında İttifakın adayı olmasını istediği konuşması ile İmamoğlu-Yavaş kartlarını oyuna sürdü ve kapıyı aralık bıraktı…
Ancak İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı adaylığı çıkışı, Meral Akşener'in kazanacak aday tezi üzerinden üzerinden destek vermesi ve sonrasında İmamoğlu ve Yavaş'ın Cumhurbaşkanlığı Yardımcısı formülü ile hışımla kalktığı masaya tekrar kuzu kuzu oturması ile sonuçlanan Akşener'in geri dönmesi matematiği bir hayli karıştırdı.
İmamoğlu'nun seçim sonrası bu defa “Değişim” diye CHP Genel Başkanlığına soyunması sonradan da İstanbul'u ileri sürerek çark etmesi; belki de en önemlisi İstanbul Büyükşehirdeki icratsizliği ve başarılı olamaması, tatil, İstanbul'un kara teslim olduğu zaman yabancı ülke temsilcisi ile yemekte olması gibi nedenlerle İstanbul BB Başkanlığına tekrar aday gösterilmemesi veya gösterilse bile seçilemeyecek olması gibi ihtimaller nedeni ile İmamoğlu'nun aday gösterilmesi için kurtarma operasyonu yapıldığı izlenimi veriyor.
Çünkü İmamoğlu hem CHP hem de İYİ Parti ve PKK iltisaklı HDP devamı partilerin asgari müştereklerde birleşebilecekleri bir aday profili.
Mansur Yavaş ise Ankara da CHP, İYİ Parti ve PKK ile iltisaklı HDP devamı partilerinde “Eh işte, kötünün iyisi” diye üzerinde mutabık kalacakları makul bir aday…
Meral Akşener'in hiddet ve şiddet ile yaptığı konuşmada hızla çarptığı kapının anahtar deliğinden değil de açık bıraktığı aralıktan gelişmeleri gözlemlemenizi öneririm…
Çünkü açık bırakılan bu kapıdan nereye yol çıkacağı/çıkabileceği, siyasetteki mehter yürüyüşü ile ne kadar yol alınacağı belki o zaman daha net olarak gözlenecektir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Hasan Kaya
Akşener, Yavaş; İmamoğlu
İYİ Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı seçimindeki Millet İttifakının “Ben küstüm oynamıyorum” diye mızıkçılık çıkaran; Kılıçdaroğlu'nun belalısı Meral Akşener'in mahalli seçimler öncesi izleyeceği yol haritası merak edildiği için yapacağını duyurduğu açıklama siyasi kulislerde ve en çok da CHP'nin “Başka düşmana gerek yok” diye sözleşmesini (?) fesih ettiği için şimdilerde İmamoğlu kulvarlarında gardını alan Halk TV tarafından merakla bekleniyordu.
Öyle ki Halk TV, Meral Akşener'in yapacağı açıklamadan günler öncesinde “Acaba Meral Akşener ne diyecek?” merakını gizleyemiyor ve bütün programlarda temcit pilavı gibi reklam niyetine dakika başı tekrarlayıp duruyordu.
Sonunda Meral Akşener, 26 Ağustos 2023 Cumartesi günü merakla beklenen açıklamasını Afyon'da yaptı. Konuşmasında dünden bugüne, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ve yarına dair o kadar çok konuda bir şeyler söyledi ki adeta açtı ağzını, yumdu gözünü… Ancak konuşması kafalardaki sorulara cevap yerine yeni sorular getirdi.
İttifak ortağı CHP'ye ve Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na yüklendi. Seçim sürecinde kendinden başka herkesi yenilginin müsebbibi ve suçlusu ilan etti. Herkes yanlış yapmıştı ama Meral Akşener her konuda doğrusunu yapmıştı…
Konuşmasında haklı olduğu hususlar elbette ki vardı… Ancak herkes Meral Akşener'den hışımla masadan kalktıktan sonra tıpış tıpış 6+1 Masasına neden döndüğünü ve bu sırada kendisinden kimlerin ricacı olduğunu açıklaması bekleniyordu ama Akşener bunu açıklamak yerine her zamanki gibi siyasetin mağdur lideri pozları ile tribünlere oynamayı tercih etti.
Demokrasilerde seçimlerin sonucunu tribünlerin değil skor tabelasını sandığın belirlediği gerçeğini göz ardı etme gayreti içine girdi.
Oysaki bu durumu en iyi kendisi biliyor ve kabul ediyor olmasına rağmen gerçekleri söylemek yerine her nedense konuşmasında hem tribünlere hem tabanına hem de 6+1 masasına oynamayı tercih etti.
Meral Akşener'in konuşmasının satır aralarındaki boşluklar iyi tahlil edildiğinde, başta CHP, 6+1 Masasındaki diğer İttifak partilerine, seçmen tabanına ince ince mesajlar verdiği ve göndermeler yaptığı görülecektir.
Mahalli İdareler seçimlerine partiler ile değil de halk ile ittifak edeceklerini, her il ve ilçe de aday çıkaracaklarını, seçimlere kendi adayları ile katılacaklarını ısrarla söylemesine rağmen yine Büyükşehirlerde ittifaklara kapıyı tamamen kapatmadı ve aralık bıraktı…
İşte meselenin püf noktası da kapının açık bırakılan kısmı diyebileceğimiz, ablasının yüzünde “Rabbiyesir” gördüğü, ceza yediği zaman çak yaptığı İmamoğlu ve Yavaş…
CHP ve İYİ Parti tabanlarında Cumhurbaşkanlığı öncesi ve sonrasındaki gelişmeler üzerine kan uyuşmazlığı ile birçok çatlaklar oluştu. Bu kırılmaların en büyüğü de PKK ile iltisaklı HDP devamı partilerin dolaylı ve direk olarak oluşumun içinde yer almasıydı.
Terör ve teröristler ile irtibatlı parti ve oluşumlar ile kontağı CHP sağladığı için bir nevi odak noktası olmuştu ama İYİ Parti ve PKK ile iltisaklı HDP devamı partilerinin tabanları birbirlerine çok mesafeliler…
Bu nedenle de CHP -kendi içindeki azınlıkta olsa küçük muhalefete rağmen- bu iki grup ve seçmenlerin ortak cazibe merkezi haline gelmişti.
Meral Akşener bu durumu çok iyi değerlendirdiği için mahalli seçimler öncesinde Cumhurbaşkanlığında İttifakın adayı olmasını istediği konuşması ile İmamoğlu-Yavaş kartlarını oyuna sürdü ve kapıyı aralık bıraktı…
Ancak İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı adaylığı çıkışı, Meral Akşener'in kazanacak aday tezi üzerinden üzerinden destek vermesi ve sonrasında İmamoğlu ve Yavaş'ın Cumhurbaşkanlığı Yardımcısı formülü ile hışımla kalktığı masaya tekrar kuzu kuzu oturması ile sonuçlanan Akşener'in geri dönmesi matematiği bir hayli karıştırdı.
İmamoğlu'nun seçim sonrası bu defa “Değişim” diye CHP Genel Başkanlığına soyunması sonradan da İstanbul'u ileri sürerek çark etmesi; belki de en önemlisi İstanbul Büyükşehirdeki icratsizliği ve başarılı olamaması, tatil, İstanbul'un kara teslim olduğu zaman yabancı ülke temsilcisi ile yemekte olması gibi nedenlerle İstanbul BB Başkanlığına tekrar aday gösterilmemesi veya gösterilse bile seçilemeyecek olması gibi ihtimaller nedeni ile İmamoğlu'nun aday gösterilmesi için kurtarma operasyonu yapıldığı izlenimi veriyor.
Çünkü İmamoğlu hem CHP hem de İYİ Parti ve PKK iltisaklı HDP devamı partilerin asgari müştereklerde birleşebilecekleri bir aday profili.
Mansur Yavaş ise Ankara da CHP, İYİ Parti ve PKK ile iltisaklı HDP devamı partilerinde “Eh işte, kötünün iyisi” diye üzerinde mutabık kalacakları makul bir aday…
Meral Akşener'in hiddet ve şiddet ile yaptığı konuşmada hızla çarptığı kapının anahtar deliğinden değil de açık bıraktığı aralıktan gelişmeleri gözlemlemenizi öneririm…
Çünkü açık bırakılan bu kapıdan nereye yol çıkacağı/çıkabileceği, siyasetteki mehter yürüyüşü ile ne kadar yol alınacağı belki o zaman daha net olarak gözlenecektir.