SON DAKİKA
Hava Durumu

#Imamoğlu

Hür Haber - Imamoğlu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Imamoğlu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İmamoğlu'nun sosyal medya hesapları kapatılıyor Haber

İmamoğlu'nun sosyal medya hesapları kapatılıyor

19 Mart tarihinde yolsuzluk ve terör soruşturmaları kapsamında gözaltına alınan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ifadesinin ardından çıkarıldığı mahkeme tarafından "yolsuzluk" suçlamasıyla tutuklandı. PROTESTO VE SOKAK ÇAĞRISI YAPTI Silivri'deki Marmara Cezaevi'ne gönderilen İmamoğlu'nun, sosyal medya platformu X üzerinden sürekli paylaşımda bulunması dikkat çekti. İmamoğlu'nun sokak çağrısı yaptığı hesaptan son olarak protesto çağrısında bulunuldu. Bunun üzerine sosyal medya kullanıcıları, İmamoğlu'nun hesaplarının kapatılması yönünde çağrıda bulundu. MAHKEMEYE BAŞVURULDU Avukat Burak Bekiroğlu, İmamoğlu'nun sosyal medya hesaplarının kapatılması talebiyle Nöbetçi İstanbul Sulh Ceza Hakimliği'ne UYAP üzerinden başvuru yaptıklarını açıklayarak, "İmamoğlu, ülkemizdeki yerli firmalara yönelik protesto çağrısı yaparak ekonomimize zarar vermeye teşebbüs etti" dedi. CHP'DEN İLK TEPKİ Gelişmelere tepki olarak CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır sosyal medya üzerinden bir açıklamada bulundu. Başarır, "Bir hukukçu, Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu'nun sosyal medya hesaplarının kapatılması için mahkemeye başvurmuş! Şunun farkında olun; ne bizi ne de adayımızı susturabilirsiniz! Tüm sosyal medya hesaplarımız Sayın Ekrem İmamoğlu'na aittir. Tutuklamalar, kapatmalar ve tehditlerle bizi susturmanız mümkün değildir!" dedi.

İmamoğlu'ndan villa vurgunu! 5 milyona alıp 6 milyona kiralamış Haber

İmamoğlu'ndan villa vurgunu! 5 milyona alıp 6 milyona kiralamış

Arama süreci sonucunda kira sözleşmesini ele geçiren savcılık, İmamoğlu’nun 15 milyon TL bedelle aldığı 3 villadan sadece birini yıllık peşin 6 milyon TL bedelle kiraya verdiğini belirledi. 3 villadan birine Selim İmamoğlu’nun yerleştiği, diğerine ise Dilek İmamoğlu’nun bayram sonrası taşınmayı planladığı iddia edildi. Ayrıca, kişisel mülklerin güvenliğinin İBB’ye ait İstgüven A.Ş. personeli tarafından sağlandığı ve maaşlarının kamu bütçesinden karşılandığı öne sürüldü. “15 MİLYON TL'YE DEVRETMEDİM” Star Gazetesi'nin haberine göre; İş insanı Ali Nuhoğlu, emniyette verdiği ifadede gerçek değeri 50 milyon dolar olan üç villayı 15 milyon TL'ye İmamoğlu'na devrettiği iddialarına şu şekilde cevap verdi: “Güllüce Tarımcılık firması, dosyada bahsi geçen villaları Nüket Sosyal ve Melih Şatıroğlu’ndan almak amacıyla kurulmuştur. O dönemde bu villaları yaklaşık 4 milyon dolara mal etmiştim. Amerika’da yaşayan ve ismini hatırlamadığım bu kişilerin kardeşine ait olan villayı da alarak bu üç villayı yıkıp imar haklarıyla iki büyük villa yapmayı planlıyordum. Villalarda ben ve ailem yaşamayı düşünüyorduk. Ancak Amerika’daki kişi villasını satmadığı için bu planı gerçekleştiremedik. Bu sebeple, parselleri İmamoğlu İnşaat firmasına satmayı kararlaştırdık ve firmanın Genel Müdürü Tuncay Yılmaz ile görüşmeler yaptık. İmamoğlu İnşaat, bu villaların arkasındaki arsaya sahipti ve burada yeni bir villa inşa ettiler. Şirketime ait villalar onların önünü kapattığı için talepte bulundular. Bana 15 milyon TL nakit, Beylikdüzü tarafında 1 villa ve kur farkı nedeniyle 87 milyon TL ödemeyi kabul ettik ve İmamoğlu şirketiyle Güllüce Tarımcılık şirketi arasında devir sözleşmesi yapıldı. Bu 87 milyon TL kur farkı ödemesiydi. Ancak bu miktar ödenemediği için arabulucu anlaşması sağladık. Sözleşmenin yapıldığı esnada kur farkı yaklaşık 100 milyon TL’ye yükseldi. Yani, ben Güllüce Tarımcılığı 15 milyon TL'ye devretmiş değilim.”

Özgür Özel'in ardından İmamoğlu da Türkiye'yi ABD'ye şikayet etti Haber

Özgür Özel'in ardından İmamoğlu da Türkiye'yi ABD'ye şikayet etti

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) dair yürütülen yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanan ve görevden el çektirilen Ekrem İmamoğlu, Silivri'deki Marmara Cezaevi'ne gönderildi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in CNN International'a yaptığı açıklamanın ardından Ekrem İmamoğlu da tutuklanmasını takiben Türkiye'yi Amerikan kamuoyuna şikayet etti. New York Times'a yazı kaleme alan İmamoğlu, "Ben Türkiye Cumhurbaşkanı'nın en büyük rakibiyim ve tutuklandım" başlıklı yazısında "Mali suçlamalardan ötürü seçimle geldiğim görevimden uzaklaştırıldım" dedi. İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın protestolar ve gazetecilere dair geniş çaplı tutuklamalar yaparak bir mesaj verdiğini savundu. PROTESTOLARI ÖVDÜ "Uzun bir demokratik geleneğe sahip bir ülke dönüşü olmayan bir noktaya giderken ciddi risklerle karşı karşıyadır" diyen İmamoğlu, kendiyle birlikte 100 kişinin de gözaltına alındığını belirtti. "Ancak Türkiye halkı buna meydan okuyarak karşılık verdi" ifadesiyle, 100'den fazla polisin yaralandığı protestoları övdü. "AVRUPALI LİDERLER GÜÇLÜ BİR TEPKİ VERMEDİ" İmamoğlu, tutuklanmasına dünya liderlerinin sessiz kalmasına da dikkat çekti. "Onların sessizliği sağır edici." diyen İmamoğlu, "Washington yalnızca Türkiye'deki 'son tutuklamalar ve protestolarla ilgili endişelerini' ifade etti. Birkaç istisna dışında, Avrupalı liderler güçlü bir yanıt vermedi" diye yazdı. ÖZGÜR ÖZEL NE DEMİŞTİ? CHP Genel Başkanı Özgür Özel de İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından ABD basınına Türkiye'yi eleştirmişti. CNN International'a konuşan Özel, "Türkiye'de adalet yok ve adil değil. Aynı zamanda bağımsız da değil. Türkiye'de mahkemelerin bağımsız olduğunu söyleyemem." diyerek dikkat çeken ifadeler kullanmıştı. BBC'ye de konuşan Özel, "Terk edilmişlik hissediyoruz. Bu nasıl dostluk?" diyerek İngilizlere sitem etmişti.

Mahkemenin İmamoğlu kararının tam metni: Kaçma şüphesi! Haber

Mahkemenin İmamoğlu kararının tam metni: Kaçma şüphesi!

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve 99 şüpheli hakkında "suç örgütü lideri olmak", "suç örgütüne üye olmak", "irtikap", "rüşvet", "nitelikli dolandırıcılık", "kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek" ve "ihaleye fesat karıştırmak" suçları ile ayrıca İmamoğlu, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan'ın da aralarında bulunduğu 7 şüpheli hakkında "PKK/KCK terör örgütüne yardım etmek" suçlarından başlatılan soruşturmalar devam ediyor. Mahkemenin kararına göre Yolsuzluk soruşturması çerçevesinde İmamoğlu'nun tutuklanmasına, şüpheliler Ahmet Hamdi Çiçek ve Ahmet Talha Bilgin'in ise yurt dışına çıkış yasağı ve imza yükümlülüğü şeklinde adli kontrol tedbiriyle serbest bırakılmasına karar verildiği belirtildi. Hakimlik kararında, İmamoğlu'nun "hukuka aykırı kişisel veri kaydı", "rüşvet almak", "kamu ihalesine fesat karıştırmak" ve "suç örgütü kurmak" suçlarından tutuklanmasının talep edildiği vurgulandı. Kararda, - MASAK raporları, tanık ifadeleri, HTS incelemeleri, - İhale dosyaları incelemeleri ve vergi uzmanı raporları neticesinde, şüpheli İmamoğlu'nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminden itibaren yanında bulunan kişileri, İBB Başkanı olduktan sonra belediye birimlerinin ve iştiraklerinin başına getirdiği belirtilen kararda, "Birçok belediye iştirakinde usulsüz ihaleler, doğrudan temin veya hizmet alımı nitelikli işler üzerinden 'ihaleye fesat karıştırma', 'nitelikli dolandırıcılık', 'veri ele geçirme', 'rüşvet' ve 'irtikap' eylemlerini örgütlü bir şekilde gerçekleştirdikleri" kaydedildi. İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü lideri olarak tanımlandı Çıkar amaçlı suç örgütünün lideri olarak tanımlanan kişinin, örgüt içinde tartışılmaz ve karşı konulmaz tek otorite olduğu belirtildi. Örgüt lideri ve yöneticisinin verdiği talimatların, diğer örgüt yöneticileri aracılığıyla uygulandığı anlaşıldı. Kararda, örgüt yöneticileri tarafından yapılan gizli toplantılarda ihale verilecek şirketlerin tespit edilip, yan teklif verecek olanların seçildiği, ihale bedeli ve örgütün eline geçecek oran üzerine karar verildiği, tahsildarın gizli toplantılara katılarak veya doğrudan örgüt yöneticilerine paraları teslim ettiği belirtildi. "Hayali ihaleler ve sahte faturalar" Sulh ceza hakimliği kararında, "İmamoğlu liderliğinde, yöneticiliğini şüpheli Murat Ongun'un yaptığı Medya AŞ ve Kültür AŞ üzerinden çevresi aracılığıyla birçok ihaleye fesat karıştırıldığı, hayali ihaleler ile kamu kurumunun zararına dolandırıcılık ve sahte fatura kesilmesi işlemleri gerçekleştirildiği" tespitlerine yer verildi. Yöneticiliğini Fatih Keleş'in yaptığı yapıda "kasa" olarak bilinen iş adamlarına ihalelerde ayrıcalık sağlandığı ve rüşvet veya irtikap neticesinde elde edilen gayrimenkullerin bu kişiler üzerine verildiği, yine Keleş'in belediyeden alacaklarını tahsil etmek isteyen iş adamlarından "komisyon" adı altında paralar aldığı ifade edilen kararda, yöneticiliğini Tuncay Yılmaz'ın yürüttüğü yapıda ise iş adamlarından elde edilen menfaatlerin örgüt lideri İmamoğlu'nun ortağı olan şirketlere aktarılmak suretiyle kişisel zenginleşme sağlandığı belirtildi. "İş insanlarını zorla para vermeye zorlama" Yöneticiliğini Ertan Yıldız'ın yaptığı yapıda ise, farklı belediye sınırlarında kalan iş adamlarını para vermeye zorladıkları, para vermeyenlere idari yaptırımlar uyguladıkları, belediye iştiraklerinden ödeme alan iş adamlarının İmamoğlu'nun ortağı olduğu inşaat projelerine para aktardıkları ve İstanbul'daki vatandaşların kişisel verilerini hukuka aykırı şekilde ele geçirdikleri ifade edildi. "Vergi denetim raporları ve MASAK raporu ile 2021-2023 yılları arasında birçok ihaleye fesat karıştırıldığı" değerlendirmesi yapılan kararda, bu ihalelerin sadece yakına çalıştıkları kişilerin alması sağlanmış, dikkat çekmemeleri için yanlarında çalışan kişilere şirketler açtırılmış ve Medya AŞ ve Kültür AŞ üzerinden yüksek bedelli işler aldığı ifade edildi. İşler için kurulan bazı şirketlerin tek işlik olduğu ve daha sonra ticari hayatının sona erdiği, bazı şirketlerin ise yalnızca sahte fatura düzenlemek amacıyla kurulduğu ve bu eylemlerle kamu kurumuna zarar vererek sürekli olarak dolandırıcılık suçunun işlendiği belirtildi. "Örgüt mensuplarına ait şirketlere muvazaalı sözleşmelerle para aktarımı" Kararda, "İş verilen kişilerin sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle uygulanması gereken para cezalarının uygulanmayarak kamu zararına yol açıldığı ve kişilerin haksız zenginleşmesine neden olunduğu tespit edilmiştir. Muvazaalı sözleşme ve hizmet alımları sonucunda, örgüt mensuplarının yetkilisi olduğu şirketlere aktarılan paralar, yanlarında çalışan kişilere veya yakınlarına şirket açtırarak ve bu şirketlerden sahte fatura alarak alt şirketlere aktarılmış, alt şirketler arasında sahte faturalar düzenlenerek, dolaştırılan para nakit çekilip örgütün tahsildarlarına elden verilmiştir." Özel mülkiyet konusu reklam alanlarını kiralayan şirketlerin belediyeden reklam izni alması gerektiği, ancak Kentsel Tasarım Müdürlüğü'nün yetkili olmasına rağmen bu işlemlerin Kültür AŞ'ye yönlendirildiği belirtildi. "Şirketlerden 'Kültür AŞ grafik tasarım bedeli' adı altında ücret alındı" Kararda, Kültür AŞ'nin izin verilmesi karşılığında şirketlerden ücret talep ettiği, şirketlerin "Kültür AŞ grafik tasarım bedeli" adı altında muvazaalı sözleşme imzalayarak aynı konulu fatura düzenlediği ve böylece reklam iznini gayrimeşru şekilde ücrete bağladığı ifade edildi. Bu yöntemle Kültür AŞ'nin reklam bütçesi dışında bir bütçe oluşturduğu, bu paraların muvazaalı sözleşmelerle örgüt mensuplarına ait şirketlere aktarıldığı vurgulandı. Kamu zararının yüksek olduğu tespit edildi. Kararda şunlar kaydedildi: - Suç örgütü lideri Ekrem İmamoğlu ve yöneticilerinin emir ve talimatları doğrultusunda, hiyerarşik yapı içinde sürekli işlendiği ve suç örgütünün bu eylemlere özgülendiği, - MASAK raporları, tanık ve müşteki ifadeleri, HTS kayıtları, kolluk tutanakları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin üzerine atılı suçları işlediği konusunda kuvvetli suç şüphesi olduğu, - Atılı suçun katalog suçlardan olması dolayısıyla tutuklama sebeplerinin mevcut olduğu, suçların vasıf ve mahiyeti ile cezasının alt ve üst sınırına göre kaçma ve saklanma ihtimalinin yüksek bulunduğu, - Bu nedenle bu aşamada adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı ve tutuklamanın ölçülü olduğu kanaatine varılarak, şüphelinin tutuklanmasına karar verilmiştir.

İmamoğlu'nun ikinci ifadesi ortaya çıktı Haber

İmamoğlu'nun ikinci ifadesi ortaya çıktı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve 99 şüpheli hakkında "suç örgütü yöneticisi olmak", "suç örgütüne üye olmak", "irtikap", "rüşvet", "nitelikli dolandırıcılık", "kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek" ve "ihaleye fesat karıştırmak" suçlamaları üzerinden yürütülen soruşturmaları sürdürüyor. Ayrıca İmamoğlu, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ve Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan'ın da dahil olduğu 7 kişi hakkında "PKK/KCK terör örgütüne yardım etmek" suçlamasıyla soruşturma açık durumda. Operasyonda gözaltına alınarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün Vatan Yerleşkesi'ne getirilen İBB Başkanı İmamoğlu'nun, terör soruşturması çerçevesinde ifadesi alındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, İmamoğlu'nun yolsuzluk soruşturması kapsamında gözaltında bulunduğu Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne giderek ifade işlemlerini yaklaşık 5 saat içinde tamamladılar.  Böylece, İmamoğlu, gözaltına alındığı iki soruşturmada da ifadesini vermiş oldu. İmamoğlu'nun terörle ilgili ifadesi 18 sayfa tuttu.  İMAMOĞLU: KENT UZLAŞISI SORUŞTURMASI, KASITLI BİR İTİBARSIZLAŞTIRMA GİRİŞİMİ İmamoğlu burada terörle alakalı suçlamalara karşı savunma yaptı. İfadesinde şu cümleler yer aldı: "AK Parti'nin İstanbul'daki ve 26 ilçedeki seçimleri kaybetmesinin ardından yaklaşık 7 ay sonra soruşturma süreci başladı ve bu seçimlerin hemen ardından meclis üyelerine terör örgütüne üye olma suçlamasıyla yasal işlemler başlatıldı. Bunu bilinçli bir itibarsızlaştırma çabası olarak değerlendiriyorum. Ya YSK görevini yanlış yapmış ya da bu soruşturmalar adil değil." dediği öğrenildi. İmamoğlu şu açıklamalarda bulundu: "Dünyanın en büyük şehirlerinden birini yöneten biri olarak, hayatımı tehdit eden ve kasıtlı davranışlar sergileyen kişilere karşı en yüksek düzeyde haklarımı arayacağıma emin olun." Eski HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Azad Barış ile ilgili soruya ise İmamoğlu, "Benzer siyasi periyotlarda diğer siyasi partiler ve onların düşünce kuruluşları, siyasi analiz merkezleri ve uzman kişiler ile birçok farklı oturumda bir araya gelmiş biriyim. Azad Barış ile olan bağım bu kapsamda değerlendirilmelidir" yanıtını verdi. İmamoğlu ayrıca şu sözleri sarf etti: "CHP'nin siyasi geçmişi ve yapısı, bir siyasi parti ile ilişki kurmak için dışarından bir aracıya ihtiyacı olmayan bir yapıdadır. Gizli tanık uygulamasını ve bu yöndeki beyanları kabul etmiyorum. Tamamen uydurma ve sahte söylemlerdir." Diğer şüphelilerin de ifade işlemleri tamamlandı Aynı soruşturmalar kapsamında gözaltına alınan İBB Başkan Danışmanı Murat Ongun, Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık, Şişli Belediye Başkanı Şahan ve şarkıcı Ercan Saatçi'nin de aralarında bulunduğu toplam 90 şüphelinin İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ndeki ifade işlemleri tamamlandı. İmamoğlu ve diğer zanlıların, gün içerisinde sağlık kontrolü sonrası Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne sevk edilmesi bekleniyor.

'İmamoğlu ve gözaltındakilerin ilaçları verilmedi' iddiası yalanlandı Haber

'İmamoğlu ve gözaltındakilerin ilaçları verilmedi' iddiası yalanlandı

Başsavcılığın yayınladığı yazılı açıklamada, "Medya kuruluşlarının bir kısmında, Ekrem İmamoğlu ve soruşturma kapsamındaki diğer şahısların ilaçlarının verilmediği, doktor muayenelerinin emniyet içerisinde gerçekleştirildiği şeklindeki haberler gerçeği yansıtmadığı gibi yanıltıcı bilgi içermektedir." denildi. Açıklamada, şüphelilerin gözaltındayken ilaçlarını kullandıkları ve bu durumun kolluk birimlerince kayıt altına alındığı vurgulandı. Ayrıca, "Şüphelilerin doktor muayeneleri kolluk görevlilerinin bulunmadığı özel bir odada ve emniyet binası dışında gerçekleştirilmektedir." denildi. DMM'DEN İDDİALARA RED DMM'nin sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, "Bazı basın-yayın organlarında ortaya atılan, 'Ekrem İmamoğlu'nun sağlık kontrolü hastanede değil karakolda yapılmış ve ilaçları verilmemiş.' iddiaları asılsızdır." ifadeleri yer aldı. Söz konusu sağlık kontrolünün İstanbul Emniyet Müdürlüğü yakınındaki İstanbul Tıp Fakültesi Ek Binasında, 2 Adli Tıp Uzmanı ve 1 Adli Tıp Teknisyeninin, doktor ve hasta mahremiyetine uygun şekilde gerçekleştirilmiş olduğu ifade edildi. Ayrıca, gözaltında bulunan kişilerin kullandıkları rutin ilaçların kendilerine emniyet birimleri tarafından verildiği belirterek, kamuoyunu yanıltmaya yönelik asılsız iddialara itibar edilmemesi gerektiği belirtildi.

Diploması iptal edilen İmamoğlu'ndan ilk açıklama Haber

Diploması iptal edilen İmamoğlu'ndan ilk açıklama

Ekrem İmamoğlu, diplomasının iptal edilmesinin ardından yaptığı paylaşımda, "İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu'nun kararı hukuksuzdur." ifadelerine yer verdi. Kıbrıs Girne Amerikan Üniversitesi'nden İstanbul Üniversitesi'ne geçişinde bir usulsüzlük tespit edilmesiyle başlatılan soruşturma sonucunda, Ekrem İmamoğlu'nun diploması İstanbul Üniversitesi tarafından iptal edildi. Bu gelişmenin ardından gözler, Ekrem İmamoğlu'nun vereceği cevaba çevrildi. "BU KARARI ALMA YETKİLERİ YOKTUR" Gelişmelerin ardından İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, sosyal medya platformu X'te bir paylaşım yaptı. İstanbul Üniversitesi'nin aldığı karara karşı çıkan İmamoğlu, kararı hukuksuz olarak nitelendirdi. "BU KARARI ALANLARIN TARİH VE ADALET ÖNÜNDE HESAP VERECEKLERİ GÜNLER YAKINDIR" Ekrem İmamoğlu'nun paylaştığı mesajda şu sözler yer aldı: "İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu'nun kararı HUKUKSUZDUR. Bu kararı alma yetkileri yoktur. Yetki, yalnızca İşletme Fakültesi Yönetim Kurulu’na aittir. Bu kararı alanların tarih ve adalet önünde hesap verecekleri günler yakındır. Milletimizin adalet, hukuk ve demokrasi yolunda attığı adımlar engellenemeyecek. Birlikte kurtuluşa!" İMAMOĞLU HAKKINDA RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK SORUŞTURMASI İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun lisans diplomasının sahte olduğu iddialarına ilişkin ve Yükseköğretim Kurulundan gelen rapor doğrultusunda "resmi belgede sahtecilik" suçlamasıyla soruşturma başlatmıştı. İmamoğlu, soruşturma kapsamında ifadesi alınmak üzere savcılığa çağrılmıştı. YÖK RAPORU BELİRLENDİ İmamoğlu'nun üniversite diplomasının sahte olduğu iddiasıyla açılan soruşturma kapsamında YÖK tarafından hazırlanan raporda, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanlığı'nın tanıma, yatay geçiş, kontenjan, ilan süreleri ve kabul işlemlerini Yükseköğretim Kurulu'nun kararları ve usullerine uygun olarak yürütmediği ifade edilmişti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.