
İstanbul’da sokak lezzetleri tüketimi sonrasında yaşanan ölümler, gıda güvenliğiyle ilgili riskleri yeniden gündeme taşıdı. Uzmanlar, gıda zehirlenmesinin ani başlayabilen ve ağır seyredebilen bir tabloya yol açabileceğini belirterek hijyen ve saklama koşullarına dikkat edilmesi gerektiğini vurguluyor.
Acil tıp ve dahiliye uzmanları, sokakta satılan ürünlerin doğru şekilde hazırlanmadığında toksin ve bakteri içerebileceğine dikkat çekiyor. Özellikle midye, tavuk, köfte, soğuk sandviç ve süt ürünleri gibi hızlı bozulan gıdaların uygun olmayan koşullarda saklanmasının zehirlenme riskini artırdığı ifade ediliyor. Uzmanlara göre çok sayıda vakanın acil servislere başvurması gıda güvenliği konusundaki eksiklikleri ortaya koyuyor.
Sokak ürünlerinde hijyen ve saklama koşullarının önemi
Uzmanlar, sokakta satılan midye, tavuk ve benzeri ürünlerde temizleme, hazırlama ve soğuk zincirin korunması süreçlerinin kritik olduğunu belirtiyor. Midye ve tavuk gibi gıdaların hızlı bozulabilme özelliği nedeniyle doğru sıcaklıklarda ve uygun ortamlarda saklanması gerektiği ifade ediliyor. Süreçlerin aksaması durumunda toksin oluşumunun hızlandığı, bu toksinlerin ise ciddi sıvı kaybı, kusma, ishal ve ağır seyirli zehirlenmelere neden olabileceği belirtiliyor.
Gıda zehirlenmesinin ilk belirtilerinin çoğunlukla bulantı, kusma ve ishal olduğunu hatırlatan uzmanlar, bazı durumlarda bu semptomların çok kısa sürede şiddetlendiğini ve özellikle çocuklar ile yaşlılarda daha ağır sonuçlar ortaya çıkabildiğini aktarıyor. Temizliği yetersiz ürünlerin tüketilmesiyle toksinlerin hızla etki gösterdiği, yoğun bulaş içeren gıdaların daha ağır klinik tablolara yol açabileceği ifade ediliyor.
Tavuk ve süt ürünlerinde artan risklere dikkat çekiliyor
Uzmanlara göre özellikle tavuk ürünlerinde görülen kontaminasyonun son dönemde artış gösterdiği belirtiliyor. Hazırlık aşamalarında eldiven değiştirilmemesi, çiğ tavuk ile salataların aynı yüzeyde kesilmesi gibi uygulamaların bulaş riskini ciddi şekilde artırdığı ifade ediliyor. Süt ve süt ürünlerinin ise doğru saklama koşulları sağlanmadığında çok hızlı bozularak toksin üretebildiği aktarılıyor.
Bazı toksinlerin nörolojik belirtilere yol açabilecek kadar etkili olduğu, botulinum gibi ağır seyreden toksinlerin sistemik etki göstererek hayati tehlike oluşturabildiği belirtiliyor. Uzmanlar, bu tür durumlarda pişirme sıcaklıklarının ve saklama sürecinin kritik öneme sahip olduğunu vurguluyor.
Erken müdahale ve hastane başvurusu hayat kurtarıcı olabilir
Gıda alımından sonra geçen sürenin 6 ile 72 saat arasında değişebileceği ve bu süreçte belirtilerin ortaya çıkabileceği ifade ediliyor. Şiddetli kusma, fışkırır tarzda bulantı, yüksek ateş, bilinç bulanıklığı, çift görme ve uzun süre idrar yapamama gibi bulguların acil müdahale gerektirdiği belirtiliyor. Uzmanlar, bu tür durumlarda hastane başvurusunun geciktirilmemesi gerektiğini vurguluyor.
Gıdaların uygun sıcaklıklarda pişirilmesi, doğru koşullarda saklanması, sokak ürünlerinde hijyenik hazırlık süreçlerinin takip edilmesi ve güvenilir satıcıların tercih edilmesi öneriliyor. Uzmanlar, ağır seyreden gıda zehirlenmelerinde erken tedavinin hayati önem taşıdığını belirtiyor.