İki ilçe için uyarı: Santorini'deki depremlere benziyor

Prof. Dr. Özgür Karaoğlu, Balıkesir'in Sındırgı ve Kütahya'nın Simav ilçelerindeki depremlerin çoğunun mevcut fay hatları dışında gerçekleştiğini ve bu durumun Santorini Adası'ndaki hareketlerle benzerlik taşıdığını ifade etti.

Haber Giriş Tarihi: 17.12.2025 20:02
Haber Güncellenme Tarihi: 17.12.2025 20:02
hurhaber.com

Volkanotektonik alanda araştırmalar yapan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Mimarlık-Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve volkan bilimci Karaoğlu, AA muhabirine, nisan ayından bu yana Kütahya'nın Simav ilçesinde 4.400, Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde ise 23.000 civarında deprem meydana geldiğini belirtti.

Çok sıkışık iki deprem alanı gözlemlediklerini söyleyen Karaoğlu, "Sındırgı bölgesindeki depremler, yaklaşık 30 kilometreye 20 kilometrelik bir alanda gerçekleşiyor ve bu depremler genellikle 5 ila 15 kilometre derinlikte meydana geliyor. Çoğu, 2 büyüklüğündeki küçük depremlerden oluşuyor. Çok az kısmı ise 3 ve üzeri büyüklükte." dedi.

Karaoğlu, Simav'da da benzer bir durumun bulunduğunu ancak oradaki depremlerin 10 ila 20 kilometrelik dar bir alanda olduğunun altını çizerek şu görüşlerini aktardı:

"Simav Fayı'na baktığımızda, Gelenbe Fayı'nın bu fay ile kesiştiğini görüyoruz. Önemli olan nokta, Sındırgı'daki depremlerin çoğunun fay hatları üzerinde olmamasıdır. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü ve bizim akademisyenliğimizle tespit ettiğimiz fayların dışında, özellikle güney kısmındaki sarsıntılar oldukça dikkat çekici. Saha incelemelerimize göre neredeyse yeni bir kırık oluşumu yok gibi görünüyor. Genelde 6,4 veya 6,5 üzerindeki depremler yeni kırılmalara neden olur. Burada 6,1'e varan depremler olsa da belirgin yeni yüzey kırıkları gözlemleyemiyoruz."

Özgür Karaoğlu, bölgede genelde kuzeydoğu-güneybatı yönelimli çekme kuvveti etkisiyle gelişen normal fay karakterindeki depremler yaşandığını kaydetti.

Sındırgı'nın derinlerinde magmatik bölgeler tespit edildi

Karaoğlu, Sındırgı'nın güneyini kapsayan bölgelerde 2012-2024 yılları arasında yapılan tomografi çalışmaları sonucunda 5 ila 12 kilometre derinliklerde magmatik bölgelerin belirlendiğine vurgu yaptı.

"Simav Grabeni" olarak adlandırılan çöküntü havzasının batısında jeotermal veya soğuk akışkanların yüzeyin bir ila iki kilometre altında yer aldığına dikkat çeken Karaoğlu, şu açıklamalarda bulundu:

"Yaptığımız araştırmalarda, depremlerin dağılımını ve kinematik yapılarını dünya genelindeki diğer depremlerle kıyasladığımızda, Santorini örneği karşımıza çıkıyor. Yıl başında Santorini'de yaşanan depremlere benzer şekilde, burada da binlerce küçük deprem meydana geliyor. Yeni bir magma oluşumunun, özellikle yanal hareket eden bu yapıların hem sıcaklığa hem de yer değiştirmeye bağlı olarak stres yarattığını ve var olan fayları aktif hale getirdiğini görüyoruz."

Karaoğlu, Simav Fayı'nın güneyinde fay hatları dışında depremlerin oluştuğuna işaret ederek, "Depremlerin yüzde 90-95'i burada gerçekleşiyor. Bölge Gelenbe Fayı ile sınırlı. Magmanın hareketiyle yer açma çabası, fay hatları dışında da depremler oluşturuyor. Magmadan yayılan akışkanlar da mevcut fay hatlarını harekete geçirerek depremler meydana getiriyor." şeklinde konuştu.

"Depremlerin uzun vadeli etkileri gözlemleniyor"

Magma hareketine bağlı olarak meydana gelen depremlerin genelde büyük sarsıntılara yol açmadığını belirten Karaoğlu, "Bu depremlerin uzun vadede etkilerini sürdüğünü gözlemliyoruz. En yakın örnek, Santorini'deki gibi. Son 25 yılda burada en az üç kere 8 ila 10 yıllık magma yerleşimi kaynaklı deprem fırtınaları yaşanmıştır." ifadelerini kullandı.