Beklenen kar geldi. Her taraf afat tufan... Aralıksız kar yağıyor. Her yer bembeyaz... Hava soğuk, rüzgârın sesi ise insanın içini üşütüyor...
Bu soğuk havaya rağmen bir ana çocuğu ile dışarı çıkmış, belli ki çocuk evde durmamış, soğuğa rağmen kar ile oynamak için çıkmak istemiş ki anası da evladını kıyamamış; üşümesin diye sarmış sarmalamış, dışarıya çıkarmış, kendisi de evladı ile birlikte çıkmış... Ananın üşüyeceğine, üşüdüğüne aldırdığı yok... O'nun tek derdi evladı, evladı üşümesin diye üzerine titriyor...
Çocuk koşuyor, karların üzerinde yuvarlanıyor; sevinç çığlıkları atıyor... Anası ise çocuğunun etrafında dört dönüyor...
Onları seyre dalmış iken TV'den “Son Dakika” haberi geldi. Gara'da 3 aslan gibi vatan evladı askerimizin ve 13 vatandaşımızın mağarada topluca şehit edildiğinin acı haberini veriyordu...
Gayri ihtiyari dışarıda anası ile birlikte karların üzerinde çığlık çığlığa koşan, yuvarlanan çocuğa baktım... Gara'da şehit edilen vatan evlatlarımızın anaları, şehit olanların çocukları aklıma düştü... Evlatları şehit düşen analarda zamanında çocuğu üşümesin diye sarıp sarmalıyorlar, gece uyurken üzeri açıldı mı diye saat başı sessizce kontrol ediyorlardı...
Zor şartlarda büyüttükleri, yemeyip, yedirdikleri; giymeyip giydirdikleri biricik evlatlarının askerlik çağı geldiğinde ellerini kınalayıp vatan hizmeti için askere gönderdikleri kınalı kuzularının şehit düştüklerinin haberi veriliyordu... İnsanın yüreği parçalanıyor, acıya dayanamıyor... Ciğerlerinin taaa içi yanıyor...
Gencecik aslan gibi vatan evlatlarımızın şehit haberlerini her duyduğumda içime oturuyordu... Ama bu çok daha acı geldi. Beynimin içinde fırtınalar koptu...
Başka zaman “Katil Devlet” diye bağıranların, şehit haberlerini görmezden gelmelerine, sessiz kalmalarına kahroluyorum, kızıyorum.
Kınalı Kuzuların; Kuzey Irak' da Gara'da... Dağ bayır, kar, kış dik yamaçlar da işgalci emperyalist küresel güçlerin taşeronları ile mücadele ediyor iken, yurt içindeki kravatlı iş birlikçilerinin milletin aklı ile alay edercesine açıklamalar yapmalarına, lakayt davranmalarına dayanamıyorum.
Terör sevicilerinin çocukları; yurt içinde, yurt dışında en iyi okullarda eğitim öğretim görüyor, en iyi şartlarda yaşıyor ve en iyi arabalara biniyorken; garibanın çocuğunun zorla ve tehditle dağa kaldırılıp, eline zorla silah verilip Türk askerine ve sivil halka kurşun sıktıranların ağa babalarının elini kolunu sallayarak gezmelerini, iki oy için kanlı ellerinin sıkılmasını, sırtlarının sıvazlanmasını yasak savarcasına üstü kapalı kınama açıklamaları ile geçiştirmelerini içime sindiremiyorum.
Ne acıdır ki Ülkemiz Güneydoğu'da dünyanın işgalci küresel güçleri ile yedi düvele karşı mücadele ediyor, bunun yanında Yurt içinde de iş birlikçileri, terör sevicisi, destekçisi, sempatizanı ve taşeronları ile de uğraşıyor...
Bu yaşananlar, bazılarının iddia ettiği gibi Kürt ile Türk'ün mücadelesi değildir. Terör sevicilerinin ve iş birlikçilerinin Güneydoğu'daki analarının kucağından zorla koparıp dağa kaldırdıkları, eline verilen silah ile eli kınalanıp asker edilen ülke çocuklarının küreselcilerin işgal planı için birbirine kırdırılmasından başka bir şey değildir.
Yeter artık... Canımız yanıyor, canımız acıyor... Bu vatanın evlatlarının şehit edilmelerine dayanamıyor ve şehit haberlerini duymak istemiyoruz.
Yeter artık bitsin bu terör!