Yüce Allah cc. Bakara Suresi 27. Ayette buyuruyor ki; “Onlar öyle sapıklar ki, yeryüzünde fitne ve fesat çıkarırlar.” Bu yazımızda Onlar diye tasvir edilenler kimlerdir sorusuna cevap bulacağız. Fitne kelimesi bozmak, değiştirmek, karıştırmak gibi anlamlara gelir. Altın ve gümüşü eritip bir pota içerisinde karıştırmaktan gelir. Demek ki fitne çıkaran ve yayanlar toplumu birbirine düşürmeye, ortalığı karıştırmaya, düzeni ve disiplini bozmaya çalışanlardır. Onlar hiç rahat durmazlar. Devamlı olarak insanları fitne ateşiyle yakmaya çalışırlar. Yeryüzünde terör faaliyeti yapanlar veya terörü destekleyenler en büyük fitnecilerdir. Fesat ve ifsat kelimeleri de hemen hemen aynı yere çıkmaktadır. Fesatlık yapmak bozgunculuk yapmak, ara bozmak, işe hile karıştırmak, işlerin karışması için çabalamak şeklinde kötü yorum yapan kişilere verilen bir ifadedir. Kısacası arabozanlık olarak bilinir. Fesatlık arabozan insanlara verilen bir ifadedir. Fitne ve fesatlık çıkaranlar en aşağılık kimselerdir. Teröristler işte bu sınıfa girerler. İslam dini terörü ve kaosu sevmez ve lanetler. Zira peygamber efendimiz sav. fitne ve fesada karşı insanları uyarmış ve sakin olmayı fitnelere karışmamayı emretmiştir. Fitne zamanları geldiğinde, insanların evlerine çekilmesini, gerekirse dağlara çıkıp şehirdeki düzensizlikten ve fitnelerden uzak durmayı tavsiye etmiştir. ‘Koşan yürüsün, yürüyen otursun' şeklindeki meşhur hadise bakınız.
“Onlara yeryüzünde fitne ve fesat çıkarmayın denildiği zaman, onlar ‘hayır biz ancak ıslah edicileriz' derler.” (Bakara s.-11) Ne yazık ki insan kendinde olanı kabul etmek istemez. Kendisinin fitneci olduğunu kabullenmez. Tam aksine kendisinin ıslah edici olduğunu, Devrim için yaptığını, amacının iyi olduğunu, sistemi değiştirmek için yaptığını söyler. Halbuki yapmış olduğu işlere bakılırsa fitneci ve terörizme hizmet eden biri olduğunu görebilirsiniz. Islah etmek yenilemek ve değiştirmek gibi anlamlara gelir. Oysa ki ıslah eden ve değiştiren yalnız Allah celle celalühü'dür. Her gün güneşi doğuran ve batıran ve her an yeryüzünü ve gökyüzünü değiştiren, onaran, yenileyen, yaratan Allah'dır. Allah'ın yetkisini insanoğlu kendi yapmaya kalkışırsa dirlik ve düzen kalmaz. Hüküm vermeye ve hükmetmeye layık olan yalnız O'dur. Onun yetkisini gasp etmeye kalkıldığında neler olduğu ve olacağı ortaya çıkmaktadır. Hüküm yalnız O'nundur. Yaşatan ve öldüren sonra tekrar diriltecek olan O'dur. O halde Allah'ın kanunlarına ve nizamına karşı çıkmayalım. Koyduğu kaidelere ve kanunlara uyalım. O vakit mutlu ve mesut bir hayatı birlikte paylaşmaya başlayabiliriz. Onun kanunlarına muhalif olarak kendi kanunlarımızı koyduğumuzda, tabiatın nasıl bozulduğunu, insanoğlunun nasıl birbirini yok ettiğini görüyoruz. Makinelerden ve bilgisayarlardan medet uman insan büyük bir çıkmazın içinde kayboluyor. Oysa kurtuluşumuz yine özümüze dönüp evrenin yaratıcısı Allah'a iman edip kanunlarını uygulamaktan geçiyor. Ne kadar uzaklaşırsak o kadar başımız belaya giriyor. Yapmayın dediğini biz yaptıkça sonumuz daha çok kötüye evriliyor. İlahi emir ve yasaklarını inkar ettikçe bütün sağlam bloklar teker teker devriliyor. Asıl devrimin Onun sözlerine ve kurallarına bağlanmak olduğunu kabul edeceğiz.
İnsanlık tarihi kadar eski olan öldürmek, katletmek ve savaş bugün de hiç durmadan sürüyor. Türkiye toplumu terörle epeydir iç içe yaşıyor. Osmanlı devleti yıkıldıktan sonra başlayan kargaşa ve kaos günümüzde artmaya devam ediyor. Ayrılıkçı ve mezhepçi terör grupları Ortadoğu'yu kasıp kavuruyor. Tespih taneleri gibi dağılmış ve batının güdümüne girmiş İslam toplumu adeta can çekişiyor. Açlık ve susuzluk çeken insanlar, birbirini öldüren ve sonu gelmez kardeş kavgaları artıyor. Türkler yüzyıllarca birlik ve düzeni sağladı. Tekrar sağlayabilir ama elindeki en büyük koz olan halifelik makamını tekrar canlandırması gerekecek. Laiklik ise buna engel gibi duruyor. Türkler tekrar sancağı elinde tutup insiyatifi üzerine alabilir. Kürdler ve Araplar ile tekrar büyük bir güç birliği sağlanabilir. Her üç halk Müslüman ve ekseriyeti ehli sünnet çizgisinde. Batının söylemlerini bir kenara atıp kardeşçe bir arada yaşayabilirler. Yeter ki birbirlerini ayırmaya ve fitne tohumları atmaya çalışanlara izin verilmesin. Terörle bir yere varılamaz. Dağa çıkıp eşkıyalık yaparak hak aranamaz. PKK Kürdlerin temsilcisi değildir ve olamaz. Kürdler ilk İslam tarihlerinden beri Müslüman bir halktır ve kardeşlerini sever. Irkçı kavram ve söylemlerle bir yere varılmaz. Tek tutkalımız insanlığımız ve İslamlığımız. Selametle kalınız.
Alperen KILIÇ