İntikam ürkütücü bir kelime olsa da ödeşmek bizim adetimizdendir. Kısmet bu ya Fenerbahçe'yi karambole getirilmiş bir yaz akşamında eleyen Kiev bir daha Kadıköy'e ayak bastı ve diğer maçta olduğu gibi futbol oynamaya değil tahrik etmeye ve sahada yatarak puan kazanmaya geldi.
Maçın Hak Edeni Belli!
Öncelikle söylemeliyim ki maçın en güzel anı maç öncesi yapılan kareografide Atatürk'ün "Yurtta Sulh Cihanda Sulh" sözünün kendi görseliyle İngilizce oalrak Avrupa medyasına servis edilmesiydi. Maalesef Kiev tarafı maça böylesine barış mesajları ile çıkan Fenerbahçe'yi oyundan soğutmak ve taraftarı tahrik edebilmek adına gerekli tüm çirkinlikleri yaptı. Daha maçın 1. dakikasından itibaren beraberliği koparabilmek adına böylesine ağır hareket etmek ve zaman geçirmeye çalışmak Dinamo Kiev ismine ve tarihine kesinlikle yakışmayan bir tavırdı.
Fenerbahçe için çok net maçın hak edeni olduğunu söylemek mümkün, King ve Pedro birbirlerini destekleyerek hücumda etkin olmaya çalışıyorlar lakin bu bölgede Valencia yada Batshuayi'den en az biri olması gerekiyor diye düşünüyorum. Son vuruş becerisini yapabilecek yada hücumun ne zaman neresinde bulunabileceğini en iyi bilen iki isim Batshuayi ve Valencia var.
İlerden Geriye Doğru Kalite Düşüyor!
Her ne kadar tempolu bir hücum izletsede Fenerbahçe'nin bu hücum aksiyonlarının içinde yediği komik golleri de göz ardı etmemek gerek. Bugün yine Fenerbahçe kazandı ve SPOR değil SKOR kamuoyu yine skoru yorumladı. Kimse Kiev'in bu kadar basit attığı golden sonra Fenerbahçe geri hattını konuşmadı.
Willian Arao gerçekten mevcut hali ile Fenerbahçe taraftarına güven veriyor mu?
Gustavo Henrique golünü attı lakin Kim Min-Jae yerini doldurabilecek bir isim mi?
Eski mevkileri kanat olan Ferdi ve Osayi'nin bek pozisyonunda verdiği savunma performansları yeterli mi?
Eğer bu sorulara cevabınız evet ise Jesus'a rağmen yarınlara kalan bir şampiyonluk hikayesine daha şahit olmanız sürpriz olmayacak!