Yaygın medyanın bütün kurumlarından önce Yazıcıoğlu kasetlerinin detaylarını Hür Haber'de okudunuz. Yazıcıoğlu suikasti Erdoğan'ın üzerine yıkılacaktı. Ellerindeki ses kayıtlarının ilki Erdoğan'ın konunun üzerine gidilmemesi talimatı üzerineydi. O kasetlerle birlikte arama kurtarma çalışmalarını gevşeten "Yazıcıoğlu iyi, hastaneye kaldırılıyor" haberinin Başbakanlık tarafından yayıldığı öne sürülecekti.

Fakat hem yeni yayınlanan belgeler hem de işin içerisinde Emniyet İstihbarat'ın da olması o kasetleri anlamsız hale getirdi. Ayrıca kasetlerin bütün detaylarının da medyada yer alması, kaset denklemlerindeki ince hesabı bozan bir diğer ayrıntı. Şimdi, ellerinde bulunan üç montaj kasetle Erdoğan'ı Yazıcıoğlu'nu öldüren suikastin azmettiricisi gibi gösterecekler.

25 Mart 2009'da Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterinin düştüğü bilgisi basına verildi. İlk bilgi Yazıcıoğlu'nun iyi olduğu ve Kayseri'ye hastaneye götürüldüğü yönündeydi. Emniyet kaynaklı bu bilgi iki şehrin valisi tarafından önce İçişleri Bakanlığı'na sonra da hızlı bir şekilde Başbakanlık makamına iletildi. Dolayısıyla basının paylaştığı bilgi, devletin elindeki bilgiyle örtüşüyordu.

O günlerde sorulan bir kaç cılız soruyu kenara bırakacak olursak bu konunun üzerinde hiç durulmadı. Oysa suikastin sırrı ilk gelen haberde gizliydi. Çünkü suikasti planlayanlar için gereken bir kaç saatlik vakti o bilgi kazandırdı. Bilgiyi kurumsal silsileyle yukarıya aktaran Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı'nın başında ise o dönemde tanıdık bir isim vardı. Ramazan Akyürek.

Şimdi bu bilgiyi bir kenara koyup devam edelim.

Ellerindeki yeni üç kasetle ilgili çok ince bir çalışma yaptılar. Mesele oluşturulacak ilk algının gücü olduğu için adeta dinleyenin gerçekliğinden şüphe edemeyeceği kalitede kayıtlar hazırladılar. Hür Haber'in senaryoya ilişkin haberini okumayanlar Kalın puntolarla yazılmış kısımdan öğrenebilir. Bilenlere ise aşağıdan devam etmelerini öneririm:

Birinci konuşma Hayrettin Karaman ile Başbakan arasında. Başbakan Erdoğan, Hayrettin Karaman devletin korunabilmesi için Müslüman birisinin hatta Müslüman bir devlet büyüğünün öldürülüp öldürülemeyeceğini soruyor. Hayrettin Karaman da konuyla ilgili bazı fıkhi detayları anlattıktan sonra fetva veriyor.

İkinci konuşma ise Başbakan Erdoğan ile Hakan Fidan arasında geçiyor. Başbakan Erdoğan, Hakan Fidan'ı arayıp, "Tamam, ben fetvayı aldım. Sen hallet şu işi." diyor ve Hakan Fidan da gerekeni yapacağını söylüyor.

Üçüncü konuşma da yine Hakan Fidan ile Başbakan Erdoğan arasında. Başbakan Erdoğan'ı arayan Hakan Fidan, "Tamam hallettik o meseleyi." diyor. Başbakan, "Nasıl oldu? Daha hiç bir yerde haber filan yok." diye mukabele edince Hakan Fidan, "Helikopteri indirdik Efendim. Ne olduğunu anlayıp iki rekat namaz kılmak için izin istemiş. Çocuklar izin vermişler sonra da gerekeni yapmışlar." diye yanıtlıyor. Bunun üzerine Başbakan Erdoğan da "Aman dikkatli olun. Herşey kaza gibi görünsün." uyarısını yapıyor ve Hakan Fidan da "Tamam Efendim. Zaten şimdi izliyorum ben kaza olarak veriliyor." diyor ve konuşma bitiyor.

Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan'ın montaj kasetinde ses uzmanlarının raporları gibi bir engele takıldıkları için bu kez üç farklı kurumdan seslerin orjinal olduğuna dair raporlarını da hazır ettiler, 25 - 26 - 27 Mart tarihlerinde başlayacak yeni kaset dalgasında bu üç kaydı da peşpeşe yayınlayacaklar.

Bense hiç beklememelerini öneriyorum.

Hemen yayınlasınlar. Çünkü o kasetlerde kurgulanan oyunu ve kurdukları tuzaktaki üç büyük açığı biliyorum. Kasetleri yayınlar yayınlamaz kasetlerin montaj olduğu noktasında hiç kimsede tek bir şüphe bile bırakmayacak üç açığı da burada yazacağım.

Emniyet Müdürlüğü'nün o dönemdeki İstihbarat Daire Başkanı olan Ramazan Akyürek de iyi biliyor bu açıkları.

Şimdi, yeni imal edilen ve stüdyodan çıkalı henüz bir iki hafta olan kasetleri bekliyoruz hepimiz. Hem de yanlarında ABD'deki üç merkezden aldığınız analiz raporlarıyla beraber.

Haydi o kasetleri hemen yayınlayın!