İşin aslı şu; zamanın ruhu değişti ve artık iletişimin denetlenebildiği günleri çoktan geçtik. Bir Twitter hesabının üzerinden hesap yapmak, güç devşirmek ve strateji kurgulamak ise zamanın yenilenen ruhuyla değil, acziyetle ilgili. 'Fuat Avni' ismiyle müsemma bir twitter hesabını neredeyse bir buçuk yıldır tartışıyoruz. Yazdığı her tweet, verdiği her mesaj ve ortaya attığı her iddia öyle ya da böyle basında yer tutuyor. Üretilmiş bir kahraman figürünü hem muhibleri severek yüceltiyor hem de muarızları sürekli tenkit ederek yüceltiyor. Aslına bakarsınız 'Fuat Avni' namlı hesap gücünü tam olarak buradan alıyor.
Twitter'a erişimin yasaklandığı günlerde, Fuat Avni'nin aslında ne ölçüde çapsız ve ne boyutta kifayetsiz olduğunu anlatmak için kişisel sitemde "Diren VPN! Diren Fuat Avni!" başlıklı bir hiciv metni kaleme almıştım ki okuyanlar hatırlayacaktır, karşımızda tamamen yandaşlarının yüceltmesiyle ayakta duran sahte bir dev vardı. Fuat Avni o günlerde VPN firmasının MİT'e şok bir cevap verdiğini, VPN firmasının MİT ne yaparsa yapsın güvenliğini deldirmeyeceğini iddia ediyordu. Daha da ötesi Twitter'ın asla kullanıcılarına ait bilgileri Türkiye'ye vermeyeceğini de öne sürüyor ve herkesi VPN üzerinden Twitter kullanmaya çağırıyordu. Bu saçmalıkları derin istihbarat olarak paylaşan bir hesap ciddiye alınıyor insanlar VPN'i bir şirket zannediyordu.
Arap Baharı olgusunu biraz da amuda kalkmış bir vaziyette okudukları için olsa gerek Twitter üzerinden gerekli propagandayı yaparlarsa 30 Mart 2014 seçimlerinde AK Parti'ye ciddi bir tokat atabileceklerini sanıyorlardı. Kaldı ki Twitter'a girdiğinizde karşınıza öyle bir tablo çıkıyordu ki AK Parti'nin % 30 alacağını bile zannetmeniz mümkündü. Uzun süre cemaate sosyal medyanın sandıklar gibi demokrasiye doğrudan tesir eden bir aygıt olmadığını hele hele Twitter'ın Türkiye'de gene 'elitist' sayılabilecek insanların kanaatleri dışında toplumun kanaatlerine bir etkisi olmadığını anlatmaya çalışanlar oldu. Kendi içlerinde de Hüseyin Gülerce gibi bazı isimler bu güç zehirlenmesinin hatalı kararlar aldıracağını ve Twitter üzerinden tapelerle yürüyen mücadelenin Türkiye'de bir devrime yol açmayacağı gibi AK Parti'nin 12 yıldır oluşturmaya çalıştığı kemik tabanı kendiliğinden oluşturacağını ısrarla söylediler. Gelin görün ki bir kere Erdoğan'ı devirme hastalığına tutulan cemaat kat'i surette ikna olmadı.
İşte Fuat Avni, bu süreçte ortaya çıkarılan bir figürdü. Esasen paralel yapının istihbarat havuzuna pek çok kanaldan akan bilginin açık istihbarata çevrildiği bir mecra olan Fuat Avni'yi ısrarla "X" şahsı olarak tanımlamak, Fuat Avni'yi sürekli gizlemenin tek yolu. Mütemadiyen Fuat Avni'nin birileri olduğu söyleniyor ancak süreç içerisinde elde yeterli delil olmadığı için Fuat Avni'nin aslında o şahıs olduğu ispatlanamıyor. Bu ve benzeri hatalı girişimler Fuat Avni'ye hem güç hem de gizem katmaktan başka bir işe yaramıyor. Hasılı eğer Fuat Avni'yi gerçekten bulmak gibi bir derdiniz yoksa ancak Fuat Avni'yi bulmaya çalışıyormuş gibi yapmak istiyorsanız yapacağınız tam olarak budur.
Toparlayalım. Fuat Avni ya da bir başka Twitter hesabını 'Cemaat' kullanıyor ve destekliyor diye o hesabın inanılır ya da güvenilir olması imkansız. Ancak siz bu hesabı ciddiye aldığınızı bu nispette belli eder ve bu nispette dert edinirseniz daha önce Fuat Avni'yi ciddiye almayanlar dahi Fuat Avni'ye en azından bir göz atmak zorunda hissederler kendilerini. Emre Uslu deşifre olur ve düne kadar bir parçası olduğu havuzun dışına çıkar. Bir başkası aynı hesabı idare etmeye devam eder ve şunu söyler: Benim deşifre olduğumu, gözaltına alındığımı, bilgi kaynaklarımın kuruduğunu söylüyorlar ancak buradayım. Belki bir şahıs ya da herhangi bir sosyal kitle için bu imaj sorunlu değildir ancak devletseniz bu imaj sizin için ciddi bir zaafiyet işaretidir.
Fuat Avni'yle ilgili ilk kez yazıyorum ve çok büyük bir gelişme olmazsa muhtemelen de son olacak. Fuat Avni hesabı, Türkiye'nin en örgütlü muhalefet partisi olan paralel yapılanmanın elindeki istihbaratı açık istihbarata çevirdiği bir havuz. Şimdiye kadar benim ulaştığım bilgilere göre bu istihbarat havuzunu zamanında Tuncay Güney ile irtibat kurup Ergenekon'la ilgili operasyonu başlatmaya yarayacak bilgileri Türkiye'ye aktaran bir isim yönetiyor. Bu ismin Tuncay Opçin olduğunu size söyleyemeyeceğim gibi olmadığını da söyleyemem. Öte yandan bu havuzun stratejisini belirleyen ismin de Bülent Keneş olduğunu ya da olmadığını söylemem mümkün değil. Ancak siz bu isimlerin bu istihbarat havuzundaki etkilerine ve rollerine kendiniz karar verebilirsiniz. Nihai olarak bu hesabı yöneten editör tayfasının kim olduğunun önemi yok. Bu hesabı besleyen bilgi kaynaklarının toplandığı havuza ulaştığınızda büyük bir mesafe almış olacaksınız ki bunun da Fuat Avni hesabından bağımsız bir başarı olduğu ortada. Fuat Avni tamamen ortadan kalkabilir ancak bir başka hesap aynı misyonu rahatlıkla üstlenebilir. Haliyle eğer nehir kurutulursa bataklık kendiliğinden kuruyacaktır.
Şunu kabul edelim ki Fuat Avni'ye ait olduğu öne sürülen özel mesajlar toplumun büyük bir kesimi hatta AK Parti cenahına mensup pek çok önemli ismi bile ikna edemedi. Çünkü ilgili bilgiler gazetelere oldukça yanar döner isimler tarafından sızdırıldı ve gerçekliğiyle ilgili elde herhangi bir net delil olmaksızın servis edildi. Uzun vadede bu haberlerin de paralel yapıyla mücadelede ne gibi handikaplar doğurduğunu göreceğiz. Çünkü net olmayan delillerle yürütülen bir operasyon, haklı gerekçelere dayanıyor olsa bile çoğunlukla başarısız olmaya mahkumdur.