Yazmak kolay 1 iş değil benim için.
Kafam karışıyor, konular karışıyor, kim kimdir ayırmak güç hale geliyor, bu yüzden içim bulanıyor, dilsiz şeytanların yalandan sessiz çığlıkları öfkelendiriyor dağılıyorum, İsrail mi daha İsrail, yoksa içimizdeki İsrailleşen güruh mu, kim daha kötü kim daha zalim yarışında karışıyorum…
Hele de konu maksimum merhamet, maksimum adalet, maksimum insanlık, maksimum hassasiyet gerektiriyor ise…
Maksimum diyorum çünkü her şartta haksız suçlu eşitsiz güce sahip ırkçı dinci faşist 1 terör örgütü İsrail varken, Batı ve “bağzı” içimizdekilerin İsrail’in her şartta işlediği tüm suçlara meşruiyet ve haklılık atfettikleri İsrail tanımlaması ile işte o an beynim yanıyor!
Irkçılıkla, anti-semitizmle daha da Türkçesi Yahudi karşıtlığı ile suçlanma riskiniz var.
Gücünü mutlak yüce kutsal ulu ırkından alan Siyonizmi destekleyen Siyonist Yahudileri eleştirmek cümle içinde “Yahudi” kelimesini kullanmak dahi sizin için “tehlike çanlarının” çaldığı andır.
Çünkü o an ne İşgalci İsrail Milletvekili Ayelet Shaked’in “tüm Filistinli anneler öldürülmeli ki 1 daha ‘terörist’ yetiştiremesinler” sözü, ne İsrailli akademisyen Mordechai Kedar’ın “'teröristleri' caydırmak için Filistinli kadınlara tecavüz etmeli” önerisi, ne Haham Rabbi Dov Lior’un “Gazze tamamen yok edilmeldir” yaklaşımı, ne de nerdeyse tüm İsrail halkının kendinden geçmiş 1 şekilde “yarın Gazze’de okullar tatil çünkü tüm Filistinli çocukları öldürdük” türünde hastalıklı çığlıkları ve nerdeyse İsrail’in her yanına yapıştırılan “Araplara / Filistinlilere Ölüm” afişleri, ne İsgal ettikleri Filistin tepelerine çıkıp katliamı kadeh tokuşturarak izleyen, ne Filistin sahillerinde katliam dansları yapan Yahudiler… Sizin cümle içinde “Yahudi” gerçekliğinden bahsetmenizden daha ırkçı değil!
Şunu çekinmeden söyleyebilir miyiz? Yahudi Soykırımı endüstrisinin yarattığı algıdan, çekinceden, aşağılık duygusundan, bunun Yahudilere sağladığı konfordan, üstünlükten, zenginlikten, tüm katliamlarını “Yahudiliğinden” aldığı “ayrıcalık” ile yapan ve bunu destekleyen İsrail halkının büyük çoğunluğunun ırkçı Yahudilerden oluştuğundan… “Antisemitizm” tehdidi tuzağına düşmeden… Bahsedebilir miyiz?
Siyonizmin ve destekçisi Yahudilerin IŞİD gibi terör örgütlerinden ne farkı var? Gece yarısı uyuyan bebekleri, sahilde ve oyun parklarında oynayan çocukları bombalarla katleden, buna sevinen sevincinden yerinde duramayanlar, elinde kesilmiş kafa sallandıranlardan daha mı az kötü?
Siyonizmi sözlü sözsüz sessiz eylemsiz “tarafsızlık” teklifi ile destekleyenleri maddi manevi kültürel sosyal anlamda terk ve tecrit etmeli. Buna ne derseniz deyin, kötülüğü dışlamak, yer, mekân, mevki, makam, itibar, söz vermemek, muhatap almamak insanlık görevidir.
Siyaset makamı da söylem dışında yapabileceği maksimum eylemi yapabilmeli.
Arjantin örnektir. Türkiye’den İsrail’e savaşa giden Yahudi vatandaşlar vatandaşlıktan çıkarılabilir ve savaş suçuyla yargılanabilir!
Tabi her konuda olduğu gibi Filistin ve işgalci İsrail savaşında İsrail’in yaptığı soykırıma tüm insanlığını siyasi ideolojisine sığdıran ve o ideolojisi ne emrediyorsa o orantıda Erdoğan nefretlerini/karşıtlıklarını merkeze alarak kendini “görünmeden, katilin adını söylemeden” farkında veya olmayarak İsrail’den yana konumlandıranlar var!
Ya “Free Palestine, Katil İsrail, Bebek Katili Netanyahu” dediğinde Erdoğan’a uzaktan yakından alakalı alakasız “destek” olacağını düşünerek yarım ağız “ama-lı” cümleler kuran ve hatta mümkünse Gazze’den bahsetmeyen, ama her fırsatta merkez medyaya poz veren “solcu, sosyal demokrat” siyasetçi müsveddelerini de not edelim.
Halid Meşal’in insanlığa ibret, vicdanlara deprem olan konuşmasında meşrebince “ahlak” gözeten Birleşmiş Milletler, Uluslararası İnsan Hakları Örgütleri vd. uluslararası kurumların en sert biçimde eleştirilmesini sağlamak, Filistin’e destek olan dünya halklarını Erdoğan’ın yeni 1 ahlak ve düzen öneren “Dünya 5’ten Büyüktür” söylemi etrafında toplamak diğer dillerde yayın yapan gazetelerimize, kurumlarımıza ve diplomasi gücümüze düşüyor.