Yaşam rüyasında bir yerdesin. Bu yanılsamadan uyandığın vakit, anlarsın ki; karanlığı söndüren ışık gibi, siyahın yitip kaybolduğu yerdir, beyaz. Beyazda kaybolan siyah gibi, hayatın ima ettiği şey, ölüm ya da ölümdür, yaşamı ima eden şey.
Kendini hissedebilirsin. Kendini terk ettiğin derecede ise, saf ve arınmış bir zihin olarak muazzam hissedersin. İşte, o zaman, içinde bulunduğun hayatın gerçeği, yaşamın gerçekleriyle ilgisi olmadığını veya asıl olan gerçeği manidar düşüncelerin var edemeyeceğini; gerçeğin sadece olasılıklar kombinasyonunda saklı, gizemli bir sır olduğunu kavrarsın.
-Gürsel Özkır