"Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir" der ünlü filozof Herakleitos.
İnsan ne kadar da değişmedim dese de maalesef değişir ve değişiyorda.
Nasıl mı?
Okuyunca eminim ki hak vereceksiniz.
Eskiden haksızlığa uğrayan birini gördüğümüzde, bir nebzede olsa tepkimizi koyup, dilsiz şeytan olmaktan korkan bir toplum iken, artık son dönemlerde
İnsan fıtratında olan bu müslümanvari dolayısıyla insani özelliğimizi kaybettik maalesef...
Haksızlığa (zulme) uğrayanın ırkına, cinsiyetine, dinine, mezhebine, cemaatine, hatta partisine bakarak tepki koyma yolunu seçtik.
Oysa zulüm kimden gelirse gelsin lanetlenir ve mazluma dini sorulmaz düsturunun İslama ait olduğunu unuttuk.
Hep kendimizi düşündük, komşumuz açlıktan ölse bile bizler karnı tok sırtı pek şekilde sıcak yatağımızda mışıl mışıl uyuduk.
Hatta birbirimizden o kadar kopuk yaşadık ki aynı apartmanda oturduğumuz komşumuzun helvası dağıtılınca öldüğünü duyar olduk.
..
Ekmeğimizi paylaşmayı unuttuk, üç kuruşa tav olup arkadaşlıklarımızı, dostlarımızı aramaz sormaz olduk.
Kapitalist sisteme karşı olan İslam dinini kabul ettiğimizi, soran olduğunda da 'Elhamdülillah Müslümanım' dediğimiz halde, servetimize servet katıp, paraya hizmeti önde tuttuk.
Sahip olduğumuz maddi değerlerimizi, kariyerlerimizi kaybetmemek uğruna, manevi değerlerimizi yitirdik.
Yalana dolana, her türlü fırıldaklara, üç kağıtlara kanar olduk.
Doğrudan yana değil, yanlışa taraf olduk. utanmadan birde savunur olduk.
Ömeri överken Ebu cehile rahmet okutturacak kadar zalim olduk.
Ali'yi başımıza taç yapar iken, Yezid'in izinden gider olduk.
Velhasılkelam ikbal uğruna, korkup zulme haksızlığa karşı sustukca, 'istibdata' özenip, gücü elinde bulunduranlar tarafından sindirildik, korkutulduk, pısırıklaştırıldık, dilsiz seytanlığa adeta teşvik edilir olduk.
İki oy için gönülleri kırdık, bizden olan, bizden olmayan diye ayırır olduk.
Bizden olanların müslüman, bizden olmayanların ise kâfir olduğunu söyleyip durduk.
Millete cennetten tapular verenlerin, şatolarda oturduğunu görmüş olduk.
Oysa üstünlüğün takvada, takvanın da kimde olduğunu ve cennete gidip gitmeyeceğimizin kararını Allah'ın verdiğini unutup kendimizi İlah yerine koyduk.
Peki oldu mu şimdi bu?
Olmaz olmamalı da, dönüşün Hakka olacağına inanan hiç bir fert böyle olmamalıdır.
Yol yakınken, kendimize dönüp fıtrata uygun hareket edip, hak yemeden, birbirimizi severek, hesap gününde defteri sağ tarafından verilen kullar olmak için çalışıp, paradan çok yürek kazanmaya uğraşıp, mutlu huzurlu yarınları hep beraber inşa edebiliriz.
..
Ölü toprağı serpilen bu bedenlerimizi, ecdad maneviyatına yükseltmek için titreyip kendimize gelmemiz gerekmektedir.
Umarım kendimize gelmemiz uzun sürmez zira vakit az, zulüm çok, ölüm yakın...
Dua ile kalın...
26.03.2019
Yavuz YILDIZBAŞ
@__yyb__