Ülkemizde bereketli ve tarıma elverişli büyük topraklara sahip olduğu halde son yıllarda tarımla uğraşan çifti sayımız azalmış, tarım topraklarımızın alanı ve tarım ürünlerimizin üretim miktarı maalesef azalmıştır.
Çitçinin, tarım topraklarının ve tarım ürünlerinin azalmasının temel kaynağı yanlış uygulanan tarım politikaları ve sektöre yeterli desteğin verilmemesi olmuştur.
Tarım Kanun'nun 21. maddesine göre çiftçilere milli gelirin %1'i oranında tarımsal destek verilmesi gerekmektedir. 2016 yılında Türkiye'nin GSYH'si (alıcı fiyatlarıyla) 2 trilyon 608 milyar liraya ulaşmıştı. Bu durumda Tarım Kanunu 21'inci maddesine göre tarımsal desteklerin 26 milyar lira seviyesinde olması beklenirken, açıklanan 14,8 milyar liralık destek miktarı olması gerekenin 11,2 milyar lira altında kaldı.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Kayıtlı Çiftçi Sayısının (KÇS) 2012 yılında 2 milyon 800 bin iken 2022 yılında 2 milyon 100 bin sayısına düştüğünü açıklamıştır. Bu üzücü yüksek düşüşün devam etmesi halinde 10 yıl sonra şu anki üreticilerimizi bulamayacağımızı belirten basın beyanına baktığımızda tarımın geleceğinin ülkemize olmadığı görülmektedir.
Basın açıklamasının devamında Bayraktar, ülkemizde çiftçinin elinde olan tarlaların, bağların ve bahçelerin rehinli olduğunu belirterek, sadece son beş yılda 1 milyon 366 bin 172 adet tarım alanının ipotek edildiğini beyan etti.
Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği resmi verilerine bakıldığında ülkemizde üretim yapan çiftçinin ve tarımın geleceğinin tehlikede olduğu aşikârdır. Bu tehlike yıllardan beri alarm vermekte iken ülkemizde başta Tarım Bakanlığı yöneticilerimiz olmak üzere tüm sektör paydaşları kulak ardı etmişlerdir.
Tarım üretiminde çiftçiden ve sektör uzmanlarından gelen uyarılarına geçici çözümler olarak ithal ürünlerle kapatmaya çalışmışlardır. Çözüm önerileri içinde olan bir takım çiftçiyi destekleme politikaları çok yetersiz kalmıştır yâda tam anlamıyla uygulanamamıştır. Bu yanlış çözümler, politikalar neticesinde ülkemiz için çok önemli hatta hayati öneme sahip olan tarım sektöründe çiftçilerimiz adeta bilerek üretimden ve tarım sektöründen uzaklaştırılmıştır.
Savaş ve olağanüstü durumlarda olduğu gibi normal zamanlarda da hayati önem taşıyan tarım sektörüne yeterli destekler verilmeli kolaylıklar sağlanmalıdır. Yerli üreticilerimiz her koşulda korunmalı, tarım üretim sektörünün ve üreticilerin geleceği tehlike sınırları içerisinden bir an önce kurtarılarak vatandaşlarımızın tarım ürünlerine ulaşması kolaylaştırılmalıdır.
Şevket Gölük