1982 anayasasından sonraki bütün seçimleri yakından takip etmişimdir. İlk kez farklı bir seçim ile karşı karşıya olduğumuzu belirtmek isterim. “Efendim bu seçim çok önemli” gibi geleneksel bir pelesengi kullanacak değilim. Çünkü ülkemin adı Türkiye ve Türkiye her daim olağanüstülüklerin yaşandığı bir ülke. Akşam darbe girişiminin olduğu sabahında da hayatın seyrinde aktığı bir ülkedir. Bu ülkede “zamanlama manidar” ifadesini kullanma zamanının olmadığı bir ülke sonuçta.
Bu girizgahtan sonra gelelim bu seçimin enteresanlığına… Yerel seçimlerde lokal olarak aday üzerinde ittifakların olabildiği, bölgesel ve kişisel faktörlerin yaşanabildiği seçimler tabiatı gereği. İlk kez 31 mart seçimleri siyasi partilerin aleni ve zımni ittifaklarına sahne oldu. AK Parti ve MHP Cumhur ittifakını yerel seçimlerde de devam ettirme kararı aldı. Cumhur ittifakını bazıları küçümseyebilir, itibarsızlaştırabilir, lakın cumhur ittifakının sosyolojik tahlilini gerçekçi bir şekilde yapmak gerekir. Cumhur ittifakı AK Parti oylarıyla MHP oylarını yalın matematik işlemiyle toplamaktan ibaret değildir. Bunun sağlamasını da 24 Haziran seçimlerinde yakından müşahede ettik.
HDP'nin hendek kalkışmasına devletimizin verdiği cevap ve cumhur ittifakı aslında bir turnusol vazifesi görmekte. AK Parti MHP ile ittifak yaparak aslında HDP-PKK çizgisine yakın oyların cumhur ittifakının imbiğinden geçerek arındığını görmekteyiz. Bu meyanda cumhur ittifakının doğu ve güneydoğudaki vatan ve bayrak sevdalısı vatandaşlarımıza bir mesajdır. Kimsenin arkasına saklanmadan, utanmadan ve usanmadan bu ittifakın deklere edilmesi kim ne derse desin AK Parti'nin ve MHP'nin bazı şeyleri göze alması demektir. MHP kendi içindeki mukaddesatsız milliyetçilerden, AK Parti de HDP çizgisine yakın olan unsurlardan arınmasına sebep oldu.
MHP veya AK Parti'yi stepne yakıştırmasıyla itham etmenin akılcı bir düşüncenin ürünün olmadığına inanıyorum. Kimse kimseyi kandırmasın açılım süreci öncesi ve sonrasında da AKPKK ithamlarının yapıldığını, en ağır şekilde iktidar partisine eleştiri oklarının saplandığını gördük. Paralel ihanet örgütünü AK Partinin desteğiyle büyüdüğünü söyleyenler ile devletin bu ihanet şebekesine karşı aldığı önlemlere tepki koyanlarda yine aynı kesim oldu. “Zaman Gazetesi, Samanyolu niye bu kadar palazlandı” diyenler ve bu palazlanmada iktidarı suçlayanlar(haksız da sayılmazlar) devletin bu yayın organlarını kapattığı zaman en büyük feryadı koparanlardı. Tutarlılık zor bir zanaattir. 31 Mart seçimlerine giderken bu tutarlılık zaviyesine dikkat edilmeli. Nasipse gelecek yazılarımızda seçimin diğer ittifakı hakkında bilgiler aktaracağım. Selam ve dua ile…