Çalışan ve üreten işçiler ülkelerin ekonomi kalkınma sürecinde yüksek değerlerindendir. Bu değere sahip olmak her ülkeyi ekonomik güç olarak birkaç adım öne çıkaracaktır.
Ülkemizde eğitimli işçi kavramı ve çalışma hayatı yasalarla korunmadığından ülke kalkınmasına yapabilecekleri daha yüksek katkılar tam olarak elde edilememektedir.
Eğitimli ve iyi donanımlı işçilerimiz çalışma sektörlerine göre alın terlerinin karşılığı olacak ücretlere ulaşamadığı için arayış içine girmektedirler. Bu arayış içerinde en önemli yeri yurt dışı çalışma alanı ağırlık oluşturmaktadır.
Avrupa Birliği ülkelerinde yaşanan iş gücü açığı sebebiyle yurt dışından eğitimli işç kabul edebilmek için 2009 yılında AB Mavi Kart uygulaması başlattılar. AB Mavi Kart veya Mavi Avrupalı İşçi Kartı, Avrupa Birliği üyesi olmayan vatandaşların, Danimarka ve İrlanda hariç olmak üzere Avrupa Birliği içindeki 27 ülkenin 25'inde çalışmasına ve yaşamasına izin verir.
2021 yılına gelindiğine Avrupa Birliği (AB), AB üyesi olmayan ülkelerden gelecek "yüksek nitelikli göçmenleri" çekmek amacıyla "AB Mavi Kartı" adı verilen uygulamasını daha esnek hale getirdi.
AB Mavi Kart Yönetmeliğinde reform amacı taşıyan yeni kurallar, Avrupa Parlamentosunda yapılan oylamada kabul edildi. Böylece, önemli sektörlerdeki işçi açığını kapatmak için AB vatandaşı olmayan yüksek nitelikli kişilerin AB ülkelerince göçmen olarak kabul edilmelerinde bazı kolaylıklar sağlandı.
Buna göre, AB Mavi Karta başvuranların en az 6 aylık bir iş için sözleşme veya bağlayıcılığı olan bir iş teklifi sunması gerekecek. Daha önce bu süre 12 ay olarak uygulanıyordu. Çalışana ödenecek maaş tutarının alt sınırı da düşürüldü.
AB Mavi kartı, 2019'da çoğu Almanya tarafından 36 bin 809 göçmene verildi.
AB Mavi Kart uygulaması ile Türkiye iş gücü piyasasında yaşanacağı öngörülen sonuçlardan ilki, bu uygulama ile nitelikli iş gücü işsizliğinin azalacağıdır. Ancak nitelikli iş gücünün yurt dışında daha iyi çalışma koşulları ve ücretlerle çalışabildikleri düşüncesi ve herkesin nitelikli iş gücü olarak göç etme çabası, yerel iş gücü piyasasında nitelikli iş gücü işsizliğinin daha da artmasına neden olup; Türkiye'de nitelikli iş gücü işsizliğinin süreğen bir sorun haline gelmesine sebebiyet verebilir. Türkiye iş gücü piyasasında ortaya çıkabilecek bir başka etki ise nitelikli iş gücünün ücret düzeyindeki artışın yayılma etkisi ile niteliksiz işlere dair ücretleri de artırma yönünde etkileyerek niteliksiz iş gücünün ücret artışına bağlı olarak işsizliğinin de ilave bir sorun olarak gündeme gelmesidir.
Eğitimli nitelikli iş gücünün çeşitli beklentiler ile yurt dışına göçü sonrasında gidilen ülkelerde beklentilerin karşılanamaması ve yurda geri dönüşler sonrasında Türkiye'de işsizlik daha da artabilir. Burada unutulmaması gereken bir diğer sonuç ise Türkiye'den sadece gidiş yönünde bir göç yaşanmayacağıdır.
AB üyesi ve üye olmayan ülkelerden Türkiye'ye yaşanacak nitelikli iş gücü göçünün yerel piyasadaki iş gücü maliyetlerini azaltacağı düşüncesi; nitelikli iş gücü göçünün bir çözüm olmaktan uzaklaşmasına neden olabilir.
Şevket Gölük