Üzerinde yaşamakta olduğumuz adeta cennet ülkemizin dünya üzerindeki coğrafi ve iklim şartlarına göre bulunduğu mevkide turizm sektörünün arayabileceği her türlü özellikler bulunmakta olup, sektörde söz sahibi kurumların ve sektör çalışanlarının gayretleri ile ülkemizin sahip olduğu turizm potansiyelini daha da artırabiliriz.
Turizm; sosyal, kültürel ve doğal çevreyle sürekli etkileşim içinde olan ve ülke ekonomilerindeki önemi süratle artan dinamik bir sektördür. Kişi başına düşen gelirin ve refah düzeyinin artması, ulaşım ve haberleşme teknolojisindeki hız ve keşfedilmeyeni keşfetme tutkusu turizmin gelişimine ve farklılaşmasına önemli katkı sağlamaktadır. Turizmin; döviz sağlayan, yeni istihdam alanları yaratan, sosyal ve kültürel hayatı etkileyen, siyasal bakımdan önemli toplumsal ve insancıl fonksiyonların gerçekleştirilmesini kolaylaştıran nitelik kazanması, ülkelerin dikkatinin turizm üzerinde yoğunlaşmasına katkı sağlamıştır. Özellikle gelişmekte olan ülkeler, karşılaştıkları ekonomik sorunların ve darboğazların aşılması için turizmin yarattığı dinamizmden azami ölçüde faydalanmaya çalışmıştır.
Turizm sektörü emek yoğun bir sektör olduğundan, çalışma hayatına ilk kez giren veya başka bir yerde iş bulamayan kişilerin istihdamı için önemli fırsatlar sunmaktadır. Bu nedenle turizmin düşük becerili çalışanlara veya genel olarak az niteliğe sahip bireylere özellikle azınlıklara, göçmenlere, işsiz gençlere, uzun zamandır işsiz olanlara ve ailevi sorumluluklara sahip olan ve sadece yarı zamanlı çalışabilecek kadınlara istihdam imkânı sağlamada önemli rol oynamaktadır.
Turizm sektörü ülkemizde de önemli olmak ile birlikte artan doğal ve organize etkinlik çeşitliliği ile daha da gözde olmaktadır. Turizm sektörü ülkemiz için hem çok önemli parasal girdisiyle birlikte ülke tanıtımımız içinde değerli ve özeldir.
Türkiye'de ise Turizm Sektöründe son 20 yılda önemli başarılara imza atılmıştır. 1980'li yıllardan itibaren alınan tedbirler, sağlanan teşvikler ve uygulanan politikalar ile çok sayıda turistik tesis inşa edilmiş, değişen tüketici taleplerine cevap verebilecek bir Turizm Sektörü'nün altyapısı oluşturulmaya çalışılmıştır. 1980 yılında, turizm işletmesi belgeli 56 bin 44 yatak kapasiteli 511 konaklama tesisi mevcutken, 2007 yılında 532 bin 262 yatak kapasitesine sahip 2 bin 514 adet konaklama tesisi sayısına ulaşılmıştır. Arz ve talep dengesi göz önüne alındığında 1980 yılında 1.3 milyon yabancı ziyaretçi Türkiye'de ağırlanmış, 2008 yılında ise bu sayı 30 milyonu aşmıştır. 1980 yılında 326 milyon 654 bin dolar olan turizm gelirleri, 1990 yılında 3 milyar doları, 2000 yılında ise 7 milyar doları aşmış, bugün gelinen son noktada da 22 milyar dolara ulaşmıştır.
Turizm geliri 2013 yılında yüzde 11,4 artarak 32.3 milyar doları aştı. Turizm gelirinin yüzde 79'u yabancı ziyaretçilerden, yüzde 21,'i ise yurt dışında ikamet eden vatandaş ziyaretçilerden elde edildi. Dünyada en çok ziyaret edilen ülkeler arasında 2002 yılında 17'nci sırada bulunan Türkiye, son yıllarda yaptığı atak sayesinde güçlü rakipleriyle arasındaki farkı kapattı. Türkiye, en fazla ziyaret edilen ülkeler listesinde Fransa, ABD, Çin, İspanya ile İtalya'nın ardından 6'ncı sıraya yükseldi. Turizmcilerin hedefi önümüzdeki yıllarda ilk 5'in içerisine girmek.
Sektör temsilcileri, son yıllarda rekor üstüne rekor kıran turizmin, 2015'te de Türkiye'nin lokomotifi olmaya devam edeceği umudunu taşıyor. 2020'de ülkeye gelecek olan yabancı ziyaretçi sayısının 58 milyon civarında olması beklenirken, turizm gelirinin ise 40-45 milyar dolar civarında olacağı öngörülüyor.
Turizm sektörünün ekonomik ve sosyal hayata katkısının yanında en büyük yararı yarattığı iş kapasitesidir. Sektör, hızlı iş yaratma kapasitesinin yanında, kişi başına istihdam yatırımlarında en az maliyetle iş yaratma açısından da diğer sektörlere göre önde gelmektedir.
Turizm sektörü, toplam talebin artışına paralel istihdam artışının birebir yaşandığı sektörlerden biridir.
Rusya ve Avrupa ülkelerindeki ekonomik büyümelerinin devam etmesi sonucu ülkemize gelen turist sayılarında rekor artışlar getirirken, istihdamda da yeniden 1 milyonun üzerinde rakamlar görüldü. Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmecileri Birliği'nin verilerine göre, sektörde 2017 yılında 922 bin 369 olan çalışan sayısı yüzde 17,5 oranında artarak, 1 milyon 83 bin 695'e yükseldi.
Yukarıdaki verilere göre turizm sektörü reel olarak istihdam sayısını sürekli artırmaktadır. Buna karşı çalışanların eğitimli olmayıp çoğunluk yüzdesinin alaylı diyebileceğimiz çalışanlardan oluşması ve çalışanlarının kendilerini geliştirmesine yön verebilecek organizasyonlara katılmamalarından dolayı sektördeki çalışanların profili iyi değildir. Bunun yanında sektörde çalışanlara sunulan çalışma hakları ve güvencelerde yetersizdir.
Ülkemizde coğrafi ve doğal yapının varlığı, iklimi, doğal kaynakları ve bozulmamış çevre özelliklerinden dolayı turizm sektörü istihdam için en parlak sektörlerin başında geliyor. Bunu sektörde çalışan, çalışacak olan insanlarımızı eğiterek ve mesleki bilgiler ile donatarak çok iyi değerlendirmeliyiz.
Şevket GÖLÜK