2016 yılı çok kritik süreçlere tanık oldu. Bu süreçlerin sonunda ise turizm adına çok önemli sıkıntıların yansımalarına da hep beraber tanıklık ettik. Türkiye'ye gelen turist sayısının düşmesi sadece otelleri, restoranları yada eğlence merkezlerini etkilemiyor, en başta hiç kuşkusuz turisti ülkemize getiren havayolu şirketlerini etkiliyor ve tabi özellikle de THY'yi.
Ak Partinin hükümete geldiği yıldan itibaren bakıldığında THY de muhteşem bir yükseliş var. Hem uçak sayısı, hem destinasyon sayısı hem de frekans yoğunluğu olarak bakıldığında inanılması çok güç bir atılım yaptığını ve bunu geçen seneye kadar çpk büyük karlılık oranları ile sürdürdüklerini biliyoruz.
Ak Partiyi icraatları ile sorgularken sadece THY bile tek başına bir başarı öyküsü olarak karşımıza çıkıyor. Ancak bilinen bir gerçek daha var ki oda uzun yıllardır Türkiye'nin bir kriz süreci yaşamadığı. Özellikle hemen yanı başımızda süren savaşın alevlerini söndürmek için ülkemizin yaptığı müdahaleleri de düşünürsek THY için en zorlu dönemlerin yaşandığını da daha iyi anlamış oluruz.
Tam da bu kritik süreçte THY de ki bu görev değişimi de gösteriyor ki yeni Genel Müdür Bilal Ekşi'yi kritik dönemde önemli bir sorumluluk alıyor. 2009-2010 yılları arasında KTHY yi yeniden kurtarabilmek adına verilen görevde onun hangi zorluklarla karşılaştığını KTHY de Genel Sekreterlik yapmış birisi olarak çok iyi tahmin edebiliyorum. Yani KTHY de ki sürecin asla Bilal Ekşi'ye referans olmaması gerektiğini düşünüyorum. Bugüne kadar geldiği her görevde başarılara imza atmış olan Ekşi eminim ki bu kritik süreçte THY yi başarılı bir yönetimle çok daha iyi yerlere taşıyacaktır.
THY de ki bu kan değişiminin zamanlamasının da yerinde olduğunu düşünüyorum. Hep birlikte bundan sonraki EKŞİ DÖNEMİNİ takip edecek ve elimizden geldiğince Türkiye'nin Bayrağını tüm dünyada dalgalandıran THY nin başarıları için elimizden geldiğinde destek olmaya çalışacağız.