Millet akşam ayağından çıkardığı çorabını sabah bulmakta zorlanırken bazılarının tencere kapak misali “Kavanoz Dipli Kocaman Dünyada” milyonlarca kişinin arasından şıp diye bulmaları insanın ister istemez dikkatini çekiyor.
Bu nasıl oluyor sorusunun cevabını bulabilmek için ipin ucundan tuttuğunuzda ip sizleri ilginç labirent benzeri karmaşık olayların içine çekiyor, acaba soruları peşin sıra uzayıp gidiyor.
İsmail Saymaz'ın ” Alevi olma faturası” başlıklı yazısında memuriyette iken kurumumuzdan sorumlu, şimdi emekli olan zamanın Çanakkale, sonrasında İstanbul ve Ankara Vali Yardımcısı Mehmet Seyman'ın” Alevi olduğum için vali olamadım” diye dillendirdiği iddiası her yönüyle dikkat çekiciydi.
Çünkü böylesi mesnetsiz bir iddia hem ispattan uzak hem de yersiz ve zamansız, zeminsiz yapılmış talihsiz açıklamaydı.
Devletin en üst makamlarında görev yapmış bir mülki idare amirinin emekli olduktan sonra böylesi mesnetsiz bir iddia ile ucu açık kangren yapılmaya çalışılan bir tartışmanın içinde olmasına anlam veremedim.
Mehmet Seyman'ın bulunduğu görev ve görev yerleri Vali'nin bir tık altındaki devletin birinci derecedeki en üst düzey kariyer makamlarından olup, emekli olduktan sonrada görevdeymiş gibi sorumluluk gerektiren görevlerdendir.
Kaldı ki herkes vali yardımcısı olamayacağı gibi her vali yardımcısı da vali olacak diye bir kural olmadığı gibi buna imkânda yoktur.
Hal böyle olmasına rağmen emekli olduktan sonra “ben alevi olduğum için vali olamadım “iddiasını gündeme getirmesini samimi, doğru ve gerçekçi bulmuyorum.
Kendisi de bu iddiasını valiler kararnamesinin taslak listesin de bulunduğu beyanı ile çürütmektedir.
Tartışmayı uzatmadan not düşmek adına belirtmek isterim ki; Mehmet Seyman'ın bahsettiği valiler kararnamesi öncesi Çanakkale'ye planlanması ile ilgili yaşananları kast ediyorsa bu haberin Çanakkale kamuoyunda duyulması üzerine yükselen itirazların da neler olduğunu da biliyor olması gerekir.
Peki düğün değil, bayram değil iken İsmail Saymaz böylesi bir haberi neden yazdı. Hadi diyelim ki İsmail Saymaz gazeteci olduğu için yazdı. Mehmet Seyman neden böylesi talihsiz bir açıklamayı yapmaya ihtiyaç duydu?
“Alevi olduğum için vali olamadım” şimdi siz milletvekili yapın diye okunacak, emekli olduğu için köşesinde oturmaktan sıkılmış bir bürokratın “Ben burada” bekliyorum mesajından başka bir şey değildir.
Mehmet Seyman'ın milletvekili olması talebine kimsenin bir diyeceği olamaz ancak Türkiye'de üzerinden kaos çıkarma planları yapılan Alevi meselesi gibi hassas bir konu üzerinden dillendirilmesini çok yanlış ve tehlikeli buluyorum.
Bilmiyorum; Muharrem Erkek bu mesajı almış mıdır? En önemlisi de Mehmet Seyman'ın verdiği bu mesaj Kemal Kılıçdaroğlu'nun ve ekibinin dikkatini çekmiş midir?
Şimdiden ajandama 2023 milletvekili listeleri açıklandığında Mehmet Seyman'ın ismine bakılacak notunu düştüm. İsterseniz sizlerde hafızanızın bir tarafına not ediniz derim.
Belki de valiler kararnamesine giremeyen Mehmet Seyman bu defa milletvekili adayları listesine girebilir.
Benzeri başka bir tencere kapak meselesi ise; Bigalı olup yüksek öğrenimini gazetecilik üzerine yapmış, birçok gazetenin adliye ve ekonomi servislerinde çalıştıktan sonra bu iş İstanbul'da olmayacak diye memleketine dönmüş ve mahalli gazete çıkarmaya başlayan hemşerimin gazetesinde, eski milletvekilli ve bakanlık yapmış, telefon ile Haberal'a ulaşabilen Çanakkale ve Biga ile uzaktan yakından alakası olmayan bir köşe yazarı vardı.
Ergenekon, Balyoz ve 15 Temmuz kalkışması öncesinde ve sonrasında yazıları ile eski bakan bir hayli dikkatimi çekmişti.
Sosyal demokrat ekseninde yayın politikası izleyen ve ilginç fikirleri, görüşleri olan ve yaptığı sansasyonel haberler, yazdığı yazılar, kurduğu diyalogları ile bir hayli dikkat çekici kişiliği olan gazetenin sahibi hemşerim CHP'nin Biga Belediyesini kazanabilmesi için mücadele vermiş, CHP belediyeyi kazandıktan sonra da ne olduysa CHP'li Belediye Başkanı ile aralarına kara kedi girmiş ve yollarını ayırmıştı.
Bu olaydan sonra AK Parti ve düşüncesindeki insanlara karşı sert muhalefeti ile bilinen gazeteci hemşerimiz ani bir “U” dönüşü ile o zamanki AK Parti yönetimi ile tencere kapak misali birbirlerini öyle bir buldular ki bir daha birbirlerinden hiç ayrılmadılar.
AK Parti zihniyeti ve inancının karşıtı olduğunu her platformda ve yazılarında dillendiren gazeteci hemşerim, Partinin gölge başkanı, kılavuzu ve basın danışmanı gibi oldu.
İl'de ve ilçelerde yapılması gereken işler (?) ve çekilecek dizaynlar, yapılacak tayin ve terfiler, önce gazete de haber yapılıyor, alt yapısı hazırlanıyor; işlerine gelmeyen veya rakip olabilecek kişilere itibar suikastı düzenleniyor, işlerine yarayacak olanlar ise parlatılıyor, cilalanıyor ve sonrasında icraata konuluyordu.
O zamanın siyasi ekibi; bu çirkin yöntem ile kaymakamların, müdürlerin ve memurların tayinlerini çıkartmakla, yerlerine yaptıkları şaibeli eş-dost, tanıdık atamalar ile bir hayli hizmetler(?) yapmışlardı...
Kurucusu vefat edince ve zamanın yönetimi de görevden ayrıldıktan sonra gazete kapandığı için eski milletvekili ve bakan olan yazarın yazılarından da mahrum kaldık...
Bu zatı; Karşı Mahallede zamanında kırpılıp yıldız yapılmış, şimdilerde de yıldızları söndüğü için meteor taşı olarak kullanılmak üzere silah altına alınan eski tüfeklerinin toplandığı CHP eksenli yayın yapan TV sitesinde buldum.
Son yazısı olan 28 Şubat'ın kendinden menkul kerametinden bahsettiği yazısını ibretle okudum.
Yalnız bu defa da sitenin altında ki "Bu web sitesi Avrupa Birliği'nin maddi desteği ile hazırlanmıştır" notu bir hayli dikkatimi çekti ve kafama takıldı. Elin AB'si durduk yerde Türkiye'deki bir TV sitesine neden kaynak aktarsındı ki?
Bilmiyorum, bu ve benzeri olaylar sadece benim mi dikkati mi çekiyor.?
Yoksa çok mu şüpheciyim...?
Bu kadar kapak, bu kadar tencere birbirlerini nasıl anında buluyor ve organize oluyorlar?
Acaba diyorum Kızılderililer gibi kendilerine ait dumanla haberleşme gibi bir tekniklerimi var diye de düşünmeden edemiyorum.
Bu tür tencere kapak benzeri olayların tesadüfen geliştiğine inanamıyorum ve ister istemez de ilgimi çekiyor ve düşüncelerimi de dikkatinize sunmak üzere sizler ile paylaşıyorum.