Bugünlerde evlere kapanmış şekilde hayatımızı sürdürmeye çalışıyoruz. Ama bu o kadar da kolay olmuyor çünkü yapacak hiç bir şey yok. Ramazan olduğundan dolayı yemek yapamıyoruz, kitap okumaktan bir süre sonra sıkılıyoruz, televizyona bakalım diyoruz onda da doğru düzgün bir program yok. Gerçi ben bu aralar akşam haberlerinden önce oynayan Aşk-ı Memnu'yu izliyorum. Daha önceden dizinin konusunu biliyordum ama hiç izleme fırsatım olmamıştı. Çok ahlaki bir dizi olmasa da bakacak başka bir şey olmayınca ara ara izliyoruz işte. Yalnız şunu söylemeden geçemeyeceğim; aman deyim Tayyip amca duymasın Türk aile yapısına uygun değil diye direk kaldırır.
Zaten nedense bu aralar televizyonda hep bir boynuzlama dizileri var ve üstelik çok tutuyor. Bir Zamanlar Çukurova, Camdaki Kız, Sadakatsiz... bunlar daha sadece benim bildiklerim bilmediklerimi de siz kendi kendinize sayarsınız. Öyle zannediyorum bunun en büyük nedeni senarist denen kavramın bizde bitmiş derecesine gelmiş olması. Yaratıcı hiç bir şey yok, hep aynı hikaye. Hatta aynı hikayeyi bırakın yemin ederim 50 yıl önce çekilmiş Yeşilçam şimdikilerden daha kaliteli.
Bu durum beni üzdüğü için bu aralar senaryo yazmak üzerine çalışmalar yapıyorum. Şöyle Harry Potter gibi, Game Of Thrones gibi iyi bir iş çıkarmak istiyorum ortaya Türk yapımı. Bunların senaryosu hep kitaplardan alınmıştı ama neyse olsun. Başarabilir miyim bilmiyorum ama en azından deneyeceğim. Başaramasam da bana mutlaka bir şey katacağına eminim.