Öğrenmenin yaşı olmadığı için: “Tarihimi doğru öğrenmek istiyorum…!” Diye sitem etmenin pratikte pek kıymeti harbiyesinin olmadığının farkındayım.
Çünkü bu saatten sonra tarihi doğru öğrenmek senin ne işine gelir ki, diyenlerin yanında, “Biz sizin neden tarihi doğru öğrenmek istediğinizi ve kimden cesaret aldığınızı biliyoruz.” Gibi saçma sapan bilmem kaçıncı dereceye ilerlemiş psikopat ruhlu ve ön yargılı insanların ne dediği ve diyeceğini ise bu saatten sonra hiç önemsemiyorum. Derdimiz ve isteğimiz sadece doğruları öğrenmek ve gerçeklerin ortaya çıkması.
Balkan göçmeni bir aileden olduğumdan eskiden beri Balkanlar ve Göç konusu ilgimi çekmiştir. Bunun içinde konu ile ilgili yazılmış kitap, dergi ve araştırma yazılarını azami derece okumaya gayret etmişimdir.
Bunun içinde son zamanlarda daha sağlıklı bilgi akışı sağlayan genellikle üniversitelerin lisans, yüksek lisans ve doktora tez çalışmalarının ve akademik araştırmalarının yayınlandığı “Academia edu” ‘nun abonesi oldum. Site ilgi duyduğum konular ile ilgili araştırmalar yayınlandığında bilgi mesajı ile beni bilgilendiriyor.
Bu kapsamda Trakya Üniversitesi öğrencisi Seren Özcan'ın “Pomak Kimliği” ile ilgili lisans tezinin Ceren Yayıncılık ve Kitapevi (Edirne) tarafından kitap haline getirilmiş çalışması da her zaman olduğu gibi mesaj kutuma geldi.
Genç yazarımız, önemli bir konuda ilginç bir araştırma yapmış ve çok yerinde tespitlerde bulunmuştu. Konu baştan sona ilgimi çektiği için kitap haline getirilmiş tezi okudum. Ancak kitabının giriş kısmındaki tarih ile ilgili tespitleri dikkatimi çekti ve içimi acıttı.
Bu nedenle de “Tarihimi doğru öğrenmek istiyorum” başlığı ile sizinle paylaşmak ve konuya dikkatinizi çekmek istedim. (Telif hakkı nedeniyle kitapevinden izin aldım) 1.GİRİŞ kısmının ilk paragrafında Genç Yazar:
“Tarihten günümüze dek her ülke kendisine göre, kendi ideolojik yapısına ve düşüncesine bağlı olarak bir tarih oluşturmakta sakınca görmemiştir. Ernest Renan bu durum için şöyle diyor: “Millet olmanın birinci şartı tarihi çarpıtmaktır”. İlk başta reddedilecek gibi bulunan bu görüş içinde yaşamış olduğumuz topluma ve dünyadaki toplumlara baktığımızda Ernest Renan'ın görüşünün çok yanlış olmadığını ve gerçekliğe yakınlığını görebiliyoruz. Bu konuda kimin söylediğinin doğru ya da yanlış olduğuna bakmaktan ziyade, milletler tarafından uygulanan bu yöntemin gerçekte Ernest Renan'ın tespiti doğrultusunda oluştuğunu görmekteyiz. Bu bağlamda bu araştırma projesinde tarih boyunca egemen bölge ülkelerinin iç ve dış politikaları çerçevesinde istismara uğramış Balkanların beş ülkesine yayılmış bir topluluk olan Pomaklar ve onların tarihi, kültürü, var olma çabaları incelenecektir…” Diye güzel bir giriş yapmış.
Paragraf bütünlüğünü bozmamak adına altını çizerek dikkatinizi çekmek istediğim; “Millet olmanın birinci şartı tarihi çarpıtmaktır.” Görüşünü dillendiren Ernest Renan (d. 28 Şubat 1823, ö. 12 Ekim 1892) Fransız filozof ve yazar. Erken Hıristiyanlık tarihi ve siyasi teoriler üzerine etkili tarihi araştırmaları ile tanınmış bir araştırmacıdır.
Buda bize tarihin çarpıtılmasının ve resmi tarih güzellemesi yapılması yeni değil. Yüz yıllar öncesinde de vardı, maalesef şimdide var.
Zamanla gerçeklerin gün gün yüzüne çıkması gibi bir alışkanlıkları olduğu için yarın arkamızdan insanların “Tarihimi doğru öğrenmek istiyorum...!” Dememesi veya olayların iç yüzünü ve gerçekleri bizden niye sakladınız, neden tarihi gerçekleri saklama ve çarpıtma ihtiyacı duydunuz diye sitem etmemeleri için doğruyu yazmak ve yorumlamak zorundayız.
Bu nedenle gelin tarihi ve insanların fikirlerini serbest bırakalım. Faşizan bir şekilde kendi doğrularımızı diretmek yerine olayları doğrusu ve yanlışını tarihçiler yazsın. Her türlü arşiv, bilgi ve belge ne varsa ortay dökülsün, ki insanlarımızda olayları doğru bir şekilde öğrensin...