Yurt dışında yaşayan gurbetçiler iyi bilir. Memleketinin insanlarından, yemeklerinden, manzarasından daha fazla özlem duyulan şey, günde beş vakit duyduğumuz ezan sesleridir. Namaz kılsın kılmasın, o ezan seslerini duymadan mümin bir gurbetçi kendini evinde, güven içinde ve özgür hissedemez.
Ezan her insanda aynı hissi oluşturmayabiliyor. Taksim'de Kadınlar Günü bahanesiyle toplanıp her yıl İslamiyet'e ve Müslümanlara saldıran çirkin kalabalık bu yıl da ezanlarımıza saldırdı. Bu feminist grupların taşıdığı pankartlara yakından baktığınızda sapkınlıkta, ahlaksızlıkta, terbiyesizlikte hiç sınırlarının olmadığını görürsünüz. Aile kurumundan, dinden, ezandan, ahlaktan nefret eden grup, diz boyu çirkefin içinde tepinmekten hoşnut. Lut Kavmini çağrıştırdı bana bir anda. Ahlaksız olmaları yeterli değildi ya bu helak edilen kavmin. Lut'un temiz misafirlerini de isteyecek kadar alçaklıkta sınırlarının olmaması. Zira herkes, o çirkinliğe iştirak etmek zorunda.
Şair Mehmet Akif "Bu ezanlar ki şehadeti dinin temeli" der. Dinimizin en gür sesi, sembolü olan ezanlarımızı susturmak isteyen zihniyet İslamiyet'e karşı ise şayet hangi din adına bu rezaleti yapmaktadırlar merak etmekteyiz. Eğer bir dine mensup olsalardı, az ya da çok bir ahlaki değerleri olurdu. Martin Luther King "Bir ülkenin geleceği ve ilerlemesi sağlam kalelerle, güzel binalara ve milli gelirine değil, o insanların ahlaki değerlerine bağlıdır." der.
Dinsizlik, ateizm adına mı yoksa feminizm adına mı düdük ve ıslık sesleriyle ezanlarımızı protesto ettiler. Bu şuursuz kalabalığın çirkin hareketini tel'in ediyor, tekrarlanmamasını umut ediyoruz.
Kadınları ziyadesiyle sömüren modern, Batı zihniyetinin ve feminizmin kadın haklarını savunmak gibi bir derdi yok. Yıllardır kadınları paravan yaparak İslamiyet'e vurmanın araçlarından biri haline getirdikleri böylesi günlerde, içlerindeki İslam düşmanlığını en korkunç haliyle dışlarına vurmaktalar.
Bu rezalete hiçbir zaman sessiz kalmayacağız. Ezanları susturmak, başörtülüleri Arabistan'a kovmak isteyen, sarhoş pilotla başörtülü rehberlikçiyi aynı oranda tehlikeli bulan karanlık zihniyetler şunu kafasına iyice sokmalı ki bu vatan, ezanlar, selalar, tekbirlerle düşmanların elinden kurtarıldı. Ağzındaki ıslıkla, elindeki kadehlerle tüm değerlerini teslim etmek isteyenlerin paşa gönlüne bırakmacak kadar uyanığız, sonuna kadar savunmakta kararlıyız.
Cahiliye döneminin müşrikleri de okunan ayetleri kesmek maksadıyla benzer gürültüler yapmışlardı. Allah-u Teala ayetiyle onları susturmuştur: "Onlar ağızlarıyla Allah´ın nûrunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler istemeseler de Allah nûrunu tamamlayacaktır."