Kur'ân medeniyetinde insanlar vazifelerini ibadet aşkıyla ve semâvi bir vecd ile yapar.Temelinde iman ve takva,sonrasında İhlâs ve samimiyet vardır.Ruhları gibi sade,akılları gibi safi,hayalleri gibi tertemiz mekânlarda bulunarak,Allah'ı razı edecek amelleri işlemeye vakit ayırırlar.Kalpleri şaşırtmak için var olan basit teferruatları düşünmezler.
Virüs gibi hızla yayılan vahşete ve dehşete sürükleyen gidişat için;
"Fe eyne tezhebun?(Tekvir/26)" sorusu yüreklerimizi yakıp kavuruyor.
Asrı saadet dönemini aydınlatan,ne zaman denedilerse huzur bulduran bir formül var.Bu yöntemi yine deneyelim ve beşeriyet yine huzur bulsun fikri ile adım atılırsa bi iznillah sorunlar çözüme kavuşur.Neticede en parlak dönem,namüsait şartlara rağmen asrı saadet dönemidir.Karmaşık dünya çözümleri ile uğraşmak yerine Peygamber'lerin pratik ve hayatları gibi sade olan çözümlerini kullanmak daha makûl.Peygamber'lerin çözümleri bahsedilen ahir zaman insanlarına miras olarak kalmıştır.
Size iki şey bırakıyorum;Onlara temessük etseniz necat bulursunuz:Biri Kitabullah/Kur'an,biri Âl'i Beytim.(Tirmizi,menâkıb:31;Müsned,3:14,17,26)Bu iki mukaddes emanet bizi aydınlığa çıkaracak bir yoldur.Kur'ân ve sünnet!
Her kul;Dünya imtihannamesinde kendi makamını tayin için gönderilir.İmtihanlara verdiği cevaplar ile sonunu belirler.Zira kim hakkı tutup kalacak,kim ziyan olacak belli olsun diye tüm bunlar.Keza kul imtihanlarına gösterdiği çaba ile ulvileşir,belalara sabrı sayesinde yükselir,ibadetlerine devamla da sâfileşir.Hem hiç mümkün mü insan,imtihan edilmesin de hiç zahmet çekmesin!Tefekkür için donanmış bir nokta olan "Zü'l-Celâl-i Ve'l-İkrâm"; hazinesi bile bunları firâset ile anlamaya yeter.Günah-sevap,hayr-şer,nefis-vicdan,esfel-i safilin ile âlâ-yı illiyin arasında zikzaklar çizer,medcezirler yaşar.Her daim bir tercih yapma evresindedir.
Her insanın bir gayesi vardır.O gaye ise Rabbini razı etmektir."İlahî ente maksudî ve rızake matlubî"Madem topraktan çıkan her zerre ile gökten süzülen her damla arası güncellenen bunca nimet insana hizmet eder,insanda yeryüzünde Allah'a hizmet için var olan bir sözleşmedir.Kudret ve azemeti sonsuz olan halıkını ve malikini bildirir.İsyanı bıraktırıp,itaate sevk eder.Bilhassa mahşerde ki huzur-u ilahiye hazır,pişmiş ve ham hale getirir.
Miras olarak bırakılan aydınlıklara misal olarak buyrun teşhisleri dile getirelim.
Muallim isen;Mescidde Suffe Ashâbına ince,rakik ve hassas gönlünün feyzini aktaran Peygamber'i düşün!
Servet sahibi isen;Peygamber'in tevazu ve cömertliğini düşün!
Zayıf fanı isen;Peygamber'in hayatından örnekler al!
Muzaffer bir fatihsen;Cesaret ve teslimiyetinden ibret al!
Mağlubiyete uğramışsan;Sabır ve şecâatle dolaşan mütevekkil Peygamber'i hatırla!
Talebe isen;Edep,dikkat ile oturan Peygamber'i tasavvur et!
Öğüt veren kimse isen;Hikmetler saçan Peygamber'i dinle!
Eğer kimsesiz biri isen;Abdullah ve Amine'nin yetimleri,cigerpareleri olan biricik masumu,nurdan yetimi düşün!
Eğer yetişmiş bir genç isen;Peygamber namzedi gencin hayatına bak!
Eğer bir zevc isen;Zevcliğine,derin hiasiyatına bir bak!
Eğer çocuk babası isen;Babalığına bak!
Eğer Hakkı müdafaa ve tebliğ etme gayretinde isen;Hakkı ilan edip,onları hidayete erdiren Peygamber'i izle,hayatına bak!
Senin sıfatın ne olursa olsun,hangi ahvâl içinde olursan ol,en güzel rehberin hayatından nem almaya bak!Cenâb-ı Hak,O'nun insan topluluğu içinde acziyet bakımından en altta bulunan yetimlik ile başlatıp, hayatın bütün kademelerinden geçirmiştir.Doğru yollara erişmemiz temennisiyle alâ külli hal!.
Dua ile kalın,vesselam