İşsizlik, açlık, yoksulluk, terör ve savaş nedeniyle kuşlar gibi yurtlarını terk etmek zorunda kalıyor insanlar.
Göçmen sayısının 300 milyona yaklaştığı, 60 milyon insanın ülkesini zorla tek ettiği, 50 milyon çocuğun ise köklerinden koparıldığı bir dünyadayız artık.
Bu öyle bir açmaz ki, ne göç edenler mutlu, ne de göç edilen ülkenin insanları.
Göçmenler nedeniyle artan iş, aş, ve güvenlik kaygısı, göç alan ülkelerde yabancı düşmanlığını hızla yükseltiyor.
Solcu geçinen insan ve partilerin faşizme kaydığı bu süreç, Türkiye'de son dönemde yeni bir boyut kazandı, hedefe ise Suriyeli göçmenler var.
Bu konuda en kan dondurucu yorum stratejist Erol Mütercimler'den geldi.
Mütercimler, bir televizyon kanalında, Türkiye'nin savaştan kaçan Suriyelilere kucak açmasını eleştirerek işi; “Çok yakında Suriyeli çeteler sokak başlarında gasp yapacak. Türkler bu ülkede yabancı olarak dolaşacak” diyecek kadar uç bir noktaya taşıdı.
Mütercimler'in tüyler ürperten yorumunu tam unutmak üzereydik ki, mesele üç gün önce yeni bir boyut kazandı: Ankara'da Suriyeli göçmenlerin de karıştığı bir olay çarpıtılınca, yabancı düşmanlığı zirve yaptı.
Twitter'da “Suriyeliler Evine Dönsün” etiketi, birkaç saat içerisinde hızla tırmandı ve Türkiye gündeminde en çok konuşulan konular arasında liste başı oldu!
Hatta Demet Akalın da faşist koroya destek verip, “Sonuna kadar katılıyorum! Hırsızlık, gasp, bıçaklama haberlerinden bıktık” dedi!!!...
Yabancı düşmanlığında iş çığırından çıkınca İçişleri Bakanlığı açıklama yapmak zorunda kaldı:
Bakanlık, 2014-2017 arasında Suriyelilerin karıştığı olayların, Türkiye'deki toplam asayiş olaylarına oranının sadece yüzde 1.32 olduğunu bildirdi.
Hatta Bakanlık, nüfuslarındaki artışa rağmen 2017'de Suriyelilerin karıştığı suç olaylarının, bir önceki yılın ilk 6 ayına oranla yüzde 5 gerilediğini de belirtti.
Bakanlık ayrıca, Türkiye'de kayıtlı bulunan 3 milyon 50 bin Suriyelinin yüzde 46'sının 18 yaşın altında olduğunu; yüzde 72'sinin ise kadın, çocuk ve 65 yaş üstü erkeklerden oluştuğunu açıkladı…
İşin ilginç yanı ne biliyor musunuz? Yabancı düşmanlığı yapanların ezici çoğunluğunun sosyal demokrat ya da solcu geçinmesi!
Bu nasıl bir iştir anlayamadım!
Hümanizmi ne zaman rafa kaldırdık?
Ya, hangi etnik kökenden olursa olsun dünya üzerindeki tüm insanların eşit sayılmasını öngören enternasyonalizme ne oldu?
Hani, nereye gitti halkların kardeşliği?
Hadi boş verdik solculuğu, sosyalistliği nerede kaldı insanlığımız?...
Sizi hiç savaş yüzünden evinizi barkınızı, malınızı mülkünüzü bırakıp canınızı kurtarmak için başka bir ülkeye sığındınız mı?...
18 kişi kışın soğuğunda iki odalı bir evde yaşamak zorunda kaldınız mı hiç?...
Hiç 4 yaşındaki çocuğunuzun çıplak ayakla karlar üzerinde yürüdüğüne şahit oldunuz mu?...
Yemek pişirmek için pazar artığı sebzeleri topladığınız mı hiç?...
Utanın, utanın, utanın…