Kurallar olmasaydı ne olurdu? Bu, tartışılan bir konudur. Kalabalık bir kesim kurallar olmadan kaos olacağına inanırken, azınlık bir kesim ise barışçıl ve adil bir yaşamın inşa edilebileceğine inanıyor. Kuralların güçlü olduğu toplumlar ve kuralların zayıf olduğu toplumları kıyaslarsak, hangi görüşün doğru olduğu netleşir. Uyulması gereken kurallar, davranışlarımıza yön verir. Kuralların olmadığı, herkesin canının istediğini yaptığı bir dünyada işler sarpa sarardı. En ideali şudur ki; kurallar konur ve cezalandırılmamak için insanlar bu kurallara uyar.
Kurallar, insanların doğru davranış tarzına dair kılavuzlardır. Doğru ve yanlış arasındaki ayrımda devreye girerler. Çocuğunuz televizyonda, sosyal paylaşım platformlarında veya oyun sitelerinde istediğini açıyor ve çok geç yatmak istiyor olabilir? Belli kurallar koymadığınızı ya da koyduğunuz kuralları dikkate almayan, kural tanımaz bir çocuğunuz olduğunu düşünelim. Çocuğunuzun okul hayatı diye bir şey kalmazdı büyük ihtimalle. Eğitimsiz bir çocuğun nasıl bir geleceği olurdu hayal etmek hiç de zor değil. Bu sebeple çocuğumuza yönelik bir takım kuralların olması kaçınılmaz. Çocuğunuzun kurallara uymayı öğrenmesi noktasında sporun faydalarından bahsedelim. Her spor dalının belli kuralları vardır. Oyun kuralları, sporun önemli bir parçasıdır. Spor, çocukların kuralları anlamasında ve kabullenmesinde yardımcı olur. Spor yapan çocuklar, uymaları gereken pek çok kuralı hakemlerden ve antrenörlerinden öğrenir, kuralları kabul etmemesi halinde cezalandırılabileceğinin farkındadır.
Kuralları bildiği halde, sadece kazanmak için kuralın dışına çıkanlar da olabilir. Bu durumda antrenör veya hakem sporcuyu uyaracak ya da cezalandıracak. Böylelikle sporcu, adilce mücadeleden saptığını anlayacak ve pişmanlık duyma noktasına gelecektir. Sporun ne derece adil, güvenli ve eğlenceli olduğu, kurallara uyulup uyulmadığıyla doğrudan ilişkilidir.