31 Mart 2019 Mahalli İdareler seçimlerinde halkın çektiği ince ayar sonrasındaki siyasetin artçı sarsıntıları partilerin genel merkez, il ve ilçeler bazında artarak devam ediyor.
Bunun dikkat çekici ve ibret alınması gereken son örneği Çanakkale İl Genel Meclisi Başkanlığı seçimi ve sonrasında yaşanan gelişmelerdir ki dikkatlice takip edilmesi ve uzun vadede sonuçlar çıkarılması gereken bir durumdur.
AK Parti ve MHP'nin desteği ile Çanakkale İl Genel Meclisi Başkanı seçilen, yıllarca merkez ilçe ve il Başkanlığını yaptığı, İl Genel Melis Üyesi seçildiği partisi CHP'yi “Atatürk demekten yüksünenler, PYD ile komşuluğa razı olmakla” suçlayıp istifa eden Nejat Önder'in AK Partiye katılması ülke genelinde gündem oluşturdu ve yereldeki siyasi dengeleri ise altüst etti.
Cumhur İttifakının Çanakkale İl Genel Meclisinde yeterli üye sayısı olmamasına ve bir üyesinin de sağlık nedeniyle toplantıya katılamamasına rağmen AK Parti, MHP ve CHP'den gelen meçhul bir oy ile Nejat Önder bağımsız aday olarak İl Genel Meclis Başkanı seçildi. Sonrasında da AK Partiye geçmesi ve partisini suçlaması Çanakkale CHP İl Teşkilatındaki mevcut olan gerilimi bir hayli yükseltti.
Tartışmaların, kavgaların, komplo teorilerinin ve kumpas iddialarının eksik olmadığı, içten içe kaynayan Çanakkale CHP İl Teşkilatında bu olaydan sonra kaynama derecesi yükselen düdüklü tencere misali buharı alınmaz/alınamaz veya önüne geçilemez ise ya tencere infilak edecek ya da kapağı patlayacak duruma geldi ki buda kaçılmaz gibime geliyor.
Aslında perşembenin geleceği çarşambadan belliydi. Zaman zaman bunları yazdığımda CHP'liler tarafından CHP düşmanı veya muhalif suçlaması ile her zamanki gibi görmezden ve duymazdan geldiler.
CHP çok partili siyasi hayata geçildikten sonra ilk defa çoğunluğunu aldığı Çanakkale İl Genel Meclisinde hizmet odaklı olmak yerine kavga ve sürtüşme odaklı bir politika ürettiği için kamuoyunda başlayan tepki ve rahatsızlıklar parti üyeleri ve teşkilat ile birlikte İl Genel Meclis Üyelerine de sirayet etti ve bu durum da rahatsızlık ve çözülmelere neden oldu.
Yerel siyasette ne yapacaklar beklentisi ile merak edilen bu durum CHP'nin HES, RES tartışmaları, GESTAŞ'a gemi alımını engellemek için yetki verilmemesi, bütçe tartışmaları; Çanakkale'nin sevilen Valisi ile girilen gereksiz bütçe polemiği sonucu CHP ve grup içindeki kıpırdamaları, kırgınlıkları, dargınlıkları, rekabetleri çok iyi takip eden ve okuyan AK Parti İl Başkanı ve iki Bülent'in kısa alan paslaşmaları ile alınan sonuç CHP'yi bir hayli zora soktu.
CHP :18, AK Parti :14 (1 üye toplantıya katılamadı), MHP: 2 üye olmak üzere, 34 Üyeli Çanakkale İl Genel Meclisinde CHP adayının karşısında 17-16 sonuç ile bağımsız adayın seçilmesini sağlamak ardından da AK Partiye transfer etmek bazı kimseler tarafından eleştiri konusu yapılsa da “Mesele Çanakkale'ye hizmetse gerisi teferruattır.” anlayışı ve savunması ile AK Parti ve MHP için siyasi bir başarı, CHP için ise siyasi başarısızlık sayılabilir.
Bunun yanında bir de CHP'nin bütün önlemlerine rağmen partiden Nejat Önder'e giden meçhul oy nedeniyle Çanakkale İl Genel Meclisinde aday olan Nihat Öner hariç olmak üzere bütün CHP'li üyelere şüpheli gözüyle bakılmasının güvensizliğin ortaya çıkaracağı sonuçları da iyi hesap etmek gerekiyor.
Siyaseten bu yaşananlar etik mi değil mi? Bu sorunun cevabını istifa eden parti kendisinden ise etik bulmaması, başka partiden istifa edip kendilerine geliyor ise etik kabul etmesi gibi siyasi holiganlık görüşü ile bunun ortasını bulmak şimdilik mümkün değil. Bu nedenle bu sorunun asıl cevabını sandık verecek ki bunun içinde şimdilik beklemek gerekiyor.
Ancak şunu ifade etmeliyim ki AK Parti tabanında CHP'liler ile vitrin süslemesi için gösterilen hassasiyetin, kendi tabanlarındaki boynu ince veya boynun kalın, dili temiz veya dili pak gibi etmenler nedeniyle suçlaması ile şaplak vurulmasından dolayı ilgilenilmesini gerektirecek kadar bir hassasiyetin oluştuğunun bilinmesinin iyi olacağı kanaatindeyim.
Yoksa bu yapılmadığı/yapılamadığı takdirde Çanakkale de olduğu gibi Türkiye genelinde uzun vadede siyasi mühendislik yapılması gerekir ki, bunun doğuracağı mahzurlarını dillendirmeye hiç gerek yok.